Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1100 E. 2023/51 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1100
KARAR NO: 2023/51
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/249
KARAR NO: 2019/470
DAVA TARİHİ: 04/03/2016
KARAR TARİHİ: 08/05/2019
DAVA: Rücuen Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/01/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:+
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların personeli tarafından bir kısım işçilik alacaklarının tahsili sebebiyle dava açıldığını, her ne kadar müvekkili ile davalı arasında kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisi kapsamında itirazlarına rağmen işçilik alacaklarından dolayı bir kısım ödemeler yaptığını, ancak müvekkilinin işçiye ödenen bedellerden sözleşme kapsamında sorumlu tutulamayacağından alacak bedellerine ilişkin davalı taraflara rücu edilmesi gerektiğinden bahisle müvekkili tarafından ödenen toplam 84.541,74 TL’nin avans faizi ile birlikte davalılardan sorumlulukları nispetinde sınırlı olmak kaydıyla rücuen tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı … Koruma arasında 30/09/2011 tarihinde akdedilen sözleşmenin fesih edilmesi sebebiyle karşılıklı borç ve alacak yönünden birbirleri ile ibra ettiklerini, rücu istemine konu işçilik alacaklarının teklif fiyat içine dahil edilmediğini, teklif fiyat içerisinde yer almayan yani müvekkiline ödenmeyen bu bedellerden davacının sorumlu olduğunu, 6552 Sayılı Yasaya göre kıdem tazminatından asıl işveren sıfatıyla davacının sorumlu olduğu, bu açıklamaların kabul edilmemesi halinde ise taraflar arasında kurulan işçilik sözleşmeleri kapsamında oluşan zarardan yarı yarıya sorumlu olduklarının dikkate alınması gerektiğini, işçilerin gerek işe alım gerekse çalışma koşullarını davacının belirlediği, fazla mesainin davacı talimatı ile yaptırılmasına karşın ödemesinin yapılmadığını beyanla davanın reddi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “Dava; davacının açmış olduğu ihaleler sonucu hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştırılan … tarafından Yalova İş Mahkemesinin 2010/93, … tarafından Yalova İş Mahkemesinin 2010/94, … tarafından Yalova İş Mahkemesinin 2010/95 ve … tarafından Yalova İş Mahkemesinin 2010/213 E. sayılı dosyaları ile işçilik alacaklarına ilişkin açılan davalar sonucu verilen kararlara istinaden bir kısmı icra dairelerine bir kısmı da banka hesabına olmak üzere davacı tarafından yapılan tolam 84.541,74 TL ödemenin davalılardan rücuen tahsiline ilişkin davadır. …Somut olaya bakıldığında davacı ile davalı şirketler arasında imzalanmış olan sözleşmeler ve teknik şartnamede işçilik alacaklarının alt işverenler tarafından ödeneceğine dair açıkça bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin eki niteliğinde olan teknik şartnamede üst işveren olarak davacıya yöneltilebilecek her türlü talep nedeniyle davaya konu işçilik alacakları sebebiyle de açıkça yüklenicinin sorumlu olacağı belirtilmemiş olup, tarafların serbest iradeleriyle düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümleri kendilerini bağlayacağından davacının asıl işveren olarak ödemiş olduğu miktarı müteselsilen sorumluluk gereği davalılardan rücuen tahsilini talep edebileceği anlaşılmıştır. Hizmet alımına dair sözleşme, teknik şartname ve Yargıtay kararları kapsamında davacının ödediği 84.541,74 TL miktarın yarısını müteselsil sorumluluk gereği davalılardan rücu sonucu talep edilebileceği yönünde mali müşavir ve işçi alacakları hesap uzmanı tarafından ilk bilirkişi heyet raporu dosyaya sunulmuş olup taraf vekillerinin itirazları üzerine mahkememizin 4 nolu celsesinin 1ve 2 nolu ara kararları gereğince işçiler … (TC:…), … (…), … (… ve …’ın (…) 2000 yılından itibaren tüm hizmet döküm kayıtları ilgili SGK’dan celp edilmiş olup, SGK hizmet döküm kayıtları dosyaya geldikten sonra tarafların itirazları değerlendirilerek ve davalı vekilinin cevap dilekçesinde beyan ettiği takas mahsup talebinin de değerlendirilerek iş mahkemesi kararlarındaki alacak kalemlerinin ayrı ayrı tartışılarak davacının rücu hakkının hangi alacaklar yönünden doğduğunun kalem kalem tartışılarak taraflar arasındaki sözleşme ve kamu ihale kanunu hükümleri değerlendirilerek