Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1220 E. 2023/94 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1220
KARAR NO: 2023/94
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2019
ESAS NO: 2017/409
KARAR NO: 2019/501
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 28/04/2017
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirketin sigortalı bulunan emtia, sigortalı şirketin deposundan 21.07.2016 tarihinde çalınmak suretiyle maddi hasara uğradığını, deponun bulunduğu sitenin davalı tarafından korunduğunu, davalının yükümlülüklerine aykırı davrandığı davaya konu hasarın meydana gelmiş olup, davalının bu hasardan sorumlu olduğunu, 131.419,40 TL’lik hasar bedelinin 25.10.2016 tarihinde müvekkili şirketçe sigortalısına ödendiğini, davalı tarafından hasara ilişkin olarak herhangi bir ödeme yapılmadığını beyanla 131.419,40 TL’nin ödeme tarihi olan 25.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı usule uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmamış, cevap dilekçesi de sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”Dava konusu uyuşmazlık, hırsızlık olayında davalı ile sigortalının kusur oranlarının ve çalınan malların değerinin ne kadar olduğu, çalınan malların sigorta kapsamında olup olmadığının, davacı tarafından sigortalıya ödeme yapılıp yapılmadığının, davacının davalıdan talep edip edebileceği alacak tutarının ne kadar olduğu hususlarındadır. Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı sigota şirketince her ne kadar, sigortalısının deposunda meydana gelen hırsızlık sonucu sigortalısına ödediği hasar bedelinin, deponun bulunduğu … Sitesi ile güvenlik sözleşmesi bulunan davalıdan rücuen tahsili talep edilmişse de, mahkememizce itibar edilen kök ve ek raporda ayrıntılı olarak tespit edildiği üzere, dava dışı sigortalı … Tic. Ltd. Şti.’nin asma kilit gibi basit bir güvenlik tedbiri dışında, üzerine düşen koruma tedbirlerini almadığı, dava dışı sigortalının işbu tedbirsizliğine rağmen davacı … şirket tarafından bahse konu deponun sigortalanmasının büyük risk taşıdığı, alınması gereken tedbirlerin zorunluluğunun poliçe kapsamına almaları gerektiği , sigorta şirketlerinin risk değerlendirilmesi yapmadan, sigortaladıkları deponun ne şekilde konulması gerektiğine ilişkin sigortalısını bilgilendirmediğinden, sigortalılarının ihmali ve ağır kusuru nedeniyle hasarın/zarann oluşmasında asli kusurlu olduğu, davalı … şirketinin sorumluluğu bakımından olay irdelendiğinde, işyeri sahip ya da kiracılarının bireysel olarak alması gerekli tüm güvenlik tedbirlerinin de alınması gerektiği ve basit güvenlik önlemi dışında diğer esaslı önlemlerin hiç birisinin alınmadığı, olayın oluşmasında meydana gelen hasar/ zarar nedeniyle davalı güvenlik şirketine her hangi bir kusur atfedilemediği, davalı gözetim-güvenlik şirketine herhangi bir kusur izafe edilmemiş olmasından, davacının sigortalısı şirkette hırsızlık olayı sonucu ortaya çıkan hasar zararın rücuen tazmininde davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Emtianın çalınmış olduğu site davalı firma tarafından korunmaktadır. Güvenlik şirketi hırsızlık girişimlerine karşı tüm önlemleri almak, etkisiz kılmak ve hırsızlık girişimlerini azaltıcı şekilde işyeri sahipleri ile etkin koordinasyon kurmhakla görevlidir. Davalı şirket güvenlik sözleşmesi ile sitenin güvenliğini üstlenmiş, ancak basiretli bir tacirden beklenen özen ve ihtimam davalı şirket tarafından göstetilmemiş olduğundan hırsızlık hadisesi meydana gelmiştir. Davalının objektif kusursuz sorumluluğu bulunmaktadır. Güvenlik konusunda uzman olan da davalı şirkettir. Kabul antamına gelmemek kaydı ile güvenlik konusunda sitede bir eksiklik bulunması halinde de uyarma yükümlülüğü asıl iştigal konusu güvenlik oları davalı firmadadır. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava; sigortacının, dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin, hasardan sorumlu olduğunu iddia ettiği güvenlik şirketi olan davalıdan 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davacı … şirketi tarafından, dava dışı sigortalı … Ltd. şti’nin Tekstilkent Sitesinde kiraladığı depo için 15/03/2016 – 13/08/2016 tarihlerini kapsayan Yeni Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi düzenlenmiş, dava konusu hırsızlık olayı 21/07/2016 tarihinde meydana gelmiş ve davacı … şirketi tarafından sigortalısına toplam 131.419,40 TL ödeme yapılmıştır. Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Dava görevli mahkemede açılmış olup, davacı tarafından sigorta sözleşmesi ve ödeme belgesi sunulmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu hırsızlık olayından kaynaklanan zarardan, sigortalının kiraladığı deponun bulunduğu … Sitesi ile ilgili olarak … Konut Yapı Kooperatifi ile aralarında güvenlik sözleşmesi bulunan davalının sorumlu olup olmadığı ve hasar miktarı noktalarında toplanmaktadır. Ekspertiz raporunda; Site erafi çevrili, ara giriş-çikişlarda sabit güvenlik, nizamiyeleri (kamera kayıtlı) ve sabit, seyyar, araçlı olmak üzere çok sayıda güvenlik elemanı bulunmasına rağmen alan çok geniş olarak yayıldığından ve her biri müstakil ayrı bloklardan oluşması sebebiyle kontrolün güç olduğunun anlaşıldığını, geceleri nizamıyelerden kontrolsüz giriş çıkış olmadığı, normal şartlarda kamyon giriş-çıkışının da sorgulu, kontrollü olduğu halde, gündüz saatlerinde araç giriş çıkışlarında kimlik sorulmadığını, ayrıca sorulduğunda adres tarifi yapıldığını, Depo sahiplerinin içeride mal olduğu bilinmesin diye kiralık yazısı yazılmış yazının sökülmediğini. Sol tarafta bitişik komşunun 10-15 gün önce gündüz saatlerinde birilerinin depodan dışarıya kumaş toplarını taşıdıklarını anlattıklarını, depo kapısının asma kilidi kırilmiş halde, alüminyum kapı ve kilidi zorlanmış ve içeriye girilmiş ve depo içerisine istiflenmiş rula toplar halindeki kumaşların büyük kısmının çalınmış olduğu kanaatine varıldığı, güvenlik kamerası olmadığı, bekçisiz, kamera kayıtsız depoların mevcut olduğu, hırsızlık teminatı verilecek ise, ilgili sitede bir kez düşünmemenin dahi riskli olduğu şeklinde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.Mahallinde kesif yapılarak sivil savunma amiri, tekstil mühendisi ve sigorta uzmanından oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda; ”dava dışı sigortalı … Tic. Ltd. Şti. Sahip yada yetkililerinin … Sitesi dahilinde bulunan depolarında çok sayıda kumaş toplarının stoklanması aşamasında alüminyum kapı üzerine asma kilit takarak basit bir güvenlik tedbiri dışında, hırsızlık alarm ve ihbar sistemi, otomatik kepenk sistemi, kapalı devre kamera sistemi vb. fiziki ve elektronik sistemlerden herhangi bir tedbirin alınmadığı, salt site dahilinde görevli güvenlik personelinin korumasına terk ettiği, dava dışı sigortalının işbu tedbirsizliğine rağmen davacı tarafından bahse konu deponun sigortalanmasının büyük risk taşıdığı, zira bahse konu sitenin kapalı ve açık alanının büyüklüğü, site dahilinde kurulu binlerce işyerinin çalışanlar, ziyaretçi ve iş takipçilerinin sayısal çoğunluğu, site dahiline giriş-çıkış yapan binlerce aracın durdurularak kontrol edilmesinin hayatın olağan akışı ile örtüşemeyecegi, bu itibarla, sigortalılarından kendi kıymetlerinin özenle koruma yükümlülüğünün yerine getirilmesi bakımından güvenlik personellerinin sabit görev yaptığı noktalarla irtibatlı hırsızlık alarm ve ihbar sisteminin kurulma zorunluluğunun poliçe kapsamına almaları gerektiği , sigorta şirketlerinin risk değerlendirilmesi yapmadan, sigortaladıkları deponun ne şekilde korunulması gerektiğine ilişkin sigortalısını bilgilendirmediğinden, sigortalılarının ihmali ve ağır kusuru nedeniyle zararın oluşmasında asli kusurlu olduğu değerlendirilmiştir. Zira bahse konu site dahilinde bulunan özellikle tekstil kumaş depolarında sık sık organize (çete) suç örgütlerince hırsızlık yapıldığı bilindiği, bu durumda hasarın tamamının dava dışı sigortalının ihmalinden kaynaklandığı davalı … şirketinin sorumluluğu bakımından olay irdelendiğinde, toplam 516.367,57 m2 alanı olan sitede güvenlik başına 25.828,37 m2 alan düştüğü, hırsızlık olayları çok kısa sürelerde gerçekleştirildiğinden