Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/128 E. 2021/151 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/128
KARAR NO: 2021/151
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2017
NUMARASI: 2015/624 Esas – 2017/1190 Karar
DAVA KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 17/02/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı taraf vekili dava dilekçesinde özetle; 24/05/2015 tarihli kooperatif olağan genel kurul toplantısında kararların kooperatif kanununa ve ana sözleşmeye uygun alınmadığını ve üyelere usulüne uygun süresinde (en az 30 gün önce) tebligat yapılmadığını, birçok üyeye çağrı kağıdı tebliğ edilmediği için toplantıdan haberdar olmadıklarını, genel kurul toplantısında usulüne uygun yetki belgesi olmayan ve ayrıca oy kullanamayacak kişiler tarafından oy kullanıldığını, genel kurulda usulüne uygun düzenlenmiş murakıp raporları ve bilançoların olmadığını, bilançoda gösterilmeyen ve yanlış olarak düzenlenen hususlar olmasına rağmen oylanıp ibra edildiğini, kooperatif ana sözleşmesinin 36. maddesine göre bu şekilde organların ibra edilmiş olmayacağının ve ibra edilmeyen yönetim ve denetim kurulu üyelerinin yeniden üyeliğe seçilemeyeceğinin düzenlendiğini, genel kurul toplantı maddeleri incelendiğinde, kentsel dönüşüm mevzuatı çerçevesinde alınması gereken kararların geniş bir yetki ile yönetim kuruluna verildiğini, münhasıran genel kurula ait yetkilerin yönetim kuruluna devrinin gerçekleşmesinin istenildiğini-kararlaştırıldığını, 7 no’lu toplantı gündemi ve kararlarında “yönetim kuruluna kat karşılığı sözleşme yapma yetkisinin verilmesi” kararlaştırıldığını, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin mevcut binaların yıkımı ile yeniden yapılması ve bununla ilgili tüm işlemleri kapsadığı için son derece geniş ve ucu açık bir yetki olduğunu, kentsel dönüşüm mevzuatı çerçevesinde yapılması planlanan bu inşaatın kanun gereği kat malikleri kurulu (kooperatif ise genel kurul) tarafından kararlaştırılması gerekmekte olup 3 kişilik yönetim kurulu tarafından tüm malikleri ve üyeleri bağlayıcı şekilde karar verilmesinin hukuken mümkün olmadığını, yine 10, 11, 12, 13, 14, 15 ve 16. maddelerdeki yetkilerin de aynı olduğunu, 15.maddede belirlenen, üyeler arasındaki kura çekimlerinin neye göre ve nasıl yapılacağı belli olmayıp objektif, denetlenebilir nitelikle olmadığını, bu maddede belirtilen komisyonun kararlarını oy çokluğu ile alabilmelerine karşın itiraz neticesi sadece 2 üye eklenmesi ve dolayısıyla itirazın etkisizleştirilmesi yoluyla kötü niyetli hareket edildiğini, Genel Kurul esnasında 25 üyenin imzasıyla bir önerge verilerek oylanıp oy çokluğu ile kabul edildiğini, önergede daha önce deprem nedeniyle evleri yıkılan C blok sakinlerine devlet tarafından ev verildiği için yapılacak yeni dairelerde hakları olmadığı, bu gündem maddesinin görüşülmesi için 20 gün sonra yeni bir genel kurul yapılması teklif edilerek oy çokluğu ile kabul edildiğini, 24/05/2015 tarihli genel kurulda sunulan ve oy çokluğuyla kabul edilen önergede yazılı gündemle 20 gün sonra yeni bir genel kurul yapılması teklif edildiğini ancak Kooperatifler Kanunu’nun 46. Maddesinde düzenlendiği üzere önergenin genel kurul tarihinden 20 gün önce yapılmasının zorunlu olduğunu ancak mevcut durumda genel kurulda önerge verilerek 20 gün sonra yeni genel kurul yapılmasının kararlaştırıldığını, bu şekilde yeni bir genel kurul yapılmasının ancak olağanüstü bir genel kurul toplantısı olarak nitelendirilebileceğini, olağanüstü genel kurul yapma şartları ise belli olup en başta 30 gün önceden üyelere tebligat yapılmasının zorunlu olduğunu, önergenin içeriğinin de açıkça iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, C blokta bulunan 14 üyenin yasadan doğan haklarını gasp niteliğinde olduğunu, kanunun dolanılması suretiyle kanunda olmayan şekilde üyeliklerin sonlandırılmasının amaçlandığını, kooperatifteki diğer tüm üyelerle eşit hak ve yetkilere sahip müvekkillerine, kooperatif adına yapılacak yeni dairelerden pay verilmemesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerinin şu an mevcut bulunan ve diğer üyeler tarafından kullanılan dairelerde dahi haklarının devam ettiğini, depremde evi yıkılanlara devletin ücreti mukabilinde (sadece bir kısım ödeme kolaylığı sağlayarak) İstanbul’un o zamanki çok uzak yerlerinde ev temin etmesinin kendilerinin kooperatif üyeliklerinden doğan hak ve yetkilerini ortadan kaldırmayacağını, müvekkillerinin kooperatif aidat borcunun devam ettiğini ve müvekkillerince ödendiğini, müvekkilleri hariç diğer üyelerin kendi menfaatleri doğrultusunda, müteahhide fark ödememek veya fazladan daire sahibi olmak amacıyla kötü niyetli hareket ederek, müvekkillerinin haklarını ortadan kaldırır ve ikinci defa mağdur eder nitelikte bir önerge verip kabul ettikleri açık olduğundan 24/05/2015 tarihli genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Çevre ve Şehircilik Bakanlığından kooperatife gelen yazıda ana sözleşmede belirtilen sürenin bitmesi nedeniyle genel kurul yapılamayacağının bildirildiğini, davalı kooperatifin faaliyette olup olmadığının tespiti için Bakırköy 3.ATM’nin 2016/508 E. sayılı dosyasında dava açtıklarını, öncelikle söz konusu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, faal olmayan kooperatifin usulen yapılan genel kurul toplantılarında hak ve borç doğurucu kararlar alamayacağını, ayrıca alınan genel kurul kararlarının mevzuata aykırı olmadığını, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/624 E. 2017/1190 K. sayılı 20/12/2017 tarihli kararı ile; “…Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi …’e tevdii edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 31/05/2017 tarihli raporunda “davacı …’ın davalı kooperatif üyesi olarak hazirun cetvelinde kayıtlı olmadığını, bu nedenlerle bu davacı yönünden alınan kararların iptalinin istenemeyeceğini, diğer davacılar yönünden dava açma haklarının bulunduğunu, dava konusu yapılan genel kurul kararlarından 4-5-7-10-11-12-14-15-16 ve 19 nolu kararların 1163 Sayılı Yasanın 42.maddesinde düzenlenen emredici hükümlere aykırı olduğunu, bu nedenlerle söz konusu kararların mutlak butlanla sakat olması nedeniyle yok hükmünde olup iptal edilmesi gerektiğini” teknik kanaati olarak belirtmiş, mahkememizce de düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır. Dosyaya sunulan hazirun cetveline göre bir kısım üyelerin vekaleten oy kullandığı, ancak vekaleten kullandırılan oylara ilişkin vekaletnamelerin dosyaya sunulmadığı ve vekaleten oy kullanan kişilerin kooperatif kanununa göre oy kullanma hak ve yetkilerinin bulunup bulunmadığı hususu 1163 Sayılı Yasanın 49.maddesi gereğince denetlenememiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacılardan …’ın davalı kooperatif üyesi olmadığı anlaşılmakla bu davacı yönünden açılan davanın aktif husumet nedeniyle reddine, diğer davacılar yönünden bilirkişinin düzenlemiş olduğu raporda ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtildiği üzere 24/05/2015 tarihli genel kurulda alınan 4-5-7-10-11-12-14-15-16 ve 19 nolu kararların 1163 Sayılı Yasanın 42.maddesinde öngörülen emredici kurallara aykırı olmaları ve ayrıca vekaleten oy kullanan kişilerin 49.madde kapsamında oy kullanma hak ve yetkilerinin bulunup bulunmadığı hususunun da davalı tarafından kanıtlanamadığı dikkate alınarak söz konusu kararların mutlak butlanla sakat olduğunun tespiti ile iptallerine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle,”1-Davacı … yönünden davanın aktif husumet nedeniyle REDDİNE,2-Davacı … dışındaki davacıların davasının KISMEN KABULÜ ile dava konusu davalı kooperatife ait 24/05/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan 4-5-7-10-11-12-14-15-16 ve 19 nolu kararların mutlak butlanla sakat olduğunun tespiti ile İPTALLERİNE, 3-İptallerine karar verilen kararların yürütülmesinin tedbiren geri bırakılmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacılar tarafından olumsuz oy kullanılmış ise de muhalefet tutanağa geçirtilmediğinden davanın öncelikle usulden reddinin gerektiğini, hükme dayanak olarak alınan bilirkişi raporunda 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 86. maddesi ve bu maddeye dayanılarak çıkartılmış 11/06/2008 tarihli ve 26903 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış tebliğ hükümlerine göre yönetim kurulu ve denetim kurulu faaliyet raporlarının tebliğe uygun olmadığı belirtilmiş ise de tebliğin içerdiği hangi unsurlara aykırı olduğu açıklanmadığından savunma hakkının kısıtlandığını, yine raporda “bilanço ve gelir gider tablosunun dosyaya ibraz edilmemiş olması nedeniyle gerçeği yansıtıp yansıtmadığı incelenememiştir” beyanının bilirkişilik müessesi bakımından kabul edilebilir bir tespit olmadığını, inceleme yapılması gereken belgelerin talep edilmesi, ya da gün verilerek belirlenen gün ve saatte hazır bulundurulması istenebilecekken incelemeden kaçınıldığını, gündemin 7. maddesi ile ilgili yer alan açıklamaların da kabul edilemez mahiyette olduğunu, raporda “yapılacak sözleşmede ne kadarlık arsa payı karşılığı dairenin yükleniciye, ne kadarlık arsa payı ve inşaat yapımı karşılığında dairelerin kooperatife isabet edecek dairelerin açık ve denetlenebilir şekilde genel kurula bildirilmemesinden ve yıkım bedelinin elde edilecek tutarın ne kadar olduğu ve üyelerin 23. maddede tanımlanan eşitlik ilkesine göre eşit olarak ne kadar ödeme yapması gerekeceği yönündeki hesapların şeffaf bir şekilde genel kurulun bilgisine sunulmadan…” şeklinde yer alan açıklamanın bilirkişinin tüm genel kurul tutanaklarını yeterince incelemediğini gösterdiğini zira aynı genel kurulun 14 ve 15 numaralı gündem maddesi ile tam da bu hususlarda bir komisyon