Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1146 E. 2023/22 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1146
KARAR NO: 2023/22
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/267
KARAR NO: 2019/588
KARAR TARİHİ: 28/05/2019
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/01/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı şirkete 1124,76 kWp/1000 kWe gücünde güneş enerjisi santrali teknik/statik çizim ve projelendirme hizmeti verildiğini, davalı hizmetin verilmediğinden bahisle faturayı davacıya iade ettiğini, davacı tarafından 1115,6/kWp/1000 kWe kurulu gücünde tesis edilecek olan … projesine ilişkin verilen statik çizim ve projelendirme hizmeti neticesinde yapılan başvuru ile 22/10/2015 tarihli … onay üst yazısı ve onaylı projelerin alındığını ve davalı şirket yetkilisine teslim edildiğini iddia ederek alacağının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… dava dışı … A.Ş. firmasının onaylanan projesinden farklı olarak 1015.56 KWP/1000 KWE kurulu gücünde … Uygulama Projesine ilişkindir. Davacının dosyada toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile davalı adına düzenlediği fatura kapsamı hizmeti yerine getirdiği, proje onayından sonra davalının bağlantı anlaşmasını imzaladığı, dava dışı firmanın onaylanan projesinin aynı parsele ilişkin olmakla birlikte bağlantı anlaşmasının imzalanmasından 2 yıl sonrasına ait ve 1015.56 KWP/990 KWE kurulu güce sahip … uygulama projesine ilişkin olduğu, davacının fatura ile talep ettiği hizmet bedelinin kadri maruf olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, davacı tarafça düzenlenen 07/02/2017 tarih … no.lu fatura bedeli 7.670 Euro’nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine dair” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafça düzenlenen faturanın iade edildiği, davacının iddiasını ispat edememesine rağmen mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, davacının çizimini yaptığı iddia ettiği projeyi mahkemeye sunamadığı, edimini yerine getirdiğini iddia eden davacının bunun somut delillerle ispat etmesi gerektiği, mahkemece bilirkişi raporuna yönelik itirazının dikkate alınmadığı, davalı şirketin dava konusu projeyi davacı şirkete yaptırmadığı, dava konusu hizmetin dava dışı … şirketi tarafından verildiği, mahkeme gerekçesinin maddi gerçekliği ortaya çıkarmak yerine davayı kabul etmek için sebep üretmekten ibaret olduğu, davacının faturasında belirttiği 1000 kwh projeyi hiç yapmadığı, bilirkişi raporunun bilimsellikten uzak olduğu, davacının 07.02.2017 tarihinde faturayı tanzim ettiği, 22.10.2015 tarihinde alacağının muaccel hale geldiğini iddia eden davacının faturayı 07.02.2017 tarihinde keşide etmesini hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, güneş enerjisi santrali teknik/statik çizim ve projelendirme hizmetinden kaynaklı düzenlenen fatura alacağının tahsili istemine ilişkindir. Dava konusu 07.02.2017 tarih ve … numaralı faturanın ”1015,56 kwp/1000kwe gücünde güneş enerjisi santrali teknik çizim – statik çizim ve projelendirme hizmet bedeli ” açıklamalı ve toplam 7.670 Euro bedelli olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafça Kadıköy … Noterliği vasıtasıyla 13.02.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede 07.02.2017 tarihinde düzenlenen faturanın herhangi bir hizmet karşılığı görülmediği ve iş bu nedenle iade edildiği belirtilmiştir. Davacı ile davalı … projesine ilişkin bağlantı anlaşması ve ekleri mahkemeye gönderilmiş olup yapılan incelemede 26.10.2015 tarihli ”Lisanssız Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşması” düzenlendiği, iş bu sözleşmede dağıtım şirketinin … A.Ş. (davacı), üretici firmanın …. A.Ş. (davalı) olarak yer aldığı anlaşılmaktadır. İş bu sözleşmenin Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik kapsamında üretim tesisi kuran kişilerin dağıtım sistemine bağlanmasına ilişkin hükümleri içerdiği (madde 2), dağıtım şirketinin kurul tarafından onaylı tarifesindeki yönteme göre hesaplanan bağlantı bedeli üretici tarafından dağıtım şirketine ödeneceği (madde 6 -mali yükümlülükler, 1. Bağlantı bedeli), bağlantı varlıklarının işletme ve bakım masrafları, mülki sınırları dahilinde ilgili taraflarca karşılanacağı (madde 6-2. İşletme ve bakım masraflarının karşılanması), bu anlaşmadan doğan vergi, resim, harç gibi yükümlülükler ile diğer masraflarının tamamının üreticiye ait olduğu (madde 6-3. diğer masraflar) belirlenmiştir. Mahkemece, dava dışı … A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava konusu ile ilgili olarak … projesine ilişkin 30.04.2015 tarih 24940 sayılı … projesi başvurusunun onayına