Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1271
KARAR NO: 2023/435
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/904 Esas
KARAR NO: 2019/522
KARAR TARİHİ: 27/06/2019
IŞVERİŞ HİZM. TİC. LTD. ŞTİ.
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili ile davalı taraf arasında 02/05/2016 tarihli Araç Hizmet Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme kapsamında davalı şirkete … Bankasının … nolu 100.000-TL ve … nolu 50.000-TL tutarlı iki adet teminat mektubu verildiğini, ancak sözleşmenin davalı tarafından haksız yere feshedilerek teminat mektuplarının geri verilmediğini, tahsil edildiğini, müvekkilinin davalı şirketten 08/02/2017 itibariyle 492.649,01-TL alacağı bulunduğunu ve davalının sözleşmede belirtilen süreler geçmesine rağmen alacağın ödenmediği belirtilerek davalının uhdesinde bulunan ve tahsil ettiği teminat mektupları bedelinin şimdilik 50.000-TL sinin tahsil tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte tahsiline, faturalardan doğan alacağın şimdilik 50.000-TL sinin temerrüt tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 02/07/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda talebini toplam 486.160,18-TL artırarak talep edilen 150.000,00 TL teminat mektubu bedelinin tahsil edildiği 27.10.2016 tarihinden itibaren ve ödenmeyen nakliye (hizmet teslimi) bedeli alacağı 436.160,18-TLnin temerrüt tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacı yanın sözleşme hükümlerine aykırı olarak araç sahipleri/şoförlerin ücretlerini ödemediğini, teslimata çıkacak araç şoförlerinin işi bıraktığını, teslimatların zamanında yapılmadığını, müvekkilinin pek çok zaman zarara uğradğıını, işi bırakan araçlar yerine ikame araç gönderilmediğini, taahhütnamelerin davacı tarafından hazırlandığını, taahhütlere rağmen davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin başkaca firmalarla anlaşmaya varması zorunluluğunun arz ettiğini, işçilerin iş akitlerini haklı nedenle feshetmelerinin geçmişe dönük ücretlerinin ödenmemiş olmasından kaynaklandığını, sözleşme ve verilen taahhütlere uyulmaması sebebiyle cezai şart faturalarının tanzim edildiğini, müvekkilinin davacıdan 312.259,61-TL alacaklı olduğunu ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” davalı cari hesap borcunun 436.160,18 TL olduğu, 3 adet teminat mektubu bedelinin de 150.000,00 TL olup, sözleşme ve taahhütname hükümlerine davacı yanın aykırı tutumu karşısında, davalı tarafça davacı şirkete kesilen şoför ödemelerinden, şoförlerin sevkiyata çıkmaması ve buna ilişkin aksamalardan ve araç tedarik edilmemesinden kaynaklanan ve davacı adına düzenlenen ceza faturaları toplamının da 889.111,15 TL olması dikkate alındığında davacı yanın talep edebileceği bir miktarının bulunmadığı ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; İlk derece mahkemesi tarafından, bilirkişi raporundaki tespitlerin aksine davalı tarafın düzenlediği ceza faturalarına itibar edilerek davacı müvekkil şirketin talep edebileceği alacağın olmadığına karar verilmesi dosya kapsamına, yerleşik içtihatlara, usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme ve taahhütnameye konu düzenlenen cezai şart, sözleşmenin ihlal edildiği her bir olay (sefere çıkmama, işçilerin hak edişlerini ödememe) için öngörülmüş olup buna göre bilirkişi raporunda izah edildiği üzere, davalı tarafın düzenlediği ceza faturasında, cezanın hangi aracın sefere çıkmaması/çalışmaması ve/veya