Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1257 E. 2023/302 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1257
KARAR NO: 2023/302
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/02/2019
ESAS NO: 2018/297
KARAR NO: 2019/175
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/04/2018
KARAR TARİHİ: 22/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında cari hesap şeklinde işleyen bir ticari ilişki bulunduğunu, cari hesap bakiyesinin davalı tarafından e-posta yolu ile kabul edildiğini, yapılan mutabakatta davalının tuttuğu cari hesap ekstresinin de müvekkiline gönderildiğini, bu ekstreye göre müvekkilinin açıkça alacaklı olduğunu, borcun kabul edilmesine rağmen ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının itirazının kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davalının taşınır ve taşınmaz mallarının ve alacaklarıyla diğer haklarının ihtiyaten haczine, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatın hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 101.000,00 TL + KDV tutarlı barter anlaşması yapıldığını, müvekkiline reklam hizmeti sunulması karşılığında müvekkili şirket bünyesinde bulunan … Restoran’da davacı şirket çalışanlarına yeme – içme hizmeti verilmesinin kararlaştırıldığını, davacının üstlenmiş olduğu reklam faaliyetini aksatması neticesinde ticari ilişkinin sona erdiğini, alınan hizmet bedelinin yeme – içme hizmeti olarak ödenmiş olduğunu öne sürülerek davanın reddine, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”Dava, İİK 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. İhtilaf, davacı alacaklının davalıdan takip sebebi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde mali müşavir Dr. Öğretim Görevlisi …’ten alınan 14/10/2018 tarihli bilirkişi raporu ile; davacının 2015 – 2016 – 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin incelendiğini, davacının bu yıllara ait defterlerinin 213 sayılı VUK’a uygun olarak e-defter olarak tutulmakta olduğunu, bu kapsamda defter tasdiklerinin tam ve eksiksiz olduğunu, ancak davalı defterlerini sunmadığı için davalı defterlerinin incelenemediğini, taraflar arasındaki yazışmalardan tarafların Barter anlaşması akdettiği, davacı defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 48.313,51 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.Dosya kapsamı ve düzenlenen bilirkişi raporu denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacağa yönelik itirazının 48.313,51 TL asıl alacak bakımından iptali ile takip talepnamesindeki koşullarla takibin devamına, fazlaya ilişkin kısmın reddine, İİK m.67/2 kapsamında 9.662,70 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna itirazlarımız değerlendirilmedi, 09/03/2017 tarihli mutabakat göz ardı edildiğini, mutabakat, … no.lu fatura 2.360 TL28.03.2016 İade faturası 273,00 TL 28.04.2016 Fatura 1.475 TL 01.06.2017 İade faturası 601,0 TL faturaları da kapsamaktadır. Tıpkı öncekilerde olduğu gibi mail ortamında yapılan bu mutabakat ile karşı taraf, 09.03.2017 tarihi itibariyle kayıtlarına göre 60.921,50 TL borçlu olduğunu kabul etmiştir. Bu mutabakatın içerisine, bilirkişinin kabul etmediği 14.11.2015 tarihli fatura ile 28.04.2016 tarihli faturalar da girmektedir. Dolayısıyla bilirkişi raporunda kabul edilmeyen bu iki faturanın da davalının kabulünde olduğu açıktır ve borca eklenmesi gerekmektedir. Buraya kadar olan kısımda görünen şudur: 30.09.2015 tarihli mutabakat nedeniyle müvekkilimin alacağının 78.012 TL olduğu iki tarafın da kabulündedir. Bu tarihten sonra düzenlenen 07.10.2015 ve 14.10.2015 tarihli faturalar için de tarafların mail yoluyla BA/BS mutabakatı yaptığı ortadadır ve bu iki fatura da tarafların kabulündedir. 09.03.2017 tarihli mutabakat kapsamına ise 14.11.2015 tarihli ve 28.04.2016 tarihli faturalar girmektedir. Binaenaleyh iki adet fatura (iade faturaları) hariç tüm faturalar mutabakat altında olup iki tarafın da kabulündedir. Cari hesap ekstresinin incelenmesinde, 09.03.2017 tarihinde müvekkilimin kayıtlarına göre alacağının 61.194,50 TL olduğu görünmektedir; ancak dikkat edilirse 09.03.2017 tarihli mutabakattaki rakam 60.921,50 TL’dir. Aradaki bu farkın sebebi, 28.03.2016 tarihli 273 TL bedelli kısmi iade faturasıdır. Müvekkilimin düzenlediği bu fatura, davalı tarafa mail yoluyla tebliğ edilmiş ise de davalı taraf bu faturayı kayıtlarına almamıştır. her ne kadar davalı kayıtlarına işlenmemiş ise de itiraza uğramayan bu fatura bedeli kesinleşmiştir. Bu husus, 09.03.2017 tarihli mutabakattan sonra düzenlenen 01.06.2017 tarihli iade faturası için de geçerlidir. Bu fatura da karşı tarafa mail yoluyla tebliğ edilmiş ve herhangi bir itiraza uğramamıştır. 