Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1169 E. 2023/184 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1169
KARAR NO: 2023/184
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2017
ESAS NO: 2014/2064
KARAR NO: 2017/1098
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/10/2014
KARAR TARİHİ: 08/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kendi işyerinde bulunan yük vincinin düşmesi sonucu dava dışı … Ticaret Ltd. Şti. personeli olan …’in yaralanması ve malul kaldığını, anılan kişinin Bakırköy 9. İş mahkemesinin 2007/459 Esas sayılı dosyasında müvekkili şirket ile dava dışı … Şirketine karşı açmış olduğu maddi ve manevi tazminat davasında, 29.834,28 TL daimi iş göremezlik zararı ile 180,02 TL geçici iş göremezlik dönem zararı olmak üzere toplam 30.014,30 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini, fazlaya ilişkin talebin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin yine davalılardan müteselsilen tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek onandığı, hem kaza sonrasında hemde dava devam ederken davalı … şirketine bildirimde bulunulduğu ve davanın ihbar edildiği, anılan işçi tarafından iş mahkemesi kararının ilamlı takibe konu edilmesi sebebiyle İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında alınan 14/01/2014 tarihli dosya kapak hesabına göre aynı gün icra veznesine 94.671,37 TL toplam borç miktarının müvekkili şirket tarafından ödendiği, davalı … şirketinin müvekkili şirket ile işletme sorumluluğu sigorta poliçesi kapsamında söz konusu zararda manevi tazminat ve buna ilişkin hesap edilen vekalet ücreti ve yargılama giderinin çıkarılmasından sonra bakiye kısım olan 68.020,15 TL’den sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olduğu, yine aynı poliçe kapsamında dava dışı işçi … sadece hastane masrafları bakımından yapılan başvurunun da ret edildiğini bunun üzerine söz konusu hastane masraflarının poliçe kapsamında sigorta şirketinden tahsili talebiyle İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/686 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, anılan davada alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere bu zararın da poliçe kapsamında olduğunun belirtildiği ancak daha sonra davanın takipsiz bırakıldığını ve açılmamış sayılmasına karar verildiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla icra dosyasına yapılan ödemenin sigorta poliçesi kapsamında sorumluluk atfedilen kısmı olan 68.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 14/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava tarihi itibariyle dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle zamanaşımı definde bulunulduğunu, bunun yanında davacı firmanın iş yerinde meydana gelen kazanın yük taşımasında kullanılan asansördeki arızanın poliçe kapsamı içerisinde yer almadığını, üçüncü şahıslara karşı mali sorumluluk sigortası genel şartlarını B.1 maddesi uyarınca teminat dışı olduğunu, davacı tarafın takipsiz bırakmış olduğu dava dosyasındaki hatalı ve hükme esas olmamış ve yargıtay incelemesinden geçmemiş bir bilirkişi raporunun dayanak yapmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” Dava, hukuki niteliği itibari ile; iş kazası sebebiyle ödenen tazminatın işletme sorumluluğu sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden, sorumlulukları kapsamında tahsili talebine ilişkindir. Taraflar arasındaki sigorta poliçesinin incelenmesinde; davalı … şirketinin … poliçe numaralı 08/11/2005-2006 başlangıç ve bitiş tarihli işletme sorumluluğu sigorta poliçesi kapsamında davacının iş yerinde meydana gelecek kazaların maddi bedeni ayrımı yapmaksızın olay başına ve yıllık tek limit belirlenerek 130.000,00 TL ile teminat altına aldığı görülmüştür. Davalının yapmış olduğu zamanaşımı itirazında yapılan değerlendirmede, dava konusu kazanın 01/11/2006 tarihinde gerçekleştiği, davacının