Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1324 E. 2020/200 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1324
KARAR NO : 2020/200
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET
TARİHİ: 22/05/2019
NUMARASI : 2017/601 Esas, 2019/573 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (Adi Takipten Doğan İflas)
DAVA TARİHİ: 26/05/2017
KARAR TARİHİ: 04/11/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin kredi (ticari alacak) sigortaları branşında faaliyet gösterdiğini, sigortalısı … A.Ş. tarafından davalı şirkete satılarak teslim edilen, 20/08/2015 tarihli, 34.202,88 TL bedelli; 01/09/2015 tarihli, 112.184,83 TL bedelli; 07/10/2015 tarihli, 22.044,96 TL bedelli ve 09/10/2015 tarihli, 44.089,92 TL bedelli emtia faturaları alacağını tahsil edemediğini, bunun üzerine kredi sigortası poliçesi kapsamında sigortalısı şirkete tazminat ödemesi yaparak TTK md.1472 uyarınca ödediği alacağına kanunen halef olduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile genel iflas yoluyla takip başlatılarak davalı şirkete iflas ödeme emri gönderildiğini, davalı tarafça bu ödeme emrine itiraz edildiğini, ancak itiraz sebeplerinin yerinde olmadığını belirterek, davalı şirketin haksız ve yerinde olmayan itirazlarının kaldırılarak öncelikle davalı şirkete depo kararı çıkarılmasına, depo kararına rağmen borcun ödenmemesi halinde davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı tarafa, dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/601 E. 2019/573 K. sayılı 22/05/2019 tarihli kararı ile; “…Davacı alacağının mevcudiyeti saptanır ise depo emrine esas olacak miktarın da bir sonraki duruşma tarihine göre hesaplanması için bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi raporunda; depo kararma esas teşkil edecek alacak miktarının 207.478,02 TL olduğu rapor edilmiştir. Davacının takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu anlaşılmakla, İİK’nun 166.maddesindeki usule göre ticaret sicil gazetesinde ve basın ilan kurumunda gerekli ilanlar yaptırılmıştır. Davacının alacağı tespit edildiğinden davalı borçlunun itirazının kaldırılmasına karar verilerek hesaplanan alacak tutarı üzerinden davalı tarafa İİK’nun 158/2 maddesi uyarınca alacak ve fer’ileri ayrıntılı belirtilmek suretiyle toplam 207.478,02 TL’yi 7 gün içerisinde ifa etmesi yada mahkeme veznesinde depo etmesi konusunda kesin süre verilerek gerekli ihtarat yapılmış, davalı taraf depo emrini yerine getirmediği için davacının iflas talebi yerinde görülerek. 1-Davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı …Ticaret Anonim Şirketi’nin İİK’nun 156, 158.maddeleri uyarınca bu gün yani 22.05.2019 günü saat: 14.22 itibariyle İFLASINA,2-İstanbul Anadolu İflas Müdürlüğü’ne derhal bildirilmesine,3-İflas avansının İflas Müdürlüğü’ne aktarılmasına,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararın davalı vekiline 06/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili 16/07/2019 tarihinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; İflasın açılmasına ilişkin davalarda İİK 178/3 ve 158. maddelerine uygun olarak, borç ve fer’ilerini açıkça gösteren depo emrinin gönderilmesi gerektiğini, Yargıtay 23. HD. 2013/5664 E, 2014/987 K, 13/02/2014 tarihli kararında; “mahkemece, depo emrinin verildiği güne kadar alacağın esas ve eklentileri hesaplattırılıp, borçluya İ.İ.K.nın 158. maddesine uygun olarak, takip konusu borç ve ferilerinin TL karşılığını açıkça gösteren ve borcun 7 gün içinde depo edilmemesi halinde iflasa karar verileceği uyarısı içeren bir depo emri tebliğ edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.” şeklinde karar verdiğini, Yargıtay 23. HD. 2016/9269 E. 2017/1612 K, 30/05/2017 tarihli kararının da bu yönde olduğunu, mahkeme dosyasından gönderilen depo emrinde borç ve fer’ilerinin ne olduğunun açıkça gösterilmediğini belirterek, saymış olduğu gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/05/2019 tarihli, 2017/601 E. 2019/573 K. sayılı kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK’nun 154 vd maddelerinde düzenlenmiş olan, iflas yoluyla takip sonucu, borçlunun icra takibine itirazı nedeniyle açılan iflas davasıdır.İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında; davacı/alacaklı tarafından, davalı/borçlu aleyhine, davacının sigortalısı … AŞ tarafından borçlu şirkete satılarak teslim edilen mallara ilişkin fatura bedellerinin ödenmemesi sebebiyle, sigortalı şirkete kredi sigortası poliçesi kapsamında ödenen 163.522,72 TL bedelin, halefiyet gereği davalıdan tahsili istemiyle 25/01/2017 tarihinde iflas yolu ile takip başlattığı, ödeme emrinin 30/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçlunun 7 günlük yasal süre içerisinde 06/02/2017 tarihinde itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiş olup, davacı …, bu hüküm gereğince sigortalısına 03/08/2016 tarihinde yaptığı 163.522,72 TL ödeme dahilinde takip başlatmıştır. 2004 sayılı İİK’nın 154/1. maddesi uyarınca iflas yoluyla takipte yetkili icra dairesi borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki icra dairesidir. Ancak, İİK’nın 154/3. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisi kamu düzeninden olmadığından bu konuda yetki sözleşmesi yapılabilir. Borçlu ve alacaklı yetki sözleşmesi veya yetki şartı ile borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerden başka bir yer icra dairesini yetkili kılmışlarsa o yerin icra dairesi de iflas takibi için yetkili sayılır. Ancak iflas davaları için yetki sözleşmesi yapılamaz ve iflas davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır. Davalının sicilde kayıtlı adresi “… Sk. … Giriş No…. K.5 D.20 Çekmeköy/ İstanbul” olup iflas yoluyla takip yetkili icra dairesinde başlatılmış, dava yetkili ve görevli mahkemede açılmıştır. İİK’nın 156/3. fıkrasında “Borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takip durur ve alacaklı bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebilir.”, İİK’nın 156/4.fıkrasında ise “İflas istemek hakkı ödeme emrinin tebliği tarihinden bir sene sonra düşer.” düzenlemesi yer almaktadır. Davacı tarafından iflasın, ödeme emrine itiraz edilsin edilmesin, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir senelik hak düşürücü süre içerisinde istenmesi gerekmektedir. Somut olayda, iflaslı takibe ilişkin ödeme emri borçluya 30/01/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, dava ise 26/05/2017 tarihinde bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. İİK 160.maddesi gereğince davacı şirket tarafından iflas avansı 15/06/2017 tarihinde, mahkemece verilen kesin süre içerisinde yatırılmıştır. Mahkemece 11/10/2017 tarihli celsede, davalı vekili şirket hakkında İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1369 Esas sayılı dosyası ile iflas erteleme davası açıldığını beyan ederek, bu davanın bekletici mesele yapılmasını talep etmiş, mahkemece ilgili dosyada kararın kesinleşme şerhli bir örneğinin, bilirkişi raporunun ve davalı şirket bilançolarının celbine, bekletici mesele talebinin dosya örneği geldikten sonra değerlendirilmesine karar verilmiştir. İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1369 E. 2016/888 K.. sayılı 21/12/2016 tarihli kararı incelendiğinde, …. San Ve Dış Tic. A.Ş., … Tic. A.Ş, … Ltd. Şti. ile … .’nin iflasının ertelenmesi istemiyle açılan dava neticesinde; davacılardan … Tic. A.Ş. ile … Tic. A.Ş’nin iflasın ertelenmesi davalarının her iki şirket yönünden de iflasın ertelenmesi davasının yasal koşulu olan borca batık olma koşulu gerçekleşmediğinden ayrı ayrı reddine ve haklarında iflas kararı verilmesine yer olmadığına, diğer davacılar; … Ltd. Şti. ile …. Paz. A.Ş’nin iflasın ertelenmesi davalarının ayrı ayrı reddi ile ayrı ayrı iflaslarına karar verilmiştir. Verilen karara karşı iflasına karar verilen şirketler …Ltd. Şti. ile…. Paz. A.Ş yönünden istinaf yoluna başvurulmuş olup, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2018/331 E. 2018/450 K. sayılı ve 21/03/2018 tarihli kararı ile ilk derece mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. …. Tic. A.