ilişkin 22.10.2015 tarih 15.LUY.GES.51.0045 sayılı yazının gönderilmesi ve ayrıca başvuru yapanın kim olduğu, onaylanan belge var ise bu belgelerin bir örneğinin de gönderilmesi istenilmiş olup, gelen cevabi yazıda ”ulusal elektrik sistemi ile paralele girmek için dağıtım şirketi ile gerekli koordinasyonun sağlanması, ilgili kanunlara/yönetmeliklere, yapılan anlaşmalar uyulması, inşaatına başlanabilmesi dahil gerekli bütün izinlerin alınması, yapım ve işletme esnasında her türlü emniyet tedbirlerinin alınarak uygulanması, doğabilecek her türlü sorumluluğun yatırımcı firmaya ait olması kayıt ve şartıyla, ilgili yazı ekinde kontrol ve onayı için şirketimize gönderilen Niğde ili, Merkez ilçesi, … kasabası, … ve … mevkinde … nolu parselde 1015,56 kwp/1000kwe gücünde tesis edilecek olan, … (Güneş Enerjisi Santrali) uygulama projeleri, 22.10.2015 tarih ve J 5XUY.GES.51.0045 sayı ile onaylanmış” olduğu belirtilmiştir. Mali müşavir ve elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 24.04.2018 tarihli raporda özetle; davalı tarafın sunduğu 2017 yılına ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafın e-defter kapsamında defter tuttuğu, defterlerin beratlarının çıktısının bilirkişi heyetine ibraz edildiği ancak envanter defteri ile ilgili belgelerin sunulmadığı, diğer defterlerin ise süresinde onaylandığı, … A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün mahkemeye gönderdiği yazı cevabından başvurunun davacı tarafından yapılmış olduğunun anlaşıldığı, hazırlanmış projelerinin davacı tarafından projelendirmiş olduğu ve proje başlıklarından ve ilgili antet ve imzalardan görüldüğü, davacı tarafça gerekli kurum ve kuruluşlar için gerekli başvuruların yapılmış olduğu, bunu onay ve sözleşmeye davet yazılarından da gördüğü, bu nedenle davacı tarafça dava konusu edilen proje hazırlaması başvuruda bulunmak gibi yükümlülüklerin yerine getirileceği, 7.670 Euro karşılığı 30.323 TL fatura bedelinin de kadri maruf olduğu, davacının asıl alacağına dava tarihinden itibaren ticari faiz yürütülebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Dava dışı … … A.Ş. tarafından mahkemeye gönderilen yazı cevabında bağlantı anlaşmasına ilişkin bilgi ve belgelerin sunulduğu belirtilmiştir. Yapılan incelemede … tarafından davalı şirkete yönelik yazılan yazıda ”ulusal elektrik sistemi ile paralele girmek için dağıtım şirketi ile gerekli koordinasyonun sağlanması, ilgili kanunlara/yönetmeliklere, yapılan anlaşmalar uyulması, inşaatın başlanabilmesi dahil gerekli bütün izinlerin alınması, yapım ve işletme esnasında her türlü emniyet tedbirlerinin alınarak uygulanması, doğabilecek her türlü sorumluluğun yatırımcı firmaya ait olması kayıt ve şartıyla, ilgili yazı ekinde kontrol ve onayı için şirketimize gönderilen Niğde ili, Merkez ilçesi, … kasabası, … ve … mevkinde … nolu parselde 1015,56 kwp/990 kwe gücünde tesis edilecek olan, … (Güneş Enerjisi Santrali) uygulama projeleri, 12.07.2017 tarih ve 15. LUY.GES.51.0045-T sayı ile onaylanmış” olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ek raporda özetle; (davalı tarafından bilirkişi incelemesinde envanter defteri sunulmamış olduğu, eksik defter incelemesi yapıldığı, projenin bağlantı anlaşmasının … Şirketi tarafından yapıldığı ve uygulama projesinin de … şirketinden aldığı bağlantı anlaşmasına istinaden gerçekleştiği yönündeki itiraz incelenerek) davacı tarafça yapılan … projesi 22.10.2015 tarihinde ilgili kurumca onaylanarak izin verildiği, mahkeme tarafından 18.06.2018 tarihli müzekkere ile dava dışı … … Şirketi Genel Müdürlüğü’nden davaya konu … projesi eklerinin istenildiği ve gelen cevabi yazıda 26.10.2015 tarihli Lisanssız Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşması’nın davalı firma ile yapılan anlaşma olduğu ve davacı tarafça projenin hazırlandığı, proje hazırlayan davacı tarafça ilgili kurum …’a başvuruda bulunarak davalı için 22.10.2015 tarihinde onay/izin alınmış olduğu, davalı tarafça ilgili adreste 25.10.2015 tarihinde sözleşmeyi yapmış olduğu, davacı tarafça yapılan proje ve hizmetler ile davalı tarafça sözleşme yapılmış olduğu, dava dışı … … A.Ş. tarafınca sunulan belgelerin 12.07.2017 tarihli olduğu, dolayısıyla söz konusu bu projelerdeki ilgili alandaki 2. kısım ve ek alanlara ait olma ihtimalinin bulunduğu, bu yüzden kök rapordaki görüşte herhangi bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair karar verilmiş olup davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. 