kurulmasının karar altına alındığını, Bakanlık temsilcisinin toplantı ile ilgili olarak düzenlemiş olduğu raporunda hukuka uygun bir genel kurul yapıldığını bildirmiş olmasına rağmen mahkemenin Bakanlık temsilcisinin raporuna itibar etmediğini, usule ilişkin olarak da mahkeme kararının yetersiz ve muallak, 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı olduğunu, hangi delillere hangi gerekçe ile itibar edildiğinin ve savunmaların hangi gerekçe ile reddedildiğinin ya da itibar edilmediğinin açıkça hükümde yer almadığını belirterek izah edilen ve re’sen dikkate alınacak gerekçelerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalı kooperatifin 24/05/2015 tarihinde yapılan 2014 hesap yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesinde, kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine bir ay içinde iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir. Bir aylık süre hak düşürücü süre olup mahkemece re’sen nazara alınması gerekmektedir. Somut davada 24/05/2015 tarihli olağan genel kurulda alınan kararların iptali için 23/06/2015 tarihinde bir aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açıldığı anlaşılmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesinde, toplantıda hazır bulunup da kararlara muhalif kalarak, bu hususu tutanağa geçirten ortağın, alınan kararların kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine, toplantıyı takip eden günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir. Yani kooperatif genel kurul kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi için toplantıya katılan ortağın ret oyu kullanması ve muhalefetini de toplantı tutanağına kaydettirmiş olması gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/23-121 E. 2013/1674 K. sayılı ve 20/12/2013 tarihli ilamı gereğince “Kooperatif genel kurul kararlarına karşı dava açabilecek pay sahipleri ve diğer kişilerin, muhalefet ettikleri kararlara karşı muhalefet ettiklerini tutanağa geçirtmeleri yeterli olup, ayrıca bir de muhalefet gerekçelerini yazdırmaları veya ayrı bir muhalefet şerhi içeren dilekçe vermeleri gibi bir zorunluk aranmamaktadır.” ise gerek bulunmamaktadır. Aynı düzenleme, davalı kooperatif anasözleşmesinin 38. maddesinde de tekrarlanmıştır. Usulüne uygun çağrıya rağmen genel kurula gelmeyen ortakların iptal davası açma hakları bulunmamaktadır. Mutlak butlanla batıl kararlar yönünden ise, kararların yokluğunun tespiti davası, bir aylık süreye tabi olmaksızın ve toplantıya katılıp muhalif kalınarak muhalefet şerhinin tutanağa geçirtilmesi şartı aranmaksızın, ortaklar tarafından açılabilir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/1847 E. 2014/6026 K. sayılı 29/09/2014 tarihli ilamı; “…Oylama öncesi yapılan görüşme sırasında, sonradan alınacak karara esas olması muhtemel bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi, alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımamaktadır. Muhalefetin, görüşülen öneriye değil, alınan karara karşı yapılması gerekmektedir. Diğer anlatımla, dava açma koşulu olarak aranan muhalefetin, oylama öncesinde gündem ve görüşmelere yönelik düşünce açıklamak ve eleştiri getirmek suretiyle değil, oylama sonrasında ve oylama sonucuna yönelik olarak yapılması gerekmektedir.” Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/2561 E. 2016/1050 K. sayılı 24/02/2016 tarihli ilamı; “…1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıda bir fazlasına itibar olunur” hükmünü; anasözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir. İlk toplantıda nisap temin edilmediği takdirde ikinci toplantıda nisap aranmaz.” hükmünü; 2. fıkrada ise “Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır.” hükmünü içermektedir. Aynı Yasa’nın “Ek ödeme Yüklemi” başlıklı 31. maddesinde “Anasözleşme, ortakları ek ödemelerle yükümlendirebilir. Ancak, ek ödemelerin yalnız bilânço açıklarını kapatmada kullanılması şarttır. Ek ödeme yüklemi sınırsız olabileceği gibi, belirli miktarlarda veya iş hacmi ile veya paylarla orantılı olarak sınırlandırılabileceği” öngörülmüştür. Aynı şekilde, söz konusu Yasa’nın 52/1. maddesinde, ek ödeme ihdası hakkında alınacak kararlar için bütün ortakların 3/4’ünün rızasının gerektiği düzenlenmiştir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK’nın 19 ve 20. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Yok hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Sonradan icazetle dahi geçerli hale gelmezler. Yokluk halinde, hukuki işlem bir veya daha fazla unsurunun yokluğu nedeniyle şeklen dahi olsa mevcudiyet (varlık) kazanamamaktadır. Hukuken yok olan bir işleme hiçbir hukuki sonuç bağlanabilmesi mümkün değildir. İptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerini koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında, yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir…” Davalı kooperatifin 24/05/2015 tarihli 2014 yılı hesap dönemine ilişkin olağan genel kurul toplantısının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temsilcisi …’ın gözetiminde başlatıldığı, toplantı tutanağına ve ekinde yer alan hazirun cetveline göre ortak sayısının 56 olduğu, genel kurul toplantısının 15 ortağa taahhütlü mektupla tebliğ edildiği, 41 ortağa ise elden tebliğ yapıldığı, hazirun cetveline göre toplantıya 29 ortağın asaleten katıldığı, 19 ortağın vekaleten temsil edildiği, toplantıya katılan ortak sayısının 48 olduğu, toplantı için gerekli çoğunluğun sağlandığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince iptaline karar verilen gündem maddeleri; 4. Maddenin; yönetim kurulu ve murakıp raporları ile bilançonun okunup, müzakere edilip oylanması olduğu, yönetim kurulu faaliyet raporunun okunarak 8 red oyuna karşılık 35 kabul oyu ile kabul edildiği, murakıp raporunun okunarak 8 red oyuna karşılık 35 kabul oyu ile kabul edildiği, bilançonun okunarak 8 red oyuna karşılık 38 kabul oyu ile kabul edildiği, 5. Maddenin; yönetim kurulu ve murakıpların ibrasına ilişkin olduğu, her iki kurlunda ayrı ayrı yapılan oylama neticesinde 8 red oyuna karşılık 35 kabul oyu ile kabul oyu ile ibra edildiği, 7. Maddenin; yönetim kuruluna, kooperatifin 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun kapsamında mevcut bina ve dairelerin yıktırılıp yeniden yaptırılması işinin üyelere sunulan düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile teknik şartname hükümleri doğrultusunda …Ltd. Şti isimli firma ile 1.960.000,00 TL katkı payı bedeliyle düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve arsa karşılığı inşaat sözleşmesi imzalama yetkisi verilmesinin görüşülerek oylanıp karara bağlanması olduğu, madde ile ilgili söz alan olmadığı, 8 red oyuna karşılık 38 kabul oyu ile kabul edildiği, 10. Maddenin; müteahhidin düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve arsa karşılığı inşaat sözleşmesi ve teknik şartnamenin özüne dokunulmadan istediği değişiklik ve tercihlerinin kabul veya reddi için yönetim kuruluna, öze ilişkin değişikliklerin ise üyelerin oyuna sunulmasına, oylamaya katılan üyelerin oy çokluğu ile alınacak kararların uygulanması için yönetim kuruluna yetki verilmesinin görüşülüp karara bağlanması olduğu, maddeye ilişkin muhasip üye … tarafından açıklama yapıldığı, ortaklardan …’ın ana sözleşmeye bağlı kalınması gerektiğini bildirdiği, oylamanın 14 red oyuna karşılık 36 kabul oyu ile kabul edildiği, (toplantıya katılan ortak sayısı 48 olmakla birlikte maddede belirtilen sayıların toplamı, katılan toplam ortak sayısından fazla olduğundan çelişkilidir.) 11. Maddenin; yönetim kuruluna üye kaydı yapmaya ve yeni projeye göre üye defteri oluşturma yetkisi ile müteahhide düşen dairelerin hissesini devretme ve kooperatife üye kaydetme yetkisi verilmesinin görüşülüp karara bağlanmasına ilişkin olduğu, madde ile ilgili söz alan olmadığı, 8 red oyuna karşılık 40 kabul oyu ile kabul edildiği, 12. Maddenin; üyelerin satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve kentsel dönüşüm sebebiyle elektrik, su, doğalgaz, telefon gibi aboneliklerin ve sözleşmelerini iptal ettirmeyen üyelerin süreci olumsuz etkilememesi için aboneliklerinin iptali, borçlarının yasal faizi ile birlikte tahsili için her türlü hukuki iş ve işlemlerin yapılması ve yaptırılması için yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin olduğu, madde ile ilgili söz alan olmadığı, 8 red oyuna karşılık 40 kabul oyu ile kabul edildiği, 14. Maddenin; daire dağılımlarının usul ve yöntemlerinin belirlenmesinin müzakere edilip karara bağlanması, kooperatife ait mevcut bina ve dairelerin yıkılması sonrası yerlerine yapılacak yeni bina ve dairelere ne şekilde yerleşim yapılacağı, hangi üyenin hangi blok ve daireye yerleştirileceğine ilişkin olarak şu an parselin içindeki mevcut yerleşim şekli ve mevcut kat, konum, cephe ve daire tipleri dikkate alınıp korumak usulü ile üç üyeden oluşan bir komisyon tarafından avam projeye bağlı olarak hazırlanacak sınırlarda noter huzurunda kura çekilmesi, noter kurası işleminin isteyen üyelerce kendi katılımları, katılamayacakların yerine ise noter yetkilisince çekim yapılarak belirlenmesi hususunun görüşülüp karara bağlanmasına ilişkin olduğu, madde ile ilgili söz alan olmadığı, 13 red oyuna karşılık 35 kabul oyu ile kabul edildiği, 15. Maddenin; 16/02/2014 tarihinde yapılan olağan genel kurulun 16.maddesi gereğince müteahhit firmaya ödenecek 1.960.000,00 TL katkı payından her üyeye düşen miktarın ayrı ayrı belirlenebilmesi için SPK lisanslı gayrimenkul değerlendirme kurumlarının ekspertiz değerlendirme raporları ve yeni yapılacak binalarda her üyenin kura çekilerek sahip olacağı dairelerin kat ve konumları da göz önüne alınarak hesaplanması için kooperatif ana sözleşmesinin 61.maddesi kapsamında