Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1212 E. 2023/69 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1212
KARAR NO: 2023/69
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/81
KARAR NO: 2019/694
KARAR TARİHİ: 03/07/2019
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/01/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirket tarafından 1-4 Eylül 2016 tarihinde İstanbul Fuar Merkezinde düzenlenen …, … Fuarına katılmak için davalı şirketin davacı şirket ile sözleşme akdettiğini, fuar alanında stant yeri kiraladığını, fuar alanında yer kiralama bedeli için davalı/borçlu şirkete 01/09/2016 tarihli, 27.238,18 TL bedelli, 01/092016 tarihli, 271,84 TL bedelli, 01/09/2016 tarihli, 815,51 TL bedelli faturaların tanzim ve tebellüğ edildiğini, sözleşmede kararlaştırılan sürede takibe konu edilen bakiye alacağın davacı şirkete ödenmediğini, davacı şirketin faturaya dayalı 11.455,35 asıl alacak, 1.111,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.566,36 TL alacağın tahsili için davalı/borçlu şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünde … esas sayılı dosya ile ilamsız yolla icra takibi yapıldığını, davalı/borçlu şirketin takibe ve takibe konu borcun tamamına, fer’ilerine itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, davalı borçlunun itirazının haksız, yersiz ve dayanaksız olduğunu, beyanla, davalı/borçlu şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğünde … esas sayılı takip dosyasına yönelik itirazın iptaline, takibin devamına, davacı şirket lehine icraen talep edilen toplam alacak üzerinden %20 oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkil şirketin davacı firmaya, belirtilen miktarda borcu bulunmamadığını, işbu davaya konu icra takibinde, davacı tarafından talep edilen meblağ müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtları ile uygunluk arz etmediğini, kaldı ki, müvekkil şirket tarafından davacı firmaya yapılan kısmi ödemeler hesaplara yansıtılmadığını, ödemeler nispetinde gerekli düşümler yapılmadan takibe geçildiğini, talep edilen işlemiş faiz fahiş oranlarda hesaplanmak suretiyle, TMK’nın 2. maddesinde yer alan iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı davranıldığını beyanla davanın reddine, reddedilen miktar üzerinden kötü niyetli takip yapıp dava açan aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “Davacı tarafın davalı tarafla yapılan ticari ilişki neticesinde 01/09/2016 tarihli, 27.238,18 TL bedelli, 01/092016 tarihli, 271,84 TL bedelli, 01/09/2016 tarihli, 815,51 TL bedelli faturaların tanzim ve tebellüğ edildiği, davalı tarafça kabul edildiği, davacı tarafın ticari defter incelemesinin aralarındaki ticari ilişkiyi doğruladığı, davalı tarafın ayrıca mahkememize de herhangi bir ödeme belgesi sunmadığı, benimsenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının alacak miktarının 12.566,36 TL olduğu sabit görülmüş ve davanın bu miktar üzerinden kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla asıl alacağın 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesin ” karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİDavalı vekili tarafından yasal süresi içinde cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde;Dava, fuar katılım sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının 3 adet faturaya istinaden 11.455,35 asıl alacak, 1.111,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.566,36 TL bakiye alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre, davacı tarafın organizasyonunda 01-04 Eylül 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilmesi planlanan …Fuarına davalının katılımı konusunda taraflar arasında 22/03/2016 tarihli … Katılım Sözleşmesi imzalandığı, davalının, sözleşmenin imzalanmasından itibaren sözleşmenin Kira Bedeli başlıklı 6. Maddesinde, sözleşmenin 1. Sayfasında belirlenen katılım ücretini belirlenen şartlarla bir peşin beş taksit ile ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, fuar katılım ücretinin KDV dahil 27.328,18 TL kararlaştırıldığı, sözleşmenin Muacceliyet başlıklı 7. Maddesinde Katılımcı işbu sözleşmenin 1. sayfasında kararlaştırılan vadelerde ödemesi gereken taksitlerden her hangi birini ödemediği ve bu gecikmenin 30 günü geçmesi halinde katılım bedelinin tamamı muaccel hale geleceği ve söz konusu durumda katılımcı hiçbir ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşmüş sayılacağı kararlaştırılmıştır. Davalı yanca, söz konusu sözleşme ve faturalar ile davacı tarafça verilen sözleşmeye konu hizmete itiraz edilmemiş olup ödeme iddiasında bulunduğundan ispat külfeti davalı üzerine geçmiştir. Davacı tarafça talep edilen alacak, sözleşmede kararlaştırılan hizmet bedelleri olup, bakiye alacağın ödendiği davalı tarafça ispata elverişli yasal deliller ile kanıtlamadığından davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı vekili diğer istinaf nedeni olarak, talep edilen işlemiş faiz fahiş oranlarda hesaplanmak suretiyle, TMK’nın 2. maddesinde yer alan iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı davranıldığını ileri sürmüştür. Davacı alacağına uygulanacak temerrüt faizine ilişkin olarak taraflar arasındaki sözleşmelerde herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. O halde, tarafların tacir olduğu, davaya konu alacağın ise tacirler arası sözleşmeden kaynaklandığı, davalı tacirin borcunun dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 21/1. madde hükmü uyarınca ticari nitelik gösterdiği, bu davanın aynı Kanun’un 4/1. madde hükmü uyarınca nispi ticari dava olduğu, tacirler arası bu sözleşmenin aynı Kanun’un 3. maddesi uyarınca ticari iş niteliğinde bulunduğu, tacirin ticari işlerde temerrüt faizi oranını düzenleyen 3095 sayılı Kanun’un 2/2. madde hükmü uyarınca avans oranında faiz isteme hakkını haiz olduğu gözetilerek, davacı alacağına da işlemiş ve işleyecek temerrüt faizi bakımından ticari işler için geçerli olan temerrüt faizi oranının uygulanması gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda işlemiş temerrüt faizin, o tarihlerdeki avans faiz oranı üzerinden hesaplandığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar harcından, davalı tarafından yatırılan 215,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,10 TL’ nin istemi halinde davalı tarafa iadesine,4-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-a. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/01/2022