Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1339 E. 2023/468 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1339
KARAR NO: 2023/468
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/369
KARAR NO: 2018/998
DAVA TARİHİ: 23/10/2012
KARAR TARİHİ: 02/10/2018
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Bankası A.Ş. Bursa Merkez Şubesinde bulunan 50.988,39-EURO parasını, banka müdürünün ve personelinin verdiği güvence, ısrar ve yanıltma sonucunda ne olduğunu bilemediği vadeli hesaba yatırdığını, ancak kendi talimatı olmadığı halde paranın sonradan … Ltd.’ne aktarıldığını, ancak davalının bu parayı yurt dışına aktarmayarak Türkiye’de kendisine yakın şirketlere usulsüz olarak kredi verdiğini, müflis çalışanlarının, davacıya ait paraların başka bir bankaya para yatırıldığı ve hesapların da devlet güvencesinde olmadığı hususlarını söylemeyerek özen borcuna aykırı davrandıklarını, daha sonra … Bankası ile … Ltd. arasında organik bağ olduğunu ve hatta … Bankası hakim hissedarları tarafından kurulan bir tabile bankası olduğunun anlaşıldığını, Kıbrıs’ta hiçbir faaliyeti olmadığı ve Türkiye’de toplanan paraların da Kıbrıs’a gitmeden …an Grubu şirketlerine aktarıldığının İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamalardan ortaya çıktığını ve bankayı vasıta kılmak suretiyle vatandaşları dolandırmak suçundan mahkum olduklarını, bu şekilde müvekkili mevduatının da usulsüz bir şekilde hakim hissedarlara aktarıldığından müvekkilini zarara uğratan banka ve yönetim kurulu başkanının doğan zarardan sorumlu olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, … Bankası Bursa Merkez Şubesinde 50.988,39- Euro alacağın 26/08/2002 tarihinden itibaren sözleşmede olan vadeli % 7 faiziyle ve bankalarca en yüksek dövize uygulanan faizle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı Müflis … Bankası A.Ş. İflas İdaresi vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava şartı oluşmadığından davanın reddinin gerektiğini, zira müflisin iflastan önceki hukuki ilişkilerinden kaynaklanan borçlarının, alacaklıları tarafından iflas masasına kaydedilerek, alacakların tahkiki sürecinden geçtikten sonra sıra cetveline geçirildiğini, ancak … hesapların tahsili amacıyla müvekkili müflis bankaya husumet yöneltilemeyeceği gibi alacaklının öncelikle müflis masasına alacak kayıt talebinde bulunmasının gerektiğini, bu başvurunun iflas idaresince reddi halinde dava açılması gereğine rağmen davacının iflas masasına alacak kaydı talebinde bulunmadığını, tedbir talebinin reddinin gerektiğini, bir yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra dava açıldığını, banka ve …un ayrı tüzel kişilikler olması nedeniyle müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, hesaplar … Bank … Ltd. nezdinde bulunduğundan Müflis müvekkili bankadan talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının müflis banka çalışanları tarafından yönlendirildiğine ilişkin iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, banka kayıtlarında davacının 11 ayrı hesap hareketi bulunduğunu, iddianın aksine işlem yapıldığı tarihlerde bilgi verme ile ilgili bir yasal düzenleme bulunmadığını, banka ve …’run birbirinden ayrı iki ayrı tüzel kişilik olduklarını, muhabirlik hizmeti vermiş olan müvekkili bankanın yaptığı havale işlemlerinin kıyı bankacılığı prosedürüne uygun olduğunu, davacı taleplerinin MK 2. maddesine aykırı olduğunu, davalı müflis banka ile davacı arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, emsal mahkeme ve Yargıtay kararlarının muhabir bankaya husumet yöneltilemeyeceği yönünde olduğunu, reeskont (avans) faizi veya temerrüt faizi talebinin reddinin gerektiğini, 08/06/2005 iflas tarihinden sonrası için faiz işletilmesinin mümkün olmadığını, zira müvekkili bankanın bu tarihte iflasına karar verildiğini, Bu nedenlerle tedbir talebinin reddine, davanın usulden reddine bu talebin kabul görmemesi halinde davanın esastan reddine Davalı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu işlemin idare tarafından ihdas edilmesi nedeniyle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, husumet itirazında bulunduklarını, … hesap bedellerinin tasarruf mevduatı niteliği bulunmadığından TMSF den talep edilmesinin mümkün olmadığını, bu hesaplardan sigorta prim kesintisi yapılmadığından TMSF dan ödeme yapılmasının prim yatıranların aleyhine olacağını, Yalova Şubesinden 28.07.1999 tarihinde 135.000.