Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1102 E. 2022/1360 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1102
KARAR NO: 2022/1360
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/380 Esas
KARAR NO: 2019/557
KARAR TARİHİ: 28/05/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkiden dolayı fatura alacağının ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız ve mesnetsiz olarak yaptığı itiraz ile takibin durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı şirket tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafça başlatılan icra takibinin ve açılmış bulunan işbu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, takibe konu faturalarda belirtilen bedellerin gerçeği yansıtmadığını, faturalarda belirtilen bedellerin karşılığında müvekkil herhangi bir hizmet almadığını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “… ödenmeyen fatura için davacı tarafça icra takibi yapıldığı ve davalı tarafın takibe itiraz ettiği, tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, buna göre davacı tarafın 42.071,96-TL alacaklı gözüktüğü, tarafların ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olması nedeniyle delil olarak kabul edildiği, usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının birbirine aykırı olmadığı ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması sebebiyle davacı alacağının ispat olunduğu, tarafların tacir olmaları sebebiyle takip tarihinden itibaren faiz istenebileceği, asıl alacağın ticari defter ve bilirkişi incelemesiyle doğrulandığı anlaşıldığından davanın kabulüne, davalı tarafın ödeme yapmadığı halde haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiği anlaşıldığından asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine” karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Faturaya konu bedel karşılığında müvekkilinin herhangi bir hizmet almadığını ayrıca sözlü yargılamaya geçileceğine dair herhangi bir ihtar tebliğden bulunulmadan yokluğunda karar verildiğini, müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, hizmet ilişkisinden kaynaklanan faturaya dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının 1 adet faturaya istinaden fatura tutarı olan 42.071,96 TL asıl alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup alınan raporda, takibe dayanak yapılan faturanın her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, takibe ve davaya konu edilen faturada tarafların BA-BS formunda mutabık olduklarının görüldüğü tespitine yer verilmiştir. Somut olayda, davalı vekili takibe dayanak yapılan faturaya konu hizmetin verilmediğini iddia etmiş ise de, söz konusu faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu gibi davacı tarafından 22/10/2016 tarihinde davalıya gönderilen BA-BS mutabakat formunun davalı şirket kaşesi altında imzalandığı, tarafların davaya konu faturada mutabık olduğu oldukları anlaşılmıştır. Söz konusu faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olması hizmetin verildiğine karine oluşturduğu, aksi yani hizmetin verilmediği davalı tarafça ispatlanamadığı gibi bu hususta tarafların mutabakatı bulunması nedeniyle davalı vekilinin hizmetin verilmediğine yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davalı vekili diğer bir istinaf nedeni olarak sözlü yargılamaya geçileceğine dair herhangi bir ihtar tebliğden bulunulmadan yokluğunda karar verilmesini ileri sürmüş ise de karar tarihi itibariyle miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanmakta olup basit yargılama usulünde de sözlü yargılama aşaması bulunmadığı, bu nedenle mahkemece sözlü yargılama aşamasına geçilmeden karar verildiği iddiası yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının istinaf edilen asıl dava yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine dair karar verilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harçların Hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcının istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 718,48 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 637,78 TL harcın istemi halinde davalıya iadesine,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iadesine,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/11/2022