Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1155 E. 2023/333 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1155
KARAR NO: 2023/333
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2019
ESAS NO: 2018/231
KARAR NO: 2019/376
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 28/02/2018
KARAR TARİHİ: 01/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sigortalısı … Servis ve Tic. A.Ş’ye ait yapının müvekkili tarafından ticari risk sigorta poliçesi ile sigortalandığını, sigortalıya mal bırakmaya gelen davacı şirkete ait aracın geri manevra sırasında kapıya çarparak 3 adet camlı panelde hasara sebep olduğunu müvekkilinin de yapılan ekspertiz incelemesi sonucu 3.110 Euro hasar bedelini sigortalıya ödendiğini kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün tam kusuru olduğunu ileri sürerek 3.110 Euro’nun (Bugün itibariyle TL Karşılığı = 3.110 x 4.66 14.492,00-TL) alacağın hasar tarihi olan 27.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının uygulamış olduğu avans faiz oranı üzerinden işleyecek ticari faizi ile ile birlikte ve davanın sonuçlandığı tarihteki kura ilişkin ve sair fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı … Taşımacılığı A.Ş Vekili cevap dilekçesinde özetle; tutulan tutanakta kapıdaki hasara ilişkin herhangi bir tespit yapılmadığını bu nedenle hasarın çarpma sonucu meydana geldiğinin belli olmadığını, yapılan hesaplamanını hatalı olduğunu, gerçek zararın bilirkişi raporu ile belirlenmesi gerektiğini, ekspertiz raporundan hasarın 10.056,23 TL olarak belirlenmesine rağmen 3.110-Euro’nun dava tarihindeki kur karşılığının 14.492,00 TL olduğunu, müvekkilinin taşıma işlerinin sigortalı olması nedeniyle davanın araç ve taşıma sigortalarının ihbarını gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalı davaya yazılı cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”Mahkememizce hasara ilişkin hasar dosyası ve ödeme belgeleri getirtilmiştir. 08/12/2016 tarihli ekspertiz raporunun incelenmesinde, davalıya ait aracın, sigortalıya ait kapılara çarpması sonucu oluşan hasarın 3.110,30 Euro olduğu belirlenmiştir. Davacı tarafça dava dışı sigortalıya ait iş yeri ve ekleri 31/12/2015 başlangıç tarihli bir yıl süreli ticari risk sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına alınmıştır. 18/03/2016 tarihli davalı sürücünün imzasını içeren tutanakla, davalı sürücünün geri manevra sırasında davalıya ait kapılara hasar verdiği anlaşılmıştır, sigortalı tarafından kapının onarılmasına ilişkin sözleşme yapılmış, yapılan tamirat bedeli karşılığı davacı tarafça 13/12/2016 tarihli 3.110 Euro sigortalıya ödenmiştir. Dava ihtiyari mali sorumluluk sigortası kapsamında yapılan ödemenin rücuan tahsili istemine ilişkindir. Makbuz karşılığı sigortalısının ödeme yapan davacı TTK’nın ilgili hükümleri gereğince sigortalının haklarına talep olmuştur. Mahkememizce rücu alacağın belirlenmesi amacıyla talimat yoluyla bilirkişi raporu alınmış olup, bilirkişi kurulunca ibraz edilen 28/09/2018 tarihli raporda, sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğu, tamir faturasının KDV dahil bedelinin 11.916,86 TL olduğu, meydana gelen ve ödenen zararın yerinde olması nedeniyle bu miktarın rücusunun talep edilebileceği bildirilmiştir. Davalı tarafça bilirkişi raporuna itiraz edilmiş olup mahkememizce alınan ek raporda hasar miktarının 3.110,30 Euro karşılığı 11.916,86 TL olduğu belirlenmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davacının sigortalısına ait kapılara davalı sürücünün tam kusurlu hareketi ile zarar verdiği, diğer davalının aracın işleteni olarak verilen zarardan sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda tahsili gereken alacak miktarının belirlenmesi gerekmektedir. Dosyada bulunan makbuzda ve ekspertiz raporunda sigortalıya 3.110 Euro ödeme yapıldığı yapılan ödemenin ekspertiz raporu ile belirlendiği, mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda da bu miktarın kadri maruf olduğunun anlaşılması karşısında davacının davasının kabulüne karar verilerek; 3.110,00 euro’nun fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının ödeme tarihi olan 13/12/2016 tarihinden itibaren euro cinsi 1 yıllık mevduata devlet bankalarınca ödenen en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı …Taşımacılığı A.