Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1144 E. 2023/19 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1144
KARAR NO: 2023/19
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/673 Esas
KARAR NO: 2019/424
KARAR TARİHİ: 30/04/2019
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 04/01/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … A.Ş.’nin davacı şirkete sigortalı olduğunu, dava dışı sigortalısına ödenen tazminattan doğan rücuen tazminat alacağının tahsili için davalı aleyhine takibe geçtiklerini, davacı şirket nezdinde Klasik Yangın Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalı … A.Ş.’nin … AVM … No:…’deki dükkanında 20.02.2017 tarihinde dahili su hasarının vuku bulduğunu, tutulan tutunakta sorunun …’dan kaynaklı olduğunu, yapılan tetkikler sonucunda sigortalısına 8.492,61 TL ödendiğini, sovtaj bedeli 840,00 TL indirimiyle davalıdan 7.652,61 TL alacaklı olduklarını, ödeme olmayınca icra takibinde bulundukları takibe itiraz üzerine de işbu davayı ikame ettiklerini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ekspertiz raporunun usul ve yasaya uymadığını, müvekkilinin sorumlu olmamakla beraber hasar miktarının da fahiş olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… yapılan yargılama sonunda İstanbul Anadolu 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/426 Esas sayılı dosyası ve Yargıtay onama ilamı değerlendirilerek sızıntının bağımsız bölümlerden meydana geldiği, ana yapıdan kaynaklanmadığı, bu nedenle AVM yönetiminin sızıntıdan sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile … ve … hakkında açılan davanın kabulüne, …A.Ş. yönünden açılan davanın reddine karar verildiği, her ne kadar karar henüz kesinleşmemiş ise de bu dosyanın dava dosyamıza konu su hasarından önce açıldığı ve dava dosyamızdaki su gideri kaynaklı hasarla ile ilgili olmadığı, delil tespiti dosyası ve İstanbul Anadolu SHM’ nin 2016/719 Esas sayılı dosyasının atık su boruları ek yerlerinden ve yer süzgeci kenarlarından sızma halinde oluşan su damlacıkları şeklindeki ıslaklığa ilişkin olduğu, bu nedenle bu dosyanın kesinleşmesinin beklenmesinin eldeki davaya etkisinin bulunmadığı, bekletici mesele talebinin yerinde olmadığı, davalı takip borçlusunun … isimli işyerini işletmesi nedeniyle zarardan sorumlu olduğu ve icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, takibe konu miktarın ödeme tarihi olan 28/03/2017 tarihinden 19/09/2017 tarihli takibe kadar 175 gün için 8,75 TL yasal faiz oranına göre 325,50 TL işlemiş faizin bulunduğu, davacının takip talebinde yasal faiz talep etmiş olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz(3095 sy. m. 2/1) uygulanması gerektiği, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 7.652,61 TL asıl alacak ve 325,50 TL işlemiş faiz yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … Şti vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davada sorumlu olabilecek mal sahibi AVM yetkilisinin beyanına göre hüküm tesisinin mümkün olmadığı, emsal olarak belirtilen dosyalardaki sızıntıdan 4 yıl sonra gerçekleşen sızıntının devam ettiği yönündeki beyanın kabul edilemeyeceği, keşif tarihinden kısa bir süre öncesine ait olan su sızıntısının davalının kiracı olarak bulunduğu restorandan meydana gelmiş olması halinde ıslaklık, kireçlenme veya sararma gibi bulgulara rastlanmaması gerektiği ancak böyle bir tespitinde yapılmadığı, aksine diğer davalıya (…) ait işyerinde yapılan keşifte su sızıntısının tespit edildiği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (T.T.K.) 1472 (6762 sayılı T.T.K.’nin 1301) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, haksız fiile sebebiyet verdiği belirtilen davalıdan rücuen tahsiline ilişkin olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … sayıda takip dosyasının incelenmesinde, davacı tarafça davalı aleyhine 7.652,61 TL asıl alacak, 332, 00 TL işlemiş faiz olmak üzere 7.984,61 TL alacağın tazmini istemli takip başlatıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ile dava dışı sigortalı arasında 30.06.2016/2017 tarihlerini kapsayan, Klasik Yangın, Yangın Abonman Sigorta Poliçesi imzalanmış olup, 20.02.2017 tarihinde … AVM içerisinde yer alan … Mağazasında, davalının sorumluluğunda bulunan restoranın alt yapısındaki eksiklikten kaynaklanan su sızıntısı nedeniyle dahili su hasarı meydana geldiği ve sigortalı işyerinde bulunan emtialarda (kıyafet ürünleri) hasar ve zarara sebep olduğu iddia edilmiştir. İstanbul Anadolu 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/719 Esas 2017/792 Karar sayılı ilamının incelenmesinde, dava dışı sigortalı … A.Ş. (kiracı) tarafından … A.