Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1297 E. 2023/425 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1297
KARAR NO: 2023/425
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/371
KARAR NO: 2019/848
DAVA TARİHİ: 07/09/2015
KARAR TARİHİ: 12/09/2019
DAVA: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kooperatif yönetiminin yapmış olduğu inşaatın tamamen kaçak, imar durumuna, ruhsata ve onaylı projeye aykırı olup yetkili belediye encümeni tarafından verilmiş ve kesinleşmiş yıkım kararları bulunduğunu, ruhsata, imar durumuna ve projeye uygun olarak inşaatı yapılmış ve üyeye tahsis edilebilecek bir meske bulunmadığını, ortak alanların vatandaşlara konut olarak satıldığını, yapılan genel kurul toplantılarına ilişkin çağrı gönderilmeyerek toplantıya katılmalarının engellendiğini, Eyüp … Noterliği’nden keşide edilen 07/07/2015 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarı ile ihraç kararı verildiğini, ihraç kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtarnamelerde belirtilen borç miktarının gerçeğe aykırı olduğunu beyan ederek ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya iki ayrı ihtarname tebliğ edildiğini, ihtara rağmen borç ödenmediği için hakkında ihraç kararı verildiğini, parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği için kararın usul ve yasaya uygun olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul 12.ATM’nin 2015/907 Esas sayılı dosyası davacı tarafça üyelik ihracının iptaline ilişkin olup yazılı yargılamaya tabi, Mahkememiz dosyası ise Kooperatif Genel Kurulunun iptaline ilişkin olup basit yargılamaya tabi olduğundan ve iki davanın birlikte yürütülmesi mümkün bulunmadığından İstanbul 12.ATM’nin 2015/907 Esas sayılı dosyası tefrik edilerek Mahkememizin 2018/371 Esasına kaydolmuştur. Mahkememizin 28/02/2019 tarihli celsesi 1 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 29/04/2019 ek bilirkişi raporunda özetle; ”-Davacı …’ın davalı kooperatife halen 10.575,00-TL borç bakiyesi bulunduğu, -Davalı vekili tarafından muhatap davacı …’a düzenlenen Eyüp … Noterliği 03/03/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname tarihinden; davacı …’ın davalı Kooperatife toplamda 3.100,00-TL vadesi geçmiş borcu bulunduğu, işbu borçların Eylül 2014 dönemine ait 225,00-TL, Ekim 2014 dönemine ait 575,00-TL, Kasım 2014 dönemine ait 575,00-TL, Aralık 2014 dönemine ait 575,00-TL, Ocak 2015 dönemine ait 575,00-TL, Şubat 2015 dönemine ait 575,00-TL olduğu ve işbu ihtarnameler sonrasında davacı … tarafından … Konut Yapı Kooperatifi’ne hiçbir ödeme yapılmadığının tespit edildiğini, -Ana sözleşmenin 14. Maddesi gereğince gecikmiş bakiye borcun tamamı olan 3.100,00-TL’nin 28/02/2015 tarihinde gerçekleşmiş olduğu kanaatine varılmıştır” denilmiştir. Ana sözleşmenin 34. maddesine göre ilk ihtar için en az 30 gün ödemede gecikilmiş olması gerektiği gerekçesine dayalı olarak bu sürenin geçmeden ihtarda bulunulduğu ve ihtarın geçersiz olduğu iddia edilmiş ise de 1. İhtar tarihinde ödemesi ihtar edilen 3.100 TL’nin 2014 yıl 9,10,11,12 ve 2015 yılı Ocak ayı taksitlerinden itibaren 1. İhtar tarihine kadar 30 günlük sürelerin geçmiş olduğu; ihtarnamede 2015 Şubat ve Mart aylarına ilişkin taksitlerde ihtar konusu yapılmış ve bu taksitler açısından 30 günlük süre geçmemiş ise de, 2014 yıl 9,10,11,12 ve 2015 yılı Ocak ayı taksitlerin miktarı ve ödeme tarihlerinin sözleşmeye ekli ödeme planında bulunduğu, ihtardaki borcun bilinebilir/hesaplanabilir borç niteliğinde olup ihtarnamedeki borcun 2525 TL’lik kısmının ödeme tarihlerinden 30 günlük sürenin geçtiğinin sabit olduğu, 2015 Şubat ve Mart