Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1199 E. 2023/101 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1199
KARAR NO: 2023/101
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/715
KARAR NO: 2019/629
DAVA TARİHİ: 28/06/2017
KARAR TARİHİ: 22/05/2019
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …Ltd. Şti. ile İstanbul İl Özel İdaresi arasında 27/02/2013 günü 10.666.000,00 TL bedelli Grup 2012/Y-019 İstanbul Eyüp, Gaziosmanpaşa, Esenler ilçesi 4 adet İÖO yapım işi sözleşmesi bağıtlandığını, 6360 sayılı kanun ile 30/03/2014 tarihinde yerel seçimlerle birlikte İstanbul İl Özel İdaresi Tüzel Kişiliği’nin sona ermesi nedeniyle bahse konu projenin ve sözleşmenin …’na devredildiğini, Müflis Şirket’in taahhüdü altında olan işi tamamlamadığı gibi yüklenicinin şantiye alanını tamamen terk ettiğini, tüm imalatların durduğu ve hiçbir çalışmanın yapılmadığının tespiti üzerine, ihale yetkilisinin Oluru’yla sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin 9.2 maddesinde işin süresinin iş yeri teslim tarihinden itibaren 240 gün olarak kararlaştırıldığı, sürenin hesaplanmasında havanın fen noktasından çalışmaya uygun olmayan dönemiyle resmi tatil günlerinin dikkate alındığı ve ayrıca süre verilmeyeceğinin kararlaştırıldığını, aynı sözleşmenin 25. maddesinde yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak işi süresinde bitirmediği takdirde gecikilen her gün için sözleşme bedelinin onbinde beşi oranında gecikme cezası uygulanacağının hüküm altına alındığını, işyerinin 01/03/2013 tarihinde teslim edildiğini, sözleşmeye göre işin bitim tarihinin 26/10/2013 olduğunu, yükleniciye üç defa süre uzatımı verildiğini, süre uzatımlarına göre iş bitim tarihinin 15/05/2014 olduğunu ancak yüklenicinin bu süre içerisinde de işi bitiremediğini, bunun üzerine sözleşmenin 10/06/2014 tarihi itibariyle feshedildiğini, fesih hak ediş raporunda yüklenicinin 138.658.00 TL gecikme cezası bulunduğunu, hak ediş alacağı olan 1.957,65 TL’nin bu borçtan mahsup edilerek yüklenicinin bakiye 136.700,35 TL borcu olduğunun tespit edildiğini, müvekkili idarenin alacağın iflas masasına kaydını talep ettiğini ancak iflas idaresince talebin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle reddedildiğini belirterek, sözleşme kapsamındaki gecikme cezası olan 136.700,35 TL’nin İstanbul/Anadolu … İflas Müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyasının sıra cetveline kaydedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Kayıt kabul istenilen miktar davacı ile müflis şirket arasındaki 27.02.2013 tarihli sözleşmeye dayandığı, sözleşmenin 09/1 maddesine göre yer tesliminin davacı tarafından süresinde yapıldığı, sözleşmeye göre işin bitiş tarihinin 26.10.2013 olduğu, taraflar arasındaki süre uzatım kararı ile iş bitim tarihinin 11.02.2014 olarak uzatıldığı, daha sonra müflis şirketin inşaat alanındaki ekipmanların alınması için yazılan yazı cevabından ekipmenların Nisan sonunda kaldırılacağının bildirildiği buna göre iş bitim tarihinin fiat farksız 15.05.2014 olarak uzatılmasına karar verildiği, davacı idare tarafından müflis şirkete ihtarname tebliğ edilerek işlerdeki eksik işin 10 gün içinde yapılmasının aksi takdirde sözleşmenin fesh edileceğinin bildirildiği, davacı idare tarafından 10.06.2014 tarihi itibarı ile fesih kabülünün uygun görüldüğü, fesih öncesinde müflis şirkete 11 adet hak ediş ile 6.119,503,16 TL ödeme yapıldığı,ve 138.658,00 TL gecikme cezası kesildiği, davacı talebinin sözleşmenin 25/1 maddesi gereğince kararlaştırılan süre ve verilen ek sürelere rağmen tamamlanmayan işler için günlük %00,5 üzerinden gecikme cezasının son hakediş bedeli düşüldükten sonra 136.700,35 TL nin kayıt kabul davasına konu edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 25/1 maddesi ve yerleşik Yargıtay kararları gereğince feshedilemeyen süre olarak 10 günle sınırlı olarak ceza istenebileceği, sözleşme bedeli 