Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1318 E. 2023/626 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1318
KARAR NO: 2023/626
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/870 Esas
KARAR NO: 2019/713
KARAR TARİHİ: 17/09/2019
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
BİRLEŞEN İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARERT MAHKEMESİ 2018/131 E. SAYILI
DOSYASINDA
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 12/04/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Dava dışı sigortalı … 26.08.2014 tarihinde, … Mühendisliğe ait … plakalı araç ile …’in kullandığı … plakalı araç ile çarpışması sonucu çift taraflı yaralanmalı, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada müvekkili şirket nezdinde sigortalı olan …’nun yaralandığını, kaza ile ilgili tutulan kaza tespit tutanağında kazanın oluşumunda … plakalı aracın kusurlu olduğunu, mevcut kaza neticesinde yaralanan sigortalının tedavisinin … Hastanesinde yapıldığını, sigortalının tedavisine ilişkin müvekkili şirket tarafından tedavinin yapıldığı hastaneye 45.083,81 TL tedavi gideri ödendiğini belirterek, kusur oranının değişimi ve yeni yapılacak tedavi giderlerine ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 45.083,81-TL rücuen tazmini için ödeme tarihi olan 17.11.2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faiz , dava masrafları ve vekalet ücreti ile 6111 sayılı kanun hükümleri gereğince sorumlulukları oranında tahsiline dava masrafları ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada, davacı vekili, asıl davadaki trafik sigortacısı … Sigorta şirketi hariç diğer davalılar hakkında aynı trafik kazasından kaynaklı müvekkili sigortalısı …’nun tedavisine ilişkin olarak müvekkili tarafından ödenen 21.367,51 TL’nin rücuen tazmini talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı SGK vekili cevap dilekçesi ile: 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı yasanın 64. Md. ve 5521 sayılı kanunun 7. Maddesine eklenen ilk fıkra gereğince dava açmadan önce kuruma başvuru zorunluluğu olduğunu, bu hususun HMK 114 md. gereğince dava şartı olduğunu, dava şartı noksanlığı sebebiyle davanın reddi gerekeceğini, 25.02.2011 yürürlüğe giren 6111 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Ve Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve KHK’larda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 59. Maddesi ile 2918 sayılı KTK’mn 98. Maddesinin değiştirildiğini, bu değişiklik ile, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer tüm resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılanır düzenlemesine yer verildiğini, 04.04.2015 tarihli ve 6645 sayılı kanunun 60. Md. ile bu fıkraya ‘kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın” ibaresinden sonra gelmek üzere ”genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” ibaresinin eklendiğini, bu nedenle kurumun sorumluluk miktarının tespitinde bu yeni madde hükmünün dikkate alınması gerektiğini, 27.08.2011 tarih 28038 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Trafik kazaları nedeniyle ilgililere sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 7. Md gereğince, davacının sağlık poliçesi dolayısıyla yaptığı ödemeyi rücu edemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı … Tic. Ltd. Sti. vekili cevap dilekçesi ile: Davaya konu olayda asli ve tek kusurlu kişinin davacının sigortalısı … olduğunu, şerit ihlali yaparak kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, aracın … Sigorta AŞ’ne sigortalı olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde: 6111 sayılı yasa ile Trafik kazasından kaynaklanan yaralanmalardaki tedavi giderlerinden sorumluluğun SGK’dan talep edilebileceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı …’e dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “…25.02.2011 tarihinde 6111 sayılı ‘ Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’ yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun 59. maddesi ve geçici madde 1 ile trafik kazası sebebi ile kazazedelerin sağlık hizmet bedellerinin, sosyal güvenceleri olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik kurumu tarafından karşılanacağı ve yine bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre; 6111 Sayılı Kanun gereği yasanın yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeni ile sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Bu nedenle davacının dava konusu tedavi giderlerinden belgeli/faturalı sağlık giderlerinin tümünden Sosyal Güvenlik Kurumu, belgesiz/paramedikal giderlerden ise aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı sorumludur.Sosyal Güvenlik Kurumunun tedavi giderlerinden Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamındaki sorumluluğuna ilişkin hüküm Danıştay 10. Dairesinin 05.10.2010 tarih, 2007/7391 Esas, 2010/7354 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Somut olayda İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulunun 08.06.2017 tarihli kusura ilişkin raporunda davacı tarafın sigortalısı …’nun %100(yüzde yüz) oranında kusurlu, davalı sürücü …’in kusursuz olduğu tespit edilmiş ve asıl davada bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 16.04.2018 tarihli ek raporda “… davacı sigorta şirketinin sağlık sigorta poliçesi kapsamından yapmış olduğu ödemeleri, belgelendirilmiş gider olması faturaya bağlı bulunması nedeniyle 6111 Sayılı Yasaya göre SGK Başkanlığından, kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasal mevzuata göre SUT sınırlaması olmaksızın rücu edilebileceği, trafîk kazasından kaynaklanan tedavi giderinin 45.083,81-TL olduğunu, yapılan tedavinin trafik kazasındaki yaralanma ile uyumlu ve yerinde olduğu”, birleşen davada bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 01.04.2019 tarihli 2. ek raporda “… 29.07.2015 tarihli … Bankasına ait dekont ile 21.367,51 TL sağlık giderinin Acıbadem Hastanesine ödendiği davacının TTK 1472. Md. gereğince yasal halefiyet hakkı kazandığı, davacı sigorta şirketinin sağlık sigorta poliçesi kapsamından yapmış olduğu ödemeleri, belgelendirilmiş gider olması faturaya bağlı bulunması nedeniyle 6111 Sayılı Yasaya göre SGK Başkanlığından, kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasal mevzuata göre SUT sınırlaması olmaksızın rücu edilebileceği, yapılan tedavinin trafik kazasındaki yaralanma ile uyumlu ve yerinde olduğu” tespit edildiği anlaşılmakla asıl davada davanın kısmen kabulü ile dava dışı sigortalı …’na ödenen 45.083,81-TL rücuen tazminatın 08/04/2015 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Sosyal Güvenlik Kurumunu temsilen Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul İl Başkanlığı’ndan tahsili ile davacıya verilmesine kazanın meydana gelmesinde davalı …in kusursuz olması nedeniyle davalı … ve …’in sürücüsü olduğu aracın işleteni olan davalı … Limited Şirketi yönünden davanın reddine, davacı vekili tarafından 24/05/2016 tarihli ön inceleme duruşmasında davalı … Sigorta A.Ş. hakkındaki davalarını takip etmediklerini, atiye terk ettiklerini beyan etmeleri üzerine davanın davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden HMK. 150. Maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına, davanın yenilenmesi halinde davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden iş bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydının yapılmasına, birleşen davada davanın kısmen kabulü ile dava dışı sigortalı …’na ödenen 21.367,51-TL rücuen tazminatın 26/04/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Sosyal Güvenlik Kurumunu temsilen Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul İl Başkanlığı’ndan tahsili ile davacıya verilmesine, kazanın meydana gelmesinde davalı …in kusursuz olması nedeniyle davalı … ve …’in sürücüsü olduğu aracın işleteni olan davalı … Ticaret Limited Şirketi yönünden davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı SGK vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Karayolları Trafik Yasasında 04/04/2015 tarihli 6645 sayılı Yasa’nın 60. Maddesi ile yapılan değişik ve konu hakkındaki Yönetmeliğin 4/1. Ve geçici 1/1. Maddeleri ile 2012/5 sayılı Genelgenin 1. Maddesinde “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” karşılanacağı hüküm altına alınarak müvekkil kurumun trafik kazaları sonucu oluşan tedavi giderleri nedeniyle oluşan sorumluluğunun sınırı açıkça belirlendiğini, bu kapsamda yasal düzenleme dikkate alınarak, trafik kazaları nedeniyle oluşan tedavi, tıbbi malzeme, ilaç, refakatçi ve yol giderleri müvekkil kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri uyarınca karşılanması gerektiğini, ancak, müvekkil kurum tarafından karşılanmayan iş göremezlik, maddi-manevi tazminat talepleri ve bakıcı giderleri yönünden ise sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiğini, yasal düzenleme nedeniyle bilirkişi raporlarında yer alan müvekkil kurumun davacı şirketin sigortalısı için sarfettiği faturalı tedavi giderlerinin tümünden sorumlu olduğu yönündeki tespit ve değerlendirmeler esas alınarak verilen mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca 5502 sayılı Yasa’nın 36. Maddesi ve 492 sayılı Yasa’nın 13/j. Maddesi uyarınca, müvekkil kurum harçtan muaf olmasına rağmen müvekkil kurumdan harçların tahsili ile davacıya verilmesi ve hazineye irat kaydedilmesi yönündeki kararının yasal dayanağı bulunmadığı gibi davacı şirket lehine hüküm altına alınan avukatlık ücreti ile yargılama giderleri hatalı hesaplandığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, “… Sigorta