-DM. ve 25.08.1999 tarihinde de 102.763,19-DM davacı adına … giden ve 04.08.2000 ile 02.08.2001 arasında da 3 adet …’dan gelen havale işlemi bulunduğunu, davacının da kabul ettiği gibi elinde … Bankası A.Ş. nin değil, … Ltd. ne ait cüzdan bulunduğunu, bu cüzdanı alan davacının itiraz etmemiş olması nedeniyle parasının …’a gittiğini bildiğini, hatta 11 ayrı … işlemi daha bulunduğundan, banka ile … işlemlerini birbirinden ayırt edebilecek durumda olduğunu, banka ile mudi arasındaki sözleşmesel ilişkinin fonun sorumluluğunu doğuracak bir bağlayıcılığı bulunmadığından, fondan bu bedelin talep edilemeyeceğini, bu nedenlerle görev yetki ve husumet itirazlarının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “Dava davalı … Bankası aracılığıyla diğer davalı … Bankası … LTD bankasında açılan hesapta bulunan davacının parasının ödenmemesi nedeni ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. İstanbul 8 ACM 2008/10 Esas sayılı dosyasında davalı … bankası AŞ ortakları hakkında dolandırıcılık iddiası ile kamu davası açılmış mahkememiz dosyası davalısı … yönünden dava dosyası tefrik edilerek bir kısım sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Bu mahkumiyet kararında … Bankası yöneticilerinin diğer davalı … Bank … LTD ye paraları aktararak dolandırıcılık yaptıkları sabit bulunmuştur. Mahkememizce de İstanbul 8 ACM dosyasından tefrik edilen dava dosyası dikkate alınarak davalı …yönünden dava dosyasının tefriki ile diğer davalılar yönünden davanın devamına karar verilmiştir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından … Bankası TAŞ yönetimine el konulup, bankanın güçlendirilmesi için yönetim ve denetimi Tasarruf mevduatı Sigorta Fonuna devredilmiştir. Bu fon aracılığı ile yönetimi gerçekleştirmiştir. Mahkememiz dosyasında TMSF yönünden açılan davanın “görülen Kamu hizmetinin yöntemi, kanuna uygun olarak yürütülüp yürütülmediği, zararın doğumunda hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığı” nın belirlenmesi gerekecektir. Bu hususlar ancak idari yargıda çözümlenebilecektir, bu nedenle mahkememizce TMSF yönünden açılan davada davalının Yargı yolu itirazı kabul edilmiştir… Dava; … bankasına yatırılmak istenilen mevduatın davalı Müflis Bankanın çalışanlarının yönlendirmesi ve mevduat sahibinin iradesinin sakatlanması suretiyle … Bank … Limited Şirketi hesabına yatırılması ve tahsil edilmemesi nedeniyle banka yöneticilerinin sorumluluğuna istinaden davalı bankadan tahsili istemine ilişkin alacak isteminden ibarettir. Davacıya ait döviz mevzuatının davalı Müflis … Bankası’na yatırılması aşamasında anılı banka çalışanlarının yönlendirmesi neticesinde davacıya ait mevduatın … Bank … Ltd Şti ye yatırıldığı ve hesap cüzdanı verildiği, hesap açılış tutarının … Bank … Ltd Lefkoşa Kıbrıs veya … bankanın yurtdışındaki bir muhabir banka hesabına gönderildiğine dair bir kayda veya belgeye dosyada rastlanmadığı gibi bu miktarda paranın Müflis Bankaca … Bank … Ltd. Kıbrıs’daki hesaplarının gönderildiğine ilişkin bir dekont ya da mahsup belgesinin ibraz edilmediği, dolayısıyla … Bank … Limited’in davalı banka nezdinde bulunan hesabına gerçekte bir transfer söz konusu olmayıp Müflis banka nezdinde bulunan bir hesaba mezkur … bankasına havale yapılması işleminin söz konusu olduğu, gerçek bir para transferinin bulunmadığı dolayısıyla davacının eksik bilgilendirme ve oluşturulan güvenle hataya düşürülmek suretiyle iradesinin sakatlandığı, banka çalışanlarının sebebiyet verdiği haksız fiil sebebiyle davalı müflis bankanın meydana gelen zarardan sorumlu olduğu mahkememizce benimsenmiştir. Bu itibarla Davacının talimatı ile davaya konu paranın … Bankası … LTD hesabına yatırıldığı ibraz edilen belgelerden anlaşılmakla davalı … Bankası TAŞ in … Bankası … LTD nezdinde davacının hesabının açılmasına aracılık edip yönlendirdiğinden, bu husus İstanbul 8 Ağır Ceza Mahkemesi nin dosyasında tespit edilen maddi vakıalarla sabit olduğundan, hakkındaki davanın TMK 2 maddesinde açıklanan dürüstlük ve iyiniyet ilkesi çerçevesinde kabulü gerekmiştir. Dava tarihi itibarıyla davacının davalı iflas idaresine kayıt kabul talebinde bulunmadığı, daha sonra 22.09.2014 havale tarihli dilekçesi ile davacı vekili 22.09.2014 tarihli ara kararı gereğince davalı müflis iflas idaresine başvuru yaptıklarına dair belgeleri dilekçe ekinde sundukları Davalı Müflis … Bankası A.Ş.İflas İdaresinin 04.07.2014 tarihli kararı ile davacı tarafından 84.854,88 TL olarak talep edilen alacak kaydının reddine karar verildiği görülmüştür. Dosyaya ibraz edilen belgeler ve banka kayıtları ile İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/10 E. sayılı dosyasında görülen davada yer alan tespitler ışığında; tahsil edilen bu tutarın dava dışı … Bank … Ltd. hesaplarına aktarılmış paralardan olduğu, davalı Müflis … Bankası T.A.