davalıların 4 işçiyi hangi dönemde çalıştırdıkları hususu da dikkate alınarak ayrıca 2011 yılında davalı tarafın iddiasında belirtmiş olduğu … Grubuna devir iddiası da tartışılarak sözleşmenin tarafı olan davalılar … ve … LTD. ŞTİ. yönünden sorumlulukların tespit edilerek varsa alacak miktarının belirlenmesi açısından dosyamız mali müşavir, SGK uzmanı ve işçi alacakları hesap uzmanı heyet bilirkişilerine tevdii edilmiş olup, 22/05/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda, somut olayda dava konusu alacağın ne şekilde sorumlulara rücu edileceğine ilişkin sözleşmelerde açık bir hüküm bulunmadığı dikkate alınarak seçenekli şekilde rapor sunulmuş olup davacının rücu hakkının 1. seçeneğe göre; davacının ödediği tutarın tamamını rücu hakkının bulunduğunun kabulü halinde her bir davalıdan talep edilebilir alacak tutarının … Ltd.Şti. yönünden 23.226,80 TL, … Ltd.Şti. yönünden 61.314,94 TL olmak üzere toplam 84.541,74 TL olduğu, 12.286,19 TL’si için faiz başlangıcının 21.10.2014 tarihi olduğu, 72.255,55 TL.sı için faiz başlangıcının 18.03.2014 tarihi olduğu, 2. seçeneğe göre ise; davacının ödediği tutarın yarısını rücu hakkının bulunduğunun kabulü halinde her bir davalıdan talep edilebilir alacak tutarının … Ltd. Şti. yönünden 11.613,41 TL olduğu, … Ltd. Şti. yönünden 30.657,46 TL olmak üzere toplam 42.270,87 TL olduğu, 6.143,09 TL’si için faiz başlangıcının 21.10.2014 tarihi olduğu, 36.127,78 TL.sı için faiz başlangıcının 18.03.2014 tarihi olduğu yönünde heyet raporu sunulmuştur.Tarafların itirazı üzerine aynı bilirkişi heyetinden alınan son rapordaki tespitler ışığında, dava haksız fiil nedeniyle sorumluluktan kaynaklanmayıp taraflar arasındaki sözleşmeden ve müteselsil sorumluluk ilkesinden kaynaklanmaktadır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 73/1. maddesine göre müteselsil sorumluların bir birine karşı açtıkları rücu davalarında zamanaşımı süresi 2 yıl olup, somut olayda ödeme tarihi ile dava tarihi dikkate alındığında 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından ibraz edilen … kaydına göre … Ltd. Şti’nin eski unvanının … A.Ş olduğu, bu durumda; ilk raporda ayrı bir taşeron olarak kabul edilen … A.Ş bakımından belirlenen tutarlar, davalı … Ltd. Şti. bakımından belirlenen tutarlara ilave edilmiş, dava konusu alacağın nasıl sorumlulara rücu edileceğine ilişkin sözleşmede hükmün bulunmadığı, davalı … Koruma ile davacı arasında imzalanan 30.09.2011 tarihli fesih sözleşmesinde, iş bu ihale ve ihale sonucu imzalanan sözleşme kapsamında karşılıklı olarak hiçbir borç ve alacağın kalmadığı, fesih sözleşmesinin konusunun taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin süresinden önce feshine ilişkin olduğu, dava konusu alacaklara ilişkin sözleşmede özel bir hüküm bulunmadığı, yine dava konusu alacakların en son doğum tarihinin 01.01.2010 olduğu, fesih sözleşmesinin bu tarihten sonra imzalandığı, ancak dava konusu borcun sözleşmeden sonra çalışanlar tarafından açılan davalar sonucu doğduğu, dolayısıyla taraflar arasındaki iş sözleşmesinin devam ettiği süre zarfındaki alacakların ibranameden sonra talep edildiği anlaşılmakla bu alacaklardan davalıların sorumluluğunun devam edeceği kanaatine varılmıştır. Yine davacının fazla mesai ödemelerini de rücu imkanı bulunmaktadır. (Y. 13. HD. 13/06/2017 T. 2017/5984 E. 2017/7355 K.) Şöyle ki, işi alan taşeron, işin yapılması için çalıştırılacak kişi sayısı ve bu kişilerin yapacağı mesaiyi önceden bilerek fiyat teklifi vererek işi almaktadır. Çalışanların yapmış olduğu mesailer ihale kapsamında alınan hakediş içerisinde yer almaktadır. Davacı talimatı ile fazladan iş yapılması halinde ise bunun ücretinin hizmet alım sözleşmesi ifasında değerlendirilmesi ve tarafların ihtilafı halinde bu ücretin yine sözleşme kapsamında yasal yollardan tahsili yoluna gidilmesi gerekmektedir. İş bu davanın konusu hizmet alım sözleşmesi kapsamında yapılacak ödemelere ilişkin olmadığından bu hususun bu dava kapsamında değerlendirilmesi mümkün gözükmemektedir. Aynı heyetçe sunulan 22/05/2018 tarihli ilk raporda dava konusu dönemde yapılan ödemeler nedeniyle tüm taşeronların sorumlu oldukları tutarlar detaylı olarak hesaplandığından ilk raporda belirlenen tutarlar esas alınarak; ilk raporda ayrı bir taşeron olarak kabul edilen … A.