Ş yönünden ise karara karşı istinaf yoluna başvurulmadığından kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Mahkemece, 20/12/2017 tarihli celsede davacı şirketin varsa alacağının depo emrine esas olacak şekilde belirlenmesi için bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, 06/03/2018 tarihli raporda, davalı şirketin kayıtlarına göre davacı şirketin sigortalısı olan … AŞ’ye 31/12/2015 tarihi itibariyle 182.691,91 TL borçlu olduğu, 01/01/2016 tarihinde devreden borç hesabına aktarıldığı, 01/08/2016 tarihinde virman kaydı ile hesabın sıfırlandığı ancak 05/09/2017 tarihinde düzeltme kaydı yapıldığı ve 31/12/2017 tarihinde … AŞ’ye 182.691,91 TL borçlu olduğunun muhasebe kayıtları ile teyit edildiği, davacı şirket tarafından sigortalısına 163.522,72 TL ödeme yapıldığı belirtilerek, 163.522,72 TL asıl alacak, 19.885,05 TL işlemiş faiz (takip tarihinden duruşmanın atılı olduğu 18/04/2018 tarihine kadar), 7.440,28 TL harç (%4,55), 15.761,36 TL avukatlık ücreti, 31,40 TL başvurma harcı, 817,61 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet suret harcı, 15,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 207.478,02 TL depo kararına esas alacak hesap edilmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiştir. Mahkemece, 18/04/2018 tarihli celsede iflas erteleme tedbirleri kaldırılmış olduğundan, iflas erteleme davasının bekletici mesele yapılmasına gerek olmadığına, iflas davasının ilanına, depo emrinin tebliğinin ilanlar yapıldıktan sonra değerlendirilmesine karar verilerek duruşma 26/09/2018 tarihine ertelenmiştir. İİK’nın 158.maddesinin göndermesi ile İİK’nın 166/2 fıkrasında belirtilen usule göre mahkemece gerekli ilanlar yapılmış, iflas davası 11/05/2018 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde, 05/05/2018 tarihinde Vatan gazetesinde ilan edilmiştir. Mahkemenin 09/07/2018 tarihli ara kararı ile; “1-Davalının itirazının kaldırılmasına, 2-Depo emri olarak icra dosyası faiz, icra masrafı ile birlikte hesaplanan 207.478,02 TL’nin İİK’nun 158/2 maddesi uyarınca 7 günlük kesin süre içinde borcunu ifa veya o miktar meblağı mahkeme veznesine depo etmesi, aksi halde iflasına karar verileceği ihtarını içeren davetiyenin davalı taraf ve vekiline tebliğine,” karar verilmiş, bu ara karar davalı vekiline 12/07/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında, taraf vekillerinin 26/09/2018 tarihli celsede sulh görüşmesi yaptıklarını belirterek süre talep etmeleri üzerine mahkemece 27/02/2019 tarihli celseye kadar süre verilmiş, 27/02/2019 tarihli celsede davacı vekili depo emrine esas alacağın bir kısmının davalı tarafça ödendiğini ancak tamamı ödenmediği için iflas kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece duruşmanın 22/05/2019 tarihine ertelenmesine ve 22/05/2019 tarihli duruşmada ise davalı şirketin iflasına karar verilmiştir. İİK’nın 158.maddesinde “Alacaklının iflas takibi kesinleştiğinde l66 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir. İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahele veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler. Mahkeme, icra dosyasını celbeder ve basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak, gerek iflas talebini gerek itiraz ve defileri umumi hükümler dairesinde tetkik ve intac eder. Şu kadar ki, borçlu takibe karşı usulü dairesinde itiraz etmemiş veya itiraz ve defileri varit görülmemişse mahkeme yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcunu ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini borçluya veya iflas davasında kendisini temsil etmiş olan vekiline, dava vicahda devam ediyorsa duruşmada, aksi takdirde Tebligat Kanunu hükümleri dairesinde yapılacak tebliğ ile emreder. Borçlu imtina ederse ilk oturumda iflasına karar verilir.” düzenlemesi ile iflas yoluyla takipte, iflas davasının yargılama usulü belirlenmiştir. Mahkemece davalı şirkete depo emri gönderilmiş ise de depo emrinde toplam alacak miktarı belirtilmiş olup, asıl alacak ve ferileri ayrı şekilde gösterilmemiştir. İİK’nın 158. maddesine göre depo emrinin, verildiği güne kadar alacağın esas ve eklentileri hesaplattırılıp, depo emrinde asıl alacak, işlemiş faiz, harç, masraf, vekalet ücreti gibi kalemlerin ayrı ayrı miktarları ile belirtilmesi gerekmektedir. Bu nedenle depo emri usul ve yasaya uygun olarak düzenlenmemiştir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/4197 E. 2013/5054 K.sayılı ve 05/09/2013 tarihli ilamı “…İİK’nın 158. maddesine göre depo emrinin, verildiği güne kadar