Sistemi Grup Sertifikası Sigorta Poliçesi” kapsamında trafik kazası nedeniyle karşılanan tedavi giderinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı arasında 09/03/2014-2015 tarihleri arasında … Sigorta Poliçesi düzenlendiği, sigortalının 26/08/2014 tarihli çift taraflı trafik kazası sonucu yaralandığı, tedavisinin gerçekleştirildiği hastaneye, davacı sigorta şirketinin poliçe kapsamında 17/11/2014 tarihinde 45.083,31 TL (asıl dava kapsamında) 29/7/2015 tarihinde 21.367,51 TL ödeme yaptığı ve ödediği bedellerin rücuen tazmini istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Sigorta uzmanı ile doktor bilirkişisinin sunmuş olduğu kök ve ek raporlarda özetle ; “… Dava dışı …’na ait … Hastanesinin 06/09/2014 giriş, 08/09/2014 çıkış tarihli expertiz raporu incelendiğinde; trafik kazası nedeniyle gelen hastanın başka bir merkezde ilk müdahalesinin yapıldığı, elbileği kırığı saptanan hastanın ameliyat edilmek üzere hastaneye yatışının yapıldığı, hastanın sol el bileği alçıda, şiş ve ağrılı olduğu, kendisine radius alt uç kırığı, ulna ve radius alt uç kırığı tanılarının konulduğu, 06/09/2014 tarihinde 2 kesi olmak üzere büyük kemik parçalı kırıkları (açık IMN) ameliyatı olduğu, 07/09/2014 tarihli Kontrastlı Toraks BT incelemesinde; her iki akciğer orta alt sahada minimal prevral kalınlaşma ve ince parankimal bantlar, sol alt lobda atalektazik bant tespit edildiği, … Hastanesi’ nin … Prv no’ lu faturası incelendiğinde toplam; 45.083,31TL tutarında fatura düzenlendiği, özel hastanelerde yapılan tedavi giderlerinin serbest piyasa koşullarında değişkenlik göstermekle birlikte hastanın ACİL kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve belgeli giderler olduğu, yapılan tedavinin trafik kazasındaki yaralanma ile uyumlu ve yerinde olduğu, davacı sigorta şirketinin sağlık sigorta poliçesi kapsamından yapmış olduğu ödemeleri, belgelendirilmiş gider olması faturaya bağlı bulunması nedeniyle 6111 Sayılı Yasaya göre SGK Başkanlığından, kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasal mevzuata göre SUT sınırlaması olmaksızın rücu edilebileceği, Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunun SUT kapsamında olduğu kanaatine varılması halinde ödenmesi gereken toplam miktarın 2.630,00 TL olacağı kanaatine varıldığı, Birleşen dosya içerisinde bulunan … Hastanesi’ nin 26/06/2015 yatış 27/06/2015 çıkış tarihli expertiz raporu incelendiğinde; ameliyatlı ön iki distal kırığı zemininde implant rahatsızlığı, hareket kısıtlığı öyküsü olduğu, fiziki muayene sonucu el bileğinde supinasyon ve pronasyon kısıtlı, implantlar üzerinde palpasyonla hassasiyet mevcut olduğu, hastada her hangi bir patolojik bulgu saptanmadığı, radius alt uç kırığı, ulna ve radius alt uç kırığı tanılarıyla yatışının yapıldığı, Radiusdan implant çıkarılması, yumuşak doku sinovektomileri ve ulnadan implant çıkarılması ameliyatları olduğu, … Hastanesi’ nin … Prv no’ lu faturası incelendiğinde toplam; 21.367,51TL tutarında fatura düzenlendiği, davacı sigorta şirketinin sağlık sigorta poliçesi kapsamından yapmış olduğu ödemeleri, belgelendirilmiş gider olması faturaya bağlı bulunması nedeniyle 6111 Sayılı Yasaya göre SGK Başkanlığından, kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasal mevzuata göre SUT sınırlaması olmaksızın rücu edilebileceği, Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunun SUT kapsamında olduğu kanaatine varılması halinde ödenmesi gereken toplam miktarın 1.254,40 TL TL olacağı kanaatine varıldığı” görüş ve tespitine yer verilmiştir. 6111 sayılı Yasa, 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup somut olayda kaza 18/06/2018 tarihinde meydana gelmiş, dava 28/09/2020 tarihinde açılmıştır. 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın “Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Bu düzenlemeler ile trafik kazasından kaynaklanan ve KTK’nun 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulmuştur. (Yargıtay 17 Hukuk Dairesi 22/10/2020 tarih 2020/28 Esas 2020/6095 Karar) Öte yandan, 27.08.