Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1091 E. 2023/64 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1091
KARAR NO: 2023/64
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/868 Esas
KARAR NO: 2019/397
KARAR TARİHİ: 14/05/2019
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/01/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirkete … Paket Poliçesiyle sigortalı, davalı İSTOÇ Ticaret Merkezi Yönetimi’nin sorumluluğunda bulunan İSTOÇ Ticaret Merkezi’nin içinde faaliyet gösteren işyerinin 19.10.2015 günü, işyerinin giriş kapısı önünde bulunan file kepenkin, asma kilit halkalarının sert bir cisim yardımıyla kesilmek suretiyle açıldığını, ardından işyerinin camlı alüminyum kapısının da sert bir cisim yardımıyla zorlanmak suretiyle açılarak birtakım kişiler tarafından işyerinin içine girildiğini, işyerine giren birtakım kişilerin tezgâhın arkasında bulunan muhtelif sigaraları ve işyerinin üst katında bulunan çelik kasayı da sürükleyerek araçlarına yüklediklerini, sigortalı iş yerinde muhtelif emtiaya da zarar verilmek suretiyle işbu huzurdaki dava konusu olaya sebebiyet veren hasarın gerçekleştiğini, sigortalının müvekkili şirkete yönelttiği hasar bildirimi üzerine, oluşan hasar sonucunda müvekkili şirket tarafından hasar dosyasının açıldığını, meydana gelen hasara ve zarara istinaden müvekkili şirketin sigorta poliçesi kapsamındaki 12.524,40-TL olan zarar karşılığı miktarı sigortalısına 08.01.2016 tarihinde ödediğini, davalı tarafça İSTOÇ Ticaret Merkezi Yönetimi bünyesinde bulunan işyerlerinin güvenliğini sağlamak üzere özel güvenlik hizmetinin de verildiğini, davalı ticaret merkezi yönetiminin bünyesinde bulunan sigortalı işyerinin güvenliğini sağlayamadığını, sigortalı işyerindeki muhtelif emtianın çalınmasından ve hırsızlık olayından kaynaklanan hasarların oluşmasına sebebiyet verdiğini, müvekkili şirketin sigortalısına yaptığı ödemeye istinaden zararın oluşmasında sorumluluğu bulunan davalıdan rücuen tazminat alacağının doğduğunu, bu nedenle müvekkili şirket tarafından genel haciz yolu ile 20/07/2016 tarihinde davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalı tarafça icra takibine haksız şekilde itiraz edildiğini beyanla davalı borçlunun haksız ve kötü niyetle icra takibine yaptığı itirazının iptaline, takibin devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilli kooperatifin hali hazırda yapı kooperatifii olarak faaliyet gösterdiğini, işletme kooperatifi statüsüne henüz dönüşmediğini, tapuya şerh verilen Toplu Yapı Yönetimi Planı’nın 10. maddesinin 5. fıkrasının 3. bendinin ” Güvenlik görevlilerimiz bölgelerinde gözlemci olarak bulunarak olumsuz ve şüpheli olayları izlemek, olaydan emniyet birimlerini anında haberdar ederek müdahale edilmesini sağlamakla yükümlüdür. Güvenliğin genel görevi genel anlamda tüm sahadaki işyerlerini koruma ve gözetmek ve oluşacak olayları önlemede caydırıcı rol almaktır. Güvenliğimiz ve site yönetimimiz oluşacak hırsızlık, zarar ve ziyandan sorumlu tutulamayacağı gibi çalınan mal, eşya ve oluşan zarar ve ziyanı da tazmin etmekle yükümlü değildir.” şeklinde düzenlendiğini, hırsızlık olayının vuku bulunduğu İstoç Ticaret Merkezinde 7200 adet işyeri bulunduğunu, pazar günü, resmi ve dini bayramlar dışında her gün 06:00-21:00 saatleri arasında kamuya açık bir iş merkezi olduğunu, sitenin kamuya açık olduğu saatlerde giriş kapılarında herhangi bir kayıt tutulmadığını, üyeler, kiracılar, müşteriler ve sitenin merkezi noktada bulunması nedeniyle transit geçiş yapanlar çalışma saatlerinde giriş çıkış yaptıklarını, kamuya açık saatlerde yaşanan yoğun trafiğe çözüm bulmak amacıyla Mayıs 2016 tarihinde İBB onayı ile yola kapanlar konularak tek yön uygulamasına geçildiğini, sitenin 21:00’da kamuya kapatıldığını, giriş ve çıkışların bu saatten sonra 11 nolu kapıdan yapıldığı ve sadece acil işi olan site içerisinde faaliyet gösteren üyeler ve