Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1284 E. 2023/411 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1284
KARAR NO: 2023/411
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2019
ESAS NO: 2017/678
KARAR NO: 2019/848
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ: 21/07/2017
KARAR TARİHİ: 15/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekil, dava dilekçesinde özetle; 20’şerli gruplar halinde yapıldığı iddia edilen toplantılara müvekkilin çağrılmadığını, yönetim kurulunun yapmış olduğu toplantı bilgisinin ve 86 m2’ye çıkarttığını iddia ettiği hususunun çalışma raprorunda yer almadığını, yönetim kurulunun yapmış olduğu toplantı bilgisini ve 86 m2’ye çıkarttığını iddia ettiği hususunun genel kurul tutanağında yer almadığını, davalı kooperatifin 21 Haziran 2017 tarihli genel kurul toplantısında alınmış olan kararlardan 3.,6. ve 11. Maddeye ilişkin öncelikle usul ve yasaya aykırı kararlar olması sebebiyle mutlak butlan hükmünde sayılmasına, kabul edilmemesi halinde iyiniyet kuralları çerçevesinde iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle genel kurulda üyelerin 20 şerli guruplar halinde bilgilendirilmesi veya bilgilendirildiği şeklinde bir gündem maddesi olmadığını, davacının bu konuyu dava konusu etmesinin yersiz olduğunu, davacının iş bu davada haksız ve kötü niyetli olduğunu, davanın açılması ile kooperatifin zarara uğraması muhtemel olduğundan ve davacıların iddiaları soyut ve hukuki dayanaktan yoksun bulunduğundan TTK m.448 uyarınca davalı lehine teminata karar verilmesi gerektiğini, 2017 Yılı Olağan Genel Kurul’unun dava konusu edilen kararlarının tümüne ilişkin hükümsüzlük ve iptal taleplerinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”İş bu dava 21/06/2017 tarihli davalı Kooperatif Genel kurulunda alınan kararların iptali talebine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı kooperatifin 21.06.2017 tarihli 2016 yılı genel kurulunda alınan kararların butlanının yada iptalinin gerekip gerekmediği, kararların kanun, ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı, hususlarında toplanmaktadır. Dava konusu kararların yokluğu ve butlanına ilişkin yapılan değerlendirmede; söz konusu genel kurulda çağrı usulüne uyulduğu ve alınan kararlar da öngörülen nisaplara uyulduğu gibi somut olayda başkaca yokluk ve butlan sebeblerinin mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Bu sebeble dava konusu kararların yokluk veyahut mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davaya konu 6 nolu karara ilişkin yapılan değerlendirmede; Kooperatiflerde ihtiyaca göre genel kurul öncesinde bilgilendirme toplantıları yapılarak bilgi verilebilecek idiyse de aslolanın genel kurul toplantısında tüm üyelere yönetim ve denetim faaliyet raporları ile bilgi verilerek genel kurulca müzakere edilmesi sonucu genel kuruldan bu hususta karar alınması gerektiği, kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki kararlaştırılan oranların değişip değişmediği, üyelere verilecek bağımsız bölümlerin 62 m2 den 86 m2 çıkarıldığı konusunda ne yönetim, ne denetim ve nede genel kurul toplantı tutanağında üyelere gerçekçi bilgi ve açıklama yapıldığı, yönetim ve denetim kurulu faaliyet raporlarının tebliğ hükümlerine uygun içerik de düzenlenmediği, arsa, inşaat ve ferdileşme çalışmaları bölümünde kuşkuya yer vermeyecek nitelikte üyelere ayrıntılı hiçbir bilgiye yer verilmediği gibi açık ve şeffaf bir biçimde tüm ortaklara bilgi ve açıklamanın sunulmadığının görülmüş olması karşısında raporlarda yanlış, yanıltıcı, abartılı ve gerçeğe aykırı bilgiler verilemeyeceği ilkesine aykırılık nedeniyle alınan 6 nolu kararın objektif ve iyi niyet ilkelerine aykırı olması nedeniyle iptal edilmesi gerektiği takdir ve sonucuna varılarak bu madde yönünden davacı tarafın davasının kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; ”dava konusu genel kurulda, kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki oranlar ile dairelerin metrekaresi konusunda bir gündem maddesi yoktur ve bu genel kurulda bu konularda alınacak bir karar da yoktur. Ayrıca yönetim kurulu çalışma raporu ile denetim kurulu raporunda sözleşmedeki oranlar ile dairelerin metrekaresi konusunda bir açıklama ve ifade de yoktur. Sözleşmedeki oranlar ve dairelerin metrekaresi konusunda müzakere edilecek bir konu genel kurulun gündeminde yoktur. Genel kurul gündem konusu olmayan bir nedenle ilk derece mahkemesinin bilirkişi raporunu esas alarak gerekçe oluşturup 6 nolu gündemin iptaline karar vermesi yanlıştır. Soruya karşı verilen cevap 18.08.2014 tarihinde yapılmış olan sözleşmenin 3. Maddesine binaen yapılan bir açıklama ve öngörüdür, aksi halde kesin olan bir bilginin raporlarda yer almaması veya üyelerle paylaşılmaması şeklinde bir bilgi değildir. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin daire metrekarelerinin raporlarda yer almadığı nedeniyle üyelere gerçekçi bilgi verilmediği kanaati olayın esasına ve genel kurulun usulüne aykırıdır. Bu konu yani dairelerin metrekarelerinin artacağı sözleşmede yer aldığı gibi 2013 ve 2014 yılında yapılan genel kurullarda da detaylı olarak görüşülmüş ve tutanaklarda da yer almıştır. Daire metrekarelerinin tevhid ve imar çalışmaları sonrasında artacağı sözleşmede mevcut olduğu gibi dava konusu genel kurulundan önceki genel kurullarda da hep görüşülmüştür ve konu bütün üyelerinde bilgisindedir. Kaldı ki 2014 yılında imzalanmış olan Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin 3. Maddesi gereğince, inşaatın yapılacağı alanda imar çalışmasın nihayeti sonrasında, dairelerin metrekaresinin nihai miktarı belli olacak ve bu nedenle sözleşmenin zeyilnamesinin imzalanması gerekecektir. Bunun için metrekare konusu konu raporlarda belirtilecek ve değerlendirilip karar altına alınması için genel kurula sunulacaktır ve genel kurulun kararına göre zeyilname yapılacaktır. İmar çalışmaları nihayete ermeden dairelerin metrekaresinin ne kadar olduğu veya olacağı konusunda raporlarda açıklama yapmak ve genel kurul tutanağında belirtmek veya karar almak usul gereğince yersizdir ve yanlış sonuçlara yol açabilir” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesine dayalı olarak açılan genel kurul kararı iptali istemine ilişkindir. İptale konu 21.06.2017 tarihinde yapılan 2016 hesap yılı olağan genel kurulun 6 nolu kararıdır. Toplantının gündem maddeleri madde 3- yönetim kurulu yıllık çalışma raporu … tarafından okundu. Madde-4 denetim kurulu raporu, denetçi … tarafından okundu şeklindedir. 6. madde “Okunan raporlar ile bilanço gelir gider farkı hesapları müzakereye açıldı. Söz alan ortaklardarı … yıl içinde yapılan faaliyetlerle alakalı olarak kat karşılığı verilecek arsa miktarlarının faaliyet raporlarında yer almadığını belirtti. Ayrıca 2014 yılında yapılan sözleşmede m2 miktarlarının net olarak belirlenmemesinden rahatsız olduğunu belirtti. Bunun üzerine söz alan yönetim kurulu başkanı …, yapılan iş ve işlemler konusunda yönetim kurulu olarak genel kurula bilgi verdiklerini ve bu şekilde karar alındığını belirtmiştir. Yapılan görüşmelerden sonra raporlar ayrı ayrı oylamaya sunuldu. Yönetim kurulu yıllık çalışma raporu, denetim kurulu raporu, bilanço ve gelir gider farkı hesapları 22 ret oyuna karşılık 69 kabul ayu ile oy çokluğu ile kabul edildi.” şeklindedir. Ortaklardan …, …, …,…, …, … hak ve vecibelerde eşitlik konusunda uygun davranılmadığını ileri sürerek imzalı şerhlerini tutanağın ekine alınmasını istemişlerdir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, 21/06/2017 tarihli 2016 yılı Olağan Genel Kurulunda alınan 6 nolu kararın iptaline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Somut olayda; 21.06.2017 tarihli 2016 hesap yılı olağan genel kurulu toplantısının gündem maddelerinde yönetim kurulu yıllık çalışma raporu ve denetim kurulu raporunun okunması vardır. İptale konu 6. maddede okunan raporlar ile bilanço gelir gider farkı hesapları müzakereye açılmış, ortaklardan …, yıl içinde yapılan faaliyetlerle alakalı olarak kat karşılığı verilecek arsa miktarlarının faaliyet raporlarında yer almadığını, ayrıca 2014 yılında yapılan sözleşmede m2 miktarlarının net olarak belirlenmemesinden rahatsız olduğunu belirtmesi üzerine yönetim kurulu başkanı ….n, yapılan iş ve işlemler konusunda yönetim kurulu olarak genel kurula bilgi verdiklerini ve bu şekilde karar alındığını belirttiği ve yapılan görüşmelerden sonra raporlar ayrı ayrı oylamaya sunulduğu, yönetim kurulu yıllık çalışma raporu, denetim kurulu raporu, bilanço ve gelir gider farkı hesapları 22 ret oyuna karşılık 69 kabul oyu ile oy çokluğu ile kabul edildiği karara bağlanmıştır. Yönetim kurulu yıllık çalışma raporunda, hukuki faaliyetler başlıklı bölümde; Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 esas sayılı dosyasında; kooperatifin 17/06/2014 tarihli genel kurul kararının kat arşılığı inşaat sözleşmesinde müteahhit ile yapılan anlaşma kapsamında kooperatif üyelerinin kaç daire alacağının belirlendiği ancak müteahhide verilecek arsa payı oranının belirlenmediği gerekçesi ile iptaline karar verildiği, temyiz üzerine kooperatif lehine bozulduğu, karar düzeltme aşamasında olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar mahkemece, yönetim ve denetim faaliyet raporlarında kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki kararlaştırılan oranların değişip değişmediği, üyelere verilecek bağımsız bölümlerin 62 m2 den 86 m2 çıkarıldığı konusunda üyelere bilgi verilmediğinden bahisle genel kurul 6. maddesinin iptaline karar verilmiş ise de; daire metrekarelerinin tevhid ve imar çalışmaları sonrasında artacağı, inşaatın yapılacağı alanda imar çalışmasın nihayeti sonrasında dairelerin metrekaresinin nihai miktarının belli olacağı ve bu