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde de; “trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları tedavinin gerektirdiği tüm sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanır” düzenlemesi getirilmiştir. Söz konusu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4. maddesinin 1. Fıkrasının iptali istemiyle Danıştay 15. Dairesi 2013/7713 Esas sayılı dosya ile dava açılmış, Danıştay 15. Dairesince “2918 sayılı Kanun’un 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişik 98. maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, Kurumun sosyal güvenlik politikaları uyarınca belirlemiş olduğu Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle; Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin 14/11/2013 tarihinde yürütmesinin durdurulmasına, 16/03/2016 tarihinde de “Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “…Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiş olmakla trafik kazalarına bağlı acil hal teşkil eden tedavi giderlerinden özel veya devlet hastanesi ayrımına gidilmeksizin ve SUT konusunda bir değerlendirme yapılmaksızın “tüm” tedavi giderleri Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanacağı anlaşılmış olup Danıştay 15. Dairesinin verdiği yürütmeyi durdurma kararından sonra 23/04/2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6645 sayılı Kanunun 60. maddesiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinin birinci fıkrasına “kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın” ibaresinden sonra gelmek üzere “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” ibaresi ile “Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.” cümlesi eklenmiş ve ödeme kıstası tekrar belirlenmiş ise de sorumluluğun belirlenmesinde kaza tarihindeki kanun hükümleri nazara alınması gerektiğinden, 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinin değişiklikten önceki hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Kaldı ki 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinin değişiklikten sonraki hükümlerinde SUT kapsamında bir ayrıma gidilmemiştir. Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamında yer alan sigorta sözleşmesi ve ödeme belgesi dikkate alındığında, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır. Somut olayda; 26/08/2014 tarihinde meydana gelen çift taraflı yaralanmalı trafik kazasında dava dışı sigortalının tedavisi için yapılan harcamaların tamamının (asıl ve birleşen davada) söz konusu kazadan kaynaklanan ve acil kapsamında değerlendirilen belgeli giderler olduğu, yapılan tedavinin trafik kazasındaki yaralanma ile uyumlu ve yerinde olup döneminin özel hastane ederleri içerisinde kaldığı dosya kapmasındaki denetime elverişli bilirkişi raporu ile saptanmakla yukarıdaki açıklamalar ve yasal düzenlemeler gereğince dava dışı sigortalanın yaralanma derecesiyle uyumlu olduğu anlaşılan davaya konu belgeli tedavi giderlerinin tamamından 2918 sayılı Kanunun’un 98. maddesi kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu bulunduğundan davalı SGK vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Davalı vekili diğer bir istinaf nedeni olarak davacı şirket lehine hesaplanan vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin hatalı hesaplandığını, müvekkil kurumun yargılama harçlarından muaf olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT tarifesi 13. maddesi uyarınca hesaplanan nispi vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin hesaplanmasında hukuka aykırılık görülmemiş ise de davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca harçtan muaf olmasına rağmen yargılama harçların davalı kurum üzerinde bırakılması hatalı olmuştur.Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince hükmün düzeltilmesi cihetine gidilmesi nedeniyle kendisini vekil ile temsil ettiren taraflar lehine takdir olunacak vekalet ücretinin, ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldığı tarih itibariyle mi yoksa hükmün yeniden tesis edildiği yeni karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca mı hesaplanacağı uygulamada tartışma konusu yapılmış ise de asıl hükümde yargılama gideri olarak hükme bağlanan vekalet ücreti , asıl hükme bağlı fer’i nitelikte bir karardır. Bu sebeple istinaf yasa yolu başvurulması sonucunda KALDIRILAN bir hükümde fer’i nitelikte olan vekalet ücreti usuli kazanılmış hak doğurmaz. Nitekim Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 19.07.2011, 2011/5512-9527 sayılı ilamında ”… mahkemece hükmün yedinci bendinde aynen ”bozmadan önce birinci kararla taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdir edilmediğinden bu konu da temyiz bulunmadığından ve taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğunda taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına aynı nedenle yargılama giderlerinin davacılar üzerine bırakılmasına ”denilmiştir. Dairemizce, mahkemenin ilk kararı üzerine belirlenen bozma nedenlerine göre yeni bir hüküm kurulması gerekeceğinden , bozma ilamı vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden taraflar lehine kazanılmış hak oluşturmamaktadır. Bu durumda, davaların kabul veya red durumuna göre taraflar lehine ve aleyhine olmak üzere vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hüküm altına alınması gerekirken bu hususta yazılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir …” belirtilmektedir. Yargılama gideri arasında, yer alan vekalet ücreti Avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanır. Bu