Ş. bakımından belirlenen tutarlar davalı … Ltd. Şti. bakımından belirlenen tutarlara ilave edilerek hazırlanan hükme elverişli 02/08/2018 tarihli son heyet raporunun 1. seçeneğinde belirtilen davacının ödediği tutarın tamamını rücu hakkının bulunduğu kabul edilerek her bir davalıdan talep edilebilir alacak tutarının … Ltd. Şti. Yönünden 23.226,80 TL, … Ltd. Şti. yönünden 61.314,94 TL olmak üzere toplam 84.541,74 TL olduğu, 12.286,19 TL’si için faiz başlangıcının 21.10.2014 tarihi olduğu, 72.255,55 TL.sı için faiz başlangıcının 18.03.2014 tarihi olduğu dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davacı tarafından her bir çalışan için ödenen tutarlar esas alınarak, toplam çalışma süresine göre yapılan ödemelerin her bir alt işveren döneminde geçen çalışma süresine orantılanması sonucu dava dışı alt işverende dahil her bir alt işverenin rücuen sorumlu olduğu tutarlar üzerinden ödenen bedelin tamamının davalılara rücu edilebileceği…” gerekçesiyle, “Davanın KABULÜ ile 84.541,74 TL’nin (23.226,80 TL’sinden … HİZ. LTD. ŞTİ.’nin ve 61.314,94 TL’sinden … HİZ. LTD. ŞTİ.’nin sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 84.541,74 TL’nin 12.286,19 TL’sine 21/10/2014 tarihinden itibaren ve 72.255,55 TL’sine 18/03/2014 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … Hiz. Ltd. Şti. vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davaya konu işçilik alacağı hak sahiplerinin iş akitleri süresince talimatları davacıdan alarak fazla mesailerini davacının isteği üzerine gerçekleştirdiklerini, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinde, sözleşmenin ek şartnamelerinde fazla mesai ile ilgili bir husus bulunmadığını, davacının hizmet alım sözleşmesine ve ek teknik şartnamelere aykırı davranmak suretiyle personellere fazla mesai uyguladığını, hakediş kayıtlarından da anlaşılacağı üzere davacı tarafından dava dışı işçilere yaptırılan fazla mesai saatleri için herhangi bir ödeme yapılmadığını, çoğunluğunu fazla mesai alacaklarının oluşturduğu işçilik alacakları için rücu talebinin TBK 165.maddeye ve hizmet alım sözleşmesine aykırı olduğunu, ayrıca taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi ve teknik şartnamelerde açıkça müvekkili şirketin işçi alacakları bakımından sorumlu olduğuna dair bir hüküm bulunmadığı için Yargıtayın yerleşik içtihatlarında ifade edildiği gibi işçilik alacakları bakımından müvekkili şirketin sadece kendi dönemi ile sınırlı olarak belirlenecek miktarın 1/2 sinden sorumlu olacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … Hiz. Ltd. Şti. vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile 30/09/2011 tarihinde karşılıklı olarak fesih akdi düzenlendiğini, fesih akdiyle tarafların karşılıklı olarak borç ve alacak yönünden birbirlerini ibra ettiklerini, dava kousu işçilik alacaklarının tamamının iş bu fesih tarihinden önce meydana geldiğini, mahkemenin fesih akdini göz ardı etmek suretiyle müvekkili şirketi mükerrer ödemeye mahkum edecek şekilde hüküm tesis etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davaya konu işçilik alacağı hak sahiplerinin iş akitleri süresince talimatları davacıdan alarak fazla mesailerini davacının isteği üzerine gerçekleştirdiklerini, davacı tarafından dava dışı işçilere yaptırılan fazla mesai saatleri için herhangi bir ödeme yapılmadığını, çoğunluğunu fazla mesai alacaklarının oluşturduğu işçilik alacakları için rücu talebinin TBK 165.maddeye ve hizmet alım sözleşmesine aykırı olduğunu ayrıca taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi ve teknik şartnamelerde açıkça müvekkili şirketin işçi alacakları bakımından sorumlu olduğuna dair bir hüküm bulunmadığı için Yargıtayın yerleşik içtihatlarında ifade edildiği gibi işçilik alacakları bakımından müvekkili şirketin sadece kendi dönemi ile sınırlı olarak belirlenecek miktarın 1/2 sinden sorumlu olacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve iş mahkemesi ilamları gereğince, dava dışı işçilere ödenen işçilik alacaklarının yargılama ve takip masrafları ile birlikte davalılardan sorumluluklarıyla sınırlı olmak kaydıyla rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dava dışı işçilere ilişkin iş mahkemesi ve icra dosyaları 1-Yalova İş Mahkemesi’nin 05/10/2011 tarihli 2010/93 E. 2011/292 K. sayılı kararı ile; işçi … tarafından işçilik alacaklarının tahsili istemiyle İstanbul … A.