Ş. vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin hasardan haberdar edilmediğini, ekspertiz raporunun görgüye dayalı olmadığını, mahkemece kusurun ve masrafın tespit edilmediğini, zarar gören cam panelleri değiştiren kapı sistmeleri şirketinin 11.007,94 TL tutarlı fatura tanzim etmesine rağmen 3.110 euro ödeme yapıldığından bahisle bu miktarın talep edilmesinin hukuki dayanağının olmadığını, davacının sigortalısının kargo yükünün indirilmesi için uygun yer sağlamadığını, kusurlu olduğunu, davacının sadece … şirketinin düzenlediği kdv hariç 10.099,03 TL talep edebileceğini, davacının sigortalısına lütuf ödemesi yaptığını, manyetik kapı algılayıcısı bedelinden %5 eskime payının tenzil edilmesi gerektiğini, kapı panellerinin kazadan 7 ay sonra değiştirildiğini, davacı vekilinin, cevaba cevap dilekçesinde 3.110,00- Euro’nun dava tarihindeki kur karşılığı olan 14.492,00-TL ‘nin sigortalıya ödeme tarihi olan 13.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın uygulamış olduğu avans faiz oranı üzerinden işleyecek ticari falzi ile birlikte ve dava sonuçlandığı tarihteki kura İlişkin haklarımız saklı olmak kaydıyla…” denilmiş olmasına rağmen ilk derece Mahkemesinin, davacının talebini aşarak 3.110Euronun fiili ödeme tarihindeki tl karşılığının ödeme tarihi olan 13.12.2016 tarihinden itibaren euro cinsi 1 yıllık mevduata devlet bankalarınca ödenen en yüksek mevduat faiz ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, TBK 99 maddesine göre bir talep bulunmadığını, fiili ödeme tarihindeki kur karşılığı TL ye hükmedilmesinin haksız olduğunu, davacının euroya uygulanan faiz talebinin olmadığını, dava dışı sigortalı ile … şirketinin arasında servis sözleşmesi olduğunu, servis hizmetinin 100 Euro olarak belirlendiğini, ancak faturada 250 euro servis ücreti yazıldığını, bilirkişinin bu durumu gözardı ettiğini, müvekkili ile sigortalı arasında taşıma sözleşmesi olduğunu, kusurun haksız fiile göre değil, taşıma hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, sigortalının müterafik kusurlu olduğunu, ekspertiz raporunda gerçek zarar 10.056,23 tl olarak belirlendiğini, faturadaki %50 kdv tevkifatı tutarı olan 908,92 TLnin dikkate alınmadığını, davacının 14.492.-TL sının tahsiline karar verilmesi talep etmesine rağmen ve hükme dayanak yapılan bilirkişi kök ve ek raporurda rücu edilebilecek tutarın 11.916,86.-TL olduğu beyan ve İddia edilmesine rağmen ilk derece Mahkemesinin, davacı yanın talebini aşarak, 3.110.-Euro’nun fiili ödeme tarihindeki kur karşılığı TL sının tahsiline karar verdiğini, halbuki, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu içeriği doğru kabul edilse dahi hüküm altına alması gereken tutar 11.916,86.-TL olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (T.T.K.) 1472 (6762 sayılı T.T.K.’nun 1301) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, haksız fiile sebebiyet erdiği iddia olunan davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamında yer alan sigorta sözleşmesi ve ödeme belgesi dikkate alındığında, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı ile dava dışı sigortalı … Servis ve Ticaret .A.ş arasında 31/12/2015-2016 tarihlerini kapsayan Ticari Risk Sigorta Poliçesi imzalandığı, binanın sigortalandığı, kara taşıtları çarpmasının teminat kapsamında olduğu, sigorta bedelinin 17.700.000 Euro olduğu, 18/03/2016 tarihinde davalılardan … kargo A.ş’nin çalışanı olan davalı …’in kargo aracı ile geri geri gelirken binanın atölyeler giriş ana kapısına (efafleks) çarparak zarar verdiği, hasar nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 13/12/2016 tarihinde 3.110,30 Euro hasar ödemesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu hasardan davalıların sorumlu olup olmadığı, kusur durumu, gerçek zararın ne olduğu hususudur. Dosya kapsamında mevcut 18/03/2016 tarihli tutağı, davacının sigortalısının operasyon sorumlusu, bina bakım teknisyeni ve davalı …’in düzenleyip imzaladığı, … plakalı … kargo aracının -2 yedek parçaya malzeme bırakmak için geri geri gelirken -2 mekanik atölyeler girişi ana kapısı (efafleks)na çarptığının tespit edildiği görülmektedir. Hasar dosyasında mevcut 08/12/2016 tarihli ekspertiz raporu; ”… plakalı kamyon çarpması sonucunda, -2 katta bulunan Mekanik Atölyeler