Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1308 E. 2020/89 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1308
KARAR NO : 2020/89
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2019
NUMARASI : 2018/288 2019/606
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının faturaya dayalı cari hesaba istinaden davalı taraftan 13.798,22 TL alacaklı olduğunu, ödemenin yapılmamasından dolayı İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafından icra takibine itiraz edilerek takibin durduğunu, alacağın tahsilini geciktirmek maksadıyla alakasız, haksız ve kanunsuz sebeplerin ileri sürüldüğünü, dava icra takibi dışındaki ilgisiz ve alakasız bir firmaya çektikleri ihtarla davacıya olan borçlarından kurtulup üstüne alacaklı konuma gelmelerinin hukuken mümkün olmadığını iddia ederek; haksız ve kötü niyetli yapılan itirazın iptalini, takibin devamını, borçlunun %20 icra inkar tazminata ve %10 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı …. San. Tic. Ltd. Şti arasında yapımı devam eden …Projesi’nin kaba yapı işlerinin ifası için 27/03/2017 tarihinde sözleşme imzalandığını, dava dışı … yapı sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmek üzere … unvanlı firmadan 4 adet kule vinç kiraladığını, şantiye sahasında bu vinçler vasıtasıyla … yükümlülüklerini yerine getirmeye çalıştığını, ancak … Yapı’nın sözleşme hükümlerince ağır kusuruna dayalı olarak temerrüte düştüğünü, Kartal ….Noterliğinin 20/09/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmesi haklı nedenle feshedildiğini, inşaat sahasında bulunan vinçlerin alınması için … unvanlı firmaya e-posta ve Kartal ….Noterliğinin 11/10/2017 tarihli ihtarnamesi keşide edildiğini, vinçlerin alınmayarak baskı aracı olarak kullanıldığını, davalının sözleşmeye devam etmeye zorlandığını, Kartal Kaymakamlığına başvurulduğunu ve belediyece vinçlerin kaldırılmasına karar verildiğini, vinçlerin sökülmemesi nedeniyle yaşanan gecikmeye bağlı olarak davalının müşterilerine ve 3.şahıslara karşı 1.758,300,00 TL gecikme tazminatı ödeyeceği öngörüldüğünü, davacı tarafın alacaklı olduğunu iddia ettiği tutarın kat be kat fazlası miktarındaki davalının alacağı bulunduğundan ve takas ile bu alacak sona ermiş olduğundan davacının bu davayı ikame etmekte hukuki yarar bulunmadığını savunarak; İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/480 esas sayılı dosyanın bekletici mesele yapılmasını, davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasını, %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “…Yukarıda özetlenmeye çalışıldığı gibi, bekletici mesele yapılması istenen dosyanın konusunun ve taraflarının kısmen farklı olması nedeniyle davamızla yakından alakalı olmaması nedeniyle, o davanın sonucunun bu davayı etkilemeyeceği düşüncesiyle dava bekletici mesele yapılmamıştır. Aynı şekilde, davalının o dosyaya atıf yapmak suretiyle takas ve mahsup hükümlerinden yararlanma yönündeki beyanları da, davaların konularının farklı olması, bahsedilen davada yargılamanın yeni başlamış olup, tarafların haksız eylemlerinin belirlenmesinin uzunca bir süreç alabileceği ve olayla ilgili başkaca sorumluların da bulunduğu/olabileceği anlaşıldığından, takas mahsup savunması da dikkate alınmamıştır. Tarafların tacir olması nedeniyle defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, davacı tarafın defterlerini sunduğu, davalı tarafın ise muhtıra gönderilmesine rağmen inceleme günü defterlerini hazır etmediği anlaşılmıştır. İncelenen davacı defterleri uyarınca; davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davaya konu edilen faturalar kapsamında davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 13.798,22 TL alacaklı olduğu, faturaların davalıya verilen servis hizmetine ilişkin olarak düzenlendikleri, verilen servis hizmetleri karşılığında düzenlenen servis formlarında davalı yetkililerinin imzasının bulunduğu ve böylece faturaya konu hizmetin davacı tarafından davalıya verilmiş olduğu anlaşıldığından” gerekçesi ile ” Davanın kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 13.798,22 TL üzerinden devamına, Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle ; dava dosyası içeriğinde dava konusu e-faturaların sistem üzerinden davalı müvekkile ulaştığı şeklinde değerlendirme yapılmışsa da buna hangi veriye dayanarak kanaat getirdiği açıklanmadığı, denetime elverişli bir rapor hazırlanmadığı , e-faturalar davalıya ulaşmış ise davalı tarafından da gider olarak kaydedilmiş olması gerekmekte olduğu, Bu husus ilgili vergi dairesinden sorulmadığı , davacı tarafça başlatılan icra takibine ilişkin olarak gerek itiraz dilekçemizde gerekse tarafımızca gönderilen ihtarnamelerde belirtildiği üzere, takas hakkını kullanılmakla davacıya olan borç sona erdiği, Borçlar