hangi işçi ödemesinden dolayı düzenlendiğinin yazılması ve davalı tarafından bu hususun ispatlanması gerektiğini, davalı taraf, hem araç hizmet sözleşmesinde, hem de taahhütname başlıklı belgeye göre her iki cezai şarta istinaden de ceza faturaları düzenlediğini, ceza faturalarında açıklama ve bilgilere yer verilmediğini ve neye göre düzenlendiği denetime elverişli olmadığını, bu durum dahi faturaların haksız olarak düzenlendiğini ortaya koyduğunu, Davalı tarafın taraflar arasında sürdürülen işe ilişkin “araç hizmet sözleşmesinin” haklı nedenle fesih edildiğinin kabulü ve davalı tarafın düzenlediği ceza faturalarına itibar edilerek davanın reddine karar verilmesi Yargıtay içtihatlarına, dosya kapsamına, usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı müvekkil şirketin taahhütleri yerine getirmediğinden bahisle yeniden taahhüt verdiği iddiası hayatın olağan akışına ve ticari teamüllere aykırı olduğunu, zira taahhüdünü yerine getirmemesi halinde ikinci kez aynı şekilde taahhüt yapılarak davalı tarafından müvekkil şirkete ödeme yapılması düşünülemeyeceğini, müvekkil şirket taahhütlerini yerine getirdiği için davalı taraf müvekkil şirkete tekrar erken ödeme yaptığını, müvekkil şirket işbu ödemelerle şoför ve araç ödemelerini yaptığını, Davalı tarafından düzenlenen 3 adet ceza faturasının toplam miktarı çalışılan dönemde müvekkil şirketin aylık cirosunun nerdeyse iki katı tutarında olduğunu, işbu ceza uygulaması çok yüksek olup, bu denli yüksek cezai şart uygulanması müvekkil şirketin mahfına neden olacağını, bu durumun dürüstlük kurallarına, ahde vefaya ve ahlaka aykırı olduğunu, Öte yandan, davalı tarafın ceza faturalarına dayanak olduğunu öne sürdüğü, tutanak ve mailleri kabul etmediklerini, zira işbu tutanaklar ve mailler tek taraflı davalı şirket tarafından düzenlenmiş olup kabulü mümkün görülmediğini, ayrıca mailler tek taraflı yazışmaları içerdiğini, kaldı ki, ceza faturalarına dayanak olarak belirtilen tutanak ve mailler “taahhütname ” başlıklı belgelerin düzenlenmesinden önce düzenlendiğini, yukarıda açıklandığı üzere, müvekkil şirket taahhütte belirtildiği gibi şoför ödemelerini yapmış olduğundan ve son dönemde yaşanılan aksaklılar davalı tarafın sözleşme süresinden önce işi sonlandırma kararı almasından kaynaklandığından davalı tarafın belirtmiş olduğu tutanaklara dayanarak ceza faturası düzenlenmesi haksız ve mesnetsiz olduğunu, Davalı tarafın cezai şart ve alacağı olduğundan bahisle teminat mektuplarını bozdurması haksız ve mesnetsiz olup sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, araç hizmet sözleşmesi kapsamında sözleşmenin feshi nedeniyle tahsil edilen teminat bedeli ile cari hesap alacağın tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre, … mağazalarından … müşterilerine sevk edilecek ürünlerin davacı firma tarafından teslimi için araçların şoförleri ile birlikte, gıda dışı ürün taşımacılığına uygun araçların hem şoför hem de hamalı ile birlikte tahsis edilmesi ve teslimlerin nasıl yapılacağı konusunda davacı yanın “firma”, davalı yanın “…” olarak anıldığı 02/05/2016 tarihli araç hizmet sözleşmesi düzenlenmiş olup tarafların hak ve yükümlülükleri başlıklı III. Ve IV. Maddesinde; ” Firmanın anılan şartlarda aracı hazır bulundurmaması ve/veya sevkiyatın zamanında yapılmaması halinde günlük 500,00 TL cezai şart tutarını hiçbir bildirime gerek olmaksızın öderneyi kahul, beyan ve taahhüt eder. … bu cezai şart tutarını aşan