Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1247 E. 2021/99 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1247
KARAR NO: 2021/99
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/659 Esas
KARAR NO: 2019/238
KARAR TARİHİ: 20/03/2019
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Fiilden Kaynaklanan Sigortaya Dayalı Rücu)
KARAR TARİHİ: 03/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketine 10.09.2015-10.09.2016 tarihleri arasında … poliçe numarası ile Evim Paket Poliçesi ile sigortalanmış bulunan ve … Mah. … Cad. No:… Nusaybin Mardin adresinde bulunan işyerinin bodrum katında 01.11.2015 tarihinde büyük bir patlama meydana geldiğini, patlama neticesinde sigortalı evin büyük hasar gördüğünü, sigorta şirketi işyerinde meydana gelen hasar karşılığı olarak sigortalısına 24.810,98 TL ödeme yaptığını, hasarın oluşumunda gerek Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığı talebi ile düzenlenen bilirkişi raporunda gerekse sonradan düzenlenen ekspertiz raporunda patlamanın işyerinin bodrum katında bulunan ve davalı şirkete ait olan … Marka tüplerden sızan gazların patlaması sonucu oluştuğu açıkça belirlendiğini, bu nedenlerle davalı aleyhine Diyarbakır … Müdürlüğü’nün … numaralı dosyasında alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, daha sonra talepleri üzerine dosyanın İstanbul Yetkili İcra Müdürlüğü’ne gönderildiğini, yapılan tevzi neticesinde icra takibinin İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esası alarak borçlu tarafa yeniden ödeme emri gönderildiğini, bu ödeme emrine de borçlu tarafından borca ve faize itiraz edildiğini beyanla, itirazın iptalini ve takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; hasarın oluşumunda müvekkili şirketin sorumluluğu veya kusuru bulunduğu tespit edilemediğini, Nusaybin İtfaiye Grup Amirliği’nin 04.11.2015 tarihli yangın raporu ve Nusaybin Cumhuriyet Savcılığı tarafından yaptırılan 16.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda; ilgili işyerinde yangın çıkış sebebinin ne olduğu tam olarak tespit edilemediğini ve yangına sebep olduğu iddia edilen tüpler üzerinde herhangi bir inceleme yapılmaksızın yangının çıkış nedenine dayalı LPG konusunda uzman olmayan bir bilirkişi tarafından farazi yorumlar yapıldığı, ihtimaller üzerinden soyut bir değerlendirme yapıldığı ve sonuç olarak da patlamanın herhangi bir elektrik aksamından kaynaklanmadığı kanaati varıldığı ancak yangının açıkça müvekkili şirkete ait tüp/tüpler nedeni ile ortaya çıktığına veya tüplerde imalat hatası olduğuna ilişkin açık ve net, kesin bir tespitte bulunulmadığını, müvekkili şirkete kusur veya sorumluluk atfedilemeyeceğini, tüm kusurun dava dışı sigortalıda olduğunu, müvekkili şirketin zarardan sorumlu ve kusurlu tutulabilmesi için tüplerde ayıp veya imalat hatası olması, diğer taraftan dava dışı sigortalının kusurunun bulunmaması gerektiğini, davacının olaya karıştığını iddia ettiği ve resmi makamlarca el konulan … markalı tüp/tüpleri bilirkişi incelemesine esas olmak üzere mahkemeye sunması gerektiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği alacak miktarına itiraz ettiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” Dilekçe teatisinin tamamlanmasından sonra Mahkememizce ön inceleme günü tayin edilmiş, taraf vekillerine tebliğ ile bildirilmiştir. Davacı vekili, 05/03/2018 tarihli oturum, takip eden 23/05/2018 tarihli oturuma mazeret bildirdiği, 23/05/2018 tarihli oturum ile tayin edilen yeni oturum gününün tebliğ ile bildirilmesine rağmen takip eden oturuma mazeretsiz olarak katılmaması nedeni ile dosyanın işlemden kaldırıldığı, yenileme talebi üzerine taraf vekillerine yeniden oturum gününü bildirir davetiye gönderildiği, davacı vekilinin yeniden mazeret dilekçesi sunduğu görülmüştür. Son oturumda, davalı vekilinin beyanı da nazara alınarak davacının belgelendirilmeyen mazeretinin reddine karar verilmiştir. Dava açılış tarihi itibari ile yazılı yargılama usulüne tabi olmakla birlikte 7101 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya eklenen 4/2.madde uyarınca basit yargılama usulüne tabi olmuştur. Anılan düzenleme bir usul hükmü olup, aksine düzenleme yoksa derhal uygulama ilkesi geçerli olduğundan, somut dava da aksine düzenleme olmadığından basit yargılama usulünün uygulanması gerekmektedir. 