Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1198 E. 2023/326 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1198
KARAR NO: 2023/326
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/596
KARAR NO: 2019/902
KARAR TARİHİ: 18/06/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, Mart 2013’den başlayarak sözleşmeyi feshettikleri 1 Şubat 2015 tarihine kadar şirkette kullandıkları … Muhasebe programı, bilgisayar donanımları, işletim sistemi ve burada yer alan bilgi vc verilerin depolanması, herhangi bir arıza veya aksaklık halinde alınmış olan back-up, suretiyle iş ve zaman kaybına uğramadan, sistemlerinin tekrar ve acilen çalışır hale getirilmesinin sağlanması konularında, davalı şirket ile bakım ve yedekleme hizmet sözleşmesi yapıldığını, kurulan sistemler üzerinde bir çok aksaklıkların olduğunu ve 24 Ocak 2015 tarihinde sistemin çalışmaz hale geldiğini, davacının uğradığı maddi zararları takipte belirtilen, 9.086,00-TL Yedekleme vs için ödemiş olduğu hizmet bedeli (cari hesap), 1.998,92-TL, yedekleme yapılmadığı için ödenen veri kurtarma bedeli, 573,01 TL, Netsis Entegre Hizmet Bedeli, 347,90-TL program kurulum bedeli, 2.636,12 TL sunucu kurulum bedeli olmak üzere 14.641,95-TL olduğunu, bu nedenlerden dolayı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yönelik itirazının iptalini, takibin devamını, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı şirket arasında … yazılım ürünleri destek sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme “uzaktan destek” içerikli olduğunu yerinde hizmet vermeyi kapsamadığını, sözleşme gereğince “davacının isteği ve talebi üzerine” ve uzaktan destek yoluyla giderilemeyen sorunların varlığı halinde yerinde destek hizmeti verileceğini, sözleşme kapsamına göre müvekkili şirketin bilgisayarların yedeklenmesi, yedekleme sisteminin kurulması gibi bir yükümlülüğü bulunmadığını, belirtilerek davanın reddine dair karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… İcra dosyası, davacı şirket tarafından düzenlenen faturalar, taraflar arasındaki sözleşme, tarafların ticari defterler ve belgeler, cari hesap raporları, dinlenen tanıklar, tüm dosya kapsamına göre alınan teknik kök ve ek bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, davalının yedekleme konusunda üzerine aldığı işi özen kapsamında yerine getirmediği,bu kapsamda sözleşmeyi ihlal ettiği ve davacının zararının oluşmasına neden olduğu, davacının, davalıdan aldığı diğer hizmetlerin ayıplı olduğunu ispatlayamadığı bu nedenle, davalının, sistemin yedeklemesinin yapılmaması nedeniyle, verilerin tekrar geri getirilmesi için, dava dışı şirkete ödenen, davacının dava konusu zararlarını gidermesi gerektiği kanaati oluştuğundan, davacının davasının kısmen kabulü ile, veri kurtarma bedeli,1.998,92-TL, sunucu kurulumu ve yapılandırma bedeli 2.636,12-TL; … Program kurulum ücreti bedeli 347,90-TL.,Netsis Hizmet bedeli 573.01-TL. olmak üzere toplam 5.555,95-TL. asıl alacak üzerinden, davalının, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından yaptığı itirazın iptali ile asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına,davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, kabul edilen alacağın likit ve belirlenebilir olması nedeniyle, İİK 67/2. maddesi kapsamında % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” gerekçesiyle karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ 1-Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalının edimini yerine getirmediği ve bu nedenle davacının sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu, hizmet bedelinin davalı tarafça iadesinin gerektiği belirterek davanın tamamen kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir. 2-Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalının yedekleme sorumluluğunun bulunmadığı, tek yükümlülüğünün … programlarının sorunsuz çalışması için destek vermekten ibaret olduğu, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu, davacının yapması gereken harici bir yedekleme sistemini kullanması gerektiği, faturalardaki