her türlü zarar ve ziyanı talep hakkı ile bu cezai tutarı ve sözleşme kapsamında hak etmiş olduğu her türlü tutarı uğramış yada uğrayacak olduğu zararları ve idari para cezaları dahil ve bunlarla sınırlı olmaksızın her türlü bedeli Firmanın ilk hak edişinden ve/veya firmaya yapılacak olan ödemeden ve/veya Firmanın … nezdindeki cari hesabından herhangi bir ihbara gerek olmaksızın takas ve/veya mahsup etme hakkı saklıdır. Cezai şart dahil herhangi bir alacağırı doğması halinde herhangi bir resmi şekle, ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın zarar ve masraf, alacak tutarının, teminat mektubunun tamamından veya bir kısmından … tarafından mahsup edileceğine ve teminat mektubunun nakde çevrileceğine muvafakat ettiğini ve bu nedenle Metrodan herhangi bir şekilde tazminat talebinde bulunmayacağını peşinen, itirazsız ve gayrikabili rücu bir şekilde kabul, beyan ve taahhüt eder. Teminat mektubunun nakde çevrilmesi durumunda … sadece mahsup veya nakde çevirme işleminin yapıldığını bir yazı ile Firmaya bildirir. Firma işbu sözleşme ile yükümlendiği hizmetlerin ifası sırasında veya bu hizmetlerin hiç yerine getirilmemesinden veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğacak olan her türlü zarar, ziyan ve masrafları ve … tarafırıdan ödenmek zorunda kalınan tazminat dahil tüm tutartarı kayıtsız şartsız ve herhangi bir ilama gerek kalmaksızın teminat altına almak, karşılamak ve tahsil edilmesi maksadı ile işbu sözleşmenin imza tarihinde … lehine 150.000,00 TL tutarında nakit veya … ilk talebi halinde herhangi bir ihbar, ihtar ve hüküm almaya gerek olmaksızın derhal nakde çevrilebilecek şekilde düzenlenmiş bir yıl süreli …’nun onayladığı bir bankadan alınmış kesin banka teminat mektubu vermekle yükümlüdür. …, Firmadan işbu sözleşme kapsamında alacağı hizmeti Firma dışında başka bir firmadan da alabileceğini, söz konusu hizmetin münhasıran Firmadan alınmayacağını, işbu sözleşmenin sözleşme süresince Firmadan belirli bir miktar ya da süre ile hizmet atınacağına dair bir taahhüt olarak yorumlanamayacağını kabul, beyan ve taahhüt eder. Şoförlerin tek işvereni firma olup 4857 sayılı Kanun gereği SGK ve resmi kurumlar nezdinde şoförlere ait tüm işlemler Firma tarafından gerçekleştirilecektir. Firma şoförlerin 4857 sayılı İş Kanunu ve ilgiti mevzuattan kaynaklanan çalışma hukukuna ilişkin sigorta primi, ücret ödemeleri dahil tüm özlük haklarından münhasıran sorumlu olduğunu kabul, beyan ve taahhüt eder.” hükmüne yer verilmiştir. Davacı firma tarafından imzalanan 28/06/2016 – 24/08/2016 – 20/09/2016 tarihli her üç taahhütname’de, işbu taahhütname tarihine kadar şoförlerin maaşlarının ödenmesinde aksaklık yaşandığı davacı firma tarafından beyan edildiği, sözleşmeye aykırılık niteliği taşıyan bu hususun derhal giderilmesi işbu taahhütnameleri sundukları anlaşılmış olup 28/06/2016 tarihli Taahhütnamenin, Taahhütler başlıklı 1. maddesinde; “Şirketimiz tarafından işbu taahhütname tarihine kadar olan ve sözleşmeden doğan hak edişimiz taahhütname tarihi itibariyle … faturalandırılacaktır. … fatura bedelini ödemesi ile birlikte aynı gün içerisinde … hizmet veren şoförlerin tamamının tüm maaş ve alacaklarını herhangi bir eksiklik olmaksızın ödemeyi gayrikabili rücu taahhüt ederiz. … tarafından yatırılan fatura bedellerinin sadece şoförlerin alacaklarının ödenmesinde kullanılacağını kabul, beyan ve taahhüt ederiz.” 