Ş. ve … Ltd. Şti. hakkında açılan dava neticesinde “Davanın kısmen kabulü ile 3.950,00 TL kıdem tazminatının akdin feshi tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte, 100,00 TL fazla çalışma ücret alacağının, 100,00 TL ulusal bayram ve genel tatil alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte, 100,00 TL yıllık ücretli izin alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, 4.163,03 TL fazla çalışma ücret alacağının, 342,35 TL ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağının ıslah tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte, 850,00 TL yıllık ücretli izin alacağının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla talepler ve hafta tatili ile ilgili talebin reddine” karar verilmiş, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2014 tarihli 2012/2875 E. 2014/3855 K. sayılı ilamıyla onanmıştır. Yalova … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında davacı tarafından 8.885,57 TL ödeme yapılmıştır. 2-Yalova İş Mahkemesi’nin 05/10/2011 tarihli 2010/94 E. 2011/293 K. sayılı kararı ile; işçi … tarafından işçilik alacaklarının tahsili istemiyle İstanbul … A.Ş. ve … Ltd. Şti. hakkında açılan dava neticesinde “Davanın kısmen kabulü ile 100,00 TL fazla çalışma ücret alacağının, 100,00 TL ulusal bayram ve genel tatil alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte, 100,00 TL yıllık ücretli izin alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, 2.980,08 TL fazla çalışma ücret alacağının, 233,32 TL ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağının ıslah tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte, 850,00 TL yıllık ücretli izin alacağının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla talepler ile kıdem tazminatı ve hafta tatili ile ilgili talebin reddine” karar verilmiş, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2014 tarihli 2012/2883 E. 2014/3856 K. sayılı ilamıyla onanmıştır. Yalova … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında davacı tarafından 7.250,80 TL ve banka hesabına 1.301,45 TL olmak üzere toplam 8.552,25 TL ödeme yapılmıştır. 3-Yalova İş Mahkemesi’nin 05/10/2011 tarihli 2010/95 E. 2011/294 K. sayılı kararı ile; işçi … tarafından işçilik alacaklarının tahsili istemiyle İstanbul … A.Ş. ve … Ltd. Şti. hakkında açılan dava neticesinde “Davanın kısmen kabulü ile 6.750,00 TL kıdem tazminatının akdin feshi tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte, 100,00 TL fazla çalışma ücret alacağının, 100,00 TL ulusal bayram ve genel tatil alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte, 100,00 TL yıllık ücretli izin alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, 7.208,71 TL fazla çalışma ücret alacağının, 880,05 TL ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağının ıslah tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte, 1.950,00 TL yıllık ücretli izin alacağının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla talepler ve hafta tatili ile ilgili talebin reddine” karar verilmiş, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 03/02/2014 tarihli 2011/53847 E. 2014/2918 K. sayılı ilamıyla onanmıştır. Yalova … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında davacı tarafından 25.369,18 TL ve banka hesabına 7.386,49 TL olmak üzere toplam 32.755,67 TL ödeme yapılmıştır. 4-Yalova İş Mahkemesi’nin 10/02/2012 tarihli 2010/213 E. 2012/53 K. sayılı kararı ile; işçi … tarafından işçilik alacaklarının tahsili istemiyle İstanbul … A.