4.709 TL lik reddedilen alacağımız bakımından istinaf incelemesine tabi tutularak kaldırılması ve bu miktar alacağımızın da hüküm altına alınması için işbu istinaf başvurusunun yapılması lüzum ve zorunluluğu doğmuştur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında verilen hizmet bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine istemine ilişkindir. Dava konusu uyuşmazlık icra takibine konu faturalara dayalı açık hesap gereğince davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu hususlarındadır. İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine 16/02/2018 tarihinde faturalara müstenit açık hesaba dayalı olarak, 53.022,51 TL asıl alacağın tahsilini talep etttiği, davalı borçlunun süresinde olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, süresi içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmektedir. İcra takibinin dayanağı cari hesap ekstresidir. Davacı taraf delil olarak 07/10/2015 tarihli, … numaralı 10.620TL ‘lik faturayı ve tebliğ evrakını,14/10/2015 tarihli, … numaralı 5.310TL’lik faturayı ve tebliğ evrakını, 14/11/2015 tarih, … numaralı 2.360TL lik faturayı ve taraflar arasındaki mail yazışmalarını sunmuştur. Mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verilmiş, davalı taraf defterlerini ibraz etmemiştir. Davacı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenmesine dair mali müşavir bilirkişiden alınan raporda; ”Yapılan yazışmalardan taraflar arasındaki barter anlaşmasının 101.000 TL+KDV bedelli olduğu; 30/09/2015 itibariyle davacı tarafından 83.138,99 TL tutarında hizmet sunulduğu; davalı tarafından ise 5.126,99 TL tutarında yeme-içme hizmeti sunulduğu; böylece davacı tarafın bakiye alacağının 78.012 TL olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumun davalı şirket muhasebe müdürü …’a ait e-posta adresinden teyit edildiği anlaşılmaktadır. Davalı şirket muhasebe müdürünün 08/10/2015 tarihli e- postasında bakiye 78.012 TL ile ilgili “catering hizmet bedeli” olarak fatura düzenleneceği; bu tutar kapsamındaki kullanımların 31/12/2015 tarihine kadar kullanılabileceği beyan edilmiştir. Davacı şirket ticari defter kayıtları ile örtüşen cari hesap ekstresinin incelenmesi sonucunda aşağıdaki tabloda sunulan borç ve alacak kayıtlarının yapıldığı anlaşılmıştır. 07/10/2015 ve 14/10/2015 tarihli faturalarla ilgili olarak taraflar arasında e-posta yoluyla BA/BS mutabakatı yapılmış olup bu faturaların davalı şirketin kabulünde olduğu bu yazışmalardan anlaşılmaktadır. Ancak 14/11/2015, 28/03/2016, 28/04/2016 ve 01/06/2017 tarihli satış ve iade faturalarının içeriği hizmetin verildiğine ve faturanın davalıya teslim edildiğine dair bir belge veya bu faturaları kapsayan bir mutabakat dosyaya sunulmamıştır. Böylece 30/09/2015 mutabakat tarihi itibariyle bakiye tutar ile davacı şirket tarafından düzenlenen 07/10/2015 ve 14/10/2015 tarihli faturalar tutarı toplamı olan 93.942 TL borç kaydına ilişkin bir tereddüt olmadığı; toplam 48.313,51 TL alacak kaydının davacı şirket kabulünde olduğu; davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olan 14/11/2015, 28/03/2016, 28/04/2016 ve 01/06/2017 tarihli faturaların toplam tutarı olan 4.709 TL’nin davacı taraf alacağı olarak kabul edilemeyeceği sonucuna ulasılmıstır.” şeklinde mütalaa olunmuştur. Davacı taraf bilirkişi raporuna itirazında bu mail içeriğine dayanarak taraflar arasında mutabakat sağlandığını mutabakatın … no.lu fatura 2.360 TL, 28.03.2016 İade faturası 273,00 TL ,28.04.2016 Fatura 1.475 TL, 01.06.2017 İade faturası 601,00 TL bedelli faturaları da kapsadığını iddia etmektedir. Davacı tarafın sunduğu mail yazışmalarından; davalının muhasebe uzmanının 09/03/2017 tarihinde ”faturanızı kesmiş olup bakiyemiz 60.921,50 TL’dir şeklinde mail gönderdiği görülmektedir. Davacı tarafından … no.lu fatura 2.360 TL, 28.03.2016 İade faturası273,00 TL ,28.04.2016 Fatura 1.475 TL, 01.06.2017 İade faturası 601,00 TL bedelli faturalara ilişkin olarak taraflar arasındaki önceki faturalarda olduğu gibi bir mutabakatın sağlandığına dair bir yazışma yada faturaların davalıya teslim edildiğine ve faturaya konu hizmetin verildiğine dair bir bilgi, belge sunulmadığından; mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/02/2023