Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1272
KARAR NO: 2021/101
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/459 Esas
KARAR NO: 2019/572
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Kira Söz. Kay. Sigortaya Dayalı Rücu)
KARAR TARİHİ: 03/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … şirketinin teminat altına aldığı sigortalısı dava dışı … AŞ, davalı … AŞ’nin … Mahallesi … Caddesi İstanbul adresinde bulunan taşınmazını 23.01.2015 tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu, 29.11.2016 tarihinde meydana gelen yağmur yağışı esnasında pencere çevrelerinde izolasyon yetersizliği nedeniyle yağmur oluklarından ve duvarlardan taşarak bina içerisine sirayet eden yağmur suları duvar boyalarında, elektrik tesisatında, tavan ve yer döşemelerinde hasar meydana getirmiştir. Bu durumun olay sonrası düzenlenmiş olan ekspertiz raporuyla da sabit olduğunu, Bahsedilen hasar neticesinde ortaya çıkan 18.270,50 TL sigorta zararı, müvekkil şirket tarafından tazmin edilmiştir, TTK ve poliçe çözümleri gereğince halefiyet ve temlik esasına göre sigortalısının haklarını devralan müvekkilin TTK’nun 1472 ve ilgili diğer maddeleri gereğince davalıya rücu hakkı da doğduğunu, Davalıya (borçluya) borcunu ödemesi İçin davacı tarafından başvuru yapılmışsa da olumlu bir sonuç alınamamıştır. Bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapılmıştır. Borçluya gönderilen ödeme emrine karşılık borçlu da yetkiye, borca, faizine ve ferilerine İtiraz ettiğini, Davalının yapmış olduğu yetki itirazı yersiz olduğunu, sunulan belgelerden anlaşılacağı üzere kiraya veren … A.Ş. İstanbul Birinci Bölge Müdürlüğü olduğunu, Gayrettepe İstanbul’dur. Aynı zamanda karşılıklı imzalanmış olan kira kontratına göre de olası her türlü itilafta yetkili icra daireleri olarak İstanbul İcra Daireleri gösterildiğini, Davalıların icra takibine yaptığı haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline; takibin devamına ve alacağın tahsiline; haksız ve kötü niyetle itirazdan dolayı davalı borçluların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ‘Davacı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile şirketimiz aleyhine başlatılmış icra takibi yetkili icra dairesi açılmamıştır. Şirketimizin merkezi Ankara olup takibe yetki yönünden de itiraz edilmiştir. Davacının dilekçesinde kira sözleşmesi gereği ihtilaflarla ilgili olarak yetkili kılınan icra dairelerinin İstanbul olduğu belirtildi ise de söz konusu kira sözleşmesi tarafı davacı değildir. 23.01.2015 tarihli kira sözleşmesi dava dışı kiracımız … A.Ş. ile aralarında imzalandığını, dava dilekçesinde öncelikle Mahkemenizin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı vermesi gerektiğini, Yerleşik yargı kararlan incelendiğinde; davacı … şirketinin huzurdaki davayı TTK’nun halefiyete ilişkin 1472. maddesine dayanılarak açtığından ve davacının sigortalısı dava dışı … ile müvekkil şirket arasında kira sözleşmesi olduğundan görevli mahkeme HMK 4.maddeye göre Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, Davacı, davaya dayanak yaptığı delilleri tarafımıza tevdi ettirmemiştir. Davayı kabul anlamına gelmemek üzere davacı tarafından dava dışı kiracımız …ne yaptığı ödemenin aralarındaki poliçenin maddelerine göre ödeme şartlarını kapsayıp kapsamadığının incelenmesi gerekir. Davacı … Sigorta AŞ ile teminat altına aldığı dava dışı … Hizmetleri aralarında mevcut olduğu ifade edilen sigorta tarafımıza tebliğ edilmediğini, Meydana geldiği iddia edilen zararın poliçe de teminat kapsamına alınıp alınmadığının da bilinmesinin mümkün olmadığını, Müvekkili şirket ile