Ş., … Şti. ve … Tic. Yönelik Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklı olarak eski hale getirme istemli dava açılmıştır. Mahkeme ilamında, … mağazası olarak kullanılan bağımsız bölümlere ait depo alanının davacı tarafından kiralandığı, mağaza deposunda yaklaşık 4 yıldır devam eden ancak son 6 aylık süreçte yoğunlaşan su akıntısı mevcut olduğu, akıntı yüzünden asma tavanda sürekli hasar meydana geldiği, kalıcı tamirat ve tadilatların neler olduğu, gereken sürenin tespit edilerek giderilmesi, bu hususta davalılara süre verilmesi, onarımın yapılmaması halinde ise kararın icra yoluyla infaz edilmesine karar verilmesi talep edilmiş olup, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair karar verilmiş, iş bu karara yönelik istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine İstanbul BAM 49. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda 2020/181 E. 2020/309 K. sayılı ilamı ile 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 4,16….38. maddeleri nazara alındığında, bilirkişi raporunun hükme yeterli olmadığı, değişik iş raporu ile bilirkişi raporlarında çelişki bulunduğu ve infazına elverişli kroki çizdirilmesi gerektiği belirtilerek 6100 sayılı HMK’nin 3535/1-a.6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair karar verilmiştir. İstanbul Anadolu 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/426 E. 2014/657 K. (birleşen İstanbul Anadolu 7. Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/7 E.) sayıda ilamının incelenmesinde ise; davacı … A.Ş. tarafından … Şti. ve … A.Ş.’nin AVM yönetiminin sorumluluğunda izolasyonunu gerektiren çatıdaki havalandırma kenarından … mağazasının içerisine su aktığı belirtilerek Kat Mülkiyeti Kanunu’nundan kaynaklı eski hale getirme istemli açılan davada davalı … A.Ş.’ye yönelik açılan davanın reddine, davalı …Şti. aleyhine açılan davanın su sızıntısı giderilmiş olduğundan dava konusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dava yönünden de su sızıntısı giderilmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.İstinaf sebeplerinin incelenmesinden, taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK’nin 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re’sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur.Rücu ve halefiyet Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nin “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; davacı sigorta şirketinin sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açabilecek ise, sigorta şirketinin de halefiyet gereğince aynen sigortalı gibi o mahkemede dava açabileceğine işaret edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır.634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 27. maddesinde; “Her kat maliki anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumludur”, aynı Kanun’un Ek 1. maddesinde, “Bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 17/06/2019 tarihli 2016/10266 E. 2019/7618 K. sayılı ilamı ile; “… Dava, konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır… 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19. maddesinde, her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun’un Ek 1. maddesinde ise, kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nde çözümleneceği öngörülmüştür. Somut olaya bakıldığında; davalının kullanımında olan konut ile davacı sigortalısının kullanımındaki konutun da bulunduğu anataşınmazın kat mülkiyeti kurulmuş bir taşınmaz olduğu; davacıya sigortalı konutun üst katında bulunan ve davalının kullanımındaki dairenin su tesisatından sigortalı yere su sızdığı gerekçesiyle davalıya husumet yöneltildiği görülmektedir. Bu durumda, anataşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olması nedeniyle, davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu açıktır…” şeklinde karar verilmiştir.Dosya kapsamında yer alan bilgiler ve uyuşmazlıkla ilgili olarak açılan dava dosyaları nazara alındığında taşınmaz üzerinde kat mülkiyetinin kurulu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda somut dosya yönünden görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi’dir.Açıklanan nedenlerle; mahkemenin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK’nin 114/1.c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esası hakkında karar vermiş olması istinaf sebebi olarak gösterilmese de görev kamu düzenine ilişkin olduğundan, davalılar vekilinin sair istinaf sebepleri şimdilik incelenmeksizin kararın 6100 sayılı HMK’nin 353/1.a.3 bendi uyarınca kaldırılmasına ve görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilerek sair işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun sair istinaf sebepler incelenmeksizin KABULÜ ile İstanbul İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2018/673 Esas, 2019/424 Karar sayılı ve 30/04/2019 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 bendi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE,3-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 ve 362/1.g bendi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/01/2023