Ş. ve … Hizmetleri Ltd. Şti. hakkında açılan dava neticesinde “Davanın kısmen kabulü ile 8.400,00 TL brüt kıdem tazminatının akdin fesih tarihi olan 12/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte, 100,00 TL brüt fazla çalışma ücret alacağının, 100,00 TL brüt ulusal bayram ve genel tatil alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte, 100,00 TL brüt yıllık ücretli izin alacağının, 7.532,72 TL brüt fazla çalışma ücret alacağının, 773,89 TL brüt ulusal bayram ve genel tatil alacağının ıslah tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte, 1.793,78 TL brüt yıllık ücretli izin alacağının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla talepler ile hafta tatili alacağı talebinin reddine” karar verilmiş, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2014 tarihli 2012/17608 E. 2014/3853 K. sayılı ilamıyla onanmıştır. Yalova … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında davacı tarafından 30.750,00 TL ve banka hesabına 3.598,25 TL olmak üzere toplam 34.348,25 TL ödeme yapılmıştır. Dava dışı işçilere, davacı tarafından yapılan toplam ödeme 84.541,74 TL’dir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı işçilere ödenen işçilik alacakları nedeniyle hangi tarafın sorumlu olduğu veya ortak sorumluluk varsa tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Mali Müşavir ve hesap uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 28/12/2017 tarihli 1. heyet raporunda; Taraflar arasındaki sözleşmenin eki niteliğinde olan teknik şartnamede üst işveren olarak davacıya yöneltilebilecek her türlü talep nedeniyle davaya konu işçilik alacakları sebebiyle açıkça yüklenicinin sorumlu olacağı belirtilmediğinden, tarafların serbest iradeleriyle düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümleri kendilerini bağlayacağından, hizmet alımına dair sözleşme, teknik şartname ve Yargıtay kararları kapsamında davacının ödediği 84.541,74 TL miktarın yarısını müteselsil sorumluluk gereği davalılardan rücuen tahsilini talep edebileceği yönünde görüş bildirilmiştir. Mali müşavir, SGK uzmanı ve hesap uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 22/05/2018 tarihli 2. heyet raporunda; -Hizmet Alım Sözleşmesi ile İdari Şartname hükümlerinde sözleşme bedeline dahil giderlerin ulaşım, sigorta, vergi, resim ve harçlar olarak belirtildiği ve sözleşme süresi içerisinde asgari ücret değişikliği olması ve sigorta pirimi alt sınırı ile prim oranlarında değişiklik olması halinde bundan kaynaklı artışların ayrıca yükleniciye ödeneceğinin ifade edildiği, -Hizmet alım sözleşmesinin 22.maddesinde “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin Altıncı Bölümünde belirlenmiş olup, Yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür” hükmünün yer aldığı, bunun dışında taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ile idari şartname hükümlerinde, çalışanların sözleşmelerinin sona ermesinde, davacı tarafından ödenmek zorunda kalınan işçilik alacağını yüklenicilere rücu edebileceğine ilişkin açık bir hüküm bulunmadığı, yine söz konusu alacak nedeniyle oluşabilecek ödemelere ilişkin olarak davacı tarafından, hizmet alım sözleşmesi kapsamında yükleniciye ayrıca yapılmış bir ödemenin de olmadığı, Genel Şartnamenin 6.bölümünün 38.maddesinde ise “Çalışanların özlük hakları: Madde 38-Yüklenici çalıştırdığı işçilerin, işin yapılmakta olduğu bir işkolu veya meslekte aynı tipteki bu iş için mevzuatla kabul edilenlerden daha az elverişli olmayan şartlarda çalışmalarını ve ücret almalarını sağlayacaktır. Ücret, yan ödeme ve çalışma şartlarının toplu sözleşme veya mevzuatla tespit edilmemiş olması halinde yüklenici, en yakın ve uygun bir bölgedeki işkolu veya meslekteki aynı tip bir iş için mevzuatla tespit edilenlerden daha az elverişli olmayan ücret, yan ödeme ve çalışma şartlarını sağlayacaktır. Yüklenici, varsa alt yüklenicilerinin bu çalışma şartlarına uymalarını sağlamak için gerekli tedbirleri alacaktır.” düzenlemesinin yer aldığı, -Taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşme hükümlerine göre, sözleşmede hüküm bulunmaması halinde ise genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiğinden ve somut olayda dava konusu alacağın ne şekilde sorumlulara rücu edileceğine ilişkin sözleşmelerde açık bir hüküm bulunmadığından, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin ödemelerin tamamının rücu edilebileceği yönünde kararları bulunduğu gibi, aynı gerekçelerle ödenen tutarın yarısının rücu edilebileceği ilişkin kararları da mevcut olduğundan, davacının rücu hakkının bulunup bulunmayacağına ilişkin takdir ve değerlendirme Mahkemeye ait olmak üzere ödemenin tamamının yada yarısının rücu edilebileceği esasına göre alacak tutarlarının ayrı ayrı hesaplandığı, -Dava dışı işçi …’ın, asıl işverenin … A.