dava dışı kiracı arasında imzalanan kira sözleşmesinin ilgili maddeleri gereği meydana geldiği iddia edilen zarardan müvekkilin sorumluluğu bulunmamaktadır. Mevcut kira sözleşmesinin 11. maddesi incelendiğinde ‘’kiracı üretebileceği faaliyetler sırasında ana gayrımenkule, üçüncü kişilerin can ve mallarına, kendisinin veya her ne ad altında olursa olsun istihdam ettiği şahısların vereceği zararlardan sorumludur. Kiracı Sözü geçen zararlar nedeniyle kiraya verene karşı yöneltilebilecek dava ve sorumluluklarda kiraya vereni masun kılacağım beyan, kabul ve taahhüt eder” denilmekte olduğunu, davacının dava dilekçesi ile talep ettiği icra inkar tazminatının reddine karar verilmesi gerektiğini, şirketten talep edilen alacağın likit olmadığını, söz konusu alacağın varlığı ve miktarı ekspertiz raporuna göre yapılan ödeme ile likit hale gelemeyeceğini, bu sebepler ile Müvekkili şirkete yüklenebilecek bir kusur söz konusu değilken poliçe kapsamına alınan zararlar ile ilgili tarafımıza yöneltilen haksız ve gerçekle bağdaşmayan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” … A.Ş.’nin kiracısı sıfatındaki dava dışı … A.Ş.’nin faaliyet gösterdiği … Mahallesi … Caddesi Bakırköy İstanbul adresindeki işyerinde. 26.11.2016 günü meydana gelen aşırı yağmur yağışı esnasında yağmur oluklarından ve duvarlardan taşarak bina içerisine nüfuz eden yağmur sularının elektrik tesisatında, tavan ve yer döşemelerinde hasara yol açması sebebiyle dava konusu olayın meydana geldiği, davaya konu binanın yapımı esnasında yapı fiziği kuralları içinde fen ve tekniğe uygun olarak yapılmayan su yalıtımı sisteminden kaynaklı yapıya nüfuz eden su sebebiyle meydana gelen her türlü hasar ve zararın bina sahibinin sorumluluğunda olduğu, Dava dışı … A.Ş.’nin … nolu 24.05.2016-24.05.2017 tarihli Kobi Yangın Sigorta Poliçesi ile … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı olduğu, mezkur poliçenin olay anında yürürlükte olduğu, Yangın Genel Şartlarına göre, teminat dışı hallerden olduğu belirtilen, ‘’izolasyon eksikliği teminatının, mezkur Kobi Yangın Poliçesi özel şartlarınca kapsam dahilinde olması sebebiyle, … Sigorta A.Ş.’nin toplam 18.270,50TL dekorasyon hasarını 26.12.2016 tarihinde sigortalısına ödediği, hasara ilişkin … Sigorta A.Ş.’nin sigortalısına ödeme yaptıktan sonra sigortalısının haklarına halef olduğu, sigortacının, sigorta ettirene halef olabilmesi için öncelikle gerçekleşen riziko bedelini sigortalısına ödemesi gerektiğinden, sigortacının 3. şahsa rücu edebilme tarihi, sigorta ettirene ödeme yaptığı tarih olduğundan, temerrüt faizinin başlangıcının sigortalıya ödeme yapılan tarih olan 26.12.2016 tarihi olduğu anlaşılmış olup, davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müd. … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 18.270,50 TL asıl alacak, 1.815,54 TL işlemiş faiz üzerinden aynen devamına, 3.654,10 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; 23.01.2015 tarihli kira sözleşmesinin tarafının davacı olmadığı, iş bu kiraz sözleşmesinin dava dışı … A.Ş. İle davalı arasında düzenlendiği, TBK 183 maddesi uyarınca sigorta ettirene yönelik hakların temlik edildiğine dair bir belge sunulmadığı, ekspertiz raporunda belirtilen zararı kabul etmediklerini, davaya konu hasardan sorumlunun dava dışı sigortalı/kiracı olduğu, mahkemece hükmedilen icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığı, dava konusu alacağın likid olmadığı belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sorumlu olduğunu iddia ettiği davalıdan rücuen tahsili talepli başlattığı icra takibine vaki itirazın iptalini istemine ilişkindir. Davacı ile dava dışı sigortalı … A.