aylarına ilişkin taksitlerden itibaren 30 günlük sürenin geçmemiş olmasının ihtarnamede ihtar konusu yapılan 2014 yıl 9,10,11,12 ve 2015 yılı Ocak ayı taksit tarihlerinden itibaren 30 günlük sürenin geçtiği gerçeği ve bilinirliğini ortadan kaldırmayacağı ve tüm bu nedenlerle bu iddianın ihtarın geçerliliğini etkilemeyeceği anlaşılmıştır. Davacı taraf davasını, genel kurul kararı iptal edilir (yoklukla malul sayılması halinde) ise genel kurul kararı ile seçilen yönetim kurulunun yaptığı ihtarda hükümsüz olur gerekçesine dayandırmış ise de hukuk güvenliği ile emredici hukuk kurallarına uyulması ve hakkın ancak hukuk kurallarına uygun olarak kazanılmasının mümkün olması ilkelerinin bağdaştırılabilmesi açısından genel kurul kararının yoklukla batıl olduğu tespit edilse bile bu tespitteki yokluk halinin yarattığı hukuku aykırılık sonrasında yapılan işlemlere de sirayet edecek bir yokluk hali olması gerekmektedir. Böylelikle hem hukuk güvenliği sağlanmış olacak hem de hukuka aykırı davranılmasına özel bir prim vererek kişileri, kanunsuz da olsa yapalım, nasılsa yokluğun tespiti davası açılıncaya kadar geçerli olacaktır düşüncesine hukuk teşvik etmemiş olacaktır. Somut olayımızda da tefrik edilen dosyamızdaki yokluk iddiası ile birlikte yönetim kurulunun seçimi ile bu yönetim kurulunun ihtarları ile ödeme tarihlerinin sözleşmeye ekli ödeme planına dayalı olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde yönetim kurulunun seçimine ilişkin genel kurul kararının yokluk halinin tereddüsüz olan taksitleri ödeme, taksitlerin ödenmemesi halinde ihtarların çekilmesi ve sonucunda kanun gereğin üyeliğin düşmesi işlemlerine sirayet edecek bir hukuka aykırılığın olamayacağı anlaşılmış ve tefrik edilen dosyadaki genel kurulun iptali davasının sonucu beklenilmemiştir.” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Kooperatif yönetiminin yapmış olduğu inşaatın tamamen kaçak, imar durumuna, ruhsata ve onaylı projeye aykırı olup yetkili belediye encümeni tarafından verilmiş ve kesinleşmiş yıkım kararları bulunduğunu, ruhsata, imar durumuna ve projeye uygun olarak inşaatı yapılmış ve üyeye tahsis edilebilecek bir meske bulunmadığını, ihtarnamelerin usulüne uygun olmadığını, Mahkemece yaptırılan 08/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda ihtarnameler sakat ve geçersiz olduğundan verilen ihraç kararının iptali gerektiği yönünde görüş bildirildiğini, daha sonra mali müşavir … tarafından düzenlenen 29/04/2019 tarihli ek raporda yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu, müvekkili tarafından ödenen 400 TL ve 575 TL’lik iki adet toplamda 975 TL makbuzun kooperatif defterlerinde kayıtlı olmadığını, Kooperatifler kanunu ile birlikte objektif iyiniyet kuralları, kooperatifin ediminin ifasının imkansız oluşu, ayıplarının giderilmesinin mümkün olmayışı neticesinde müvekkilinin imkansız edime ilişkin herhangi bir borcunun ve ödeme yapmasının mümkün olmayacağını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı isere’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, parasal yükümlülüklerin yerine getirilmediğinden bahisle kooperatif yönetim kurulu tarafından davacı hakkında verilen kooperatif üyeliğinde ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Bir ortağın ortaklıktan çıkarılması ancak ana sözleşmede açıkça gösterilen nedenlere dayanması halinde mümkündür. İşbu nedenle çıkarılma nedenlerinin açık ve net bir şekilde ana sözleşmede tek tek gösterilmesi gerekmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun, “ortaklıktan çıkarılma esasları ve itiraz” başlıklı 16.maddesinde; “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar. Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme,çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir. Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde,genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir. Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” düzenlemesi yer almaktadır. Aynı Kanun’un 27.maddesinde; “Ortakların yüklendikleri paylar için ödeyebilecekleri para tutarını anasözleşme belirtir. Kooperatif, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlerini yerine getirmelerini ister. İlk isteğe uymayan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmiyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer. Ortaklığın düşmesi alakalının, anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmez.” düzenlemesine yer vermiştir.Davalı Kooperatifin ana sözleşmesinin 14.maddesinde; parasal yükümlülüklerini otuz gün geciktirmeleri üzerine, yönetim kurulunca noter aracılığı ile yapılacak ihtarı takip eden on gün içinde bu yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere yine aynı kurulca ikinci ihtar yapılacağı, ikinci ihtarı takip eden bir ay içerisinde de yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarılacağı düzenlenmiştir. Davacının parasal yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle iki ayrı ihtarname gönderilmiştir. Eyüp … Noterliği’nden keşide edilen 03/03/2015 tarih ve … yevmiye no.lu 1. ihtarname ile; 2014 yılı Ekim 400,00 TL, Kasım 575,00 TL, Aralık 575,00 TL, 2015 yılı Ocak 575,00 TL, Şubat 575,00 TL olmak üzere toplam 2.700,00 TL borcun vadesi geçtiği halde ödenmediği belirtilerek 28/02/2015 tarihi itibariyle ödenmesi gereken 2.700,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 10 gün içinde ödenmesi gerektiği aksi takdirde bağımsız bölüm satışına ilişkin sözleşmenin feshi, kooperatif ortağı olarak nitelendirilmesi durumunda kooperatif ortaklığından çıkarılması ve kooperatifle ilişiğinin kesilmesi cihetine gidileceği ihtar edilmiş, 09/03/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Eyüp …. Noterliği’nden keşide edilen 13/04/2015 tarih ve … yevmiye no.lu 2. ihtarname ile; 2014 yılı Ekim 400,00 TL, Kasım 575,00 TL, Aralık 575,00 TL, 2015 yılı Ocak 575,00 TL, Şubat 575,00 TL olmak üzere toplam 2.700,00 TL borcun vadesi geçtiği halde ödenmediği belirtilerek 28/02/2015 tarihi itibariyle ödenmesi gereken 2.700,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 10 gün içinde ödenmesi gerektiğinin Eyüp … Noterliği’nden keşide edilen 03/03/2015 tarih ve … yevmiye no.lu 1. İhtarnamesi ile ihtar edildiği ancak ödeme yapılmadığı bu nedenle 2.700,00 TL’nin 30 gün içinde ödenmesi gerektiği aksi takdirde bağımsız bölüm satışına ilişkin sözleşmenin feshi, kooperatif ortağı olarak nitelendirilmesi durumunda kooperatif ortaklığından çıkarılması ve kooperatifle ilişiğinin kesilmesi cihetine gidileceği ihtar edilmiş, 17/04/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Kooperatif yönetim kurulunun 02/07/2015 tarihli ve … no.lu kararı ile; davacıya gönderilen 2 ihtara rağmen borç ödenmediğinden ihraç kararı verildiği, ihraç kararının Eyüp … Noterliği’nden keşide edilen 07/07/2015 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarı ile davacıya 13/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 07/09/2015 tarihinde 3 aylık yasal süre içerisinde açıldığı tespit edilmiştir. Tefrik kararından önce kooperatif uzmanı …, smmm … ve hukukçu … tarafından düzenlenen 08/02/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda; davalı kooperatif tarafından, davacıya keşide edilen Eyüp … Noterliği’nin 03/03/2015 tarih ve … yevmiye no.lu 1. ihtarnamesinde 28/02/2015 