10.166.000,00 TL olup sözleşmenin 25.2 maddesi gereğince günlük gecikme cezası sözleşme bedelinin %005 i olacağı 10.166.000,00×0.0005=53.330,00 TL olduğu, bu miktardan müflisin fesih hak edişindeki 1.957,65 TL nin düşülmesi ile 51.372,35 TL nin iflas tarihi itibarı ile kayıt kabulüne fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece 10 günle sınırlı olarak karar verilmesinin sözleşme ve mevzuata aykırı olduğunu, gecikme süresi 26 gün olduğundan, davanın tamamen kabul edilmesi gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabule elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. İstanbul Anadolu 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/209 E. sayılı dosyasında 11/11/2014 tarihinde …Ltd. Şti.’nin iflasına karar verildiği, tasfiyenin basit usulde İstanbul Anadolu … İflas Dairesi’nin … İflas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü, davacı vekili tarafından 43 kayıt numarası ile 136.700,35 TL alacak kaydı yaptırıldığı, iflas dairesince tamamı reddedilerek, ret kararının davacı vekiline 15/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla, davacı vekili tarafından başvuru sırasında tebligat masrafı yatırıldığından, 15 günlük yasal sürenin tebliğ tarihinden itibaren hesaplanması gerekmektedir. Davanın 28/06/2017 tarihinde 15 günlük yasal sürede açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir.İİK’nun 195/1. maddesinde “Borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar. İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur.” hükmü yer almaktadır. İİK’nın 195. maddesinde müflisin borçlarının iflasın açılması ile muaccel olacağı ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ve takip masraflarının ana paraya ilave edilerek masaya kaydedileceği öngörülmüş olduğuna göre, iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekmektedir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. Davacının alacak iddiası, ihale neticesinde …Ltd. Şti. tarafından yapımı üstlenilen 4 adet İlköğretim Okulu yapım işinin, süresi içerisinde tamamlanmaması nedeniyle oluşan gecikme cezasından kaynaklanmaktadır. Müflis şirket ile davacı idare arasında 27/02/2013 tarihinde imzalanan, … sayılı …’lu Grup … İstanbul Eyüp, Gaziosmanpaşa, … ilçeleri 4 adet İlköğretim Okulu Yapım İşi Sözleşmesi incelenmiştir; Sözleşmenin “işe başlama ve bitirme tarihi” başlıklı 9. maddesinde: “9.1.Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 5 (beş) gün içinde Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine göre yer teslimi yapılarak işe başlanır. 9.2.Yüklenici taahhüdün tümünü, işyeri teslim tarihinden itibaren 240 (ikiyüzkırk) gün içinde tamamlayarak geçici kabule hazır hale getirmek zorundadadır. Sürenin hesaplanmasında; havanın fen noktasından çalışmaya uygun olmayan dönemiyle resmi tatil günleri dikkate alındığından ayrıca bu nedenle süre uzatımı verilmez.”, “Gecikme halinde uygulanacak cezalar ve sözleşmenin feshi” başlıklı 25. maddesinde; “25.1.Bu sözleşmede belirtilen süre uzatım halleri hariç, yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak işi süresinde bitirmediği takdirde en az 10 gün süreli yazılı ihtar yapılarak gecikme cezası uygulanır. 25.2.Yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak işi süresinde bitirmediği takdirde gecikilen her gün için sözleşme bedelinin % 0,05 (onbindebeş) oranında gecikme cezası uygulanır. 25.3.İhtarda belirtilen sürenin bitmesine rağmen aynı durumun devam etmesi halinde, ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminatı gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek genel hükümlere göre tasfiye edilir. 25.4. Gecikme cezaları ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın yükleniciye yapılacak hak ediş ödemelerinden kesilir. Bu cezaların hakediş cezalarından karşılanamaması halinde yükleniciden ayrıca tahsilat yapılır. 25.5.Kısmi kabul öngörülmeyen işlerde işin tamamının bitirilememesi halinde, günlük gecikme cezası sözleşme bedeli üzerinden alınır. 