giriş kapısının üç adet camlı paneli kırılmıştır. Hasara konu kapının; … San. ve Tic. Ltd. Şti. firmasına yaptırıldığı, bu firmanın kapıları özel bir fiyat karşılığında toplu olarak sigortalıya teslim ettiği öğrenilmiştir. Hasara konu kapının alış faturası talep edilmiş ancak tarafımıza iletilmemiştir. Yetkili servis tarafından hazırlanan, 23.03.2016 tarihli, … nolu fiyat teklifinde; 3 adet akrilik panel, manyetik alan algılayıcısı, servis ve nakliye bedeli için KDV hariç toplam 2.950 EUR (9.537,94 TL) talep edilmiştir. Akabinde, 11.10.2016 tarihli, … nolu onarım faturası ibraz edilmiş olup toplam talep tutarının KDV hariç 10.099,03 TL (3.123,54 EUR) olduğu görülmüştür. Onarım teklifi ile onarım faturası arasındaki 173,54 EUR ’luk farkın, kur farklılığından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Yetkili servis ile yapılan görüşmede; bir adet akrilik panelin KDV hariç 750 EUR olduğu öğrenilmiştir. Yurtdışından getirtildiği ifade edilen üç adet panel ve manyetik alan algılayıcısı ile nakliye bedeli için talep edilen birim fiyatın uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Servis bedeli talebi için ise (250 EUR) aşağıdaki şekilde tespit yapılmıştır: Sigortalı ile … firması arasında bakım ve onarım sözleşmesi olduğu, malzemelerin bu firma aracılığı ile yurtdışından tedarik edildiği beyan edilmiştir. Bu nedenle sözleşme kapsamında hasara konu kapının başka firma tarafından onarılmasının/ değiştirilmesinin uygun olmayacağı düşünülmüştür. Sigortalı ile … arasında yapılan sözleşme talep edilmiş ve tarafımıza ibraz edilmiştir. Ancak sözleşmenin Çayırova/ Kocaeli servisi için yaptırıldığı, hasara konu … Oto- Çankaya servisi ile … arasında geçerli bir sözleşme olmadığı belirtilmiştir. Sözleşmede; aylık periyodik bakım hizmeti dışında, servis ve arıza hizmet bedelinin 100 EUR + KDV olduğu görülmüştür. Daha önce benzer şekilde meydana gelen kapı hasarlarında, aynı şekilde talep edilen 250 EUR’ luk servis bedeli dikkate alınmamış olup sözleşmedeki şekilde servis bedeli için 100 EUR üzerinden değerlendirme yapılmış ve bu hususta sigortalı ile mutabık kalınamamıştır. Ancak riziko adresinin Ankara’da olması göz önüne alındığında; ulaşım ve işçilik için talep edilen 250 EURo servis bedelinin makul olacağı kanaatine varılmış olup talep tutarı hesaplamada aynen dikkate alınmıştır. Hasara konu kapının; ilk alış faturası temin edilmemiştir. Bu nedenle kullanımına bağlı olarak manyetik alan algılayıcısı için takdiren %5 eskime tenzil edilmiştir.” şeklindedir. Bu çerçevede hasar hesaplaması aşağıdaki şekilde çıkarılmıştır¸Dava dışı … Ltd.şti’nin dava dışı sigortalı adına düzenlediği 11/10/2016 faturada yukarıda belirtilen kalemlerin yer aldığı, toplam tutarın 10.099,03 TL, hesaplanan gerçek usulde katma değer vergisinin (%18) 1.817,83TL, hesaplanan kdv tevfikatının (650) (%50) 908,92TL, vergiler dahil tutarın 11.007,94 TL, ödenecek tutarın 11.007,94TL olarak belirtildiği görülmektedir. Mahkemece keşif yapılarak rapor alınması için Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak makine mühendisi ve sigorta hakeminden rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda; … San ve Ticaret A.Ş. nin 11.10.2016 tarihli e faturasında ;3 Adet Akrilik Panel 7.102,65 TL, 1 Adet Manyetik Alan Algılayıcısı 855,85 TL, Servis Bedeli 855,85 TL, Nakliye Bedeli 68468 TL Toplam Tutar 10.099,03 TL KDV%18 1.817,83 TL, TOPLAM 11.916,86 TLdir. Değişen parçalar hasara uyumlu olup, ithal parçalardır. … plakalı araç sürücüsü … aracı ile -2. katta bulunan Mekanik Atölyeler giriş kapısının girerken ve çıkarken otomatik olarak açıldığını bilmektedir.(Kış Sezonu olduğundan kapılar kapalıdır.) Geri Manevra yaparken kapının açıldığını görüp hareket etmesi gerekirken dikkatsiz ve özensizce yapmış olduğu geri manevra sonucu kapının hasarlanmasına zarar vermekle olayda %100 Kusurlu hareket etmiştir.Davacı sigorta şirketinin TTK’nun 1472 maddesi uyarınca rücu hakkına sahip olduğu ve ödemiş olduğu hasar bedelini davalılardan ödeme tarihi olan 13.12.2016 tarihinden itibaren avans faizi ile talep edebileceği, Rücu edilebilecek hasarın 11.916,86.