acente vasıtasıyla 01/02/2007 tarihli başvurusu ile olayın davalı … şirketine bildirildiği, davalı şirket tarafından talep incelenerek 28.03.2007 tarihinde yazılı olarak talebin reddedildiğinin bildirildiği, dolayısıyla yapılan ihbarın poliçenin özel şartlar başlıklı bölümün 2 nolu maddesinde yazılı 6 aylık ihbar süresi içerisinde bildiriminin yapıldığı ve zamanaşımının kesildiği yine ret yazısının 28/03/2007 tarihinde iletildiği gözetilerek 31/12/2007 tarihinde dava dışı işçi tarafından davamız davacısı aleyhine açılan maddi -manevi tazminat davasında davanın davalı … şirketine ihbar edildiği dolayısıyla davalının davadan ve zarardan süresi içerisinde haberdar olduğunu, kaldı ki davalı tarafından düzenlenmiş bulunan sigortanın türünün sorumluluk sigortası olduğu ve 6103 sayılı TTK’nın yürürlüğü ve uygulama şeklindeki kanunun 39 maddesi gereğince 6102 sayılı TTK’nın 1482 maddesine göre sorumluluk sigortalarında zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu gözetilerek davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı kanaatine varılarak yargılamaya devam olunmuştur. Dava dosyasında taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı …’in geçirdiği iş kazası nedeniyle bu kişinin maluliyeti uğradığını belirterek açmış olduğu maddi ve manevi tazminat davası ve bu dava neticesinde verilen kararın icra takibine konu edilmesi sonucunda davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödemeden dolayı davalı … şirketinin poliçe itibariyle sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır. Tüm dosya kapsamı ve anılan bilirkişi raporları doğrultusunda, davacı ile davalı arasında dava konusu 01/11/2006 tarihini kapsayan işletme sorumluluğu sigorta poliçesinin yapıldığı, bu poliçe ile 08/11/2005-2016 tarihleri arasında davacının iş yeri adresindeki işletme faaliyetleri sırasında meydana gelebilecek bir olay sonrasında üçüncü kişilerin ölmesi, yaralanması, sağlığının bozulması nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülebilecek tazminat taleplerine karşı üçüncü şahıslara karşı mali mesuliyet sigortası genel şartları çerçevesinde 130.000,00 TL’ye kadar riskin teminat altına alındığı, poliçe genel şartlarının üçüncü maddesinde ek sözleşme ile teminat altına alınabilecek hallere yer verildiği bu kapsamda poliçe de yazılı gayrimenkullerde bulunan yahut davacının işin icrası kapsamında kullanacağı eklenti ve teferruat niteliğindeki asansör veya monte-chargelerin üçüncü şahıslara verebileceği zarar ve ziyanın mali mesuliyet sigortası ile teminat altına alınmasının mümkün olduğunun belirtildiği, kaza tarihinde davacının alt yüklenicisinin çalışanı olan …’in iş yerine mal indirmek için bindiği asansörün yere düşmesi/çakılması sebebiyle açmış olduğu davada alınan raporlara göre %13 oranında malul kaldığı, oluşan maluliyet sebebiyle davacı ile birlikte dava dışı şirkete karşı Bakırköy 9. İş Mahkemesinde açmış olduğu davada, davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve kararın onandığı, söz konusu ilamın icraya konulması sebebiyle davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödemenin maddi tazminata ilişkin kısmı ve bu kısım dahilinde ödenen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin anılan poliçe kapsamında olduğu, süresinde ihbar koşulunun yerine getirildiği belirtilerek iadesinin talep edildiği, dosya kapsamında yapılan tespit ve bilirkişi raporlarında asansörün yönetmelik şartlarına uygun yapılmamış olduğu, ruhsatı ile projesi bulunmayan kaçak bir yapı olduğu hususunun davacı tarafından yaptırılan Bakırköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/677 Değişik iş sayılı dosyasından alınan rapor ile tespit edildiği, yine davacı tarafından bir başka tespitte de asansörün yapım yönetmeliklerine ve güvenlik kurullarına uygun olarak yapılmadığının tespit edildiği, her ne kadar davacı tarafından davalı aleyhine açılan