3.maddesinde; “Ayrıca işbu taahhüdümüzün kısmen veya tamamen yerine getirilmediğinin … tarafından tespiti ile birlikte, … tarafından yapılacak ilk yazılı talebe binaen, şoför sayısı ve aksaklık sayısına bakılmaksızın, şoförlerin sevkiyata çıkmadığı veya işin aksadığı her bir gün için araç başına 20.000 TL cezai şart ödemeyi gayrikabili rücu kabul, beyan ve taahhüt ederiz.” 24/08/2016 tarihli Taahhütnamenin, Taahhütler başlıklı 1. Maddesinde; “Şirketimizin hak edişi sözleşmede belirtilen tarihten önce … tarafından ödeneceği, ancak erken ödeme nedeniyle … tarafından toplam ve net 205.000 TL ödeyeceği hususunda … ile tam bir mutabakata varmış bulunuyoruz..” 2.maddesinde ” yukarıdaki maddede belirtilen tutar taahhütname tarihi itibariyle … faturalandırılacaktır. … nun fatura bedelini ödemesi ile birlikte aynı gün içerisinde … hizmet veren şoförlerin tamamının tüm maaş ve alacaklarını herhangi bir eksiklik olmaksızın ödemeyi gayrikabili rücu taahhüt ederiz. … tarafırıdan yatırılan fatura bedellerinin sadece şoförlerin alacaklarının ödenmesinde kullanılacağını ve şoförlerin alacaklarının tamamının ödeneceğini kabul, beyan ve taahhüt ederiz.”, 4.maddesinde; “Ayrıca işbu taahhüdümüzün kısmen veya tamamen yerine getirilmediğinin … tarafından tespiti ile birlikte, … tarafından yapılacak ilk yazılı talebe binaen, şoför sayısı ve aksaklık sayısına bakılmaksızın, şoförlerin sevkiyata çıkmadığı veya işin aksadığı her bir gün için araç başına 20.000 TL cezai şart ödemeyi gayrikabili rücu kabul, beyan ve taahhüt ederiz. İşbu cezai şartın daha önceki taahhüdümüzün tam olarak yerine getirilmemesi nedeniyle süresiz ve şarta bağlı olmaksızın geçerli olacağını kabul, beyan ve taahhüt ederiz.” 28/09/2016 tarihli Taahhütnamenin, Taahhütler başlıklı 1. maddesinde; “Şirketimiz tarafından işbu taahhütname tarihine kadar olan ve sözleşmeden doğan hak edişimiz taahhütname tarihi itibariyle … faturalandırılacaktır. … fatura bedelini ödemesi ile birlikte aynı gün içerisinde … hizmet veren söförlerin tamamının tüm maaş ve alacaklarını herhangi bir eksiklik olmaksızın ödemeyi gayrikabili rücu taahhüt ederiz. … tarafından yatırıları fatura bedelleri sadece şoförlerin alacaklarının ödenmesinde kullanılacağını kabul, beyan ve taahhüt ederiz.”, 3.maddesinde; “Ayrıca işbu taahhüdümüzün kısmen veya tamamen yerine getirilmediğinin … tarafından tespiti ile birlikte, … tarafından yapılacak ilk yazılı talebe binaen, şoför sayısı ve aksaklık sayısına bakılmaksızın, şoförlerin sevkiyata çıkmadığı veya işin aksadığı her hir gün için araç başına 20.000 TL cezai şart ödemeyi gayrikabili rücu kabul, beyan ve taahhüt ederiz.” ifadeleri yer almaktadır. Davacı ve davalı şirket ile dava dışı … AŞ tarafından imzalanan 01.09.2016 tarihli toplantı tutanağında; tutanakta listelenen 21 adet aracın 01.09.2016 itibariyle … AŞ tarafından aynı şartlarla araç sahibi ve şoförleriyle görüşülerek …’ten transfer edileceği, …’nun 09.09.2016 tarihinde listede bulunan ve … ile sözleşmesi devam eden araçlarla ilgili fesih tarihlerini …’e ve …’a bildireceği, o tarihe kadar mevcut … sözleşmesi listede bulunan araçlar için (31 adet araç) devam edecek olup, operasyonel herhangi bir sorunla karşılaşılmayacağı … tarafından taahhüt edildiği görülmüştür.Davalı … şirketince davacı firmaya çıkartılan Bakırköy … Noterliğinin 14/10/2016 tarihli ihtarnamesi ile, taraflar arasında imzalanan 02/05/2016 tarihli araç hizmet sözleşmesinin, 4.2 maddesi uyarınca şöförlerin çalışma hukukuna ilişkin