bedelin oldukça fahiş olduğu belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden kaynaklanan, 14.461,95-TL alacağın (Ödenen hizmet bedeli iadesi +veri kurtarma bedeli + netsis Entegre Hizmet Bedeli+ programı kurulum bedeli + sunucu kurulum servis bedeli) takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içerisinde, borca, faize ve fer’ilerine itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde, itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça davacıya gönderilen ”Genel Tanıtım, Referansve Teklif Dökümanının” incelenmesinde, 8. madde de davacıya sağlanabilecek servis ve danışmanlıklar belirtilmiştir buna göre öncelikle bilgisayar alanın yönetim ve geliştirme sorumluluğunu üstlenen değil, bilgi işlem ve ilgili sahalardaki uygulamalar konusunda danışmanlık yapılabileceği, gerek firma içi bilgisayar ve ilgili ekipmanların nitelikli kullanım oranının ve biriminin iyileştirilmesi, gerekse yakın uzak alan ağları, depo, dağıtım, sahadaki ekibin takibi, personel devamı takip sistemi, müşteri promosyon kartı uygulamaları, mağaza yönetimi v.b. çağdaş bilgi teknolojileri konularının davacı adına araştırılması, seçimi, uygulanması, uygulatılması, yerel ağla entegrasyonu … gibi hizmetlerin iş bu danışmanlık içinde değerlendirileceği, bu işlemi sayısal elektronik ile ilgili donanım alımlarında davacı adına araştırma yapılabileceği, uygun ürünlerin tespit edilebileceği, satıcı ile görüşülme veya satışının yapılabileceği, yazılımların lisanslı, doğru ve etkin kullanımını sağlamak üzere çalışmalarda bulunabileceği belirtilmiştir.Taraflar arasında Bilgisayar Ağı ve … Yazılım Ürünleri Destek Sözleşmesi’nin 11.02.2012 tarihli Genel Tanıtım, Referans ve Teklif Dökümanının ekinde yer aldığı ve yapılan incelemede bilgisayar ağını oluşturan bilgisayar, yazıcı, switch, modem v.b. esas ve çevresel donanım ürünlerinin donanımsal kullanımı ile bunlarda yüklü windows temelde sunucu ve kullanıcı işletim sistemleri, genel ofis yazılımları, internet ve mail kullanımına yönelik yazılımların ayrıca … serisi yazılım uygulamaları ve ekli modüllerin kullanımı sınıfında olabilecek sorunlara cevap alınabilmesi, … serisi yazılım ürünleri ile ilgili ücretsiz güncelleştirmeleri herhangi bir servis ücreti ödemeden edinip sisteme aktarılabilmesi, bilgi tazeleme veya yeni yöntem/prosedürleri uygun biçimde program kullanımını sağlamak amaçlı destek alabilmek için Bilgisayar Ağı ve … Yazılım Ürünleri Destek Sözleşmesi’nin ücretinin ayda bir fatura edileceği, 550×12=6600 TL+% 18 KDV yıllık destek sözleşmesi bedeli olduğu ve bilgisayar ağı ve … ürünlerin donanım, yazılım desteği verileceği belirtilmiştir. İş bu sözleşmede aynı zamanda hizmet paket içeriğinin ayda bir kez 4 saat yerinde servis, oluşturan bilgisayar ve genel amaçlı donanımların kontrolü ve kullanıcı sorunlarına müdahale, danışmanlık, eğitim, sorun çözme v.s. ücretsiz program güncellemelerinin ayrıca servis ücreti alınmadan yüklenmesi (baz 4 saatlik hizmete dahil) olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki yazılım ürünleri destek sözleşmesinin uzaktan destek içerikli olup yerinde hizmet vermeyi kapsamadığı, sözleşme gereğince davacının isteği ve talebi üzerine, uzaktan destek yoluyla giderilemeyen sorunların varlığı halinde yerinde destek hizmeti verilebileceği, bunun mail yazışmalarında da açıkça belirtildiği beyan edilmiştir. … Elektronik servis formlarının incelenmesinde 17.01.2015- 01.03.2014 tarihlerini kapsadığı ve iş bu servis formlarının bazılarının içeriğinde kontrol amaçlı makinelerinin açıldığı, ”ortak” klasörün yedek alındığı, Acroinse yapılan otomatik yedekleme fonksiyonunun kontrol edildiği, lisans yenileme işlemi yapıldığı, … data yedeği alındığı ifade edilmektedir.Tanık beyanları:Davalı tanığı … duruşmada verdiği beyanda, dava şirkette teknik danışmanlık hizmeti yaptığı, uzaktan destek sözleşmelerinin olduğu ve sorun olduğunda uzaktan bağlanmak suretiyle yardımcı olunduğu, teknik elemanlarından … isimli kişinin davacı arızası ile ilgilendiği ve yerinde müdahale için firmaya