halde, vekil ile müvekkilin kendi aralarında düzenlenen yazılı ücret sözleşmesi uyarınca belirlenen ücret değil, davadaki sonuçlara göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenmektedir.4667 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonrasında, Avukatlık Kanunun 168/3 maddesi şu şekilde düzenlenmiştir. ”Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.” Dairemizce davalı vekilinin süresi içerisinde sunduğu istinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise, resen gözetilmek suretiyle yapılan inceleme sonucunda; mahkeme kararının kaldırılmasına, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi nedeniyle dairemizce oluşturulan karar tarihi nazara alınmak suretiyle vekalet ücreti belirlenerek hüküm oluşturulmuştur.Kabule göre de; yukarıda açıklandığı üzere trafik kazasından kaynaklanan ve KTK’nun 98. maddesi kapsamında kalan belgeli tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulduğundan davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken kusur araştırması yapılarak kazanın meydana gelmesinde davalı …in kusursuz olması nedeniyle davalı … ve …’in sürücüsü olduğu aracın işleteni olan davalı … Sanayi Ticaret Limited Şirketi yönünden davanın reddine karar verilmesi hatalı ise de bu husus istinaf konusu edilmediğinden eleştiri konusu yapılmıştır. Açıklanan nedenlerle davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun yargılama harçları yönünden kısmen kabulü ile HMK 353/1b-2 madde uyarınca davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmuş aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca KABULÜNE, 2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/870 Esas, 2019/713 Karar sayılı ve 17/09/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, Davanın KISMEN KABULÜ ile; a-Dava dışı sigortalı …’na ödenen 45.083,81-TL rücuen tazminatın 08/04/2015 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Sosyal Güvenlik Kurumunu temsilen Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul İl Başkanlığı’ndan tahsili ile davacıya verilmesine, b-)Davalılar … ve … Ticaret Limited Şirketi yönünden açılan davanın REDDİNE, c-)Davacı vekili tarafından 24/05/2016 tarihli ön inceleme duruşmasında davalı … Sigorta A.Ş. Hakkındaki davalarını takip etmediklerini, atiye terk ettiklerini beyan etmeleri üzerine davanın davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden HMK. 150. Maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına, davanın yenilenmesi halinde davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden işbu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydının yapılmasına, ç-Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, d-Davacı tarafından yatırılan 769,92 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde istemi halinden davacı tarafa iadesine, e-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan 31,80 TL başvurma ve vekalet harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 474,60 TL tebligat ve posta gideri toplamı 2.006,40 TL yargılama giderlerinden davalı SGK’dan alınarak davacıya verilmesine, f-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı SGK’dan alınarak davacıya verilmesine, g-Davalı … Sanayi Ticaret Limited Şirketi duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Sanayi Ticaret Limited Şirketine verilmesine, h-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
BİRLEŞEN DAVADA: Davanın KISMEN KABULÜ ile; a-Dava dışı sigortalı …’na ödenen 21.367,51-TL rücuen tazminatın 26/04/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Sosyal Güvenlik Kurumunu temsilen Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul İl Başkanlığı’ndan tahsili ile davacıya verilmesine, b-)Davalılar … ve … Sanayi Ticaret Limited Şirketi yönünden açılan davanın REDDİNE, c-)Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, ç-Davacı tarafından yatırılan 364,91 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde istemi halinden davacı tarafa iadesine, e-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan 41,10 TL başvurma ve vekalet harcının davalı SGK’dan alınarak davacıya verilmesine, f-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı SGK’dan alınarak davacıya verilmesine, g-Davalı … Sanayi Ticaret Limited Şirketi duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Sanayi Ticaret Limited Şirketine verilmesine, h-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine, 3-İstinaf İncelemesi Yönünden; a-Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, b-Davacı tarafın yapmış olduğu 65,10 TL istinaf yargılama giderinin davalı SGK’dan alınarak davacıya verilmesine, c-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, ç-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.12/04/2023