Ş. olduğu ve hizmet alım sözleşmeleri kapsamında 21/03/2005-21/10/2007 tarihleri arasında … şirketinde 930 gün, 21/10/2007-29/02/2008 tarihleri arasında … şirketinde 128 gün çalıştığı, davacı tarafça yapılan 8.885,57 TL ödemenin çalışma sürelerine orantılı olarak her bir alt işverenin sorumlu olduğu tutarlar hesaplandığında … şirketinin 7.810,57 TL’sinden, … şirketinin 1.075,00 TL’sinden sorumlu olduğu, tarafların yarı yarıya sorumlu oldukları kanaati halinde … şirketinin 3.905,29 TL’sinden, … şirketinin 537,580 TL’sinden sorumlu olduğu, -Dava dışı işçi …’in, asıl işverenin … A.Ş. olduğu ve hizmet alım sözleşmeleri kapsamında 21/03/2005-21/10/2007 tarihleri arasında … şirketinde 930 gün, 21/10/2007-15/02/2008 tarihleri arasında … şirketinde 114 gün çalıştığı, davacı tarafça yapılan 8.552,25 TL ödemenin çalışma sürelerine orantılı olarak her bir alt işverenin sorumlu olduğu tutarlar hesaplandığında … şirketinin 7.618,38 TL’sinden, … şirketinin 933,87 TL’sinden sorumlu olduğu, tarafların yarı yarıya sorumlu oldukları kanaati halinde … şirketinin 3.809,19 TL’sinden, … şirketinin 466,94 TL’sinden sorumlu olduğu, -Dava dışı işçi …’ın, asıl işverenin … A.Ş. olduğu ve hizmet alım sözleşmeleri kapsamında 04/05/2006-21/10/2007 tarihleri arasında … şirketinde 527 gün, 21/10/2007-01/01/2009 tarihleri arasında … şirketinde 430 gün, 01/01/2009-01/01/2010 tarihleri arasında … şirketinde 360 gün ve 01/01/2010-02/02/2010 tarihleri arasında … şirketinde 31 gün çalıştığı, davacı tarafça yapılan 32.755,67 TL ödemenin çalışma sürelerine orantılı olarak her bir alt işverenin sorumlu olduğu tutarlar hesaplandığında … şirketinin 12.805,81 TL’sinden, … şirketinin 11.202,05 TL’sinden, … şirketinin 8.747,81 TL’sinden sorumlu olduğu, tarafların yarı yarıya sorumlu oldukları kanaati halinde … şirketinin 6.402,91 TL’sinden, … şirketinin 5.601,03 TL’sinden, … şirketinin 4.373,91 TL’sinden sorumlu olduğu, -Dava dışı işçi …’ın, asıl işverenin … A.Ş. olduğu ve hizmet alım sözleşmeleri kapsamında 21/03/2005-21/10/2007 tarihleri arasında … şirketinde 930 gün, 21/10/2007-01/01/2009 tarihleri arasında … şirketinde 430 gün, 01/01/2009-01/01/2010 tarihleri arasında … şirketinde 360 gün ve 01/01/2010-12/04/2010 tarihleri arasında … şirketinde 101 gün çalıştığı, davacı tarafça yapılan 34.348,25 TL ödemenin çalışma sürelerine orantılı olarak her bir alt işverenin sorumlu olduğu tutarlar hesaplandığında … şirketinin 17.541,94 TL’sinden, … şirketinin 10.015,88 TL’sinden, … şirketinin 6.790,43 TL’sinden sorumlu olduğu, tarafların yarı yarıya sorumlu oldukları kanaati halinde … şirketinin 8.770,97 TL’sinden, … şirketinin 5.007,94 TL’sinden, … şirketinin 3.395,22 TL’sinden sorumlu olduğu, -Bu durumda; davacının ödediği 84.541,74 TL’nin tamamını rücu hakkı olduğu kanaati halinde … şirketinin 45.776,70 TL’sinden, … şirketinin 23.226,80 TL’sinden, … şirketinin 15.538,24 TL’sinde, yarısını rücu hakkı olduğu kanaati halinde … şirketinin 22.888,33 TL’sinden, … şirketinin 11.613,41 TL’sinden, … şirketinin 7.769,13 TL’sinden sorumlu olacağı yönünde görüş bildirilmiştir. Aynı bilirkişi heyetinden alınan 02/08/2018 tarihli ek raporda ise; -… Hizmetleri Ltd. Şti.’nin eski unvanın … Hizmetleri A.Ş. Olması nedeniyle, … şirketi yönünden önceki raporda tespit edilen tutarların … şirketi bakımından belirlenen tutarlara eklenmesi gerektiği,-Davacının ödediği 84.541,74 TL’nin tamamını rücu hakkı olduğu kanaati halinde … şirketinin 61.314,94 TL’sinden, … şirketinin 23.226,80 TL’sinden sorumlu olacağı ve faiz başlangıç tarihinin 72.255,55 TL’si yönünden 18/03/2014, 12.286,19 TL’si yönünden 21/10/2014 olduğu, -Yarısını rücu hakkı olduğu kanaati halinde … şirketinin 30.657,46 TL’sinden, … şirketinin 11.613,41 TL’sinden sorumlu olacağı ve faiz başlangıç tarihinin 36.127,78 TL’si yönünden 18/03/2014, 6.143,09 TL’si yönünden 21/10/2014 olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 2/6. maddesinde; “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır. Dava konusu olayda davacı ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davalı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak İş Kanunundan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusudur ve işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla getirilmiş olan sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 818 sayılı Borçlar Kanunun 146.maddesinde “Borcun mahiyetinden hilafı istidlal olunmadıkça, müteselsil borçlulardan her biri alacaklıya yapılan tediyeden birbirine müsavi birer hisseyi üzerlerine almağa mecburdur. Ve hissesinden fazla tediyede bulunan, fazla ile diğerlerine rücu hakkını haizdir. Birinden tahsili mümkün olmayan miktar, diğerleri arasında mütesaviyen taksim olunur.”, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 167. maddesi “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. Bu durumda, uyuşmazlığın çözümü için taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi, teknik şartname ve genel şartnamelerinin sorumluluğa yönelik hükümleri ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmesi gerekmektedir. Tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümlerinde işçi alacaklarından kimin, ne kadar sorumlu olduğuna ilişkin hüküm varsa bu hükümler tarafları bağlar. Hizmet sözleşmelerinde, ihale evraklarında teknik ve idari şartnamelerde ve taraflar arasında karşılıklı düzenlenen diğer belgelerde yüklenici şirketin sorumluluğuna ilişkin açık hüküm olan hallerde, asıl işveren ödemiş olduğu miktarın tamamını, ilgili alt işverenden rücuen tahsilini talep edebilirken alt işverenin, asıl işverenden rücu imkanı yoktur. Sözleşme değerlendirilirken işçinin çalıştığı dönemlere ilişkin sözleşme hükümleri dikkate alınmalıdır. Buna göre, son alt işverenin alacağın tamamından sorumlu tutulamayacağı, tamamından sorumlu olmasının İş Kanunu gereği yalnız işçiye karşı olduğu, işçiyi çalıştırmış olan alt işverenlerin her birinin dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemi kapsayan kısmından sınırlı sorumlu olacağı, ayrıca işçilik alacakları davası neticesinde davacının ödediği yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücreti yönünden de alt işverenlere rücu edilecek işçilik alacağı miktarına göre bir oranlama yapılarak davacının alt işverenlerden bu alacak kalemi ile ilgili talep edebileceği miktar da açıkça belirlenmelidir. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 24/05/2018 tarihli 2015/38873 E. 2018/6205 K., yine aynı Daire’nin 31/05/2018 tarihli 2016/2779 E. 2018/6452 K., 11/05/2017 tarihli 2016/7790 E. 2017/5936 K. sayılı ilamları) Taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi ile sözleşmenin eki niteliğinde bulunan idari ve teknik şartnamede, çalışan işçilerin hak ve alacaklarından yüklenicinin yani alt işveren olan davalının sorumlu olacağı açık bir şekilde düzenlenmiş olması durumunda bile davalının bu sorumluluğu, dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemi kapsayan süre ile sınırlıdır. Davalının son alt işveren olarak … konusu alacağın tamamından sorumluluğu ise sadece işçiye karşı bir sorumluluktur. Bu nedenle dava dışı işçinin davalı işçisi olarak çalıştığı süre bir yıldan az olsa bile işçiyi çalıştırdığı süre ile orantılı olarak ödenen bedellerin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Taraflar arasında imzalanan Özel Güvenlik Hizmet Alım Sözleşmesinin 22. Maddesi ile “Yüklenicinin sözleşme konusu ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukların ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve genel şartnamenin 6. Bölümünde belirlenmiş olup, yüklenici bunlara aynen uymakla yükümlüdür” yönünde düzenleme yapıldığı, taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesinin eki teknik şartnamede tarafların hizmet alım sözleşmesine konu iş ve işyerinde çalıştırdıkları personelin iş sözleşmesinin feshi durumunda sorumluluklarının kapsamı konusunda bir düzenleme yapılmadığından, tarafların sorumlulukları yasal mevzuat çerçevesinde değerlendirilmelidir. Hizmet alım sözleşmesinde, tarafların iç ilişkideki sorumluluğuna yönelik bir hüküm bulunmadığından, TBK 167. maddesi uyarınca genel hükümlere göre tarafların eşit olarak sorumlu olduklarının kabulü ile bilirkişi raporundaki bu hesaplama uyarınca karar verilmesi gerekirken, Mahkemece hukuki yanılgı ile tamamen davalıların sorumluluğuna gidilmesi ve ödenen bedelin davalılardan sorumlulukları nispetinde