her üyeye düşecek katkı payının bir inşaat mühendisi, bir makine mühendisi, bir elektrik mühendisi ile iki mali müşavirden oluşacak bir hesap tetkik komisyonu oluşturulması, her üyeye düşen katkı payı miktarının bu komisyon tarafından hesaplanması, komisyon kararına itiraz olunması durumunda itiraz edenlerin kendi araların belirleyecekleri iki üyeyi iki iş günü içerisinde kooperatif yönetimine bildirmesi ve bu iki üye ile birlikte yedi kişiye çıkan hesap tetkik komisyonu marifeti ile bu hesabın yapılması, komisyonların her türlü kararı oy çokluğu ile alması, itiraz edilmemesi veya itiraz edenlerin iye bildirmemesi halinde komisyon kararının kesinlik kazanacağı ve her bir üyece bu kararın kabul edilmiş sayılacağının, her üyeye yansıyacak bu katkı paylarının kabul edilmiş sayılacağının, her üyeye yansıyacak katkı paylarının üyelere tebliği, üyelerden tahsili yönünde her türlü hukuki iş ve işlemlerin yapılması için yönetim kuruluna yetki verilmesi hususunun görüşülüp karara bağlanması olduğu, …’ın komisyona katılan kişi sayısının değiştirilmesinin uygun olacağını belirttiği, …’un ise sayının 61.maddede belirtilen sayı olduğunu ve böyle uygulanması gerektiğini ifade ettiği, 8 red oyuna karşılık 40 kabul oyu ile kabul edildiği, 16. Maddenin; kooperatif yönetim kurulunun yaptığı veya yapacağı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müteahhit firmaya anahtar tesliminde ödenecek olan toplam 1.960.000,00 TL katkı payından kendi hakkına düşen katkı payını ödemeyen üyelere ait dairelerin satış hakkının tüm inisiyatifi kooperatif yönetim kurulunda olmak üzere, dairelerin satış hakkının yönetim kuruluna geçmesi, yönetim kurulunun üyeye tebliğ edilen ödemesi gereken katkı farkı bedelini zamanında ödemeyen üyelerin dairesini satarak müteahhide ödemesi gereken katkı farkını ödeyip, bakiye kalır ise üyeye iade etmesine ilişkin olduğu, madde ile ilgili söz alan olmadığı, 8 red oyuna karşılık 40 kabul oyu ile kabul edildiği, 19. Maddenin; 3.gündem maddesinde görüşmeye alınması oylanarak dilek ve temenniler maddesinden önce görüşülmesi kabul edilen, kooperatif ortaklarından …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … isimli ortakların, kura sonucu onlara tahsis edilen binaların 1999 depreminde hasar görmeleri sebebiyle kooperatifin girişimleri sonucu bakanlık tarafından …’na Çorlu, diğerlerine Başakşehir deprem konutlarında konut tahsisi yapılarak, kooperatifin kuruluş ve üyelik amaçları gerçekleşmiş olduğundan kooperatifin mevcut mal varlığından artık faydalanmaları diğer ortaklara karşı haksızlık olacağından genel kurulca artık bu ortakların kentsel dönüşüm kapsamında yapılacak inşaat ve imalattan faydalanmalarının mümkün olmadığı ve paylaşım dışı tutulmaları eğer başka bir arsa ve ya inşaat alımına ileride karar verilirse orada mevcut üyelik hak ve borçlarının geçerli olacağına dair teklifin genel kurulda okunarak 20 gün sonra bu gündem ile bir genel kurul yapılmasına, yapılacak yeni genel kurulda teklifin müzakere edilerek kabul edilmesine ilişkin önerge olduğu, önerge lehine …’ın söz alarak, ortaya çıkan durumun eşitsizlik olduğunu, kimi üyelerin iki daire kimi üyelerin bir daire almaları gibi bir durumun oluştuğunu bunun giderilmesi gerektiğini ifade ettiği, yapılan oylamada önerge maddesinin bu genel kurulda görüşülmesine karar alındığından 20 gün sonra bir kurul yapılmasına gerek olmamak üzere madde içeriğinin 8 red oyuna karşılık 40 kabul oyu ile kabul edildiği anlaşılmıştır. Davacılardan …, …, …, …, …’na vekaleten …, …’a vekaleten …, …’e vekaleten …, …’a vekaleten …’nin toplantıya katıldıkları, …, …, … ve …’ın katılmadıkları hazirun cetvelinden tespit edilmiştir. Toplantıya katılan davacılar tarafından yukarıda belirtilen maddelerin hiçbirinde tutanağa muhalefet şerhi geçirtilmemiştir. Alınan kararların iptale tabi olması halinde, davacıların toplantıya katılıp, ret oyu kullanarak, muhalefet şerhini tutanağa geçirtmeleri dava ön şartı olduğundan, öncelikle davalı kooperatifin 24/05/2015 tarihli olağan genel kurulunda alınan istinaf incelemesine konu kararların mutlak butlanla batıl mı, yoksa iptale tabi mi olduğunun tespiti gerekmektedir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 26. maddesinde “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.”, 27. maddesinde “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur.”, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 98. maddesinin yollamasıyla, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 447. maddesinde “Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.”, hükümleri yer almaktadır. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda; Davalı kooperatifin 24/05/2015 tarihli 2014 yılı hesap dönemine ilişkin, kooperatifin bilanço ve gelir gider tablosu dosyaya sunulmadığından gerçeği yansıtıp yansıtmadığı yönünden incelenemediğini ancak yönetim kurulu faaliyet raporu ile denetim kurulu faaliyet raporu 1163 sayılı yasanın 86.maddesi ve bu maddeye dayanılarak çıkartılan 11/06/2008 tarihli ve 26903 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olan tebliğde belirtilen şartlara uygun olarak düzenlenmediğinden faaliyet raporlarının genel kurulda görüşülemeyeceği ve kabul edilemeyeceği ayrıca bunlara dayanılarak ibra kararı da verilmeyeceği için olağan genel kurul toplantısında alınan 4 ve 5 no’lu kararların, 1163 sayılı yasanın 42.maddesi ile ana sözleşmenin 12.maddesinde yer alan genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkilerinin yönetim kuruluna devri mahiyetinde olan 7, 10, 11, 12, 14, 15 ve 16 no’lu kararların, 1163 sayılı yasanın 46. maddesinde yer alan düzenlemede sayılan hususlara ilişkin olmadığı halde gündeme eklenen 19 no’lu kararın mutlak butlanla sakat olduğu yönünde görüş kanaat sunulmuştur. Davalı kooperatifin 2014 yılı faaliyet raporu; “1-Tapuda kooperatife ait isim düzeltmesi yaptık. Kooperatife ait güncel tapu alındı. 2-Tapu üzerinde …’ın borcundan dolayı tedbir vardı. Bu tedbiri kaldırdık. 3-Maliyeden kooperatife gelen 25.000 lira ceza pazarlık yapılarak 4.000,00 liraya indirildi. Taksit yaptırıldı. Ödemesi devam ediyor. 4-İnşaat firmasından alınan teklifler üyelere sunuldu. Ciddi olanlarla görüşüldü. Sunumlar yapıldı. Üyelerle toplantı ve değerlendirme yapıldı. Üyelerin katıldığı oylama sonucu … inşaat firmasına verilmesine katılanların oy çokluğu ile kabul edilmiştir. Yönetim bu doğrultuda … firması ile anahtar teslimi inşaat sözleşmesi yapmıştır.”, 2014 yılı denetim kurulu raporu; “Denetim kurulu belli dönemlerde yaptığı denetimde, kooperatifin yasal defterlerinin işlendiği, kayıtların tutulduğu, karar defterine kararların yazıldığı görülmüştür. Üyelerden toplanan gelir 22.595 TL, üyeden alacak 16.880 TL, kooperatifin borcu 13.950 TL, kooperatif yönetim gideri 20.691,10 TL, kasa 826,10 TL inceleme sonucu görülmüştür.” şeklindedir. 1163 sayılı yasanın 86.maddesine dayanılarak çıkartılan, 11/06/2008 tarihli ve 26903 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kooperatifler ve Üst Kuruluşları Yönetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Yönetim Kurulu Yıllık Çalışma Raporunun Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğde yönetim kurulu raporlarının, aynı tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kooperatifler ve Üst Kuruluşları Denetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Denetim Kurulu Raporunun Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğde ise denetim kurulu raporlarının hangi unsurları içermesi gerektiği ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Davalı kooperatifin 2014 yılı faaliyet raporu ile denetim kurulu raporunun tebliğde sayılan hususları içermediği, tebliğe uygun olarak düzenlenmediği sabittir. Ancak bu tespit kararın yok hükmünde olduğu sonucunu doğurmamaktadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/3902 E. 2013/4888 K. sayılı 11/07/2013 tarihli ilamında kooperatifin yönetim kurulu ve denetim kurulunun ibraları ile bilanço ve gelir-gider hesaplarının ibrasına ilişkin maddelerin iptali istemiyle açılan davada, “…oybirliği ile alınan 7. maddeye ilişkin kararda red oyu koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle tüm davacıların; muhalefet şerhinin bulunmaması nedeniyle de davacı …’ün 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca dava açma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddi gerekirken, davanın esas yönünden reddi hatalı ise de, kararın sonucu itibariyle doğru olmasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir… Davacılar …, … ve … genel kurulca alınan ibra kararının da iptalini istemişlerdir. Diğer genel kurul kararlarındaki gibi, 1163 sayılı Kooperatifler Kanun’unun 53. maddedesindeki koşullar oluştuğunda ibraya ilişkin genel kurul kararının da iptali istenebilir. Kural olarak ayrıntılı şekilde görüşülerek alınan bir ibra kararı yöneticiler hakkında TTK’nın 341. maddesi kapsamında sorumluluk davası açılmasına engel oluşturacağından ibra kararının iptali için dava açılmasında hukuki yarar bulunduğu bir gerçektir.” denilerek, bilanço ve ibraya ilişkin kooperatif kararlarının iptal edilebilir kararlar olduğu, muhalefet şerhi bulunmayan ortağın ibra kararının iptalini talep edemeyeceği belirtilmiştir. Davacıların bir kısmına posta yolu ile bir kısmına elden imza karşılığında olmak üzere tüm davacılara genel kurul çağrısının usulüne uygun yapıldığı belirlenmekle, davacılardan …, …, … ve …’ın toplantıya katılmadığı, diğer davacıların ise toplantıya katılmasına rağmen muhalefet ettiklerini tutanağa geçirtmedikleri tespit edilmiş, davalı kooperatifin 24/05/2015 tarihli 2014 yılı hesap dönemine ilişkin olağan genel kurul toplantısının 4 ve 5 no’lu kararlarına yönelik 6100 sayılı HMK’nın 114/2. maddesi hükmü yollamasıyla, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesi ve anasözleşmenin 38. maddesi hükmünde aranan dava şartının mevcut olmadığı gerekçesiyle HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddesi uyarınca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü doğru olmamıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 42. maddesinde genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkileri; “1.Anasözleşmeyi değiştirmek, 2.Yönetim Kurulu ve Denetçiler Kurulu üyeleriyle gerektiğinde tasfiye kurulunu seçmek, 3.