kiracıların kayıt altında alınarak içeri alındığını, ticaret merkezinin kamuya açık olduğu saatlerde özel güvenlik görevlilerinin belirli noktalarda görev yaparak dükkanların olduğu adaların gezildiğini, rucü davasına konu edilen hırsızlık olayının 19/10/2015 tarihinde saat 19:20 sıralarında Özel Güvenlik Görevlisi … tarafından yaya olarak yaptığı bölge kontrolleri esnasında tespit edildiğini ve kendisini tarafından telsizle anons edilerek tüm birimlere bildirildiğini, güvenlik görevlilerinin ekip araçları ile hırsızlıkta kullanılan araç arasında kovalamaca yaşandığını, hırsızlıkta kullanılan araçtan çelik para kasası ve sigaraların düştüğünü, bu süreçte kolluk kuvvetlerinin arandığını ve işyeri sahibine telefondan kendisine bilgi verildiğini, polis ekipleri ve işyeri sabihi olay yerine geldiğini, çelik kasayı ve sigaralarının kendisine teslim verildiğini, rucü davasına konu edilen hırsızlık olayında müvekkili kooperatife atfedilecek kusur bulunmadığını, aksine güvenlik görevlileri olayı tespit ettiği andan itibaren müdahalede bulunduğunu ve olayın en az zararla neticelenmesini sağladıklarını, haklı itirazlarının kabulü ile davacının haksız ve mesnetsiz davasının tüm talepler yönünden reddine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” …davacıya sigortalı işyeri sahibinin hırsızlık olayının gerçekleşmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacıya sigortalı işyeri sahibince gerekli güvenlik önlemlerinin alındığı, davacıya sigortalı işyeri sahibinin davalı kooperatife güvenlik hizmeti ile ilgili gider kalemine istinaden aidat ödediği, hırsızlık olaylarını önleme yükümlüğününün davalıda olduğu, davalının bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek hırsızlık olayının yaşanmasında tamamen kusurlu olduğu, davacının sigortalısı işyerine hırsızlık olayının meydana gelmesi nedeniyle 08/01/2016 tarihinde 12.524,40-TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü amir olup kusur kasıt ya da ihmal şeklinde ortaya çıkabilir. Kast, kişinin söz konusu hukuka aykırı davranışını bilerek ve isteyerek yapmasıdır. İhmal ise, kişinin zararlı sonucu istememesine rağmen bunun gerçekleşmemesi için gerekli dikkat ve özeni göstermemesidir. Davalının sorumluluğu haksız fiil sorumluluğu olduğundan davacı sigorta şirketince ödeme yapılan tarihte davalı temerrüde düşmüştür. Bu nedenle davacı takipte talep ettiği faiz miktarı yerinde bulunmuştur. Davalı, icra dosyasına yapmış olduğu itirazda kötü niyetli olduğu kanaatine varılmadığından ve davalının sorumluluğunun tespiti yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle ” davanın kabulü ile davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin aynen devamına, icra inkar tazminatına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili tarafından cevap dilekçesindeki savunmalar tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, “ İşyeri Sigorta Poliçesi “ kapsamında sigortalı işyerinde meydana gelen hırsızlık sonucu ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamına göre, İSTOÇ Ticaret Merkezi’nin içinde faaliyet gösteren dava dışı sigortalı …’e ait iş yerinin, davacı sigorta şirketi nezdinde 15/09/2015-2016 dönemini kapsar şekilde … Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı, 19/10/2015 günü saat meydana gelen hırsızlık neticesinde oluşan hasar nedeniyle davacı sigorta şirketince sigortalısına 08/01/2016 tarihinde 12.524,00 TL hasar tazminatı ödendiği, hasar bedelini ödeyen davacı sigorta şirketinin halefiyet ilkesi gereğince güvenlik hizmetini üstlenen sigortalı işyerinin bulunduğu sitenin İSTOÇ Ticaret Merkezi yönetiminin gerekli güvenlik tedbirleri alınmadığı, hırsızlık olayının meydana gelmesinde kusurlu oldukları iddiası ile hasarın rücuen tahsili amacı davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı sayılı takip dosyası ile 12.524,40 TL asıl alacak, 599,11 TL TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.123,51 