Kanunu’nun 139/2. maddesinde yer alan “Alacaklardan biri çekilmeli olsa bile takas ileri sürülebilir” hükmü uyarınca davalının takas ileri sürmesinde hukuken hiçbir sakınca bulunmadığı, yeterli ve özenli araştırma yapılmadığını, Faturaya itiraz edilmemesi, faturaya konu işin veya hizmetin teslim edildiğine karine teşkil etmediği, bu hususta bir ispat vasıtası sağlamadığı , davaya cevap dilekçesi incelenecek olursa, davacı aleyhine tazminat davası ikame edildiği, davacıdan ciddi miktarlarda alacağı olduğu görüleceği davalı tarafınca açılan İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/480 E. Sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması yönünde talepte bulunulmasına rağmen Mahkemece bu talebin “dosyanın konusunun farklı olduğu gerekçesiyle” reddedidildiğini davanın kabulüne karar verildiğini, kötü niyet tazminat talepleri hakkında da karar verilmediğini belirterek kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava fatura alacağından kaynaklı cari hesap alacağına dayalı başlatılan t icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.HMK’nun 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası incelendiğinde, ödeme emrinin ( 12/01/2018 tarihli faturaya dayalı cari hesap alacağının 13.798,22 TL Asıl Alacak) 18/01/2018 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davalının 24/01/2018 tarihinde borca ve faize itiraz ettiği ettiği, hem icra takibine itirazın hem de iş bu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. Mali müşavir bilirkişisince düzenlenen raporda özetle; davalıya verilen kesin süreye rağmen defter ve belge ibraz etmemiş olması ve takip konusu borcu ödediğine ilişkin dekont sunmadığı hususları değerlendirilerek, davacının 15/01/2018 tarihi itibariyle ifası ispatlanan 13.798,22 TL alacağı bulunduğu belirtilmiştir.İstanbul (Anadolu) 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/480 Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde: Davacısının …. A.Ş. Davalıların ise; ….Ltd. Şti ile … Ltd. Şti olduğu, davalılardan … Şti ile diğer davalı arasında organik bağ bulunan şirketler olduğu vinçlerin sökümü sürecinde yürütülen faaliyetlerde her iki şirket yetkilisinin de aynı olması, aynı adreste faaliyet göstermeleri ve sürece her iki şirketin de dahil olması sebebiyle birlikte sorumlulukları söz konusu olduğu, her ikisinin de ticaret sicilde kayıtlı adreslerinin aynı olduğu, Davacı … ile dava dışı …San. Tic. Ltd. Şti. arasında yapımı devam eden … Projesi’nin kaba yapı işlerinin ifası için 27/03/2017 tarihinde sözleşme imzalandığı, Dava dışı … Yapı, sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmek üzere davalı …unvanlı firmadan 4 adet kule vinç kiraladığı, şantiye sahasında bu kule vinçler vasıtasıyla Naif Yapı yükümlülüklerini yerine getirmeye çalıştığı, ancak dava dışı … Yapı sözleşmeye aykırı eylemlerde bulunduğu, sözleşme hükümlerince ağır kusuruna dayalı olarak temerrüde düşmüş ve davacı şirketin zararı doğduğu bu nedenle sözleşme haklı nedenle feshedildiğini, sözleşmenin feshi sonrası şantiye sahasında bulunan vinçlerin kaldırılması için davalı … unvanlı firmaya 29.09.2017 tarihinde e-posta ile bildirimde bulunulduğu buna rağmen herhangi bir gelişme yaşanmadığını, Kartal Kaymakamlığı’na davacı tarafça başvurularak şantiye sahasını işgal eden vinçlerin kaldırılması için talepte bulunulduğu ve kaymakamlığın 01/11/2017 tarihli 2017/13 Karar sayılı kararı ile tecavüzün men’ine ve vinçlerin kaldırılmasına karar verildiği, bu karara rağmen davalı … ve davalı … işi ağırdan alarak müvekkil şirkete zarar verme gayreti içerisine girdiği, yeterli personel ve aracı hazır bulundurmadığı, söküm için getirilen mobil vincin dahi yeterli ve gerekli niteliklerde olmaması nedeniyle gecikmeler yaşandığı, davacıya ait vinçlerin şantiye sahasındaki işgalinin sonlandırılmaması nedeniyle davacı müvekkilin faaliyetleri durduğu, bu gecikme gerek üçüncü şahıslar ile imzaladığı sözleşmelerde öngörülen teslim tarihlerinde işi teslim edememesi gerekse iş planlama takviminin gerisinde kalması nedeniyle maliyetlerinin artmasına, başka bir taşeronla sözleşme imzalanması sürecinin ve bu süreçte maliyet artışı nedeniyle de davacının zararına yol açtığı belirtilerek davalı …’ın zilyetliğe haksız saldırı niteliğindeki eylemleri nedeniyle uğranılan müspet zararın tazmini için fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla davalılardan müteselsilen şimdilik 1.000 TL maddi zararın karşılanması talep edilmiştir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 139. Maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanununun 118. Maddesi), “iki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir, alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir.” hükmü yer almaktadır.
