Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1134 E. 2022/1361 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1134
KARAR NO: 2022/1361
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/820 Esas
KARAR NO: 2019/493
KARAR TARİHİ: 21/05/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili ile davalı arasında davalı şirketin internet sitesine danışmanlık yapılması konusunda anlaştıklarını, bu danışmanlık hizmetlerine binaen müvekkilinin edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, ancak hizmet bedelinin davalıya ödenmediğini, bunun üzerine davalı şirket aleyhine İstanbul .. icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başladıklarını, davalının kötü niyetli itirazı ile takibin durduğunu, faturaların bir kısmının ödenmediğinden kaynaklı alacağın tahsili amacı ile huzurdaki davanın açılarak yapılan itirazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamını, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacının dava dilekçesinde belirttiği internet sitesinin dava dışı … Dan A.Ş nin olduğunu, müvekkili ile davacı arasında hiçbir anlaşmanın olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen hizmetlerin danışmanlık ve yazılım desteğine ihtiyaç duyulacak işlemler olmadığını, taraflar arasında sözleşme olmadan kesilen faturanın hükümsüz olduğunu, davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” …bilirkişilerce yapılan tespite göre dava ve takip konusu faturaların her iki tarafın kayıtlarında da yer aldığı, bunun üzerine İstanbul … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalının yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun da belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu, taraflar arasındaki mail yazışmaları içeriğinden de davacı tarafından sözleşme kapsamında hizmetin verilmiş olduğu ve davalının itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığı” gerekçesiyle davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin aynı koşullar ile kaldığı yerden devamına, 11.800,00 TL alacağın %20 si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; taraflar arasında bu hizmete ilişkin düzenlenen bir sözleşme bulunmadığı gibi bahsi geçen internet sitesinin imtiyaz sahibi de dava dışı şirket olduğunu, müvekkil şirkete verilmiş bir hizmetin davacı tarafça ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, hizmet ilişkisinden kaynaklı faturaya dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının 2 adet faturaya istinaden 11.800,00 TL asıl alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtları ile web sitesi üzerinde üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup mali müşavir ve bilişim uzmanı bilirkişisinden alınan müşterek raporda özetle ” https;//… web sitesinin güncel hali ve web.archlve.org web sitesinden http://www…com/ 06 Ağustos 2018 tarihi kontrol edilmiş olup, geçmiş tarihli künye sayfasında Editör kısmında … @…com mail adresinin olduğu ve bu mail adresinin mail yazışmaları içerisinde de bulunduğu, güncel künye sayfasında ise yayıncı kısmında “Aba Yayın” yazdığı, Mail yazışmalarına bakıldığında ise Mayıs ve Haziran 2018 aylarında aşağıda belirtilen mail adresi/adreslerinin bulunduğu, mail içeriklerinde ise; sayfa içerikleri, SEO Kuralları ve dersler hakkında yazışmalar olduğu, mail yazışmalarında Blog Yazıları Kılavuzu, SEO Notlan, IB Dersleri, GRE, GMAT, ACT Dersleri, ABA Eğitim-İngil., …- Adv., Word belgelerinin ekte/eklerde olduğu görüldüğü, bu nedenle davacı tarafından bu dava özelinde açılan faturalarda bahsi geçen hizmetinin verildiği, takibe dayanak yapılan 08/06/2018 tarihli 7.080,00 TL ve 4.720,00 TL bedelli iki adet fatura dışında davacı tarafça düzenlemiş 4 adet faturanın da davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının, davacıya 35.164,00 Tl borçlu gözüktüğü, davalı tarafın davacı taraf dilekçesinde yer alan ödemelere ait banka dekontları işlenmediğinden borcun 35.164,00 TL olarak gözüktüğü, her iki tarafında bu faturaları İdareye beyan ettikleri ” tespit ve görüşüne yer verilmiştir. Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında internet sitesi hakkında danışmanlık hizmeti verilmesi hususunda ticari ilişki tespit edildiği, takibe dayanak yapılan 2 fatura dışında öncesinde düzenlenen 4 faturanın da davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, teknik bilirkişince, web sitesi ve mail yazışmaları üzerinde yapılan incelemede sonucunda hizmetin verildiği kanaatine ilişkin rapor düzenlendiği anlaşılmıştır. Davalı vekili her ne kadar taraflar arasında bu hizmete ilişkin düzenlenen bir sözleşme bulunmadığı gibi bahsi geçen internet sitesinin imtiyaz sahibi de dava dışı şirket olduğunu, müvekkil şirkete verilmiş bir hizmetin davacı tarafça ispatlanması gerektiğini ileri sürmüş ise de bu hususta taraflar arasında yazılı bir sözleşme yapılması zorunlu olmadığı gibi davacının, hizmet verilecek sitenin imtiyaz sahibi olmasına da gerek yoktur. Davalıya ait olmayan bir internet sitesine danışmanlık hizmeti verilmesi konusunda da ticari ilişkinin kurulması mümkündür. Nitekim bu hizmete yönelik düzenlenen faturalar davalının ticari defterlerine kayıt altına alınmıştır. Söz konusu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olması hizmet ilişkisinin kurulduğu ve hizmetin verildiğine karine oluşturmakta olup aksi davalı tarafça ispatlanması gerekmektedir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/06/2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamı ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. Sayılı benzer mahiyette ilamları) Bu nedenle aksi davalı tarafça ispatlanamadığından bu faturalar yönünden yapılan itirazın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının istinaf edilen asıl dava yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine dair karar verilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harçların Hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcının istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 202,00 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 121,30 TL harcın istemi halinde davalıya iadesine,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iadesine,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/11/2022