ancak takipsiz bırakılması sebebiyle açılmamış sayılmasına karar verilen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/686 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda asansör kazaları sonucu meydana gelebilecek tazminat taleplerinin sigortacının poliçe ile verdiği ve sigorta klozları dışında hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde istisna maddesinin poliçeye özel şart olarak eklenmediği yönünde kanaat bildirilmişse de mahkememiz dosyasında alınan ilk bilirkişi raporu ile çelişkilerin giderildiği 29/05/2017 teslim tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davacının alt yüklenici firması çalışanının yaralanması neticesinde meydana gelen rizikoda davacı sigortalının TTK hükümlerine göre kurulmuş bir tüzel kişilik olması ve basiretli tacir olarak poliçe genel ve özel şartlarını anlayabilecek durumda olduğu, kaza tarihindeki poliçe özel şartlarına göre asansörün neden olacağı risklerin rizikoya dahil edilmediği bu hususun sigorta prim ve risk dengesine dayalı olarak ek teminat ile poliçeye devam edildiği, zira poliçe priminin yatırılmasıyla teminatın satın alındığını, kaza tarihi itibariyle ek teminatın satın alınmamış olduğu, yeni dönem poliçede bu klozun olması yada sigorta şirketinin hasar talebini ret ederken başka bir gerekçeye dayanmış olmasının da satın alınan teminatı değiştirmeyeceği dolayısıyla asansörün kazasıyla ortaya çıkan rizikonun kaza tarihinde yürürlükte bulunan poliçe teminatında olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; ”gerçekleşen olayın poliçe kapsamında olduğu ve davalı … şirketinin sorumlu bulunduğu önceki bilirkişi raporlarında da açıkça belirtilmiştir. Önceki heyet raporunda davalının 3. Şahıs sigortası genel şartları istisna maddesinin amacının asansör sorumluluk sigortası genel şartları ile örtüşmediği, nitekim bir sonraki poliçede kendi poliçesine bu teminatı ilave ederek mevcut durumu kabullendiğini ve bu nedenle genel şartlar 3.B.1 maddesinden faydalanamayacağını açıkça yasal dayanakları ile ifade edilmiştir. Kaldı ki önceki heyet raporlarında da belirtildiği üzere, davalı şirket tarafından verilen 28.03.2007 tarihli cevabi yazıda da asansörde meydana gelecek kazaların poliçe kapsamında olduğu ikrarı mevcuttur. (Dava dilekçesi Ek-14) Sayın heyetin aksi yöndeki beyanları hem olayla hem de mevzuatla örtüşmemektedir. Sonuç olarak dosyaya son olarak sunulan bilirkişi heyeti raporu ihtilafı aydınlatmaktan uzak, denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir. Tüm bu açıklamalar dikkate alındığında, yapılan başvuruya davalı yanca vinçte bakımın yapılmış olması halinde zararın karşılanacağına dair beyanı da dikkate alınarak söz konusu olayın ve zararın poliçe kapsamında değerlendirilmesi ve haklı davamızın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülmüş olması sebebiyle usul ve yasaya aykırı olarak davanın reddine karar verilmiştir. ” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, davacıya ait sigortalı iş yerinde meydan gelen iş kazasında davacıya mal tedarik eden şirket çalışanın yaralanması sebebi ile davacının ödediği tazminatın davalı … şirketinden tazmini istemine ilişkindir. Davaya konu uyuşmazlıkta, davacıya ait iş yerinde 01/11/2006 tarihinde asansör olarak kullanılan yük vincinin düşmesi sonucu dava dışı tedarikçi şirket personeli olan …’in yaralanması sebebi ile davacının Bakırköy 9. İş Mahkemesinin 2007/459 Esas 2013/262 Karar sayılı ilamı gereğince İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına ödediği tutarın 68.020,15 TL’sinin sigorta poliçesi kapsamında kaldığı iddia olunarak bu miktarın, davalı … şirketinden tazmini talep ve dava edilmiştir. Davalı taraf, davacı talebinin red gerekçesinde sehven 15/12/2006 düzenleme tarihli … poliçe numaralı devam poliçesine atıf yapılarak asansörün yıllık bakımı anlaşması olmadığı için talebin reddedildiği bildirilmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde; davacı firmanın iş yerinde meydana gelen kazanın sebebinin, yük taşımasında kullanılan asansördeki arıza olduğu, bu rizikonun … numaralı poliçe kapsamı içerisinde yer almadığını,Üçüncü Şahıslara Karşı Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.1 maddesi uyarınca teminat dışı olduğunu, bu madde hilafına anlaşma yoksa sigortalı, gayrimenkul sahibi yahut bir müteşebbis veya iş sahibi sıfatı ile temin edilmişse, poliçede yazılı gayrimenkullerde bulunan yahut teşebbüsün icrasında kullanılan asansör veya monte-charge’ların üçüncü şahıslara iras edecekleri zarar ve ziyandan doğan mali mesuliyetin teminat dışı olduğunu savunmuştur.Mahkemece asansör kazasıyla ortaya çıkan rizikonun, kaza tarihinde yürürlükte bulunan poliçe teminatında olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamında mevcut sigorta alanında uzman bilirkişinden alınan 23/06/2015 tarihli raporda özetle; davalının düzenlemiş bulunduğu sigortanın türünün sorumluluk sigortası olduğu ve 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, asansörün yönetmelik şartlarına uygun yapılmamış, ruhsatı ile projesinin olmadığı kaçak bir yapı olduğu ve yapım yönetmeliklerine ve güvenlik kurallarına uygun olmadan, hiçbir emniyeti bulunmadan asansöre benzemeyen bir sistemle yapılmış olduğunun davacı tarafça yaptırılan Bakırköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/677 Değişik iş sayılı dosyası ile tespit yapıldığı, bu kapsamda dava dışı şahsın yaralanması sebebiyle ödenen zararın 6102 sayılı TTK’nın 1404 maddesi gereğince (sigorta ettirenin veya sigortalının kanunun emredici hükümlerine aykırı fiilinden doğabilecek bir zararın teminat altına almak amacıyla sigorta yapılamaz) talep edilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiş Sigorta Hukukçusu …, Hukukçu Öğretim Üyesi Yrd.Doç. … ile Prof. Dr. …’dan oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, anılan heyet tarafından sunulan 26/09/2016 tarihli raporda ise talebin zamanaşımına uğramadığı, dava konusu olaydan davacı şirketin hukuken sorumlu olduğu, davalı … Sigortanın ise üçüncü şahıs sigortası genel şartlarını asansör sorumluluk sigorta genel şartları ile örtüşmediğini, nitekim bir sonraki poliçede kendi poliçesine bu teminatı ilave ederek mevcut durumu kabullendiği bu hususun sigorta şirketlerinin risk kabul politikaları gereği bazı riskleri denetleyerek poliçe yapıldığı bilinmekte iken açılmış bir hasar dosyasında sigortalı iş yerinde var olan çok kötü vinç asansörünü her detayıyla gördüğü halde risk halen devam etmekte iken yeni poliçesine asansör sorumluluk teminatı ilave edilmesinin mevcut riskin kabul edildiği anlamına geleceği ve bu nedenle de zarardan sorumlu olduğu belirtilmiştir.Sigorta hukuku uzmanı … ile …’dan oluşan heyete tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişiler tarafından sunulan 29/05/2017 teslim alınma tarihli raporda ise; ”Davacı/sigortalı, TTK hükümlerine göre kurulmuş bir tüzel kişilik olup basiretli tacirdir. Buna göre; poliçe genel ve özel şartlarını anlayamayacak durumda değildir.Diğer yandan; sigorta, prim & risk dengesine dayalı olup, asansörün neden olacağı rizikosunun ekteminat ile poliçeye dahil edilmesi muhtemeldir ki ek primi de ardında getirecektir. Buna göre; davacı ilk poliçe ile (2005-2006) bu ek teminatı satın almamış durumdadır. Yeni dönem poliçede bu klozun olması ya da sigorta şirketinin hasar talebini reddederken başka bir gerekçeye dayanmış olması, mevcut gerçeği ve satın alınan teminatı değiştiremeyecektir. Bu nedenlerle; açıkça asansör kazası ile ortaya çıktığı belli olan riziko poliçe teminatı kapsamında değerlendirilemeyecektir.” şeklinde mütalaa olunmuştur.08/11/2005-2006 dönemlerini kapsar şekilde davacı ile davalı arasında düzenlenen … numaralı işletme sorumluğu sigorta poliçesinin incelenmesinde; sigortalının faaliyet