Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1219 E. 2023/230 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1219
KARAR NO: 2023/230
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2019
ESAS NO: 2018/188
KARAR NO: 2019/796
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/02/2018
KARAR TARİHİ: 15/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirkete teknoloji hizmetleri verdiğini ve karşılığında 11/04/2016 düzenleme tarihli … seri numaralı 5.876,40.-TL tutarlı fatura tanzim ettiğini, fatura alacağının ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyası ile borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazi ile takibin durdurulduğunu, davasının kabulü ile borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak faturaya konu hizmetin davacı yan tarafından ifa edilmediğini, bu nedenle, davalı tarafından takibe konu fatura tutarında davacı yana 06/10/2017 tarihli … seri numaralı iade faturası düzenlendiğini, davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır. Mahkememiz 12/03/2019 tarihli celsesinde dosyanın taraf defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 29/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; takip konusu 11/04/2016 tarihli 5.876,40 TL bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafın kayıtlarına göre davalıdan iş bu tutarda alacaklı olduğu, söz konusu faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, 06/10/2017 tarihli 5.876,40 TL bedelli iade faturası ile hesap bakiyesinin kapatıldığı, davalı tarafın ticari defter kayıtlarına göre davacıya borcunun bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; Somut olay bakımından ise; davalı tarafça akdi ilişkinin varlığına ilişkin herhangi bir itirazda bulunulmadığı, davacı tarafça düzenlenen 11/04/2016 tarihli 5.876,40 TL bedelli faturanın davalı tarafça ticari defterlerine kayıt edildiği, davalı tarafça dava konusu faturaya itiraz edildiğine ilişkin olarak 06/10/2017 tarihli iade faturası ve 01/11/2017 tarihli ihtarname cevabı başlıklı belgeden başka bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, bu hali ile davalı tarafça faturaya süresinde itiraz edildiğinin kanıtlanamadığı, davalı tarafça faturanın ticari defterlere kayıt edilmesinden yaklaşık 19 ay sonra iade faturası düzenlemesinin ticari hayatın olağan akışına ve TTK md. 18/2 ve MK md. 2 hükümlerine aykırı olduğu, anılan Yargıtay içtihadında da belirtildiği üzere; davalının dava konusu faturayı ticari defterlerine kayıt etmesinin fatura konusu hizmetin verildiğine karine teşkil ettiği, bu hali ile davacının fatura konusu hizmeti davalı tarafa verdiğinin kabulünün gerektiği kanaatine varılmıştır. Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır. Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacının fatura konu hizmeti sunmadığını, Yargıtay içtihatları ile de sabit olduğu üzere sadece fatura düzenlenmesinin tek başına borcun varlığı açısından yeterli olmayıp Fatura içeriğinde bahsi geçen hizmetlerin yazılı delil ile ispatı gerekirken davacı tarafından faturaya konu mal ve hizmetlerin ifası ve davalı Müvekkil şirkete teslimi konusunda dava dosyasına hiçbir delil sunulmamış olmasına rağmen salt davacının muğlak ve genel ifadelerinden ve söz konusu faturadan yola çıkılarak karar verilmesinin işbu sebeplerden usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davaya konu faturanın, davacı vekili tarafından 20/06/2017 tarihli ihtarname ekinde müvekkili şirkete gönderilmiş olduğundan müvekkilinin bu faturaya yasal süresi içerisinde itiraz etmiş olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava hizmet sözleşmesinden kaynaklı davalı aleyhine başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; takibin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden başlatıldığı, 5.876,40 TL fatura alacağı, 17,27 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.893,67 TL üzerinden takibe geçildiği, takibe dayanak olarak 11/07/2016 tarihli 5.876,40 TL bedelli faturanın gösterildiği, borçlunun yetki itirazı üzerine dosyanın İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğüne gönderildiği, dava konusu icra dosyası üzerinden ödeme emrinin borçlu davalı vekiline 12/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davalı vekilinin 13/02/2018 tarihinde takibe borçlu olmadığından ve hizmetin verilmediğinden bahisle itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davanın yasal bir yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle;” Davacı yan tarafından davalı yana 29.02.2016 kayıt tarihli … nolu 9.416,40 TL tutarında ve 20.04.2016 kayıt tarihli … nolu 5.876,40 TL tutarında 2 adet toplam 15.292,80 TL tutarında fatura düzenlendiği, davalı yan tarafından davacı yana 9.416,40 TL tutarında ödeme yapılarak 28.02.2016 tarihli fatura bakiyesinin kapatıldığı, davalı yan tarafından takibe ve davaya konu 20.04.2016 kayıt tarihli … nolu 5.876,40 TL tutarlı fatura için ödeme yapılmadığı, davalı yan tarafından davacı yana 06.10.2017 tarihinde … nolu 5.876,40 TL tutarında iade faturası düzenlenerek, takibe ve davaya konu 11.04.2016 tarihli … nolu 5.876,40 TL tutarlı fatura bakiyesinin kapatıldığı, iade faturasının takibe konu davacı yan faturasına istinaden iade muhteviyatıyla takibe konu faturadan 19 ay sonra düzenlendiği mütalaa olunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair karar verilmiş olup davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.6102 sayılı TTK’nin 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/4521 E. 2016/549 K. sayılı ilamı; “… Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/062003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Faturalar ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nin m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır… borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nin 222. (6762 sayılı TTK’nin 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir..” şeklindedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyettedir. Davaya konu somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça düzenlenen 11/04/2016 tarihli 5.876,40 TL bedelli faturanın davalı tarafça 20/04/2016 tarihinde ticari defterlerine kayıt edildiği, davalı tarafça dava konusu faturaya itiraz edildiğine ilişkin olarak 06/10/2017 tarihli iade faturası ve 01/11/2017 tarihli ihtarname cevabı başlıklı belgeden başka bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, davalı tarafça faturanın ticari defterlere kayıt edilmesinden yaklaşık 19 ay sonra iade faturası düzenlediği, davalı tarafça faturaya süresinde itiraz edildiğinin kanıtlanamadığı, bu bağlamda; Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere alacaklının HMK’nin 222. (6762 sayılı TTK’nin 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılarak mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmaktadır. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmakla; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/02/2023