tarihli borç bakiyesinin 2.700,00 TL olduğu belirtilerek, bu borcun 10 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, anasözleşmenin 14.maddesi gereğince gönderilen 1.ihtarın en az 30 gün ödemede gecikilmiş bir borç olması yani 28/02/2015 tarihli borç bakiyesinin istenebilmesi için en erken bu tarihten 30 gün sonraki tarihi taşıyan 1.ihtarın gönderilmesi gerektiği, bu tarih ise en erken 31/03/2015 tarihi olup 1.ihtarnamenin müddet yönünden sakat olduğu, 2.ihtarnamede ise 1 aylık ödeme süresi yerine 30 günlük süre verilmesinin 2.ihtarı sakatladığı, bu durumda iki haklı ihtar şartının yerine getirilmediği yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkemece smmm …’dan alınan 29/04/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda ise, ilk derece mahkemesi kararında özetlendiği şekilde görüş sunulmuştur. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 18/03/2021 tarihli 2021/653 E. 2021/1007 K. sayılı ilamında açıklandığı gibi; “1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. ve davalı kooperatif anasözleşmesinin 14. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği, her iki ihtarnamede de bildirilen borç miktarının aynı olup olmadığı, tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir…” Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 30/12/2015 tarih 2015/5149 E. 2015/8619 K., 20/10/2016 tarih 2015/7425 E. 2016/4644 K, 27/01/2020 tarih 2016/8926 E. 2020/423 K. sayılı ilamlarında da aynı hususlara işaret edilmiştir. Yine davalı kooperatif ile başka bir üyesi arasında ihraç kararının iptali istemiyle açılan dava neticesinde Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 02/06/2022 tarihli 2021/2891 E. 2022/3037 K. sayılı ilamında; “Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Kooperatif ortağının, parasal yükümlülüklere uymadığı gerekçesi ile ihracı 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, borcu olan ortağa ihraç ihtarını da içerir iki ihtar gönderilmesi verilen sürelerde borcun ödenmemesi ve ihtarlarda istenilen borcun muaccel olması gereklidir. Mahkemece, davacının, kooperatife olan borçlarının tespiti için alınan bilirkişi raporundaki hesaplamada, 10.02.2010 tarihli ödeme tablosunun esas alındığı, ancak 16.12.2019 tarihli davalı vekilinin bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde davacının taahhüt ettiği borçlarını ödeyemediği için borcun yeniden yapılandırıldığını, birinci ihtarnamenin keşide edildiği 03.03.2015 tarihi itibariyle vadesi geçmiş borç toplamı 2.700,00-TL olduğu için, 2.700,00-TL talep edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, 03.03.2015 tarihinde keşide edilen birinci ihtarnamede davacının sözleşmeye göre ödemesi gereken satış bedeli taksitlerini zamanında ödemeyerek sözleşmeye aykırı davrandığından bahisle, Ekim 2014 ayında 400,00 TL, Kasım 2014’te 575,00 TL, Aralık 2014’te 575,00 TL, Ocak 2015’te 575,00 TL, Şubatta 575,00 TL olmak üzere toplam 2.700,00 TL borcun ödenmesi istenmiştir. Yapı kooperatifleri tip anasözleşmesinin 14/2 maddesinde, parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktiren ortaklara ihtarname gönderilmesi gerektiği öngörülmüştür. Davalı kooperatifçe davacıya hitaben çıkarılan 03.03.2015 tarihli ilk ihtarnamede 2015 Şubat ayı borcu da dahil edilmiş olup, anılan hükme aykırı olarak, muaccel olmayan aidat borcunun yer aldığı bu ihtarnameye dayanılarak ihraç kararı verilemez. Bu nedenle ilk ihtar usul ve yasaya uygun olmadığından buna dayanılarak alınan ihraç kararı da hukuka aykırıdır. Anılan gerekçe ile davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.” şeklinde karar verilmiştir. Kooperatif