Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1113 E. 2023/27 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1113
KARAR NO: 2023/27
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/690 Esas
KARAR NO: 2018/1270
KARAR TARİHİ: 28/12/2018
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 28/12/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilin bir Alman sigorta kuruluşu olduğunu, dava dışı … ve …’ın müvekkili şirkete sağlık sigortası ile sigorta ettirildiğini, davalılardan …’in maliki ve sürücüsü olduğunu … plakalı aracın, müvekkili şirkete sigortalı dava dışı …’ın kullandığı … plakalı araca çarptığını, kazada davalı sürücü …’in %100 kusurlu olduğunu, kazada sigortalı …’ın ağır yaralandığını, eşi …’ın de yaralandığını ancak daha sonra vefat ettiğini, …’ın kurtarılabilmesi için yapılan tedavi masraflarının 56.279,59 Euro olduğunu, …’ın gelir kaybı sosyal hizmetler prim ödemesi ve sigorta primi dahil olmak üzere 13.268,83 Euro tuttuğunu, bütün bu masrafların müvekkili şirket tarafından karşılandığını, oluşan zarardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, belirtilen bu zarar bedellerinin ödenmesinden sonra halefiyet ilkesi gereğine davalılara rücu edilerek ödenen bedellerin tazmininin istendiğini ancak her iki davalının da herhangi bir ödeme yapmadığını, bu arada SGK’na da başvuru yapıldığını ancak henüz bir yanıt alınamadığını, ödeme yapılmaması üzerine davalılar aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığını ancak itiraz üzerine takibin durduğunu, SGK’na yapılan başvuruya karşılık bir ödeme yapılması halinde tahsilde tekerrür oluşmaması koşuluyla İstanbul … İcra Müd. … esas sayılı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesi ile; Tedavi giderlerinin 6111 sayılı kanun hükümleri gereğince SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, davacı şirketin sigortalısı …’ın mirasçıları tarafından müvekkili şirkete başvuruda bulunulduğunu, bu dosya kapsamından mirasçılara 118.677.29 TL ödeme yapıldığını, bakiye 81.322,71 TL teminat kaldığını, ancak buna rağmen mirasçıların Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde ilave dava açtığını, davanın sonucunun beklendiğini, bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, icra inkar tazminatı istenemeyeceğini, dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden faiz ve masraf istenemeyeceğinden belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı …’e usulünce tebligat yapılmış olup, davalı cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara da katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacı şirketin halefiyet hakkın elde edebilmesi ve sorumlulara rücu edebilmesi için zorunlu yasal unsurları taşıdığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Müvekkilimiz …, Almanya Federal Cumhuriyeti yasal mevzuatına göre kurulmuş bir sigorta şirketi olduğu, bu piyasada herkesçe bilinen bir gerçek olup nitekim Alman Sosyal Güvenlik Kurumu olarak bilinen GKV-SPITZENVERBAND’ın dosyaya linki verilen internet sitesine dahi girilerek görülebildiğini, mahkemede, bu konuda hala soru işareti var idiyse Almanya’daki ilgili makamlara tezkere yazarak müvekkilimiz şirketin bir sigorta şirketi olduğunu kolaylıkla teyit edebilmesine rağmen bu hususta gerekli inceleme yapılmadan hüküm tesis edildiğini, müvekkilinin davacı olduğu benzer dosyada, sigorta şirketi olduğu ve sigortalısının haklarına halef olduğu tespit edilebilmişken, huzurdaki dosyadaki bilirkişilerin hangi gerekçeyle bunun aksi kanaate ulaştıklarını tarafımızca anlaşılamadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasının talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, trafik kazasından kaynaklı, sağlık sigorta poliçesi kapsamında ödendiği iddia olunan bedelin, kazaya sebebiyet veren davalı araç sürücüsü ile zorunlu trafik sigortacısından rücuen tazmini amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya sunulan tercüme ettirilmiş sadece poliçenin ilk nüshasına göre dava dışı … ile 01.11.2008 başlangıç tarihli ve süresiz, eşi … ise 01.11.2008-15.09.2011 vade tarihlerini kapsamak üzere … numaralı … BKK İşletme Sağlık Sigortası düzenlenmiştir. Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dosyaya sadece poliçenin ilk nüshası ibraz edildiği ve başkaca hiçbir ek konmamış olduğundan, sunulan bu poliçenin kapsamı, teminat limitleri ve diğer özellikleri konusunda hiçbir fikir edinme imkanı bulunamadığı, dolayısıyla akdedildiği iddia edilen bu poliçenin gerçekten istenilen tazminatları kapsayıp kapsamadığı, belirli rahatsızlıklar için istisnalarının bulunup bulunmadığı, limit mevcut olup olmadığı, limitin aşılmış otup olmadığı, muafiyetlerin bulunup bulunmadığı gibi hususlar belli olmadığı, herhangi bir özel sigortacının halefiyet hakkından veya rücu inıkanından söz edilebilmesi için iki ana unsurun mevcudiyetitin ispatı gerektiği, ilk unsur, yapılan ödemenin sigortacılık mevzuatına ve tekniğine uygun bir ödeme olup olmadığının belirlenmesi, ikinci unsur ise halefiyet hakkının mevcut olup olmadığının belirlenmesi olduğu, ancak bu iki unsurun mevcudiyetinin kanıtlanması halinde sigortacının yaptığı ödemeden dolayı halefiyetinden ve rücu hakkından söz edilebileceği, ancak dosyaya sunulan bu sözleşme ile bunun tespiti mümkün olmadığından davacının rücu hakkının tam olarak kanıtlamadığı sonucuna varılmış ise de söz poliçenin ve tüm eklerinin apostil şerhli ve tercümesini sunması için davacıya süre verilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.O halde, davaya konu sağlık sigorta poliçesinin ve tüm eklerinin apostil şerhli ve tercümesini sunması için davacı vekiline, söz konusu belgelerin yurt dışından getirtilecek olması da göz önüne alınarak makul süre verilerek belgelerinin ibrazı halinde, davacı tarafça yapılan ödemenin sigorta limiti dahilinde poliçe kapsamında bir ödeme olup olmadığı, halefiyet şartları gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/690 E. 2018/1270 K. Sayılı 28/12/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Davacı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2022