alacağın esas ve eklentileri hesaplattırılıp, buna göre bulunacak miktar üzerinden verilmesi ve bu miktarın 7 gün içinde depo edilmemesi halinde iflasa karar verileceği ihtarını içermesi gerekir. Mahkemece verilen depo emrinde, icra dosyasındaki borcun asıl alacak, faiz ve diğer giderleri ile birlikte icra dosyasına ödenmesi veya mahkeme veznesine depo edilmesi istenilmiş olup; asıl alacak, işlemiş faiz, icra masrafı ve vekalet ücreti kalemlerinden oluşan meblağ açıkça belirtilmediğinden çıkartılan depo emri İİK’nın 158. maddesi hükmüne uygun değildir… “, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/9365 E. 2017/720 K.sayılı ve 08/03/2017 tarihli ilamı “…depo emri tebliğ edilmiş ise de, takip konusu borç ve fer’ilerinin ne olduğu açıkça gösterilmemiş, toplam borç miktarının belirtilmesi ile yetinilerek, depo emrinin yerine getirilmemesi halinde iflasa karar verileceği meşruhatı da depo emrinde yer almamıştır…”) Ayrıca, bilirkişi raporunda depo emrine esas alacak miktarı 18/04/2018 tarihi esas alınarak belirlenmiş, Mahkemece depo kararı 09/07/2018 tarihinde verilmiştir. Depo kararının verildiği tarihe göre alacağın hesap edilmesi gerekmektedir. Yine depo emri davalı vekiline 12/07/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, tarafların 26/09/2018 tarihli celsede sulh görüşmesi yaptıklarını belirterek süre talep etmeleri üzerine Mahkemece 27/02/2019 tarihli celseye kadar süre verilmiştir. 27/02/2019 tarihli celsede davacı vekili, depo emrine esas alacağın bir kısmının davalı tarafça ödendiğini ancak tamamının ödenmediğini belirterek iflas kararı verilmesini talep etmiş, Mahkemece 22/05/2019 tarihine ertelenen duruşmada davalı şirketin iflasına karar verilmiştir. Depo kararından sonraki ilk duruşmada, tarafların sulh görüşmeleri nedeniyle duruşma ertelenmiş olup, Mahkemece iflas kararı verilen oturuma kadar yeniden depo emrine esas alacağın hesap ettirilmesi ve davalı borçluya hesaplanan bu miktar üzerinden yeni depo emrinin, asıl alacak ve ferileri ayrı ayrı miktar olarak belirterek yeniden tebliğ edilmesi ve yasal süre içerisinde ödeme yapılmaması halinde ilk oturumda iflasına karar vermesi gerekirken bu yönde işlem de yapılmamıştır. Diğer bir husus ise depo emrinin tebliğinin ardından sulh görüşmeleri sırasında, davalı tarafından bir kısım ödeme yapılmış olmasıdır. Ödeme yapıldığı davacı vekilinin beyanları ile de sabit olup, bu durumda yapılan ödeme miktarının tespiti ile depo emrine esas alacak miktarının yeniden hesap ettirilmesi de zorunludur. Bu hususlar dikkate alınmaksızın, Mahkemece önceden tebliğ edilen ödeme emri gereğince davalı şirketin iflasına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/5403 E. 2013/5949 K. sayılı ve 01/10/2013 tarihli ilamı “…İİK’nın 158/1. maddesi hükmü uyarınca, davalı hakkında verilen depo kararından sonraki ilk oturumda iflasa karar verilememiş ve başka bir oturum günü belirlenmişse, mahkemece o tarih itibariyle alacağın esası ve eklentileri hesaplattırılıp, tespit edilecek miktar üzerinden yeni depo emri kararı verilerek, depo emrinin tefhim ya da tebliğ edilmesi, verilecek süre içerisinde ödeme yapılmaması halinde davalının ilk oturumda iflasına karar verilmesi gerekir…”, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/3655 E. 2013/5527 K. sayılı ve 19/09/2013 tarihli ilamı “…Depo kararında sonraki ilk oturumda alacaklı borçluya borcu ödemesi için mehil verirse, mahkeme, bu mehile göre başka bir oturum günü belirler ve iflâs kararı verilmesini o oturuma erteler. Bu halde, mahkemenin, o günkü duruma göre yeni bir depo kararı vermesi ve bunu yeni oturum günü ile birlikte borçluya veya vekiline tefhim veya tebliğ etmesi gerekir…”). Açıklanan nedenlerle Mahkemece verilen iflas kararı usul ve yasaya aykırı olup, yukarıda belirtildiği şekilde hesaplama yaptırılarak karar verilmesi gerektiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/601 Esas 2019/573 Karar sayılı 22/05/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 121,30 TL başvuru harcının Hazineye irad kaydedilmesine 5-Davalı tarafından yatırılan 44,40 TL harcın talep halinde davalıya İADESİNE 6-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/11/2020