adresleri belirtilerek, sigorta kapsamının ”işletme faaliyetleri sırasında sigorta süresi içince meydana gelecek bir olay sonucunda yine sigorta süresi içinde – üçüncü kişilerin ölmesi, yaralanması veya sağlığının bozulması , …. nedenleriyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek tazminat taleplerinin sonuçlarına karşı sigortalıyı poliçede yazılı özel şartlar ve ve ilişik genel şartlar çerçevesinde güvence altına alır ” şeklinde belirtildiği, sigorta bedelinin 130,000TL olduğu, sigortalının işyerinde 01/11/2006 tarihinde asansör olarak kullanılan yük vincinin düşmesi sonucu dava dışı tedarikçi şirket personelinin yaralandığı, kazanın davalı … şirketine 01/02/2007 tarihinde ihbar edildiği anlaşılmaktadır.Taraflar arasındaki poliçe 15/12/2006 tarihinde yenilenerek poliçeye ”poliçede yazılı faaliyette yada binada kullanılan asansörlerde meydana gelebilecek kazalar sonucunda, üçüncü kişiler tarafından ileri sürülebilecek tazminat talepleri, teminat kapsamına eklenmiştir. Bu ek teminat, binanın tümüyle sigortalı tarafından kullanılıyor olması ve asansörün yıllık bakım anlaşaması bulunması koşullarıyla verilmiştir.” hükmü eklenmiştir.Bakırköy 9. İş mahkemesinin 2007/459 Esas 2013/262 Karar sayılı ilamına konu dava dosyasının incelenmesinde; davacı … tarafından davalılar … Dış Tic. A.Ş aleyhine 31/12/2007 tarihinde iş yerinde meydana gelen kaza sebebiyle davacının uğramış olduğu maddi ve manevi zarara ilişkin olarak açılan dava da davacının %13 oranında malul kaldığı tespiti ve belirlenen sorumluluk ve kusur oranlarına göre dava, kısmen kabul edilerek 29.834,28 TL daimi iş göremezlik zararı ile 180,02 TL geçici iş göremezlik dönem zararı olmak üzere toplam 30.014,30 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini karar verildiği, davanın dosyamız davalısına ihbar edildiği, söz konusu kararın Yargıtay 21 Hukuk Dairesinin 2013/13191 esas 2013/20900 karar sayılı ilamıyla onandığı görülmüştür.İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde ise de; alacaklının … olduğu, borçluların ise … ve … şirketleri olduğu, takibin Bakırköy 9. İş Mahkemesi 2007/459 esas 2013/262 karar sayılı ilamına ilişkin olarak başlatıldığı, toplam alacağın 79.193,69 TL (davada hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarları ile vekalet ücreti ve yargılama giderleri toplamı) olduğu, söz konusu icra dosyasının dosyamız davacısı … tarafından 17/01/2014 tarihinde yapılan toplam 94.671,37 TL ödeme sonrasında kapatılarak infaz edildiği anlaşılmıştır. Üçüncü Şahıslara Karşı Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının 3. B.1 maddesinde ”Sigortalı, gayrimenkul sahibi yahut bir müteşebbis veya iş sahibi sıfatı ile temin edilmişse, poliçede yazılı gayrimenkullerde bulunan yahut teşebbüsün icrasında kullanılan asansör veya monte-charge’ların üçüncü şahıslara iras edecekleri zarar ve ziyandan doğan mali mes’uliyetin, Ek Sözleşme İle Teminat Altına Alınabilecek Hallerden olduğu belirtilmiştir.Somut olayda, poliçenin düzenlenme tarihi itibariyle 6103 sayılı TTK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu’nun 39. Maddesi gereğince eldeki davada mülga 6762 sayılı TTK hükümleri uygulaması gerekir. Gerek 6762 sayılı yasada, gerekse Borçlar Kanununda sigortacının bilgi verme ve karşı tarafı aydınlatma yükümlülüğüne ilişkin özel bir düzenleme yer almadığından, uyuşmazlık 5684 sayılı yasanın 11/3. maddesine dayanılarak çıkarılan sigorta sözleşmelerinde bilgilendirmeye ilişkin yönetmelik hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir.5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 11/3 maddesinde “sigorta şirketleri ve sigorta acenteleri tarafından gerek sözleşmenin kurulması gerekse sözleşmenin devamı sırasında sigorta ettiren, lehtar ve sigortalıya yapılacak bilgilendirmeye ilişkin hususların yönetmelikte düzenleneceği” belirtilmiştir.Anılan yasa hükmüne dayanılarak