25.6.Kısmi gecikme cezası uygulanan işlerde, işin tamamının süresinde bitirilmemesi hâlinde gecikme cezası, işin bitirilmeyen kısımları için uygulanır. Bu durumda sözleşme bedelinin tamamı üzerinden gecikme cezası uygulanmaz.” hükümleri yer almaktadır. 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 20. maddesinin 1/a bendinde; “Yüklenicinin taahhüdünü ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya işi süresinde bitirmemesi üzerine, ihale dokümanında belirlenen oranda gecikme cezası uygulanmak üzere, idarenin en az on gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi” halinde ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın idarenin sözleşme feshederek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edileceği düzenlenmiştir. Sözleşme hükümleri incelendiğinde; kararlaştırılan ceza hükmü ifaya ekli cezai şart olup kural olarak ifaya ekli cezai şartın, sözleşmenin feshi halinde talep imkanı mevcut değil ise de, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 20. maddesi ve sözleşmenin 25.maddesi nazara alındığında, davacının sözleşmenin feshine rağmen gecikme cezası istenebileceği açıktır. Doya kapsamına sunulan kayıtlar incelendiğinde; 01/03/2013 tarihinde yer teslimi yapıldığı, süre uzatımları neticesinde iş bitim tarihinin 15/05/2014 olduğu anlaşılmaktadır. Davacı idare tarafından, davalı şirkete İstanbul … Noterliği’nden keşide edilen 11/06/2014 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnameyle; İş programına göre %100 seviyesinde olması gereken imalatların Eyüp %65, Gaziosmanpaşa %67, Gaziosmanpaşa %55; Esenler %39, genelde ise %60 seviyesinde olduğunun tespit edildiği, tüm imalatların iş programına göre tamamlanmış olması gerektiği halde işin tamamlanmaması sebebiyle ihtarnamenin tebliğinden itibaren 10 gün içinde yeterli malzeme ve işçi temin edilerek imalatlara devam edilmediği takdirde sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 47. maddesiyle 4735 sayılı kanunun 20. maddesi uyarınca sözleşmenin feshedileceği bildirilmiştir. Davacı idarenin 29/08/2014 tarihli yapım işleri fesih kabul tutanağının incelenmesinde; Grup 2012/Y-019 İstanbul Eyüp, Gaziosmanpaşa, Esenler ilçesi 4 adet İÖO yapım işi sözleşmesi uzatımı dahil işin bitirilmesi gereken tarihin 26/13/2012 olduğu, 201 gün süre uzatımı verildiği, süre uzatımı dahil bitirilmesi gereken tarihin 15/05/2014 olduğu, 30/07/2014 ve 29/08/2014 tarihleri arasında işyerine gidilerek yüklenici tarafından yapılmış işlerin fesih kabul bakımından incelendiği belirtilmiş, fesih kabulünün yapılmasının uygun görüldüğüne dair tutanak, komisyon üyeleri tarafından imza altına alınmıştır. Mahkemece inşaat mühendisi ve mali müşavir bilirkişi heyetinden alınan raporda; Somut olaya konu eser sözleşmesinde, yüklenicinin işi yapıp geçici kabule hazır hale getirdiğini ispat yükü altında olduğu ancak bu yönde bir delil bulunmadığı, 4735 sayılı Yasa kapsamında akdedilen bu tip sözleşmeler yönünden benzeri hükümler kapsamında yüksek yargı uygulamasına ilişkin kararlar incelendiğinde Y.15.HD’nin 18/02/2015 tarih 2014/2345 E. 2015/833 K. sayılı kararındaki sözleşme hükümlerinin kelimesi kelimesine işbu nizaya konu sözleşme hükmüyle aynı olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 25.1 maddesi uyarınca feshedilemeyen süre olarak 10 günle sınırlı ceza istenebileceği, idarenin 26 gün süreli gecikme cezası talebinin yerinde olmadığı, sözleşmenin 25.2 maddesi hükmü uyarınca günlük gecikme cezası sözleşme bedelinin onbinde beşi oranında olduğundan, sözleşme bedeli olan 10.166.000,00 TL’nin % 0,05’i günlük ceza olup 10 günlük gecikme cezasının 10.666.000,00 TL x 0,0005 x 10 gün = 53.330,00 TL olduğu, yüklenicinin fesih hak edişinde 1.957,65 TL alacağı bulunduğu için bu bedel mahsup edildiğinde, davacının isteyebileceği tutarın 53.330,00 TL – 1.957,65 TL = 51.372,35 TL olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 18/02/2015 tarihli 2014/2345 E. 2015/833 K. sayılı ilamında; “…Yanlar arasında imzalanan 28.04.2011 tarihli sözleşmenin 26.1 maddesinde bu sözleşmede belirtilen süre uzatım halleri hariç yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak işi süresinde bitirmediği takdirde 10 gün süreli yazılı ihtar yapılarak gecikme cezası uygulanacağı, 26.2 maddesinde yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak işi süresinde bitirmediği takdirde gecikilen her takvim günü için sözleşme bedelinin onbinde beşi oranında gecikme cezası uygulanacağı 26.3 maddesinde de ihtarda belirtilen sürenin bitmesine rağmen aynı durumun devam etmesi halinde ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminatın gelir kaydedilip sözleşme fesh edilerek hesabın genel hükümlere göre tasfiye edileceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin bu maddesinde kararlaştırılan ceza sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan ve olayda uygulanması gereken 818 sayılı BK’nın 158/II maddesinde tanımlanan ifaya ekli ceza olduğundan kural olarak sözleşmenin feshi halinde talep edilemez ise de; sözleşmenin az yukarıda belirtilen maddelerinde yapılan düzenleme ile yapılması gerekli uyarının tebliğ tarihinden itibaren geçecek 10 gün sürede dahi gecikme cezasının uygulanacağı kabul edildiği ve bu süre fesh edilemeyen cezalı süre niteliğinde olduğu, bu sürenin dışında gecikilen süre için fesih halinde dahi cezai şart istenebileceğine dair sözleşmede hüküm bulunmadığından davalı iş sahibinin sözleşmede kararlaştırılan cezalı süre sonuna kadar cezai şart alacağına hak kazandığının kabulü gerekir. (Yargıtay 15. HD’nin 27.09.2010 gün, 2009/3955 Esas, 2010/4803 Karar, 03.02.2012 gün 2011/4589 Esas, 2012/596 Karar sayılı ilâmları). Bu durumda mahkemece feshedilemeyen 10 günlük süre ile sınırlı olarak sözleşmenin 26.2 maddesine göre davalı iş sahibinin isteyebileceği cezai şart alacağı hesaplanıp bulunacak miktarın hakettiği 56.079,16 TL iş bedelinden mahsup edilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken sözleşmenin bu hükmü gözden kaçırılarak ve yanlış değerlendirme ile davanın tümden reddi doğru olmamış, kararın bu sebeple davacı yararına bozulması uygun görülmüştür.” Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19/10/2021 tarihli 2017/(13)3-2503 E. 2021/1258 K sayılı ilamında; “…Somut olayda, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 34.2 maddesinde düzenlenen; “Yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak malın kısmi kabule konu olan kısmını süresinde teslim etmemesi halinde idare tarafından en az on gün süreli yazılı ihtar yapılarak gecikilen her takvim günü için teslim edilmeyen kısmın bedelinin %2 oranında gecikme cezası uygulanır” şeklindeki hükmünün ifaya ekli cezai şart mahiyetinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır… …somut olay değerlendiğinde; davacının, ihale üzerine imzalanan 22.4.2011 tarihli sözleşmede öngörülen edimin yerine getirilmemesi nedeniyle sözleşmeyi feshettiği ve malzemelerin teslim edilmesi gereken tarih ile sözleşmenin fesih tarihi arasındaki yirmi sekiz günlük dönem için sözleşmenin 34.2. maddesi gereği gecikme cezası talebinde bulunduğu açıktır. İfaya eklenen cezai şart niteliğinde olduğu anlaşılan ceza hükmünün sözleşmenin feshi hâlinde talep imkânı bulunmamakta ise de, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 20. maddesinin 1. fıkrasında, yüklenicinin taahhüdünü ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya işi süresinde bitirmemesi üzerine, ihale dokümanında belirlenen oranda gecikme cezası uygulanmak üzere, idarenin en az on gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi hâlinde idarenin sözleşmeyi feshedeceği belirtilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 34.1. maddesinde, “İdare tarafından, bu sözleşmede belirtilen süre uzatımı halleri