-TL olduğu” mütalaa olunmuştur. Davacı vekili, bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde Davanın kabulü ile, 14.492,000-TL alacağın işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, (Karar tarihindeki kur değişikliğine ilişkin fazlaya ilişkin haklarımız saklıdır.) karar verilmesini talep etmiştir Taraf itirazlarının değerlendirilmesi için alınan ek raporda; Aylık bakım sözleşmesinin kapıda harici etki ile oluşan hasarın da onarılacağı anlamına gelmediğini, dolayısıyla servis bedeli 855,85 TL ödenmesi gerektiğini, KDV konusunun uzmanlık alanlarının dışında olduğunu, kök rapordaki sonuçlarda bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece, 3.110,00 euro’nun fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının ödeme tarihi olan 13/12/2016 tarihinden itibaren euro cinsi 1 yıllık mevduata devlet bankalarınca ödenen en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı sürücünün geri geri giderken kapıya çarpması şeklinde gerçekleşen olayda davalının %100 oranında kusurlu olduğuna dair tespitte bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Her ne kadar davalı taraf, bilirkişi raporunda eskime payının tenzil edilmediğini, servis ücretinin tamiratı yapan şirket ile sigortalı şirket arasındaki sözleşmeye aykırı olarak belirlendiğini, KDV tevfikanın dikkate alınmadığını iddia etmekte ise de; ekspertiz raporunda ve bilirkişi raporunda manyetik alan algılayıcısında %5 eskime indirimi yapıldığı, servis sözleşmesinin sigortalının başka bir şubesi ile yapılan sözleşme olduğu, riziko adresinin Ankara’da olması göz önüne alındığında; ulaşım ve işçilik için talep edilen 250 euro servis bedelinin makul olduğunun belirtildiği, KDV tevfikatı olmaksızın toplam Türk Lira bedelinin 10.056,23 TL, euro bedelinin 3.110,30 euro olduğu, davacının 3.110,30 euro ödeme yapıp bu miktarı talep ettiği ve mahkemenin de 3.110,30 euroya hükmettiği anlaşılmakla, davalının bu hususlardaki istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekili, 3.110 Euro’nun (dava tarihi itibariyle TL Karşılığı = 3.110 x 4.66 14.492,00-TL) alacağın hasar tarihi olan 27.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının uygulamış olduğu avans faiz oranı üzerinden işleyecek ticari faizi ile ile birlikte ve davanın sonuçlandığı tarihteki kura ilişkin ve sair fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında tahsil tarihindeki kur üzerinden karar verilmesine dair bir talepte bulunmamıştır. Mahkemece taleple bağlı kalınarak 3.110 Euro’nun ödeme tarihi olan 13/12/2016 tarihinden itibaren euro cinsi 1 yıllık mevduata devlet bankalarınca ödenen en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar vermesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince kaldırılmasına karar verilerek yargılamada eksiklik olmaması nedeniyle aşağıdaki şekilde yeniden hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davalı … Taşımacılığı A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile, 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 bendi uyarınca Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/231 E. 2019/376 K. sayılı 26/03/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,2-3.110 Euro’nun ödeme tarihi olan 13/12/2016 tarihinden itibaren euro cinsi 1 yıllık mevduata devlet bankalarınca ödenen en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesinea-Kabul edilen 3.110 Euronun dava tarihindeki TCMB efektif satış kuruna göre karşılığı olan 14.492,00-TL üzerinden alınması gereken 989,84TL ilam harcından peşin alınan 247,49TL harcın mahsubu ile bakiye 742,35TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye irat kaydına,b-Davacı taraf dava ve duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca dava tarihindeki TCMB efektif satış kuruna göre karşılığı olan 14.492,00-TL üzerinden hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, c-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri yönünden, a-Davalı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, davalı tarafından yatırılan 247,50 TL’den mahsubu ile bakiye 67,60 TL’nin istemi halinde davalı tarafa iadesine, c-Davalı tarafın yapmış olduğu 301,20 TL (istinaf başvuru ve karar harcı toplamı) istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,d-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya karar kesinleştğinde ilk derece mahkemesince iadesine,e-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/03/2023