İşletme hesabiyle bilanço ve gerektiğinde gelir gider farkının bölüşülmesi hakkında karar almak, 4.Yönetim ve denetçiler kurullarını ibra etmek, 5.Kanun veya anasözleşme ile Genel Kurula tanınmış olan konular hakkında karar vermek, 6.Gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulün niteliğini, yerine ve azami fiyatını, satılacak gayrimenkulün asgari fiyatını belirlemek, 7.İmalat ve inşaat işlerinin yaptırılma yöntemini belirlemek, 8.Yapı kooperatiflerinde; kooperatifin ortak sayısı ile yapılacak konut veya işyeri sayısını tesbit etmek” olarak sayılmıştır. Kooperatif anasözleşmesinin 23.maddesinde de kooperatifin bu yetkilerini devir ve terk edemeyeceğine yer verilmiştir. Ancak 24/05/2015 tarihli genel kurulda alınan 7, 10, 11, 12, 14, 15 ve 16 no’lu kararlar ile yönetim kuruluna kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalama yetkisi verilmiş ise de yapılacak sözleşmenin ayrıntıları, müteahhit ve kooperatife düşecek daire sayısı, hak ve yükümlülükler, yıkım bedeli, üyelerden alınacak bedel gibi unsurların belli olmadığı, kooperatif anasözleşmesinin 62.maddesinde konutlar maliyet bedelleri kesinleştikten sonra ve noter önünde çekilecek kura ile ortaklara dağıtılır düzenlemesi yer almasına rağmen henüz maliyetler belirlenmemişken kura çekiminin 3 kişiden oluşan komisyona devrine karar verildiği, müteahhit firmaya yapılacak ödemenin üyelere düşecek miktarın genel kurulda tartışılmadan kurulacak 5 kişilik komisyona devrine karar verilmesine rağmen, komisyonca tespit edilen bedellere itiraz usulünün ise etkin bir şekilde belirlenmediği, alınan kararların 1163 sayılı Kooperatif Kanununu 42. maddesinde genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkilerinden olan gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulün niteliğini, yerini ve azami fiyatını, satılacak gayrimenkulün asgari fiyatını belirlemek, imalat ve inşaat işlerinin yaptırılma yöntemini belirlemek, yapı kooperatiflerinde; kooperatifin ortak sayısı ile yapılacak konut veya işyeri sayısını tesbit etmek yetkilerinin yönetim kuruluna devri mahiyetinde olup bu emredici hüküm ile 1163 sayılı Kooperatif Kanununun 8/3 maddesindeki yapı kooperatiflerinde konut, işyeri ve ortak sayısının genel kurulca belirleneceği hükmüne, kooperatif anasözleşmesinin 62. maddesinde konutlar maliyet bedelleri kesinleştikten sonra ve noter önünde çekilecek kura ile ortaklara dağıtılır hükmüne aykırıdır. Bu kararlar yönünden ilk derece mahkemesinin mutlak butlanla batıl olduğu gerekçesi yerindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 46/3. maddesinde; “Gündemde olmayan hususlar görüşülemez. Ancak, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/10’unun gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı teklifte bulunmaları halinde, hesap tetkik komisyonunun seçilmesi, bilanço incelemesinin ve ibranın geriye bırakılması, çıkan veya çıkarılan ortaklar hakkında karar alınması, genel kurulun yeni bir toplantıya çağrılması ve kanun, anasözleşme ve iyiniyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptali, yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi ile ilgili hususlar, genel kurula katılanların yarıdan bir fazlasının kabulü ile gündeme alınır.” düzenlemesi yer almaktadır. Kooperatifin genel kurulunda kabul edilen 19.maddenin gündemde yer almadığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 46/3. maddesinde belirtilen hususlara ilişkin de olmadığı tespit edilmekle, bu maddenin görüşülerek kabul edilmesi yasanın emredici hükmüne aykırıdır. Bu karar yönünden ilk derece mahkemesinin mutlak butlanla batıl olduğu gerekçesi yerindedir. Ancak ilk derece mahkemesince, 24/05/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan bir kısım kararların mutlak butlanla batıl olduğu kabul edildiğine göre, bu hususun tespiti yönünde karar verilmesi gerekirken, emredici nitelikte olan hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararlarının baştan itibaren hüküm ifade etmeyeceği, iptali kabil kararların ise iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğuracağı gözardı edilerek gerekçedeki tespitle çelişecek şekilde kararların iptaline karar verilmesi hatalı olmuştur. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2019/3143 E. 2019/4881 K. sayılı 25/11/2019 tarihli ilamı) Ayrıca davacılar tarafından genel kurulda alınan kararların tamamının iptali istemiyle dava açılmış olup, mahkemece 4, 5, 7, 10, 11, 12, 14, 15, 16 ve 19 nolu kararların mutlak butlanla sakat olduğu gerekçesiyle bu kararlar yönünden dava kabul edilmiştir. Diğer kararlar yönünden dava reddedildiğine göre, reddedilen kararların yoklukla malul olmadığının mahkemece kabul edildiği açık olup, bu durumda iptal edilebilir kararlar yönünden davacıların toplantıda muhalefet şerhlerinin bulunmadığı sabit olduğundan, 6100 sayılı HMK’nın 114/2. maddesi hükmü yollamasıyla, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi ve anasözleşmenin 38. maddesi hükmünde aranan dava şartının mevcut olmadığı gerekçesiyle HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddesi uyarınca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esastan reddi de doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı kooperatifin 24/05/2015 tarihli 2014 yılı hesap dönemine ilişkin olağan genel kurul toplantısında alınan 7, 10, 11, 12, 14, 15, 16 ve 19 nolu kararların mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine, genel kurul toplantısında alınan 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8 ve 9 no’lu kararların ise mutlak butlanla batıl olmayıp, iptal edilebilir mahiyette olduğu, davacıların toplantı tutanağında muhalefet şerhlerinin bulunmadığı sabit olduğundan, 6100 sayılı HMK’nın 114/2. hükmü yollamasıyla, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi ve anasözleşmenin 38. maddesi hükmünde aranan dava şartının mevcut olmadığı gerekçesiyle HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden, davalı vekilinin istinaf talebinin bu nedenlerle kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince kaldırılmasına ve yargılamada eksiklik olmaması nedeniyle yeniden hüküm tesisine, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince KISMEN KABULÜ ile Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/624 E. 2017/1190 K. sayılı 20/12/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, a-Davacı … yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE, b-Davacılar …, …, …, B…, …, …, …, …, …, …, …, … yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı kooperatifin 24/05/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan 7, 10, 11, 12, 14, 15, 16 ve 19 no’lu kararların mutlak butlanla sakat olduğunun TESPİTİNE, c-Davacılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …’ın, davalı kooperatifin 24/05/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8 ve 9 no’lu kararlar yönünden davasının, 6100 sayılı HMK’nın 114/2. maddesi yollamasıyla, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi ve anasözleşmenin 38. maddesi hükmünde aranan dava şartının mevcut olmadığı gerekçesiyle HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, ç-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının, davacılar tarafından peşin yatırılan 332,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 273,10 TL harcın davacılara iadesine, d-Davacılar tarafından başlangıçta yapılan 31,80 TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 141,80 TL posta, tebligat gideri ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti toplam 1.173,60 TL yargılama giderinden, davanın kabul-ret oranına göre hesap edilen 586,80 TL ile 59,30 TL harç gideri olmak üzere 646,10 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacılara (… dışındaki) verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, e-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul-ret oranına göre hesap edilen 25,00 TL yargılama giderinin davacılardan (… dışındaki) alınarak davalıya ödenmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, f-Davacılar vekille temsil olunduğundan hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara (… dışındaki) verilmesine, g-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan (… dışındaki) alınarak davalıya verilmesine, ğ-HMK’nın 333. Maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde ilgili tarafa iadesine, 3-İstinaf yargılama giderleri yönünden, a-Davalı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, b-Harçlar Kanununa gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davalı tarafça yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacılardan (… dışındaki) tahsili ile Hazineye irat kaydına, c-Davalı tarafın yapmış olduğu 134,00 TL harç (istinaf başvuru ve karar harcı toplamı) ve 39,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 173,00 TL istinaf yargılama giderinin davacılardan (… dışındaki) alınarak davalıya verilmesine, ç-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, d-HMK’nın 333. Maddesi gereğince, davalı tarafça yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde davalı tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/02/2021