Ş.nin bu bedelin tahsili ile … Bank … Ltd’e aktarılmasında aracılık ettiği, dava konusu bedelden doğrudan sorumlu olmadığı, ancak … Bank … Ltd.nin bu bedeli, … Bankası A.Ş. grubu şirketlere kredi olarak kullandırması suretiyle, davalılara geri ödenmemesinde kendi grubu şirketlere çıkar sağlamak amaçlı hareket etmiş olması edeniyle, davacıya karşı sorumlu olduğu, Mahkememize ibraz edilen bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda Davacı …’in davalı bankanın iflas tarihi olan 08.06.2005 tarihi itibarıyla 43.161,97 Euro karşılığı 72.175,45 TL alacaklı olduğu, Ancak davacının, davalı bankanın iflas prosedürünü dikkate almaksızın 28.06.2002 tarihinden itibaren 50.988,39-€’luk bir talepte bulunduğu dikkate alındığında; davacı taleplerinin, tespitleri aşan kısmının yerinde olmadığı ve müflisten talepte bulunduğu için TL cinsinden talepte bulunma zorunluluğunun bulunduğu, Mahkememizce bilirkişiden davacının davalı müflis bankadan iflas tarihi itibarıyla istenebilir alacağı olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğu, öncelikle ana­para alacağı belirlenerek takdir mahkemeye ait olmak üzere paranın yatırıldığı tarihten itibaren iflas tarihine kadar avans faizi hesabı yapılarak alacak miktarının belirlenmesi istenmiş olup bu dorultuda asıl alacağın öncelikle TL. sı olarak belirlenip, bu tutara arada yapılan 50.000.-DM. ın ödeme günündeki TL. karşılığı düşülmek suretiyle avans faizi üzerinden iflas tarihi itibarıyla yapılan hesaplamada dava konusu DM. cinsinden paranın … aktarılma tarihi olan 25.08.1999 tarihinde 102.763,19 DM. olduğu bu tarihte 1 DM = 238.103 ETL. hesabıyla yatırılan paranın TL. karşılığı 102.763,19 x 238.103 = 24.468.223.829 ETL. = 24.468,22 TL. olarak hesaplandığı ,bu hesaptan 25.08.2000 tarihinde 50.000.-DM. Para çekilmiş olup, bunun 25.08.2000 tarihli kur listesine göre 1 DM = 300.580 ETL hesabıyla TL. tutarı 50.000.- x 300.580 = 15.029.000.000.-ETL = 15.029.-TL.olduğu bu itibarla Alacağın TL. ye çevrilerek avans faizi uygulanması halinde davalının iflas tarihi itibarıyla talep edilebilecek alacağının 9.439,22 TL. asıl alacak ve 44.113,95 TL. da faiz olmak üzere toplam 53.553,17 TL. olduğu, Anılan durum karşısında avans faizine göre yapılan hesaplamaya göre ise; iflas tarihi 08.05.2005 tarihi itibarıyla davacının 9.439,22 TL. asıl alacak ve 44.113,95 TL. da faiz olmak üzere toplam 53.553,17 TL. alacaklı olduğu” gerekçesiyle, “1-Davalı … yönünden davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine, 2-Davalı TMSF yönünden idare mahkemesi görevli olup yargı yolu şartı nedeni ile davanın HMK 114 ve 115 gereği DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE, 3-Davalı Müflis … Bankası TAŞ iflas dairesi yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davanın KISMEN KABULÜ ile iflas tarihi olan 08/06/2005 tarihine kadar 9.439,22-TL asıl alacak ve işleyen 44.113,95-TL avans faizi olmak üzere toplam 53.553,17-TL alacağın kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine”, TMSF yönünden maktu vekalet ücretine, kabul ve reddedilen kısımlar yönünden davacı ve davalı Müflis … Bankası TAŞ lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiş ayrıca kabul edilen dava değeri üzerinden nispi harç alınmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; TMSF bankaya el koyarak ve hizmet kusurunda bulunarak müvekkilinin mağduriyetine sebep olduğu için TMSF’nin de sorumlu olduğunu bu nedenle TMSF yönünden yargı yolu bakımından davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, asıl alacak Euro olmasına rağmen yatırıldığı tarih itibariyle TL’ye çevrilip avans faiziyle iflas masasına kayıt ettirilmesinin müvekkilini mağdur ettiğini, alacak TL’ye çevrilmesine rağmen avukatlık ücretinin ise Euro üzerinden hesaplanması sonucu alacak miktarı kadar davalılar lehine avukatlık ücretine hükmedilmesiyle müvekkilinin büyük bir haksızlığa uğradığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı Müflis … Bankası TAŞ İflas İdaresi vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacının, banka personelinin yönlendirmesi ile işlem yaptığı iddiası ve mahkemenin bu yöndeki gerekçesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının bu iddialarını ispatlayamadığını, bizzat yazılı talimatları ile … Bankasını tercih ettiğini, mahkemece “mudilerin … konusunda aydınlatılması ve … bankalarına yönlendirilmemesi gerektiği” yönündeki gerekçesinin iddiaların dışına çıkılarak, yönlendirme ile oluşturulduğunu ve Bankanın böyle bir yükümlülüğünün ise bulunmadığını, ceza dosyalarının huzurdaki dava ile illiyet bağının olmadığını, davacı ile müflis banka arasında faiz oranı kararlaştırılmadığından kabul anlamına gelmemek kaydıyla ancak yasal faize hükmedilebileceğini, dava EBK 60.maddesi uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup … hesaplarında son işlem tarihi 2001 dava tarihi ise 2012 olduğundan zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müflis banka ile … Bank … Ltd.’nin ayrı tüzel kişiliklerin bulunduğunu, … Bank … Ltd. KKTC’de mukim halen faaliyet gösteren bir kıyı bankası olup alacak … Bank … Ltd.’den talep edilebileceğinden müvekkili yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacıya verilen hesap cüzdanının dava konusu ettiği alacağın … Bank …’a gönderildiğini doğruladığını ve davacının ise TTK 23/son uyarınca 8 gün içerisinde itiraz etmeyerek … uygulamasını benimsediğini beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, yönetim ve denetimi Fona intikal eden 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 107/son maddesi gereğince faaliyet izni kaldırılarak ardından iflasına karar verilen müflis Bankadan alacağın tahsili talebiyle açılmış ise de, davanın açıldığı tarih itibariyle Bankanın iflasına karar verildiği için iflas masasına kayıt ve kabulü istemine ilişkindir. … Bankası T.A.Ş., BDDK’nın kararı ile bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak yönetimi TMSF’ye devredilmiş ve TMSF tarafından açılan iflas davası neticesinde İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/06/2005 tarihli 2004/132 E. 2005/361 K. sayılı kararı ile iflasına karar verilmiştir. İflas kararı Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 22/12/2005 tarihli 2005/9885 E. 2005/12881 K. sayılı ilamı ile onanmış ve 20/04/2006 tarihli 2006/2968 E. 2006/4268 K. sayılı ilamı ile karar düzeltme istemi reddedilerek kesinleşmiştir. İflas masasına, iflas anına kadar doğmuş alacaklar yine bu tarihe kadar işlemiş faizi ile birlikte kaydedilir. İflasın açılmasından sonra da faiz işlemeye devam eder ancak tahakkuk edecek faiz ödemeleri 195.maddeye göre hesaplanan anaparalar ödendikten sonra bakiyesi üzerinden yapılabilir (İİK 195 ve 196.maddeleri). Adi tasfiyenin ilanından itibaren bir ay içinde alacakların kaydettirilmesi gerekir (İİK 219.madde). Alacak istemi kısmen veya tamamen reddolunursa sıra cetvelinin ilanından itibaren 15 gün içinde ticaret mahkemesinde dava açılabilir (İİK 235.madde). Öte yandan geç kalınmasından doğan masraflar alacaklıya ait olmak üzere vaktinde deftere kaydettirilmeyen alacaklar iflasın kapanmasına kadar kabul olunur (İİK 236.madde). Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 14/01/2013 tarihli 2012/5755 E. 2013/36 K. sayılı ilamında; “…Öncelikle iflas idaresine müracaat edilmemiş olsa bile kayıt kabul iddiasının doğrudan mahkeme önüne getirilmesi İİK’nun 236.maddesine göre mümkündür.Bu durumda, tarafların gösterdiği deliller toplandıktan sonra ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle İİK’nın 195 ve 196.maddeleri de dikkate alınarak, davacının iflas tarihi itibariyle müflis şirketten alacağı olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Bu husus gözetilmeksizin yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur…”, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2014 tarihli 2014/1500 E. 2014/6007 K. sayılı ilamında; “…İİK’nın 236.maddesi uyarınca iflasın kapatılmasına kadar masaya alacak yazdırmak mümkün olduğu gibi, masaya kayıt davası açılması için iflas idaresine başvuru yapılması da bir ön şart değildir. Davacının doğrudan dava açmasında hukuka aykırı bir yön olmadığından mahkemece uyuşmazlığın esası incelenip alacağın varlığı üzerinde durulmak ve davacı yanca alacağın usulüne uygun delillerle ispatlanması halinde masaya kayıt kararı vermek gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır…” şeklinde kararları ile masaya kayıt davası açılması için iflas idaresine başvuru yapılmasının bir ön şart olmadığına, doğrudan mahkemeye başvurulabileceğine işaret edilmiş olup somut olayda da davacı iflas masasına başvurmaksızın eldeki davayı açmıştır. Yargılama aşamasında mahkemece verilen ara karara istinaden, davacı tarafça iflas idaresine 84.854,88 TL alacak yönünden yapılan başvuru neticesinde, alacak talebinin tamamı reddedilmiştir.