gidildiği, bir gün sonrasında muhasebe programlarının kullanılmaları için kurulumun yapılmasına karar verildiği, disk veri kurtarma işlemi için anlaşma sağlanıldığı ancak daha sonra davacı tarafça müdahale edilmesinin istenilmediği belirtilmiştir. Davalı tanığı … duruşmada verdiği beyanda; davacı tarafa teknik destek sağlanıldığı, kendisinin … şirketinde çalıştığı, davacının sistemine bağlanıldığı, … isimli kişiyle problemi çözmek üzere uğraştıklarını, uzaktan yapılamayacağının anlaşılması üzerine şirkete gidildiği ve hatırladığı kadarıyla server sisteminde hard disklerde sorun olduğunu tespit edildiği ancak disk kurtarma hususunda davacının müdahale ettirmediğini belirtilmiştir.Davalı tanığı … duruşmada verdiği beyanla; olay tarihinde … Elektronik Şirketinde çalıştığını, teknik destek ve telefon servis işiyle ilgilendiğini, davacının olay tarihinde kendilerini aradığını, uzaktan bağlandıklarında arıza tespit edilemediğini, bu nedenle şirkete gidildiğini, davacı tarafla yedekleme konusunda bir anlaşma olmadığı için yedek kontrolü yapmadıklarını, davacı şirket yetkilisinin önce işi yapmasına izin verdiğini ancak daha sonra sorunu gidermek için müdahale etmelerine engel olunduğunu belirtmiştir. Davacı tanığı …’in 19/09/2017 tarihli duruşma verdiği beyanla; davacı şirkette muhasebe elemanı olarak çalıştığını 2015 yılında sistemsel olarak çöküş yaşadıklarını, sisteme girilemediğini, davalı tarafa bilgi verildiğini daha sonraki gelişlerinde sistemin disk arızası nedeniyle verilere ulaşılamadığının bildirildiğini, BACK-UP sistemimizin geri dönüşünün sağlanacağını söylediklerini, davalının da BACK-UP sisteminde arıza olduğunu ifade ettiklerini, yedekleme müdahalesi BACK-UP olmadığından dolayı, tehlikeli bulunduğundan daha fazla tehlikeye yol açmamak için davacının müdahaleyi istemediğini, daha sonra kendisinin işin içine girerek veri kurtarma ve programsal olarak BACK- UP kalan kısmını kurtarmayı başardıklarını belirtmiştir. Mahkemece yapılan keşif sonucunda bilirkişiler Dr. … ve Doç Dr. … tarafından hazırlanan 24/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacının sistemlerinin yenilendiği ve eski sistemler olmadığı için serverlar üzerinde inceleme yapılmadığı, davacının iddiaları arasında yer alan yedekleme programı olan … programıyla yapılan incelemede davalı firmadan … 08.11.2013 tarihinde gönderdiği mailde yedekleme programının çalışmadığını inceleme esnasında davacıya teknik hizmet veren şu anki firmadan (… Net) … da … programın çalışmadığını keşif esnasında belirtmesi nedeniyle bu hususta tutanak tutulduğunu, 2 adet hard diskin arızalanması ile ilgili sistemin çalışması konusunda meydana gelen sorunların sadece Netsis yedeklerinin kaybolması ile oluştuğu ve aslında veriyi kurtarma yöntemiyle dava dışı başka bir firma tarafından kurtarıldığı, davacının olayın akabinde davalı ile sözleşmesini feshettiği, davalının … programı dışında diğer konularda hem de yerinde olmak şartıyla destek verdiği (12.06.2014, 14.05.2014, 10.05.2014, 01.03.2014 örnek servis formları) veri kaybı konusunda davalının sorumluluğunun bulunduğu, taraflar arasındaki yazışmalardan davalının davacıya yedekleme sistemi hakkında da bilgi verdiği hatta sorunlar olduğunu revize edilmesi gerektiğini bildirdiği, server disklerinin bozulmasının genelde voltaj düşmesi ve elektrik kesintisine bağlı oluşan normal arızalar olduğu, 03.02.2015 tarihinde diğeri kurtarma bedeli olarak KDV dahil 1.998,92 TL, 28.02.2015 tarihinde sunucu kurulumu ve yapılandırma bedeli olarak 2.636,12 TL ödendiği, cari hesap yönünden ise her iki şirket defterinin birbiriyle uyumlu olduğu belirtilerek ”Sorunun ana kaynağının, davacının veri sistem dış kaynaklı ve kullanıma bağlı olarak arızalanan 2 adet hardisk yüzünden çalışmamış, buna bağlı olarak yedekleme alınması konusundaki bazı sorunlara bağlı olarak veri kaybı yaşamış olmasından ibaret olduğu, 2)Davalının veri kaybı hususunda …açıklamalarımız ışığında sorumluluğu vardır, şöyle ki: davalının davacıya sadece … yazılım hazırlama konusunda destek vermediği diğer işlerde