6102 sayılı TTK’nin 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/4521 E. 2016/549 K. sayılı ilamı; “…Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/062003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Faturalar ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nin m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır… Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nin 222. (6762 sayılı TTK’nin 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir..” şeklindedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyette olup, uyuşmazlıkta dava konusu fatura davalı tarafça iade edildiğinden hizmetinin verildiği iddiasını ispatlamakla yükümlü olan tarafın davacı olduğu anlaşılmaktadır. Davaya konu somut olayda, davacının, davalı şirkete Güneş Enerjisi Santrali için teknik -statik proje hizmeti vermek konusunda anlaşmaya vardığı, uyuşmazlığa konu 07.02.2017 tarih toplam 7.670 Euro bedelli (1015,56 kwp/1000kwe gücünde güneş enerjisi santrali teknik çizim – statik çizim ve projelendirme hizmet bedeli açıklamalı) faturanın davalı tarafa gönderildiği ancak davalı tarafça hizmetin verilmediği belirtilerek bu faturanın Kadıköy … Noterliği vasıtasıyla iade edildiği, … Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü, Proje Ve Tesis Daire Başkanlığı (GES Proje Müdürlüğü) tarafından davacı şirkete gönderilen 21.10.2015 tarih ve 58844 kayıtlı Cevabı yazıda Niğde ili, Merkez İlçesi, … Kasabası, … ve … mevkinde … nolu parselde 1015,56 kwp/1000kwe gücünde tesis edilecek olan, … (Güneş Enerjisi Santrali) uygulama projeleri, 22.10.2015 tarih ve J 5XUY.GES.51.0045 sayı ile onaylanmış olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı tarafça iş bu hizmetin dava dışı …. A.Ş.’nin ifa edildiği iddia edilmiş ise de; … Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü, Yatırımlar İzleme Daire Başkanlığı, yenilenebilir Enerji Projeleri Müdürlüğünce dava dışı şirkete yönelik yazılan cevabı yazıda aynı parsele ait 1015,56 kwp/990 kwe gücünde tesis edilecek olan, … (Güneş Enerjisi Santrali) uygulama projeleri, 12.07.2017 tarih ve 15 .LUY.GES.51.0045-T sayı ile onaylanmış olduğunun belirtildiğinden, dava dışı şirket tarafından onaylanan projenin aynı taşınmaza ilişkin olmakla birlikte davacı tarafından düzenlenen uygulama projesinden yaklaşık 2 yıl sonrası döneme ilişkin ve 990 kwe gücünde gücüne sahip olduğu açıktır. Bu nedenle mahkemece, davacının davalı tarafça düzenlenen fatura kapsamında belirtilen hizmeti yerine getirdiği ve proje onayından sonra davalının bağlantı anlaşmasını imzaladığı yönündeki tespitlerin dosya kapsamına uygun olduğu, davacı tarafça fatura konusu hizmetin yerine getirildiğinin ispatlandığı anlaşılmaktadır. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmakla; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 121,30 TL’nin başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, davalı tarafından yatırılan 517,84 TL harçtan mahsubu ile Hazineye GELİR KAYDINA, bakiye 337,94 TL’nin istinaf eden davalıya iadesine,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere istinaf karar harcı yönünden oy çokluğu, esasa yönelik ve sair incelemeler yönünden oybirliği ile karar verildi. 04/01/2023
MUHALEFET ŞERHİ 492 sayılı Harçlar Yasası’nın 2. maddesinde “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olduğu ” belirtilmiştir. Harçlar Kanunu Genel Tebliği , (1) Sayılı Tarife Yargı Harçlarının III- karar ve ilam harcı başlıklı 1/a maddesinde “Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı”,1/e maddesinde “(değişik:5235/m. 52) yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay ve Yargıtay’ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı” belirtilmektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 27.12.2021 tarih ve 2021/9035 E. 2021/7367 K. sayılı ilamında da ”… Bölge Adliye Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan temyiz başvurusu üzerine HMK’nin 344 maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilen muhtıra kapsamında 1 haftalık kesin süre içerisinde gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nin 366/1 maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344/1 maddesi uyarınca davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen 05/11/2021 tarihli ek kararda hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nin 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi 05/11/2021 tarihli ek kararının onanmasına ”dair karar verildiği nazara alındığında; nisbi değere tabi bulunan davalarda, davanın kabulüne/kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhine davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulması halinde Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddi ile nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun bu konuya ilişkin görüşüne katılmamaktayım.