hususun davalı kooperatifin inisiyatifinde olan bir durum olmadığının kabulü gerekmektedir. Davalı vekili istinaf aşamasında 29/09/2021 tarihli beyan dilekçesi ile Yönetim kurulu yıllık çalışma raporunda, hukuki faaliyetler başlıklı bölümde belirtilen Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1005 esas 2015/230 karar sayılı dosyasında 2014 yılında yapılan genel kurul kararına karşı açılan iptal davasının kabulüne ilişkin kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesi kararı ile bozulduğu beyan etmiştir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin Esas no: 2020/1969 Karar no: 2021/207 ilamının incelenmesinde; İptali istenen 10 ve 11. maddeler ile davalı kooperatife ait İstanbul ili Zeytinburnu ilçesinde bulunan toplam 29267 metrekare miktarlı parsellerle ilgili 244 adet net alanı 62 metrekare yaklaşık brüt alanı 75 metrekare yaklaşık toplam genel brüt alanı ise 85 metrekare olan 1+1 dairenin kooperatife verilmesi karşılığını içerir bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması hususunda yönetim kuruluna yetki verildiği, yetkiye ilişkin bu kararın 7 red oyuna karşılık 86 kabul oyu ve oy çokluğuyla alındığı görülmektedir. İlamda; ‘Mahkemece, bozma sonrası yukarıdaki gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirmede kooperatif genel kurulunca alınan yetki doğrultusunda yüklenici ile kooperatif arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin bir bütün olarak değerlendirilmediği, bozma gereklerine ve dosya kapsamındaki tüm belge ve kayıtlara uygun bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda bahsedilen bütün hususların yanında mahkemenin kabulünün aksine davalı kooperatifin konut yapı kooperatifi olup Karma Büyük Projede ticaret alanı yanında kültürel tesis alanı, dini tesis alanı, kapalı ve açık spor alanı, yeşil alan, eğitim alanı, açık ve kapalı otopark alanları ve yol alanı olarak belirlenen alanlardan yararlanma hakkının davalı kooperatif ve üyelerine de ait olduğu, yüklenicinin mülkiyetinde olduğuna ilişkin kabulün doğru olmadığı, dolayısıyla sözleşme ve sözleşme sonrası gerçekleşen fiili duruma göre genel kurulda verilen yetki çerçevesinde yapılan anlaşmanın ve yürütülen işlemlerin kooperatif ve üyelerinin yararına olduğu ve üyelerin büyük bir çoğunluğu tarafından da genel kurulda olumlu yönde oy kullanıldığı gözetildiğin de alınan kararların iyi niyet kurallarına uygun ve kooperatif yararına olduğu gözetilerek genel kurul kararının iptali istemine ilişkin davanın reddi gerekirken dosya kapsamına uygun görülmeyen aksine gerekçelerle kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” belirtilmiştir. İlgili Yargıtay ilamında da belirtildiği gibi; Mahkemece iptaline karar verilen 6. Maddenin temelini oluşturan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesine dair genel kurul kararı gereğince verilen yetki çerçevesinde yapılan anlaşmanın ve yürütülen işlemlerin kooperatif ve üyelerinin yararına olduğu, alınan kararların iyi niyet kurallarına uygun ve kooperatif yararına olduğu, süreçle ilgili bilgi paylaşılmadığı iddiasının doğru olmadığı, yönetim kurulu yıllık çalışma raporunda, hukuki süreçle ilgili bilgi verildiği, bilgi verilmesi istenen hususların imar çalışmasına bağlı olduğu ve davalı kooperatifin inisiyatifinde olmadığı anlaşılmakla; davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. HMK’nin 353/(1)-b-2 maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında …” duruşma yapılmadan karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile, 6100 Sayılı HMK’nin 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca kararın kaldırılarak dava reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile, 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 bendi uyarınca Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/678 E. 2019/848 K. sayılı 21/09/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,2- Davanın REDDİNE,3-İlk derece mahkemesi yargılama giderleri yönünden,a- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 179,90 TL maktu karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 148,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,c-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, d-HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri yönünden,a-Davalı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,b-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı tarafça yatırılan 44,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,c-Davalı tarafın yapmış olduğu 165,70 TL (istinaf başvuru ve karar harcı toplamı) ile istinaf posta reddiyat gideri 66,90 TL olmak üzere toplam 232,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,ç-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara karar kesinleştğinde ilk derece mahkemesince iadesine,d-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/03/2023