sınırlı olmak kaydıyla talep edilmesine rağmen müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi hatalı olup davalıların istinaf isteminin bu nedenlerle kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalıların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca AYRI AYRI KABULÜ ile İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/249 E. 2019/470 K. sayılı 08/05/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİS EDİLMESİNE, 2-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, a-Davalı … Hizmetleri Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğu 30.657,46 TL’den, 26.199,86 TL’sinin 18/03/2014 tarihinden, 4.457,60 TL’sinin 21/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Hizmetleri Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, b-Davalı … Hiz. Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğu 11.613,41 TL’nin 9.927,92 TL’sinin 18/03/2014 tarihinden, 1.685,49 TL’sinin 21/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Hiz. Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-İlk Derece Mahkemesi yönünden ; a-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.887,52 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.443,77 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.443,75 TL harcın, 396,65 TL’sinin davalı … Hiz. Ltd. Şti.’den, kalan 1.047,10 TL’sinin davalı … Hizmetleri Ltd. Şti’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, b-Davacı tarafından yatırılan 1.443,77 TL peşin harcın, 1.047,11 TL’sinin davalı … Hiz. Ltd. Şti.’den, kalan 396,66 TL’sinin davalı … Hizmetleri Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında davacı tarafça sarfedilen 33,50 TL başvurma ve vekalet harcı, 3.713,75 TL bilirkişi ücreti ve posta masrafı olmak üzere toplam 3.747,25 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 514,68 TL’sinin davalı … Hiz. Ltd. Şti.’den, kalan 1.358,94 TL’sinin davalı … Hizmetleri Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, c-Davalı … Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından sarfedilen 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 55,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.255,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 627,50 TL’nin davacıdan alınarak davalı … Hizmetleri Ltd. Şti.’ye verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, ç-Davacı vekille temsil olunduğundan hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin 2.527,24 TL’sinin davalı … Hiz. Ltd. Şti.’den, kalan 6.672,76 TL’sinin davalı … Hizmetleri Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, D-Davalılar vekille temsil olunduğundan hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, 2.527,24 TL’sinin davalı … Hiz. Ltd. Şti.’ne, kalan 6.672,76 TL’sinin davalı … Hizmetleri Ltd. Şti.’ne verilmesine,e-Bakiye gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine, 4-İstinaf incelemesi yönünden; a-Harçlar Kanunu gereğince davalılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, b-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf maktu karar harcının istinaf eden davalı … Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından peşin olarak yatırılan 1.450,00 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 1.270,10 TL harcın istemi halinde davalı … Hizmetleri Ltd. Şti.’ne iadesine, c-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf maktu karar harcının istinaf eden davalı … Hiz. Ltd. Şti. tarafından peşin olarak yatırılan 300,00 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 120,10 TL harcın istemi halinde davalı … Hiz. Ltd. Şti.’ne iadesine, ç-Davalı … Ltd. Şti. tarafından sarf edilen 301,20 TL istinaf harcı, 13,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 314,70 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalı … Hizmetleri Ltd. Şti.’ne verilmesine, d-Davalı … Hiz. Ltd. Şti. tarafından sarf edilen 301,20 TL istinaf harcı, 44,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 345,40 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalı … Hiz. Ltd. Şti.’ne verilmesine, e-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran taraflara iadesine,f-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliği ile karar verildi.11/01/20223