Husumet itirazı; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17/03/2016 tarihli 2015/6521 E. 2016/2989 K. sayılı ilamı “…Davaya konu hesaba ilişkin olarak davacı tarafça sunulan hesap cüzdanı fotokopisi incelendiğinde sözkonusu hesabın … Bank … Ltd. nezdinde bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı, parasının kendi iradesi dışında … bankasına gönderildiğini, davalı Banka ile … bankası arasında bağlantı olup, yatırılan paranın … bankasına gönderilmediğini, davalı … Bankası’nın bünyesinde bulunduğunu ileri sürerek, yatırdığı paranın tahsilini istemiştir. Mahkemece davacının öncelikle … Bank … Limited’e başvurması ve buradan bir sonuç alamazsa Müflis … Bankası … A.Ş.’ye karşı dava açma imkanının mevcut olduğu, davacının … Ltd. Şti.’ye başvurmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ise de paranın … bankasından tahsiline olanak bulunmadığının Dairemize intikal eden emsal uyuşmazlıklardan da anlaşılması nedeniyle davalı … Bankası hakkında açılan davanın yazılı gerekçe ile reddi doğru olmadığı gibi iflastan sonra açılacak davalarda davalı müflisin hak ve menfaatlerinin korunması iflas idaresine ait olduğundan müflisin iflas idaresine tebligat yapılarak davaya devam edilmesi gerekmektedir…” Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25/01/2010 tarih 2008/9155 E. 2010/760 K. sayılı ilamı; “Her ne kadar mahkemece, anılan davalı aleyhine açılan dava reddedilmiş ise de Dairemize intikal eden dosyalardan hakkındaki dava kabul edilen … bank … Ltd. ünvanlı kuruluşun diğer davalı bankaya TMSF tarafından el konulmasıyla birlikte faaliyetine son verdiği, herhangi bir mal varlığının bulunmadığı, buna bağlı olarak davacının uğramış olduğu zararın anılan kuruluştan tahsilinin olanaklı bulunmadığının anlaşılması karşısında, usul ekonomisi gerekleri de nazara alınarak, davacının zarara uğramasında kusurlu olduğunu ileri sürdüğü davalı … Bankası T.A.Ş aleyhindeki davaya bakılarak neticesine göre bir karar verilmek gerekirken bu davalı aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” Emsal dosyalara ait Yargıtay ilamlarında, müflis şirkete el konulması ile … Ltd. ünvanlı kuruluşun faaliyetine son verdiği, herhangi bir malvarlığının olmadığı, mudilerin uğradığı zararın … Bankasından tahsilinin mümkün olmadığı, müflis banka yöneticileri hakkında … Bank …’a aktarılmayan paralarla ilgili olarak dolandırıcılık iddiası ile kamu davası açıldığı açıklanarak yapılan işlemler nedeniyle kusurlu olduğu ileri sürülen müflis bankanın pasif husumetinin bulunduğu kabul edilmiştir. Somut dosya yönünden de müflis bankanın davalı sıfatının (pasif husumet) bulunduğu kabul edilmekle, davalı Müflis … Bankası TAŞ İflas İdaresi vekilinin bu yöndeki istinaf istemi reddedilmiştir.