TL alacağın rücuen tazmini için ilamsız takip başlattığı, davalının ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal süre içinde borca ve ferilerine itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğu, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece, tanıklar duruşmada dinlenmiş, kusur ve hasar tespiti yönünden bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Somut olayda; 19/10/2015 günü saat 19.00 sıralarında beyaz renkli kamyonet tipi araç ile gelen kimliği meçhul 2 erkek şahıslarca, işyerinin kepenginin asma kilit halkasının sert bir cisim yardımıyla kilitleri kırılarak kepengi açıldıktan sonra iş yerinin cam alüminyum kapısının da sert bir cisim yardımıyla zorlanmak suretiyle hırsızlık olayın gerçekleştiği kamera kayıtları ile sabittir. Her ne kadar dosyaya sunulan Toplu Yapı Yönetim Planın 10. maddesinin 5. fıkrasının 3. Bendi, ”… Güvenlik görevlilerimiz, bölgelerinde gözlemci olarak bulunarak olumsuz ve şüpheli olayları izlemek, olaydan emniyet birimlerini anında haberdar ederek müdahale edilmesini sağlamakla yükümlüdür. Güvenliğin genel görevi genel anlamda tüm sahadaki işyerlerini koruma ve gözetmek ve oluşacak olayları önlemede caydırıcı rol almaktır. Güvenliğimizin ve Site Yönetimimizin oluşacak hırsızlık, zarar ve ziyandan sorumlu tutulamayacağı ” şeklinde kararlaştırılmış ise de sigortalı iş yerinin bulunduğu İSTOÇ Ticaret Merkezi’nin güvenliği, davalı kooperatif yönetimince, İstanbul Valiliği Özel Güvenlik Komisyonu’nun … sayılı kararı uyarınca 90 özel güvenlik görevlisi ile sağlandığı, verilen güvenlik hizmetine yönelik iş yeri sahiplerinden aidat toplandığı görülmüştür. O halde davalı kooperatif yönetimin, ticaret merkezinin güvenliğin sağlanması konusunda koruma, gözetim, kontrol ve gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü bulunmaktadır. Belirtilen açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunda ifade edildiği gibi, mesai saatleri haricinde araçların giriş ve çıkış yaptığı yalnızca 1 nolu kapıda görevli bulunduğu, diğer görevlilerin motorlu ve yaya devriye olarak görev yaptıkları, iş saatlerinde kapılarda güvenlik görevlileri olmadığı ancak görevli personellerin ticaret merkezi alanında motorlu ve yaya devriye olarak görev yaptıkları anlaşılmıştır. Ayrıca güvenlik koruma hizmeti adı altında verilen hizmetlerde kamera sistemlerinin de kurulu olduğundan kamera sisteminin canlı takip edilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere olay günü 19.00 sıralarında beyaz renkli kamyonet tipi araç ile gelen kimliği meçhul 2 erkek şahıslarca, işyerinin kepenginin asma kilidin kırılması ve cam alüminyum kapısının da sert bir cisim yardımıyla zorlanmak suretiyle hırsızlık olayı gerçekleştiği ve tanık beyanlarına göre hırsızlık olayı gerçekleştikten sonra güvenlik personellerinin haberdar oldukları gözetildiğinde, devriye ve kontrol görevinin gereği gibi yerine getirilmediği gibi kurulu kamera sisteminin de canlı takip edilmediğinden zamanında müdahale edilmediği, buna göre davalının ticaret merkezinin güvenliğin sağlanmasında zaafiyetin olduğu, diğer bir ifade ile güvenliğin sağlanmasında davalı tarafın kusurunun bulunduğu, sigortalı iş yeri sahibinin, iş yerinde bulundurduğu emtiaları açıkta bırakmadığı, iş yerinin kapılarını ve kepengini kapatıp kilitleyerek iş yerinden ayrıldığı, kendi yönünden alınması gereken tedbirleri aldığı bu nedenle kendisine atfedilecek müterafik kusuru bulunmadığından zararın tamamından davalı Kooperatifin yönetimin sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir.Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar harcından, davalı tarafından yatırılan 224,12 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,22 TL’ nin istemi halinde davalı tarafa iadesine,4-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-a. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/01/2023