Ş. arasında 24.05.2016-2017 Tarihlerini kapsayan, Kobi Yangın Yangın Sigorta Poliçesi imzalandığı, dava konusu hasarın 29.11.2016 tarihinde meydana geldiği, davacı … tarafından sigortalısına … Bankası aracılığıyla 468141-1 no lu dosya tazminat ödemesi açıklamalı 26.12.2016 tarihinde 16.933,32 TL hasar ödemesi yaptığı anlaşılmaktadır. … no lu poliçede belirtilen riziko adresi ” … mah. … cad. … Bakırköy” adresi ile ilgili olarak davalı ile dava dışı sigortalı arasında 01.02.2015 başlangıç tarihli 5+5 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlenmiştir. Bu haliyle davalının hasarın oluştuğu yapıda kiralayan sıfatının ve dava dışı sigortalının da kiracı sıfatının bulunduğu dosyada mevcut bilgi ve belgelerle sabittir. Ekspertiz Raporu: hasarın meydana geldiği yapının pencere çevrelerinde izolasyon yetersizliği nedeniyle bina içerisine nüfuz eden yağmur suları sonucunda 1.kat duvar boyalarında ve alçı sıvalarında oluşan hasarlardan mülk sahibi firmanın sorumluluğu bulunduğu kanaatine varılmıştır. Bilirkişi heyetince düzenlenen raporda özetle; davaya konu binanın yapımı esnasında yapı fiziği kuralları içerisinde fen ve tekniğe uygun olarak yapılmayan su yalıtımı sisteminden kaynaklı yapıya nüfuz eden su sebebiyle meydana gelen her türlü hasar ve zararın bina sahibinin sorumluluğunda olduğu belirtilmiştir. Dava, iş yeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, rücu ve halefiyet Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; davacı … şirketinin sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açacak idi ise, sigorta şirketinin de halefiyet gereğince, aynen sigortalı gibi o mahkemede dava açabileceğine işaret edilmiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müd. … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/(1-a) hükmü: “Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler” şeklindedir. Somut olayda, davacı … şirketinin sigortalısı ile davalı arasında zarara uğrayan taşınmazın kiralanmasına ilişkin kira sözleşmesi mevcut olup uyuşmazlık temelde kira akdinden kaynaklanmaktadır. Davanın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlük tarihinden sonra 24.05.2018 tarihinde açılmış olmasına ve yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olmasına göre mahkemece, davanın HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle HMK’nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan davacı vekilinin sair istinaf sebepleri şimdilik incelenmeksizin istinaf talebinin kabulü ile kararın 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 bendi uyarınca kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı tarafın istinaf talebinin esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜ ile, HMK’nun 353/1.a.3. maddesi uyarınca İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2018/459 Esas, 2019/572 Karar ve 10/06/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 2-HMK’nun 114/1-c maddesindeki görev dava şartı yokluğundan HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca görevsizlik (davanın usulden reddi) kararı verilerek dosyanın görevli İstanbul Sulh hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi kararı verilmek üzere mahkemesine İADESİNE 3- Davalı tarafça başvuru tarihinde yürürlükte bulunan harçlar yasası uyarınca yatırmış olduğu istinaf başvuru harcının HAZİNEYE irat kaydına, 4-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından talep halinde kendisine iadesine, 5-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/02/2021 tarihinde HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.