ana sözleşmenin 14. maddesinin parasal yükümlülükler ile ilgili ihraç prosedürüne ilişkin 2. fıkrasında ve emsal Yargıtay kararlarında ifade edildiği üzere, birinci ihtarda istenilen borç miktarının en az 30 gün gecikmiş olması gerekmektedir. Davacıya gönderilen 03/03/2015 tarihli birinci ihtarnamede Şubat 2015 dönemine ait 575,00 TL aidat borcu da yer almaktadır. Ancak şubat dönemine ait aidat borcunun son ödeme tarihinden itibaren 30 günlük süre geçmediğinden birinci ihtarda şubat dönemine ait aidat borcunun yer alması nedeniyle ihtarın usulüne uygun olmadığı tespit edilmiştir. Nitekim, yönetim kurulu kararı ve keşide edilen ihtarnamede yer alan borcun gerçeği göstermesi ve üyenin ödemek zorunda olduğu borç miktarını içermesi zorunludur. Bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurul 10/07/2013 tarih 2013/23-3 Esas 2013/1054 Karar sayılı ilamında “Parasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi için ortağa yapılan ihtarnamelerin gerçek borç miktarı ile uyumlu olması gerektiği için, gerçek borç miktarının eksik veya fazla belirtildiği ihtarlara dayalı olarak verilen ihraç kararı da geçersiz olacaktır.” şeklinde ifade edilmiştir. Açıklanan nedenlerle; ilk ihtarnamede ödemesi 30 gün geciktirilmemiş borcun yer alması nedeniyle, bu ihtarnameye dayalı olarak ihraç kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yukarıda yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf istemi kabul edilerek 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca “Davanın Kabulü ile; Davalı S.S. Marmara Tankcıları Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu’nun 02/07/2015 tarihli ve 738 no.lu ihraç kararının iptaline” yönelik hüküm tesis edilmiştir. Ayrıca dava tarihi 07/09/2015 olmasına rağmen gerekçeli karar başlığında 13/07/2015 yazılması, yine kararda tefrik edilen dosyadaki dava ve cevap dilekçelerinin özetlenmesi, işbu davaya yönelik iddia ve savunmaların özetlenmemesi HMK’nın 297.maddesine aykırı olup Dairemiz kararında anılan hususlar düzeltilmiş, aşağıdaki şekilde yeniden hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/09/2019 tarihli 2018/371 E. 2019/848 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİS EDİLMESİNE,a-Davanın KABULÜ ile Davalı S.S. Marmara Tankcılar Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu’nun 02/07/2015 tarihli ve 738 no.lu ihraç kararının İPTALİNE, 3-İlk derece mahkemesi giderleri yönünden;a-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 152,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,b-Davacı tarafından başlangıçta yapılan 55,40 TL gider ile yargılama aşamasında tebligat masrafı,bilirkişi ücreti ve posta masrafı olarak sarfedilen 555,00 TL’nin toplamı olan 610,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, c-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,ç-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,d-HMK’nın 333. maddesi gereğince, karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,4-İstinaf Giderleri Yönünden;a-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, b-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli olan 179,90 TL karar harcından davacı tarafça yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 135,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,c-Davacı tarafından sarfedilen 165,70 TL istinaf harcı (başvurma ve karar) ile istinaf yargılama aşamasında posta masrafından oluşan 45,30 TL masraf olmak üzere toplam 211,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,ç-İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,d-Yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/03/2023