de bakım işlerini üstlendiği tespit edilmiştir. Bundan dolayı, server ve yedekleme gibi hassas konularda detaylı bilgi verip olayın öneminin belirtilmesi gerekirdi, bu konuda yeterince hassas davranmamıştır. Bundan dolayı, veri kaybında ve akabinde yapılan veri kurtarma ve server yapılandırma konusunda sorumlu olduğu 3)Davacı tarafın daha önce verilen hizmet bedellerinin iadesi konusunda… yapılan açıklamalar ışığında teknik olarak talep etme hakkının olmadığı 4)Netsis Entegre hizmet bedeli hususunda davalının teknik olarak bir sorumluluğunun olmadığı; 5) Davacının dava konusu olay ile ilgili olarak oluşan ve davalıdan talep edebileceği zarar miktarının 5.555,95 TL olduğu…” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Bilirkişi heyetince düzenlenen ek raporda özetle; “… davacıya ait server harddisklerinde (2 adet hdd) gerçekleşen fiziksel arıza sonucu sadece NETSİS bordro programındaki verilerinin kaybolması nedeniyle meydanı gelen veri kaybı ve yedeklerin düzenli alınmamasından dolayı davacının davalıyı aralarındaki anlaşma nedeniyle sorumlu tutması söz konusudur.Davalının, veri kaybı hususunda yukarıdaki açıklamalarımız ışığında sorumluluğu vardır. Şöyle kİ; Davalının davacıya sadece … yazılımı konusunda destek vermediği diğer işlerde c.e bakım ve yedekleme işlerini üstlendiği tespit edilmiştir. Bundan dolayı server ve yedekle ne gibi hassas konularda davalının davacıya detaylı bilgi verip olayın önemini belirtmişi gerekirdi. Ancak davalının bu konuda yeterince hassas davranmadığı, üzerine düşen özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu kapsamda davacının zararının oluşmalına sebebiyet verdiği tespit edilmiştir. Bundan dolayı veri kaybında ve akabinde yapılan veri kurtarma ve server yapılandırma konusunda sorumlu olduğu…” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş olup taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece ve bilirkişi heyetince yapılan inceleme sonucunda 28.02.2015 tarih … numaralı ”Marmara net computer networks systems” açıklamalı 2.636,12 TL bedelli – 27.02.2015 tarih … numaralı ”… Danışmanlık Otomasyon” açıklamalı 347,90 TL bedelli – 03.02.2015 tarih … numaralı ”… Bilgisayar” açıklamalı 1.998,92 TL bedelli – 03.02.2015 tarih … numaralı “… Ltd. Şti.” açıklamalı 53,01 TL bedelli olmak üzere toplam 5.555,95 TL bedelin dava konusu olay ile ilgili olarak oluştuğu ve davalıdan talep edilebileceği belirtilmiştir. Bilirkişi heyetince yapılan tespitte, serverda gerek yazılımsal gerek donanımsal hiçbir bakım ve çalışma uygulanmadığı sonucuna varıldığından davalı şirketin bu yönünden kusurlu olduğu, server diskinin bozulmasının ise genelde voltaj düşmesi ve elektrik kesintisine bağlı arızalar olduğu, 09.02.2015 tarihli hizmetin sonlandırılması konulu mail ile karşılıklı anlaşma sonucunda sözleşmenin sona erdirildiği, davacının kullanımına bağlı olarak 2 hardiskin arızalandığı ve çalışmadığı, buna bağlı olarak yedekleme konusunda sorunlar yaşandığı, … programının sağlam olduğu, ortak çalışma klasörünün sağlam olduğu, davalının … tasarımı dışında diğer konularda yerinde olmak şartıyla destek verdiği, 03.02.2015 tarihinde fatura ile kurtarma bedeli, 28.02.2015 tarihli fatura ile sunucu kurulumu ve yapılandırma bedeli, … danışmanlık firmasına … program kurulum ücreti, Netsistem firmasına disk arızalarına bağlı olarak yeniden server kurulum ücreti olmak üzere toplam 5.555,95 TL’lik zararın davalıdan tahsili gerektiği yönünde tespitte bulunulduğu, taraflar arasındaki sözleşmede davalının yerinde hizmet bakım ve yedekleme hizmetini de vermeyi taahhüt ettiği, sözleşme hükümlerinin gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle davacının zararın oluşmasına sebebiyet verildiği ve sistemin yedeklemesinin gereği gibi yerine getirilmemesi sebebiyle verilerin tekrar sağlanabilmesi amacıyla veri kurtarma bedeli, sunucu kurulumu ve yapılandırma bedeli, … program kurulum bedeli, Nersist hizmet bedeli olmak üzere toplam 5.555,95 TL alacağın davalı taraftan tazmin edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. -İcra