sigorta primi ve ücret ödemeleri dahil özlük hakları Temmuz 2016’dan bu yana davacı firma tarafından ödenmediğinden ve sözleşmede taahhüt edilen hizmetler yerine getirilmediğinden sözleşmenin tek taraflı feshedildiği bildirilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup mali müşavir ve taşıma uzmanı bilirkişilerden alınan kök ve ek raporda özetle; ” …Davaya konu iki teminat mektubunun davalı tarafından nakde çevrildiği ve 27/10/2016 tarihinde davacı cari hesabında alacak kaydedildiği, 30/09/2016 tarihi itibariyle taraflar arasındaki cari hesap farklılığı 5.158,83 TL iken Ekim 2016 döneminden itibaren davalı tarafından davacı adına düzenlenen cezai şart faturaları ile iade faturasının düzenlendiği, bu faturaların davacı tarafından kabul edilmediği ve bunlara ilişkin iade faturaları düzenlendiği, her iki tarafında ticari defterlerinde birbirinden alacaklı gözüktüğü ( davacı 492.649,01 TL alacaklı gözükmekte iken davalı da 312.259,61 TL alacaklı gözüktüğü) ve uyuşmazlığın esasını davalı firma tarafından düzenlenen cezai şart faturalarının teşkil ettiği, tabloda belirtildiği üzere davalı tarafından davacı adına 53.100,00 TL, 778.800,00 TL, 5.881,95 TL ve 51.330,00 TL olmak üzere 4 adet toplam 889.111,95 TL tutarında sözleşme ve taahhütname hükümlerine aykırılıktan dolayı fatura düzenlendiği, dosyada yer alan tutanak örnekleri ile bazı tablolar ve e-postalar örnekleri ibraz edilmiş ise de bunların davalı tarafından düzenlenen ceza faturalarına dayanak oluşturmayacağı kanaatinin hasıl olduğu, zira tutanaklarla tespit edilen hususların sınırlı sayıda olduğu, tabloların ise neye dayanılarak hazırlandığının belli olmadığı, karşı tarafın onayını taşımadığı, tek taraflı hazırlanmış olduğu tespit edildiği, ayrıca davacının 25.01.2016 tarihli faturasına ilişkin olarak 31.10.2016 tarihinde davalı tarafından düzenlenen ve davacı yanın kabul etmediği 9.307,84 TL tutarındaki iade faturasının iade nedenine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı belirlenmekle, davalı tarafından davacı adına düzenlenen toplam 898.419,79 TL (889.111,95 + 9.307,84) tutarındaki faturanın davalı ticari defterlerindeki alacak tutarından tenzil edilmesi gerektiği, bu durumda davalı tarafından yersiz paraya çevrilerek tahsil olunan ve davacı cari hesabına alacak kaydedilen toplam 150.000,90 TL tutarındaki teminat mektubu bedeli de hesaplamada dikkate alındığında aşağıda hesaplandığı üzere davalı yanın davacıya 436.160,18 TL cari hesap borcu mevcut olduğu, ayrıca 24.02.2014 tarihli 50.000,00 TL ve 03.02.2014 tarihli 100.000,00 TL tutarındaki teminat mektuplarının davalı tarafından 27.10.2016 tarihinde yersiz olarak paraya çevrilerek tahsil edildiği, davacı firmanın teminat mektupları bedeli karşılığı 150.000,00 TL tutarında davalıdan alacaklı olduğu, mahkeme davalı tarafından sözleşme ve taahhütname hükümlerine aykırılıktan dalayı davacı adına düzenlenen toplam 889.111,95 TL tutarındaki ceza faturalarının yerinde olduğu ve dikkate alınması gerektiği görüşünü benimsemesi halinde ise davacı yanın davalıdan alacağının bulunmadığı, 150.000,00 TL tutarındaki teminat mektuplarının davalı tarafından paraya çevrilerek tahsil edilmesinin taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine uygun olduğu” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Somut olayda; mahkemece, davacının, sözleşme ve taahhüt hükümlerine aykırı davranışları nedeniyle davalı tarafça davacı şirkete