hariç, yüklenicinin, sözleşmeye uygun olarak malı veya malları süresinde teslim etmemesi halinde 10 gün süreli-yazılı ihtar yapılarak gecikme cezası uygulanır”, 34.2. maddesinde, “Yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak malın kısmi kabule konu olan kısmını süresinde teslim etmemesi halinde, İdare tarafından en az on gün süreli yazılı İhtar yapılarak gecikilen her takvim-günü için teslim edilmeyen kısmın bedelinin % 0,2 oranında gecikme cezası uygulanır”, 34.3. maddesinde, “Gecikme cezası, ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın yükleniciye yapılacak ödemelerden kesilir. Bu ceza tutan; ödemelerden ve kesin teminat ile varsa ek kesin teminatlardan karşılanamaması halinde Yükleniciden ayrıca tahsil edilir”, 34.4.maddesinde, “İhtarda belirtilen sürenin bitmesine rağmen aynı durumun devam etmesi halinde, ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek, alım konusu iş genel hükümlere göre tasfiye edilir” hükümleri mevcuttur. Taraflar arasındaki idari şartnamenin “Gecikme halinde uygulanacak cezalar ve sözleşmenin feshi” başlıklı 51.1. maddesinde, “Yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak malın/işin kısmi kabule konu olan kısmını süresinde teslim etmemesi/bitirmemesi halinde idare tarafından en az 10 gün süreli yazılı ihtar yapılarak gecikilen her takvim günü için teslim edilmeyen/bitirilmeyen kısmın bedelinin % 0,2 oranında gecikme cezası uygulanır”, 52.2. maddesinde, “İhtarda belirtilen sürenin bitmesine rağmen aynı durumun devam etmesi halinde, ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir”, 51.3. maddesinde de, “Gecikme cezası ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın yükleniciye yapılacak ödemelerden kesilir. Bu cezanın ödemelerden karşılanamaması halinde ceza tutarı yükleniciden ayrıca tahsil edilir” hükümleri bulunmaktadır. Böylece taraflar arasında kararlaştırılmış olan sözleşmede, normal teslim süresinin bitmesiyle davacı idarenin hemen fesih ihtarında bulunamayacağı, bunun için on gün bekleyeceği, buna karşılık davalı yüklenicinin de gecikilen her takvim günü için teslim edilmeyen/bitirilmeyen kısmın bedelinin % 0,2 oranında ceza ödeyeceği kabul edilmiştir. Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’na tabi idareler kamu hizmeti ifa ederler. İhale işlemleri de bu hizmetin gereklerindendir. İhale ve mal teslimi işlemlerinin gecikmesi, hizmetin aksamasına, gecikmesine ve dolayısıyla kamunun bundan zarar görmesine neden olur. Bu yüzden bu tür sözleşmelerdeki ceza koşulu nitelendirilirken, idarelerin açıklanan özelliği de göz önünde bulundurulmalıdır. Kural olarak feshedilmiş bir sözleşmedeki ifaya ekli cezai şart istenemez ise de, Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun, sözleşme ve idari şartnamenin yukarıda değinilen hükümleri uyarınca fesih ihbarından önce davacı on gün beklemek zorunda kalmış ve böylece cezalı süre olarak nitelenen bu süre için fesihten öncesine ait olmak üzere gecikme tazminatı isteme hakkını kazanmıştır. Bu sürenin dışında gecikilen süre için fesih hâlinde dahi cezai şart istenebileceğine dair sözleşmede hüküm bulunmadığından, bozma kararında da işaret edildiği üzere, davacının yalnızca feshedilemeyecek süre olan on günle sınırlı olmak üzere gecikme tazminatı isteyebileceğinin kabulü gerekir. Buradan hareketle mahkemece yirmi sekiz gün üzerinden gecikme tazminatına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.”Taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamı ve emsal ilamlar değerlendirildiğinde; davacının en fazla 10 gün için gecikme cezası talep edebileceği anlaşılmakla, bilirkişi heyetince bu doğrultuda yapılan hesaplama yerinde olup mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygundur. HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmemiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçelerle yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/01/2023