Zamanaşımı itirazı; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/01/2014 tarihli 2013/12151 E. 2014/1492 K. sayılı ilamı; “…İddianın ileri sürülüş biçimine ve taraflar arasındaki ilişkinin mahiyetine göre, dosya içeriğinden anlaşılacağı üzere davacı, mevduatının anılan banka yönetici ve çalışanlarının telkin ve talimatları ile … hesabına aktarıldığı iddiasındadır. Bu durumda da davanın yasal dayanağını 818 sayılı BK’nın 41, 55 ve 6762 sayılı Yasa’nın 321. maddeleri oluşturmaktadır. Emsal uyuşmazlıklarla ilgili olarak davalı aleyhine açılan davalar, davanın erken açıldığı, mevduat sahiplerinin öncelikle … bankasına karşı takip yapması veya dava açması ve şayet bu yolla alacağını tahsil edemez ve zarara uğrar ise, yukarıda belirtilen Yasa hükümlerine göre davalı banka ve diğer sorumlular aleyhine dava açılması gerektiğine işaret eden Dairemiz içtihatlarına dayalı olarak reddedilmiş, dolayısıyla zararın doğumu alacağın … bankasından tahsil edilememesi olgusuna bağlanmış ve gelişen süreçte de Kıbrıs’ta kurulan … Ltd. Şti’nin herhangi bir mal varlığının bulunmadığının emsal dava dosyaları içeriğinden anlaşılması üzerine de … bankasına takip yapılmadan veya dava açmadan davalı banka ve sorumluları aleyhine dava açılabileceği içtihad edilmiştir. Dosya içeriğinden de davacının … bankasına daha önce takip yapmadığı gibi dava da açmadığı anlaşılmaktadır. Davacının zararı … bankası aleyhine girişilen yasal işlemlerin yapılmasından sonra doğacağından davanın zamanaşımına uğradığı savunması dinlenemez. Bu itibarla, mahkemece davalı tarafın zamanaşımı def’inin reddiyle uyuşmazlığın esasına girilmek gerekirken, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” şeklindedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 26/10/2020 tarihli 2017/2353 E. 2020/3272 K. sayılı ilamı da aynı mahiyettedir. Açıklanan gerekçeler somut dosya yönünden aynen geçerli olup, davalı Müflis … Bankası TAŞ İflas İdaresi vekilinin davanın zamanaşımına uğradığı yönündeki savunması ve istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Yabancı para alacağının iflas masasına kaydı; Yabancı para alacaklarının iflas masasına kayıt şekli konusunda 2004 sayılı İİK’da açık bir hüküm bulunmamakla birlikte İİK’nın 198/1 maddesinde konusu para olmayan alacakların, ona eşit bir kıymette para alacağına çevrileceği öngörülmüş olup öğretide de konusu yabancı para olan alacakların anılan yasa hükümlerine göre iflasın açıldığı andaki döviz kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek iflas masasına yazdırılacağı hususu kabul edilmiştir. (Kuru: B. İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2013, 2. Baskı, Ankara, sf.1244) İİK’nın 195. maddesinde iflasın açılması ile müflisin borçlarının muaccel olacağı ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ve takip masraflarının ana paraya ilave edilerek masaya kaydedileceği öngörülmüş olduğuna göre, iflas tarihinde masanın aktif ve pasiflerinin aynı zamanda belirlenerek müflisin tüm alacaklılarına eşit ödeme yapılması gerekmektedir. Bunun için de yabancı para alacaklarının Türk Lirasına çevrilmesi gerekir. Yabancı para alacakları ve konusu para olmayan alacakların Türk Lirasına çevrileceği tarih ise iflas kararının verildiği tarihtir. Ayrıca, yabancı para alacağının aynen kaydı alacaklılar arasında eşitliği ön planda tutan İflas Hukuku’nun bu prensibini de zedelemiş olacaktır. Zira, iflasta imtiyazlı alacaklar İİK’nın 206. maddesinde ilk beş sırada sayılmış olup, yabancı paranın masaya aynen kaydedilmesi halinde, yabancı para alacakları lehine kanunda öngörülmeyen bir imtiyaz yaratılmış olur. Bu durumda, aynı sırada bulunan ülke parası alacaklısı ile yabancı para alacaklısı arasında eşitsizlik meydana gelecektir. Bu sonuç her sıradaki alacaklıların eşit hakka sahip olduğunu belirten İİK’nın 207. maddesine aykırılık teşkil eder. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 08/05/1997 tarih ve 2756 E. 4683 K. sayılı ilamı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11/03/2014 tarih ve 2013/7176 E. 2014/1802 K. sayılı, 12/05/2015 tarih ve 2014/5224 E. 2015/3582 K. sayılı, 02/06/2015 tarih ve 2014/4900 E. 2015/4147 K. sayılı emsal ilamları) Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12/09/2019 tarihli 2019/401 E. 2019/5320 K. sayılı ilamı; “…davacı tarafından haksız fiil hükümlerine dayalı olarak alacak isteminde bulunulmuş olup, ancak … hesabına yatırdığı miktarın tahsilini talep etme imkanına sahiptir. Davacı tarafından 50.000 DM … hesabına 12 ay vadeli olarak yatırılmış, daha sonra temdit eden faizler anaparaya eklenmiş ve 07/08/2000 tarihinde 9.020 DM, 09/08/2002 tarihinde 3.750 Euro davacı tarafından çekilmiş, mahkemece hesapta kalan bakiye miktar üzerinden hesaplama yapılmıştır. Taraflar arasında akdi ilişki olmadığından, davacının faiz alacağı temdit tarihleri sonunda anaparaya dönüşmez. Bu itibarla, mahkemece, davacının yatırdığı meblağ ile davacıya ödenen meblağlar gözetilerek davalı bankanın sorumlu olduğu miktar