Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/114 E. 2021/51 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/114
KARAR NO : 2021/51
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/58 Esas
KARAR NO : 2017/857
KARAR TARİHİ: 14/09/2017
DAVA: ALACAK (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/01/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı … inşa ettiği Four Winds Selamiçeşme projesinin çelik yapı fabrika imalat ve şantiye montaj işlerinin 3. taraf kontrollük hizmeti işlerinin müvekkili Türk Loydu tarafından yapılması için 13.02.2013 tarihli hizmet teklifi uyarınca davalı ile anlaşıldığını, davacının sözleşme yükümlüklerini tamamını yerine getirdiğini, davalıdan 2014 Ocak aylık Puantajı, 31.01.2014 tarih … no.lu 18.720,70 TL, 2014 Şubat aylık Puantajı, 28.02.2014 tarih … no.lu 14.750,00 TL,2014 Mart aylık Puantajı, 31.03.2014 tarih … no.lu 14.750,00 TL, 2014 Nisan aylık Puantajı, 30.04.2014 tarih A-032520 no.lu 14.750,00 TL tutarındaki 4 adet faturadan kaynaklı toplamda 62.970,70 TL alacağının 18.721,00 TL kısmının davalı tarafından ödendiğini, bakiye 44.249.61 TL’nin ise, yapılan tüm taleplere rağmen haksız olarak ödenmediğinden bahisle davalı aleyhine bakiye 44.249,61 TL alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı şirketin icra takibine konu alacağının 22.000,00 TL’lik kısmını kabul ederek ödediğini, bakiye kısmını ise itiraz ettiğini bu nedenle davacının haklı alacaklarının tahsili için işbu davanın açılmasının zorunlu hale geldiğini belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı şirket aleyhine %20den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin cari hesaplarında yapılan tetkiklerde, alacaklı görünen şirketin böyle bir alacağının olmadığının anlaşıldığını, ödeme emrine süresi içerinde itiraz edildiğini, müvekkili aleyhine yapılan, yasal dayanağı olmayan, haksız ve kötü niyetle yapılmış olan icra takibinin durduğunu, davacının icra takibine dayanak olarak gösterdiği alacağın 26.680,42 TL olduğunu belirttiğini, itiraz etmeleri ile, aleyhlerine yürütülen icra takibinin durması üzerine, davacının Sayın Mahkeme nezdinde iş bu itirazın iptali davası açtığını, müvekkilinin davacıya sözleşme, fatura ya da cari hesap ilişkisine dayalı olarak herhangi nam ve ad altında herhangi bir borcu bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacı tarafından, davalı aleyhine cari hesaba dayalı icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça takip borcuna istinaden 22.000,00 TL ödeme yapılarak bakiye borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinde de ödenen 22.000,00 TL’ den başka davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığının bildirildiği, taraf defterleri üzerinde yapılan incelemede; taraflar arasındaki ticari ilişkinin 29.03.2013 tarihinde başladığının her iki taraf defterleri ile de teyit edildiği, takip konusu faturaların davacı defterlerinde olduğu gibi davalı defterlerinde de davacıyı takip ettiği açık hesapta aynen kayıtlı bulunduğu, davacının itiraza konu 22.249,61 TL alacağın davalının muhasebe kayıtlarından da teyit edildiği, davalı vekilinin yargılama aşamasındaki tüm beyanları akti ilişkinin bulunmadığına, hizmetin hiç sunulmadığına yönelik olsa da, takip başladıktan sonra 22.000,00 TL’ nin ödenip bakiye borcun bulunmadığı yönündeki beyanları ve davalı muhasebe kayıtlarında uyuşmazlık kosunu faturaların bulunması, süregelen ticari ilişki ve ödemeler hep birlikte değerlendirildiğinde davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Yargıtay yerleşik içtihatları uyarınca faturanın tek başına ticari ilişkinin varlığını ispatlamaya yeterli olmadığı, malın teslim edildiği ya da hizmetin verildiği de ispatlanması gerektiği gibi salt fatura tebliğ ve faturaya itiraz edilmemesi alacak hakkı doğurmayacağını bu nedenle davacı tarafından faturaya konu hizmetin verildiği ispatlanamadığından mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili katılma yoluyla yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere dava konusu alacak likit olup davalı tarafa düzenlenmiş faturalar ve davalı muhasebe kayıtları uyarınca belli ve tartışmasız olmasına rağmen yerel mahkeme tarafından icra inkar tazminatlı talebimizin “koşulları oluşmadığı” gerekçesi ile reddedilmesi hatalı olduğunu, icra inkar tazminatının tüm koşulları davada mevcut olduğundan İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/58 esas 2017/857 karar ve 14/09/2017 tarihli kararının icra inkar tazminat yönünden düzeltilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan faturaya davalı başlatılan takibe vaki kısmı itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir. İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine, cari hesap özeti açıklamasıyla 44.249,61 TL asıl alacak, 3.390,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 47.639,62 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının yasal süresinde ödeme emrinde belirtilen borç miktarının 22.000 TL’yi aşan kısmına itiraz edildiği, 22.000 TL’sinin takipten sonra 30/12/2014 tarihinde ödendiği belirtilerek başkaca borç kalmadığından takibin durdurulması talep edildiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı, ancak başatılan icra takibinde takip öncesi işlemiş faiz talep edilmişse de dava dilekçesinde dava değerinin 22.249,61 TL bakiye asıl alacak olarak gösterilip bu miktar yönünden harç yatırıldığı, takip öncesi faizin dava değerine eklenmediği ve harcının yatırılmadığı anlaşılmıştır.Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, alınan bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin 29.03.2013 tarihinde başladığının her iki taraf defterleri ile de teyit edildiği, takip konusu faturaların davacı defterlerinde olduğu gibi davalı defterlerinde de davacıyı takip ettiği açık hesapta aynen kayıtlı bulunduğu, davacının itiraza konu 22.249,61 TL alacağın davalının muhasebe kayıtlarından da teyit edildiği, takipten önce temerrüt oluşmadığından davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı tespit ve değerlendirilmesi yapılmıştır.Tüm dosya kapsamı incelendiğinde taraflar arasında ticari ilişkinin 2013 yılında ve davacının davalıya kestiği 29/03/2013 tarihli 26.095,70 TL fatura ile başladığı, davalı her ne kadar taraflar arasında akdi ilişki bulunmadığını iddia etse de davacı tarafça ibraz edilen, taraflarca imzalanan13/02/2013 tarihli ” Four Wind Selamiçeşme Projesi Çelik Yapı Fabrika İmalat ve Şantiye Montaj İşleri 3. Taraf Hizmet Teklifi” başlıklı hizmet sözleşmesine itiraz edilmediği, kaldı ki icra takibine dayanak yapılan sözleşmeden kaynaklı düzenlenen faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının itiraza konu bakiye 22.249,61 TL alacağın davalının muhasebe kayıtlarından da teyit edildiği anlaşılmıştır. Söz konusu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olması hizmetin verildiğine karine oluşturmaktadır. Aksi davalı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Aksi davalı tarafça ispatlanamadığından bu faturalar yönünden bakiye alacağa yapılan itirazın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Davacının katılma yoluyla istinaf itirazında, mahkemece kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemiş olmasıdır. Davalı şirket kayıtlarına göre söz konusu faturaların kayıt altına alındığı anlaşılmıştır. O halde söz konusu faturaların İİK’nın 67/2. maddesi gereği likit (bilinebilir, hesap edilebilir) olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde bu kalem istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf itirazının HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davacının, kabul edilen alacak miktarı yönünden icra inkar tazminat talebinin kabul edilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olup davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kısmen kabulü ile hükmün icra inkar tazminatına ilişkin kısmı yönünden kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davalı tarafın esasa ilişkin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca REDDİNE, HMK 353/1.b.2 maddesi gözetilerek davacı yönünden verilen İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/58 E. 2017/857 K. sayılı 14/09/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,2-Davanın KABULÜ ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takibine yapılan itirazın 22.249,61 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 22.249,61 TL asıl alacak üzerinden aynen devamına,2-a- Asıl alacak miktarı olan 22.249,61 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,b- Alınması gerekli 1.519,87 harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 142,00 TL harcın mahsubu ile eksik bakiye 1.377,87 TL nin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, c- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 2.669,95 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d- Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 175,50 TL ile yargılama sırasında sarf edilen 700,00 TL bilirkişi ücreti ile 100,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 975,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,e- Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,f- Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,İstinaf İncelemesi Yönünden;3- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı ve davalı tarafından yatırılan 85,70′ şer TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.519,80 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından yatırılan 379,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.139,83 TL.’ nin istinaf eden davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,5- Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL istinaf karar harcının istemi halinde davacı tarafa iadesine,6- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 7- Davacı tarafça sarfedilen 85,70 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.20/01/2021