bahse konu sitenin genel konumu irdelendiğinde her bir cadde ve sokakta pasaj içlerinde yer alan işyerlerinin kapısında sürekli 7/24 güvenlik personeli bulundum imasının imkan dahilinde olamayacağı, zira … Sitesinin yüksek güvenlikli özel bir konumunun bulunmadığı, site dahiline giriş ve çıkış yapan binlerce aracın teker teker durdurularak kimlik sorma ve arama yapılmasının hayatın olağan akışı içinde mümkün olmadığı böyle bir uygulama yapılamayacağı. Bu durumda işyeri sahip ya da kiracılarının bireysel olarak alması gerekli tüm güvenlik tedbirlerinin de alınması beklenmelidir olayın oluşmasında meydana gelen hasar/ zarar nedeniyle davalı güvenlik şirketine her hangi bir kusur atfedilemediği, ekspertizde belirlenen 131.419.40 TL hasar tazminatı kadri marufunda bulunduğu, davalı gözetim-güvenlik şirketine herhangi bir kusur izafe edilmemiş olmasından, davacının sigortalısı şirkette hırsızlık olayı sonucu ortaya çıkan zararın rücuen tazmininde davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği belirtilmiştir. Davaya konu poliçenin hırsızlık başlıklı bölümünde ”sigortalı riziko adresinde hırsızlık önlemi olarak 24 saat güvenlik/ bekçi/ bordrolu çalışan, demir/çelik kapı (1. Kat ve üzeri rizikolar için) bulunduğunu beyan etmiştir. Hırsızlık hasarı sonrası beyan edilen bu önlemlerden herhangi birinin bulunmadığının anlaşılması halinde, asgari 500 TL olmak üzere hasar tutarı üzerinden %20 muafiyet tenzil edilecektir” şeklinde düzenleme mevcuttur. Bu düzenleme sigortalıya getirilen bir yükümlülük maddesidir. 6102 Sayılı TTK’nun “Sözleşmede öngörülen yükümlülüklerin ihlali” başlıklı 1449. maddesi, sigortacıya sözleşmeyi fesih hakkı da verecek şekilde düzenlenmiştir. Mahkemece, dava dışı sigortalının tedbirsizliğine rağmen davacı … şirket tarafından bahse konu deponun sigortalanmasının büyük risk taşıdığı, alınması gereken tedbirlerin zorunluluğunun poliçe kapsamına almaları gerektiği, sigortalılarının ihmali ve ağır kusuru nedeniyle hasarın/zarann oluşmasında asli kusurlu olduğu, davalı … şirketin her hangi bir kusur atfedilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davalı güvenlik şirketi ile hırsızlığa konu deponun bulunduğu …in yönetim arasında güvenlik hizmeti sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı şirket, sitenin güvenliğinin sağlanması görevini üstlenmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, zararın meydana gelmesinde tarafların kusur durumunun, zararın miktarının ve zararın sigorta kapsamında olup olmadığının tespitinden ibarettir. Her ne kadar mahkemece, keşif yapılıp bilirkişi raporu alınmış ise de; bilirkişi heyetindeki güvenlik konusundaki uzman, sivil savunma uzmanı olup, uzmanlık alanı konunun aydınlatılmasına uygun değildir. Mahkemece güvenlik alanında uzman bilirkişiden rapor alınması gerekmektedir. Dava konusu hırsızlık olayının meydana gelmesinde davalı tarafın kusur durumu, dava dışı sigortalının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının tespitine ilişkin olarak, olayın meydana geldiği sitenin büyüklüğü, yerleşim planı da gözetilerek, site ile davalı arasında yapılan sözleşme ve görev yapılacak yerlere ilişkin kroki ve başkaca belge varsa temin edilerek gerekli olduğu taktirde ilgili belediyeden geniş çaplı yerleşim planı da celbedilerek, davalı tarafından hırsızlığa karşı yeterli güvenlik önlemi alınıp alınmadığının, güvenlik uzmanı bilirkişinin katılımı ile mahallinde yapılacak keşif ve sigorta uzmanı ile tekstil mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınacak heyet raporu ile usulünce tespiti, hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazların giderilmesi, tüm taraf delillerinin ve poliçedeki muafiyet şartlarının birlikte değerlendirilmesi sureti ile hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, güvenlik konusunda uzman olmayan sivil savunma uzmanından alınan yetersiz araştırmaya dayalı rapor esas alınarak, davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/409 E. 2019/501 K. Sayılı 09/05/2019 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/01/2023