6100 sayılı Yasanın 320/4.maddesi uyarınca, basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır. Somut durumda, davacı vekilinin sürekli mazeret dilekçesi sunması nedeni ile ön inceleme yapılamamıştır. Mazeretinin, son defa kabul edildiği bildirilmesine rağmen yeniden ve belgesiz mazeret bildirmiştir. Davalı vekili, tüm oturumlara katılmış ve son oturumda, mazereti kabul etmediğini beyan etmiştir. Davacı vekilinin mazereti, gerek davalı vekilinin beyanı, gerek belgesiz olması gerekse yargılamayı uzatmaya matuf bulunduğundan reddedilmiştir. Bu halde, dosya evvelce de işlemden kaldırılmış olmakla, davanın açılmamış sayılmasına ”dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; gerekçesiz şekilde mazeretin red edilmesi ile davanın açılmamış sayılmasının usul ve yasaya uygun olmadığı, diğer mahkeme duruşma tutanaklarının istenmesi halinde mahkemeye ibraz edeceklerini açıkça belirttiklerini, yargılamayı uzatma gibi bir amaçlarının olmadığını nitekim tüm deliller sunulduğu ve masrafların yatırıldığını davalı tarafla benzer 4 tane daha dosyalarının bulunduğunu ve sulh olma durumlarının olmadığını belirterek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edişmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, davacı sigorta şirketince dava dışı sigortalıya ödenen hasar tazminatının davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yazılı gerekçe ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nun 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, 10.07.2017 tarihinde açılmıştır. Davada, yazılı yargılama usulüne göre yargılamaya başlanmıştır. Davanın görüldüğü sırada, dava tahkikat aşamasındayken yürürlüğe giren 28.02.2018 tarihli, 7101 sayılı Kanun’un 61. maddesiyle TTK’nun 4. maddesinin 2. fıkrasında değişiklik yapılarak, “(2) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” düzenlemesi getirilmiş, bu kanun 15.03.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. İlk derece mahkemesi, davanın açılmasından sonra, yani dava yazılı yargılama usulüne göre derdest iken yürürlüğe giren bu kanun değişikliğinin bir sonucu olarak davanın basit yargılama usulüne dönüştüğü, dava basit usule dönüştükten sonra da davanın taraflarca ikinci kez takipsiz bırakıldığı gerekçesiyle, HMK’nun 320/4. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Dava tarihinde dava yazılı yargılama usulüne tabi olup, 15/3/2018 tarih ve 30361 S.R.G. de yayımlanan 28/2/2018 tarih ve 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile değiştirilen 6102 Sayılı TTK’nun 4 maddenin ikinci fıkrasındaki değişiklikle dava değeri yüz bin Türk Lirasının altında olduğundan ve usul hükümleri derhal yürürlüğe girdiğinden bu değişiklikten sonra dava yazılı yargılama usulü yerine basit yargılama usulüne tabi olduğu, 10.07.2017 tarihinde açılan ve 31.10.2018 tarihinde HMK’nun 150’uncu maddesi uyarınca bir kez, 20.03.2019 tarihinde bir kez daha olmak üzere işlemden kaldırılmasına karar verilen davada, 6100 sayılı HMK’nun 320/4’üncü maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama da 22.01.2018 tarihli ön inceleme tensip tutanağının 3. Maddesinde ön inceleme duruşmasının HMK’nun 137-139 maddeleri gereğince 05.03.2018 günü saat 09:30 da yapılmasına dair karar verildiği, davacı vekilince 05.03.2018 tarihli ve akabinde 23.05.2018, 31.10.2018 20.03.2019 tarihli celselerde mazeret dilekçesi sunulduğu, ve iş bu nedenle ön inceleme duruşmasının da yapılamadığı, davalı vekilince duruşmalarda alınan beyanlarında mazereti kabul etmediklerini belirttiği anlaşılmaktadır. Davanın yenilenmesinden sonra 20/03/2019 tarihli duruşmaya da davacı vekili mazeret beyan ederek katılmamış, mahkemece mazereti kabul edilmeyerek ve davalı vekilinin davayı takip etmeyeceklerine dair beyanı üzerine davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Dosyada yer alan tüm duruşma tutanaklarına göre davacı vekilinin yapılan tüm duruşmalara katılmadığı, mazeret sunduğu, ön inceleme duruşmasının dahi yapılamadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin beyanı nazara alınarak ve haklı görülerek davacı vekilince sunulan mazereti mahkemece kabul edilmeyen davacı vekilince basit yargılama usulüne göre yürütülen dava ilk takipsiz bırakılmasından sonra yeniden takipsiz bırakıldığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 121,30 TL’lik başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’ nin istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/02/2021 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.