kesilen şoför ödemelerinden, şoförlerin sevkiyata çıkmaması ve buna ilişkin aksamalardan ve araç tedarik edilmemesinden kaynaklı toplam 889.111,15 TL ceza faturası gözetilerek davacı yanın talep edebileceği bir miktarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de davalı tarafça düzenlenen cezai şart faturaların ve hesaplanan ceza tutarının sözleşmeye ve taahhütnamelere uygun olarak olarak düzenlenip düzenlenmediği tespit edilmeden eksik inceleme ile karar verildiği görülmüştür. Davalı tarafından düzenlenen faturalar incelendiğinde;-04/10/2016 tarih KDV dahil 53.100,00 tutarındaki ceza faturasının açıklama kısmında: araç hizmet sözleşmesi gereği araç tedarik edilememesi – Bodrum 45 gün 2 araç (45x2x500) -04/10/2016 tarih KDV dahil 778.800,00 TL tutarındaki ceza faturasının açıklama kısmında: Şoför ödemelerinden kaynaklı şoförlerin sevkıyata çıkmaması -Gaziemir 8 gün 1 araç (8×20.000,00 = 160.000,00 TL – Ayvalık 1 gün 1 araç (20.000,00 TL) – Kayseri 1 gün 1 araç (20.000,00 TL), Marmaris 10 gün 1 araç (200.000,00 TL) – Bodrum 10 gün 1 araç (200.000,00 TL) – Güneşli 3 gün 1 araç (60.000,00 TL) – 07/10/2016 tarih KDV dahil 5.881,95 TL tutarındaki ceza faturasının açıklama kısmında: Eylül ayı araçların eksik çalışma bedeli -15/12/2016 tarih KDV dahil 51.330,00 TL tutarındaki ceza faturasının açıklama kısmında: Ekim ayı sözleşmeye aykırı, hizmet verilememesi sebebiyle cezai şart tahakkuk ettirilen araçlar şeklinde belirtilmiştir Her ne kadar davacının yükümlülüğünde bulunan şoförlerin maaşlarının ödenmesinde aksaklık yaşandığı davacı firma tarafından kabul edilmiş ise de taahhütnamelerde kararlaştırılan ceza-i şartın gerçekleşmesi için taahhütname tarihine kadar ki hak edişler ödendikten sonra şoför maaşların ödenmemesinden kaynaklı şoför sayısına bakılmaksızın şoförlerin sevkiyata çıkmadığı veya işin aksadığı gün sayısının tespiti ile 02/05/2016 tarihli araç hizmet sözleşmesinde kararlaştırılan ceza-i şartın gerçekleşmesi için hangi araçların toplam kaç gün hazır bulundurulmadığı ve/veya sevkiyatın zamanında yapılmadığının tespiti ile ceza şart tutarının belirlenmesi gerekmektedir. O halde mahkemece yapılacak iş, davalı tarafından düzenlenen ceza faturalarının, 02/05/2016 tarihli araç hizmet sözleşmesinden mi yoksa farklı tarihlerdeki taahhütnamelerden dolayı mı kesildiği belirlendikten sonra, dosyaya ibraz edilen muhtelif tarihlerdeki davacıya firmaya ait araç şoförleri tarafından tutulduğu iddia olunan tutanaklar ve davacı firma çalışanlarınca gönderildiği iddia olunan e-postalar incelenerek gerektiğinde davacı firma çalışanları duruşmada dinlenerek tutanak ve posta içerikleri teyit edilmek suretiyle söz konusu tutanakların ve e-posta içeriklerin ceza-i şart faturasının açıklama kısmı ile uyumlu olup olmadığı, söz konusu faturaların ve ceza miktarlarının yukarıda açıklandığı üzere 02/05/2016 tarihli araç hizmet sözleşmesine ve farklı tarihlerdeki taahhütnamelere usulüne uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği, varsa davalı yanın cezai şart alacağı ve miktarı bilirkişi heyetinden alınacak ek rapor sonucuna göre tespit edilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2017/904 Esas, 2019/522 Karar sayılı ve 27/06/2019 tarihli kararının HMK’nin 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine,4-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davacıya İADESİNE, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/03/2023