Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1145 E. 2023/16 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1145
KARAR NO: 2023/16
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/07/2019
ESAS NO: 2019/342
KARAR NO: 2019/783
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/05/2019
KARAR TARİHİ: 04/01/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin , özel güvenlik faaliyetleri ve hizmeti vermekte olduğunu, davalı borçlu Çarşı Yönetimi ile aralarında imzalanan 31.01.2018 tarihli sözleşme gereği verilen hizmet bedellerinden dolayı taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle verilen hizmetlerin bedeli olarak en son; 19.875,25 TL davalının cari hesap borcu bulunduğunu ancak ödeme yapılmadığını, davalı şirket aleyhine Bakırköy … İcra müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 19.875,25 TL asıl alacak ve 449,23 TL işlemiş reeskont avans faizi olmak üzere 20.324,48 TL toplam alacağın takip tarihinden itibaren tahsilini talep ettiğini, davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; 01/04/2018 tarihinde … Avm içerisinde mevcut bulunan … marka … numaralı yürüyen merdiven davacının sorumlu olduğu personeli tarafından arızalanmış olduğunu gerekli tutunak ve kamera kayıtları ile olay belgelenmiş bulunduğunu, söz konusu zarara … Hizmetleri A.Ş. Personeli … ile Avm içerisinde faaliyette bulanan … adına kayıtlı … işletmesi sebebiyet vermiş olup meydana gelen zarardan her iki şirkette müteselsilen sorumlu olduğunu beyanla Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/394 Esas sayılı dosyasıyla itirazın iptali davası açıldığını, müvekkilinin alacağının yaklaşık 40.000,00 TL olup, buna karşılık müvekkili tarafından hapis hakkı kullanılarak davacı şirkete ödenmesi gereken fatura bedelinin ödenmediğini beyanla dosyanın bekletici mesele yapılmasını, davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddini, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde davacı şirkete ödenmesi gereken fatura bedellerinin hapis hakkı sebebiyle ödenmediği belirtilmiş olmakla taraflar arasında icra takibine konu edilen faturalar sebebiyle bir uyuşmazlık bulunmadığı, davalı vekili tarafından müvekkilinin zararı sebebiyle Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile işbu davanın davacısına karşı icra takibi başlatıldığı, icra takibine itiraz edilmesi üzerine Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/394 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığı, meydana geldiği iddia edilen 40.000 TL zarar sebebiyle davalı tarafından hapis hakkının kullanıldığı, bu nedenle davacı şirkete ödenmesi gereken fatura bedelinin ödenmediği anlaşılmış olup taraflar arasında icra takibine konu edilen faturalar sebebiyle bir uyuşmazlık bulunmadığı, TMK 950 vd maddelerinde düzenlenen hapis hakkının yasal şartlarının oluşmadığı dikkate alındığında açılan davanın kabulü ile, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yaptığı itirazının iptaline, takibin 19.875,25-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 19,5’i aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, asıl alacağın % 20’sine tekabül eden 3.975,05 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkilim arasında akdedilen sözleşmenin üstlenicinin sorumluluk ve yükümlülükleri 8.9 maddesinde ‘Üstlenici personelin iş ve işlemleri nedeniyle ortaya çıkan her türlü zarar ve ziyanı ilk talep üzerine kayıtsız ve şartsız olarak derhal tazmin eder.’ ibaresi mevcut olup hükmün gereği davacı tarafından yerine getirilmemiştir. Dolayısıyla mevcut zarar karşılığında davacıdan asıl alacaklı olan taraf müvekkilim site yönetimidir. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/394 E. Sayılı dosyasıyla itirazın iptali davası açılmıştır. Söz konusu davaya ilişkin müvekkilimin alacağı yaklaşık 40.000,00 TL olup buna karşılık müvekkilim tarafından hapis hakkı kullanılmış ve davacı şirkete ödenmesi gereken fatura bedeli ödenmemiştir. Bu nedenle zararın ödenmesine ve müvekkilin alacağı hakkında karar verilene kadar dosyanın bekletici mesele yapılması gerekmekteydi Yerel Mahkemece dayandığımız hukuki rejimin ifade ettiğimiz üzere “hapis hakkının kullanılması” olduğu düşünülse de, burada TBK kapsamında bir “takas” ilişkisinin varlığı göz önüne alınmalıdır. Bu kapsamda 6098 s. Kanunun 139 vd maddeleri uyarınca, davacı şirkete karşı takas def’ini ileri sürdüğümüz açıktır. bununla birlikte yerel mahkeme, hiçbir delilimizi değerlendirmeksizin ve dosya üzerinden karar vermiştir.” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştit.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde davacı şirkete ödenmesi gereken fatura bedellerinin hapis hakkı sebebiyle ödenmediği belirtilmiş olmakla taraflar arasında icra takibine konu edilen faturalar sebebiyle bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasında; davacı … A.Ş. tarafından, davalı hakkında 19.875,25-TL asıl alacak ve 449,23 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.324,48 TL üzerinden, faturalardan kaynaklı cari hesap alacağı açıklaması ile 07/03/2019 tarihinde ilamsız takip başlatılarak, ödeme emri davalıya 14/03/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafından 19/03/2019 tarihinde borca itiraz edilmiştir. Dava 14/05/2019 tarihinde İİK 67. maddesi uyarınca bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Davalı tarafça borca itiraz dilekçesinde taraflarının davacıdan alacaklı oldukları belirtilmiş, cevap dilekçesinde ise; davacı çalışanının zarara sebep olduğunu, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/394 Esas sayılı dosyaya ilişkin alacaklarının yaklaşık 40.000TL olduğunu, taraflarınca hapis hakkı kullanılarak davacıya ödenmesi gereken fatura bedelinin ödenmediği belirtilmiştir. Taraflar arasında 31/08/2018 tarihinde imzalanan Güvenlik-Koruma Hizmeti Sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmede davacı “üstlenici”, davalının ise “hizmet alan” olarak adlandırılmış, sözleşme konusu hizmet “özel güvenlik hizmeti sağlanması” olarak belirtilmiştir. Dava konusu alacak; 01/02/2019 tarihli 14.549,41 TL bedelli, 01/01/2019 tarihli 5.325,84 TL bedelli faturaların bakiyesi 19.875,25 TL cari hesap alacağıdır. Davacı tarafından bu faturalara konu hizmetler verilmiş olup, bu husus davalının kabulü ile de sabittir. Davacının davalıya keşide ettiği Beyoğlu … Noterliği’nin12/02/2019 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile; ödenmeyen toplam hizmet bedeli 24.875,25 TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ödenmesi, aksi halde yasal yollara başvurulacağı ihtar edilmiştir. Davalı tarafça, davacı çalışanının kusuru ile zarara uğradıkları, zararın tazmini için dava açtıklarını, hapis hakkı kullanılarak davacıya ödenmesi gereken fatura bedelinin ödenmediği ileri sürülmüştür. HMK’nin 33.maddesine göre; Hâkim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hâkime aittir. Bu sebeple tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile hâkim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. HMK 33. Maddeye göre yapılan değerlendirmede; her ne kadar davalı tarafça cevap dilekçesinde hapis hakkından bahsedilmiş ise de somut olayda, cevap dilekçesindeki ileri sürüşe göre, davalın asıl amacının, davacı alacağı ile davacı çalışanının sebep olduğu iddia edilen zararın takas edilmesi olduğu, bu sebeple davalının iddiasının hapis hakkı değil, takas defi olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 139. Maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanununun 118. Maddesi), “iki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir, alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir.” hükmü yer almaktadır. Karşılıklı alacaklar çekişmeli (münazaalı) ise takasa bağlı hukuki sonuçlar, çekişmeli alacağa ilişkin mahkeme kararına göre belirlenir. Mahkeme alacağın varlığını kabul ederse takas geçerli olur, aksi takdirde takas hiç bir sonuç doğurmaz. (Reisoğlu, Safa, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 2008, s. 374.) Takas borcu sona erdiren sebeplerden biri olup, takas ile her iki borç da az olanı oranında sona erer. Yani takas beyanıyla her iki alacak da kesin olarak ortadan kalkar. (Eren, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 1999, s.1261, 1267.) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 143. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanununun 122. maddesi) uyarınca, takas, ancak borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle gerçekleşir. Bu durumda her iki borç, takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona erer. Böylece takas beyanı, borçları (alacakları) geriye yürüyen bir şekilde sona erdirir. (Reisoğlu, Safa, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 2008, s. 376.) Yargıtay 11 HD.’nin 10/11/1983 T. E. 4371, K. 4932 Sayılı ilamında da takas konusu alacağın, başka bir mahkeme de dava konusu yapılmış olmasının, takas def’inin ileri sürülmesine engel teşkil etmeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda hakimin esas alacağı müteallik kararının, diğer davanın neticesine kadar talik etmesi gerekir. (YTD 26/02/1954 ve 1359-1406 SAYILI kararı) Yargıtay 11. HD’nin içtihatların bu doğrultuda olduğu gibi genellikle öğretideki görüşlerdeki aynı istikamettedir. (bkz Von Tuhr-Borçlar hukukunun umumi kısımlarını- Prof. Dr. Feyzi Feyzioğlu – Borçlar Hukuku Genel Hükümler – İstanbul 1977 C. II s. 496 ve Senai Olgaç – Türk Borçlar Kanunu – İstanbul 1969 C. I. s 916-917) Yargıtay 23. HD’nin 2014/5307 E, 2014/7906 K, sayılı ilamında da davalının, başka bir hukuki ilişkiden doğan karşı alacağına dayanarak ve Yargıtay 11. HD’nin 01/01/2001 tarihle 4561 E, 7294 K., sayılı ilamında da açıklandığı üzere derdest bir davanın konusu olan alacak bakımından 818 sayılı BK’nın 118/2 madde hükümü uyarınca takas def’inde bulunabileceği gözetilerek iş bu davada davalının takibe itirazında dayandığı takas alacağına ilişkin yargılamanın derdest olduğu anlaşılmakla, yargılaması yapılan davanın sonuçlanması ve kesinleşmesi beklenilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda, davalı tarafça yapılan takas def’ine dayanak yapılan tazminat alacağının bir başka mahkemede görülen maddi tazminat davasında dava konusu yapıldığı, davalı tarafça cevap dilekçesinde takas def’inde bulunulduğu anlaşılmakta olup, zikredilen yasal düzenlemeler uyarınca takas iradesinin bildirilmesiyle her iki borç takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarında sona ereceğinden taraflar arasında görülen maddi tazminat davasının sonucunun beklenerek, takasa konu alacağın akıbetinin belirlenmesi gerekmektedir. Bir an için böyle bir davanın açılmamış olduğu ve davalı tarafın doğrudan doğruya iş bu davada takas def’inde bulunulduğu düşünse idi bu halde de mahkemenin iş bu istemi nazara alarak değerlendirmesi gerekmekteydi. Dolayısıyla, mahkemece, takasa konu alacağın dava konusu edildiği davaların sonucu beklenerek verilecek karara göre takas beyanının değerlendirilmesi gerekirken bu husus nazara alınmaksızın değerlendirme yapılmıştır. O halde; ilk derece mahkemesince davalının takas def’i dikkate alınarak bir inceleme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu kapsamda ilk derece mahkemesince yapılacak iş; Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/394 Esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan sebeplerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, hükmün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine dair karar verilmesi kanaatiyle aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemenin 2019/342 E, 2019/783 K. Sayılı 12/07/2019 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Davalı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/01/2023