hazine müşteşarlığınca çıkarılan ve 28.10.2007 günlü resmi gazetede yayınlanan Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmeliğin 5.maddesinde “Sigortacının bilgilendirme yükümlülüğünün sigortacı tarafından sigorta ettirene ve sigorta sözleşmesine taraf olmak isteyen kişilere karşı sözlü ve yazılı şekilde yerine getirileceği, bilgilendirmenin yazılı yapılmasının esas olduğu, sigortacının asgari bilgilendirmenin yapıldığını ispatla yükümlü bulunduğu, bilgilendirme yükümlülüğünün sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce başlayacağı ve sözleşmenin geçerli olduğu süre içinde de devam edeceği, sigortacının dürüstlük ilkeleri çerçevesinde davranmak, sigorta ettireni yanıltıcı her türlü hal ve davranıştan kaçınmak zorunda bulunduğu”, yönetmeliğin 7. maddesinde “bilgilendirme yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmemiş, bilgilendirme formu gereği gibi teslim edilmemiş veya bilgiler gerçeğe aykırı düzenlenmiş ise bu hallerden her hangi birinin sigorta ettirenin kararına etkili olmuş ise sigorta ettirenin sigorta sözleşmesini feshedebileceği ve uğradığı zararının tazminini de talep edebileceği”, yönetmeliğin 8. maddesinde “bilgilendirme formu içeriğinden akdedilecek sözleşmeye ilişkin genel uyarılar, sözleşme ile verilen teminatlar, sözleşmeye eklenebilecek özel hükümler…vs. bulunacağı” Yönetmeliğin 9. maddesinde “bilgilendirme formunun en az iki nüsha düzenlenerek sigortacı tarafından kaşelenip imzalandıktan sonra bir nüshasının sözleşmeye taraf olmak isteyen kişiye imza karşılığı verileceği, imzanın sigorta ettirenin sigorta sözleşmesi ve işleyişi hakkında bilgi sahibi olduğu hususunda aksi ispat edilebilir karine teşkil edeceği” öngörülmüştür.Dosya kapsamına göre, davaya konu işletme sorumluluğu poliçesinin son sayfasında, genel şartların poliçe ile birlikte sigortalıya teslim edildiği belirtilmiş ise de, poliçe ekinde bilgilendirme formunun yer almadığı yani davalı sigortacı tarafından yönetmelik hükümlerine uygun şekilde bilgilendirme formu düzenlenmediği görülmüştür. Poliçede genel şartlara atıf yapılmakla yetinilmiş ve sınırlı olarak özel şart anlamında getirilen düzenleme ile ise asansör kazalarında öncelikli olarak yıllık bakım sözleşmesi mevcut asansörlerin neden olduğu kazaların teminat dışında kaldığına dair hiç bir tereddüte yer vermeyecek şekilde bir istisna maddesinin özel şart olarak poliçeye dercedilmediği belirlenmiştir. Bu bağlamda davalının aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Aydınlatma yükümlülüğünün ihlali halinde sigortalının sahip olduğu hakların, tazminat ve sözleşmeyi fesih hakkı olduğu, fesih hakkı ile ilgili herhangi bir süre sınırlaması bulunmadığından yönetmelik ve 6103 sayılı yasanın 39. Maddesi delaletiyle uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’ nın 1423 vd. maddelerinde öngörülen sigortalıyı koruyucu hükümler birlikte değerlendirdiğinde; davacının tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır. O halde, davalı … şirketince aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilmediğinden Üçüncü Şahıslara Karşı Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının 3.B.1 maddesinin tatbiki mümkün görülmemektedir. Rizikonun sigorta teminatı kapsamında kaldığından, davacının İstanbul Anadolu 25. İcra müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında ödediği miktarın poliçe kapsamında davalı tarafça karşılanması gereken kısmının (maddi tazminat ve maddi tazminata dair harç, vekalet ücreti, işlemiş faiz vs.) hesaplanması için bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar vermesi hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, hukuki yanılgı ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/2064 E. 2017/1098 K. Sayılı 21/11/2017 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Davacı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/02/2023