Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1092 E. 2022/1440 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1092
KARAR NO: 2022/1440
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/219 Esas
KARAR NO: 2019/141
KARAR TARİHİ: 13/02/2019
DAVA: Menfi Tespit ve İstirdat (Kooperatif İlişkisinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/12/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı asil dava dilekçesi ile; Davacı, İstanbul …İcra Dairesinden alınan … esas sayılı dosyası üzerinden takip dosyası başlatılmış ve aracı üzerine haciz konulmuş ise de kooperatifler kanunun 27/2 ile 14/2 maddeleri gereğince takibin kötü niyetli olduğunu, genel kurul kararı olmaksızın sermaye arttırım borcunu kendisine takipten sonra 08/07/2010 tarihli mektupla bildirildiğini, takip tarihinde muaccel olmadığını, yönetimin kendisini bilerek mağdur ettiğini, ortada ödenmesi gereken borç bulunmadığını, haciz durumunu 12.ATM 2015/10 esas sayılı dosyasından haricen öğrendiğini belirterek kendisine 1.000,00-TL tazminat ödenmesini ve 1.444,86-TL icraya yaptığı ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte istirdadını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; aidat borcu ve sermaye arttırım borcu nedeniyle davacı aleyhine yapılmış olan takibe karşı davacı tarafından icra mahkemesinde üç, ticaret mahkemelerinde ise iki dava açtığını, açılan davaların red edilerek kesinleştiğini, davacı aleyhine takip konusu borç miktarı kadar borçlu olduğu ödemelerden sonra bakiye dosya borcu bulunduğu icra dosyası ve takibe karşı açmış olduğu davaların mahkeme ve yargıtay kararları ile kesinleştiğini, dosya da dosya numarası ve borcu ödeme miktarını gösteren zabıtlara geçmiş yazılı bir açıklama ve beyan bulunmadığını, bu nedenle haciz talep edildiğini, yapılan işlemlerde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Davacı … tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün (… (eski) esas) … Esas sayılı icra dosyasına binaen İstanbul kapatılan İstanbul 46.ATM’sinin 2012/128 esas sayılı dosyası ile açılmış bulunan menfi tespit davasında icra dosyasında yapılan kapak hesabında esas borç harici ferilerden kaynaklanan bakiye 1.125,55-TL borç bulunduğu tespit edilerek kesinleştiği, kararın infaz aşamasında tahsil tarihine kadar geçen işlemiş faiz süresi nedeniyle takip yenilenmekle 6098 sayılı TBK’nın 120/2 maddesi uyarınca bakiye borç miktarı 1.444,86-TL olarak hesap edildiği, davacının bu davada bu bedelin iadesini gerektirecek haklı bir neden ortaya koyamadığı önceki mahkeme kararlarının kesinleştiği, icra dairesinin hesabında herhangi bir usul ve yasaya aykırı yön tespit edilemediği dosya kapsamında sabit olduğu, diğer yandan 1.000,00-TL tazminatın herhangi bir yasal dayanağı bulunmadığı gibi buna ilişkin herhangi bir maddi zarar belge delili de sunulmuş olmadığı ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı asil tarafından dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2.fıkrasında, miktar ve değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu düzenlenmiştir. Aynı yasanın, “ Parasal sınırların artırılması “ üst başlığı ile, ek madde 1’de, 200’üncü, 201’inci, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması süreti ile uygulanacağı, ikinci fıkrada, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı ifade edilmiştir. İstinafa konu ilk derece mahkemesi kararının, davacı tarafından istinaf edilen kısmı, tazminat talebi : 1.000,00 TL, menfi tespit talebi: 1.444,86 TL olmak üzere toplam dava değeri olan 2.944,86 TL olduğu, HMK’nun 341/2 maddesi uyarınca dava değeri bakımından karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırı 4.400,00 TL olduğundan davacının istinaf talep hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.Bu durumda, davacı tarafın kesin nitelikte bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1-b bendi gereğince miktar itibarı ile reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/219 E. 2019/141 K. sayılı 13/02/2019 tarihli kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve 352/1.b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan başvuru harcının Hazineye irat kaydına, karar harcının istemi halinde davacıya iadesine,3-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iadesine,5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1.b bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/12/2022