belirlenip sonucuna göre tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeyip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” Bu durumda, davacının müflis şirketten olan alacağının, yatırılan miktardan çekilen miktarların düşülmesi ve kalan kısmın iflasın açıldığı tarihteki Merkez Bankası’nın efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası’na çevrilmesi ve ayrıca faiz hesaplanması suretiyle tespit edilmesi gerekmektedir. Bilirkişi raporunda; 102.763,19 DM’ın davacı tarafça verilen 25/08/1999 tarihli talimatla … Ltd.’e gönderilerek burada 1 yıl vadeli hesap açıldığı ve vade tarihi olan 25/08/2000 tarihinde de … nezdinde oluşan bakiyeden 50.000,00 DM’ın davacıya ödendiği, kalan miktarın aldığı faizle birlikte DM’ın yürürlükten kalkması nedeniyle 26/08/2002 tarihinde 50.988,39 EURO üzerinden yine … nezdinde 27/11/2002 vadeli 3 aylık yeni bir vadeli hesabın açıldığı ancak daha sonra …’a el konulması üzerine … nezdinde kalan bu paranın talebe rağmen sigorta kapsamında olmadığı gerekçesiyle ödenmediği belirtilmiş, davacının yatırdığı miktar 102.763,19 DM ve ödenen miktar 50.000,00 DM olduğu için kalan ana paranın 52.763,19 DM, yatırılan tarihten itibaren hesap edilen işlemiş faizin ise 21.477,26 DM olduğu, DM’ın yürürlükten kalktığı 01/01/2002 tarihi itibariyle 1 Euro = 1,95583 DM olduğu için, Euro’ya çevrildiğinde davacının 01/01/2002 tarihinde 26.977,39 Euro asıl alacak ve 10.981,15 Euro işlemiş faiz alacağının bulunduğu, 01/01/2002 tarihinden iflas tarihi olan 08/06/2005 tarihine kadar faizin 5.223,82 Euro olarak hesaplandığı ve bu durumda davacının iflas tarihi itibariyle 26.977,39 Euro asıl alacak + 16.204,97 Euro (10.981,15 + 5.223,82) işlemiş faiz = 43.182,36 Euro alacağının bulunduğu, davalı bankanın iflas tarihi olan 08/06/2005 tarihi itibariyle 1 Euro = 1,6722 TL olduğundan 72.209,54 TL (43.182,36 X 1,6722) hesaplandığı anlaşılmıştır.Yapılan açıklamalar uyarınca bilirkişinin yaptığı bu hesaplama doğru olup, mahkemece paranın yatırıldığı tarih itibariyle TL’ye çevrilerek, ödenen 50.000,00 DM yine TL’ye çevrilerek, avans faizi uygulanmak suretiyle yapılan hesaplama uyarınca hüküm kurulması doğru görülmemiş, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi kabul edilmiş, yine açıklanan nedenlerle davalı … Bankası TAŞ İflas İdaresi vekilinin bu yöndeki istinaf istemi ise yerinde görülmemiştir.
Vekalet ücreti ve harç; Kayıt kabul davaları alacağın iflas masasına kaydı istemine ilişkin olup, belirli bir miktarın tahsiline yönelik olmadığından, alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinilir. Alacağın ödenmesi ancak tasfiye sonunda masa mevcudunun sıra cetveline uygun biçimde dağıtımı aşamasında gerçekleşir ve alacakların tam olarak ödenip ödenmeyeceği ancak bu aşamada anlaşılabilir. Kayıt kabul davalarında amaç, alacak hakkında kesin hüküm oluşturacak bir karar verilmesi değil, müflisin aktiflerinin paraya çevrilmesi sonucu elde edilen paranın dağıtımında alacak miktarının belirlenmesidir. Bu tür davaların maddi hukuk ilişkilerine etkisi olan bir takip hukuku davası olduğu, alacaklı ile borçlu arasında geçen gerçek anlamda bir eda davası olmadığı, dava sonunda verilen hükmün, yalnız derdest iflas davası bakımından, alacağın müflisin aktifinin paylaştırılmasında hesaba katılıp katılmayacağı veya ne miktarda sıra cetveline dahil edileceğini belirlediği, davanın bu niteliği gereği alacak davalarından farklı olarak, alacak tutarı üzerinden nispi harç ve vekalet ücretine değil maktu harç ve vekalet ücretine hükmedileceği ilkesi benimsenmiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08/02/1988 tarihli 1987/5894 E. 1988/605 K., Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 06/12/2007 tarihli 2007/5468 E. 2007/10950 K., Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 28/01/2021 tarihli 2018/2581 E. 2021/279 K., sayılı kararı). BDDK’nın 03/07/2003 tarih ve 1085 sayılı kararı ile … Bankası A.Ş.’nin bankacılık işleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırılması üzerine, Mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 16/1. maddesi uyarınca davalı bankanın yönetim ve denetimi TMSF’ye intikal etmiş, TMSF tarafından da davalı bankanın iflası istenmiştir. Bu itibarla, 5411 sayılı Yasa’nın 140/1. maddesine göre davalı müflis banka harçtan muaftır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06/09/2022 tarih 2021/3566 E. 2022/5543 K. sayılı kararı) Kayıt kabul davalarında maktu harç alınması ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, somut olayda mahkemece kısmen kabul edilen ve kısmen reddedilen miktarlar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi, harcın ise kabul edilen değer üzerinden hesaplanması hatalı olduğu gibi davalı müflis banka 5411 sayılı Yasa’nın 140/1. maddesi uyarınca harçtan muaf olmasına rağmen nispi harcın bankadan tahsiline yönelik hüküm tesis edilmesi de yasal düzenlemeye aykırı olduğundan davacı vekilinin bu hususlara yönelik istinaf istemi yerinde görülmüştür. Davalı TMSF yönünden yapılan inceleme; 6100 sayılı HMK’nın “Tarafların Duruşmaya Gelmemesi, Sonuçları Ve Davanın Açılmamış Sayılması” başlıklı 150.maddesinde; “(1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir… (4) Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır. (5) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Davacı vekili 17/12/2012 tarihli dilekçesi ile; Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu hakkında açtıkları davayı takip etmediklerine dair beyan sunmuştur. 