inkar tazminatına yönelik itiraz:Genel bir kavram olarak “likid (liqiude) alacak”; “tutarı belli (muayyen), bilinebilir, hesaplanabilir alacaktır” Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez (YHGK 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 Esas 397 K.sayılı ilamı). Likit alacak bakımından aranan “borçlunun, talep edilen alacağı veya alacağın bütün unsurlarını bilmesi veya bilmek (kolayca hesap edebilmek) durumunda olması; bu bağlamda alacağın miktarının belirlenmesi için tarafların ayrıca mutabakata varmasına (anlaşmasına) veya mahkemenin tayin edeceği bilirkişi eliyle bir değerlendirme yapılmasına ihtiyaç bulunmaması, diğer bir anlatımla, borçlunun, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması” ölçütü birçok tartışmayı sona erdirmekle beraber, bir davada bilirkişi incelemesine gidilmesinin, alacağın likit olup olmadığı ile ilgili başlı başına bir kıstas olarak kabul edilmesi de doğru değildir. Çünkü mahkeme uygulamasında “hesap işi”, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerden olduğundan borçlunun, kendi başına hesaplayabilecek durumda olduğu asıl alacak ve temerrüt faizine itiraz etmesi halinde, mahkemenin, alacaklının alacağının miktarını, bizzat tespit etmeyip, bilirkişi vasıtasıyla belirleyeceğinden, likit olan bir alacağın sırf bilirkişi incelemesi yapıldığı gerekçesi ile likit sayılmaması doğru olmayacaktır (Yılmaz, age s. 737, 740).Davaya konu edilen alacak likid olduğundan, icra inkar tazminatı şartlarının oluştuğu ve aksi yöndeki davalı vekilince sunulan istinaf başvuru sebebinin dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, hükme esas alınan ve denetime elverişli bilirkişi raporuna, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; taraf vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı ve davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacı ve davalıdan ayrı ayrı yatırılan 121,30’ar TL’nin başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’nin istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA,4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’nin istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 94,89 TL’nin harcın mahsubu ile bakiye 85,01 TL’nin istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA,5-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iadesine,7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy çokluğu (harç yönünden) ile karar verildi. 01.03.2023
MUHALEFET ŞERHİ 492 sayılı Harçlar Yasası’nın 2. maddesinde “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olduğu” belirtilmiştir.Harçlar Kanunu Genel Tebliği, (1) Sayılı Tarife Yargı Harçlarının III- karar ve ilam harcı başlıklı 1/a maddesinde “Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı”, 1/e maddesinde “(değişik:5235/m. 52) yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay ve Yargıtay’ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı” belirtilmektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 27.12.2021 tarih ve 2021/9035 E. 2021/7367 K. sayılı ilamında da ”… Bölge Adliye Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan temyiz başvurusu üzerine HMK’nin 344 maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilen muhtıra kapsamında 1 haftalık kesin süre içerisinde gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nin 366/1 maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344/1 maddesi uyarınca davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen 05/11/2021 tarihli ek kararda hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nin 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi 05/11/2021 tarihli ek kararının onanmasına” dair karar verildiği nazara alındığında; nisbi değere tabi bulunan davalarda, davanın kabulüne/kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhine davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulması halinde Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddi ile nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun bu konuya ilişkin görüşüne katılmamaktayım.