Karşılıklı alacaklar çekişmeli (münazaalı) ise takasa bağlı hukuki sonuçlar, çekişmeli alacağa ilişkin mahkeme kararına göre belirlenir. Mahkeme alacağın varlığını kabul ederse takas geçerli olur, aksi takdirde takas hiç bir sonuç doğurmaz. (Reisoğlu, Safa, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 2008, s. 374.) Takas borcu sona erdiren sebeplerden biri olup, takas ile her iki borç da az olanı oranında sona erer. Yani takas beyanıyla her iki alacak da kesin olarak ortadan kalkar. (Eren, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 1999, s.1261, 1267.) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 143. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanununun 122. maddesi) uyarınca, takas, ancak borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle gerçekleşir. Bu durumda her iki borç, takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona erer. Böylece takas beyanı, borçları (alacakları) geriye yürüyen bir şekilde sona erdirir. (Reisoğlu, Safa, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 2008, s. 376.) Yargıtay 11 HD.’nin 10/11/1983 T. E. 4371, K. 4932 Sayılı ilamında da takas konusu alacağın, başka bir mahkeme de dava konusu yapılmış olmasının, takas def’inin ileri sürülmesine engel teşkil etmeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda hakimin esas alacağı müteallik kararının, diğer davanın neticesine kadar talik etmesi gerekir. (YTD 26/02/1954 ve 1359-1406 SAYILI kararı) Yargıtay 11. HD’nin içtihatların bu doğrultuda olduğu gibi genellikle öğretideki görüşlerdeki aynı istikamettedir. (bkz Von Tuhr-Borçlar hukukunun umumi kısımlarını- Prof. Dr. Feyzi Feyzioğlu – Borçlar Hukuku Genel Hükümler – İstanbul 1977 C. II s. 496 ve Senai Olgaç – Türk Borçlar Kanunu – İstanbul 1969 C. I. s 916-917) Yargıtay 23. HD’nin 2014/5307 E, 2014/7906 K, sayılı ilamında da davalının, başka bir hukuki ilişkiden doğan karşı alacağına dayanarak ve Yargıtay 11. HD’nin 01/01/2001 tarihle 4561 E, 7294 K., sayılı ilamında da açıklandığı üzere derdest bir davanın konusu olan alacak bakımından 818 sayılı BK’nın 118/2 madde hükümü uyarınca takas def’inde bulunabileceği gözetilerek iş bu davada davalının takibe itirazında dayandığı takas alacağına ilişkin yargılamanın derdest olduğu anlaşılmakla, yargılaması yapılan davanın sonuçlanması ve kesinleşmesi beklenilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda, davalı tarafça yapılan takas def’ine dayanak yapılan alacakların bir başka mahkemede görülen maddi tazminat davasında dava konusu yapıldığı, davalı tarafça cevap dilekçesinde takas def’inde bulunulduğu anlaşılmakta olup, zikredilen yasal düzenlemeler uyarınca takas iradesinin bildirilmesiyle her iki borç takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarında sona ereceğinden taraflar arasında görülen maddi tazminat davasının onucunun beklenerek, takasa konu alacağın akıbetinin belirlenmesi gerekmektedir. Bir an için böyle bir davanın açılmamış olduğu ve davalı tarafın doğrudan doğruya iş bu davada takas def’inde bulunulduğu düşünse idi bu halde de mahkemenin iş bu istemi nazara alarak değerlendirmesi gerekmekteydi. Dolayısıyla, mahkemece, takasa konu alacağın dava konusu edildiği davaların sonucu beklenerek verilecek karara göre takas beyanının değerlendirilmesi gerekirken takas savunmasının kabule şayan olmadığı belirtilerek takas mahsup def’i nazara alınmaksızın değerlendirme yapılmıştır.O halde; ilk derece mahkemesince davalının takas-mahsup def’i dikkate alınarak bir inceleme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu kapsamda ilk derece mahkemesince yapılacak iş; İstanbul (Anadolu) 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/480 E. sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, hükmün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine dair karar verilmesi kanaatiyle aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul (Anadolu) 1. Asliye Ticaret Mahkeme’sinin 28/05/2019 tarih ve 2018/288 Esas – 2019/606 Karar sayılı kararının HMK’nın 355 1/a-6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 2-Davalı vekilinin esasa ilişkin sair istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde, avansın yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/10/2020 tarihinde HMK’nın 362. Maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.