24/02/2014 tarihli ilk celsede davacı vekilinin; “…TMSF hakkındaki davayı takip etmiyoruz”, Davalı TMSF vekilinin; “biz de davayı takip etmiyoruz” şeklinde beyanda bulundukları, Mahkemece; “Davalı TMSF hakkındaki dava takip edilmediğinden, bu davalı hakkındaki davanın HMK 150 maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına,” karar verildiği anlaşılmıştır. Dosyanın TMSF yönünden yenilendiğine dair bir dilekçe ise sunulmamıştır. Bu durumda dosyanın işlemden kaldırıldığı 24/02/2014 tarihinden 3 ay sonra 24/05/2014 tarihi itibariyle davalı TMSF yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, mahkemece “Davalı TMSF yönünden idare mahkemesi görevli olup yargı yolu şartı nedeni ile davanın HMK 114 ve 115 gereği dava şartı yokluğundan usulden reddine” karar verilmesi hatalı olup, davacı vekilinin TMSF’nin de alacaktan sorumlu olduğu ve usulden ret kararının hatalı olduğuna yönelik itirazları yerinde görülmeyerek, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği hususu ise 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca re’sen nazara alınmıştır.
Sonuç; Açıklanan nedenlerle; davalı TMSF yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek TMSF lehine AAÜT’nin 7/1.maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi, davalı Müflis … Bankası T.A.Ş. yönünden davanın kısmen kabulü ile 72.209,54 TL’nin davalı Müflis … Bankası T.A.Ş. İflas Masasına kayıt kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi, vekalet ücreti ve harç yönünden ise yapılan açıklamalar doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken İlk Derece Mahkemesince yukarıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf talebi kabul edilerek 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 bendi uyarınca yeniden hüküm tesis edilmeli, davalı Müflis … Bankası TAŞ İflas İdaresi vekilinin istinaf talebi ise HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı Müflis … Bankası TAŞ İflas İdaresi vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE
2-Davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.2 bendi uyarınca KABULÜNE, 3-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2018 tarihli 2014/369 E. 2018/998 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA VE YENİDEN HÜKÜM TESİS EDİLMESİNE, a-Davalı TMSF yönünden davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, b-Davalı Müflis … Bankası T.A.Ş. yönünden DAVANIN KISMEN KABULÜ ile 72.209,54 TL’nin davalı Müflis … Bankası T.A.Ş. İflas Masasına kayıt kabulüne, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, 4-İlk derece mahkemesi giderleri yönünden; a-Davalı Müflis … Bankası T.A.Ş. 5411 sayılı Yasa’nın 140/1. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, b-Davacı tarafça peşin yatırılan 1.776,75 TL harcın davacıya iadesine, c-Davacı tarafından başlangıçta yapılan 21,15 TL ile yargılama aşamasında tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olarak sarf edilen 670,00 TL olmak üzere 691,15 TL yargılama giderinden, davanın kabul/ret oranına göre hesaplanan 417,11 TL yargılama giderinin davalı Müflis … Bankası T.A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine, ç-Davacı vekille temsil olunduğundan, Dairemizin karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı Müflis … Bankası T.A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine, d-Davalı Müflis … Bankası T.A.Ş. İflas İdaresi vekille temsil olunduğundan, Dairemizin karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı Müflis … Bankası T.A.Ş. İflas İdaresi’ne verilmesine, e-Davalı TMSF vekille temsil olunduğundan, Dairemizin karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 7/1.maddesi uyarınca 4.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı TMSF’ye ödenmesine, f-HMK’nın 333. maddesi gereğince, karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 5-İstinaf giderleri yönünden; a-Davalı Müflis … Bankası T.A.Ş. 5411 sayılı Yasa’nın 140/1. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, b-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, c-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, ç-Davalı Müflis … Bankası T.A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, d-Davacı tarafça yapılan 16,24 TL istinaf giderinin davalı Müflis … Bankası T.A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine, e-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iadesine, f-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, g-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/03/2023