Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1087 E. 2023/10 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1087
KARAR NO: 2023/10
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2019
ESAS NO: 2017/380
KARAR NO: 2019/391
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/03/2017
KARAR TARİHİ: 04/01/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalıya 1123,20 kWp/990 kWe gücünde güneş enerjisi santrali teknik statik çizim ve projelendirme hizmeti verdiğini, verilen hizmet karşılığı düzenlenen faturanın davalı tarafa gönderildiğini ancak davalının faturayı kabul etmeyerek Kadıköy … Noterliğinin 14/02/2017 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle müvekkiline iade ettiğini, hizmetin müvekkili tarafından ayıpsız, tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiğini, davalı ile uzlaşmaya gitmek adına fatura bedelinden bir miktar tenzilat yapıldığını, bunun neticesinde davalının bağlantı anlaşmasını yaptığını ileri sürerek davanın kabulüyle 07/02/2017 tarih … no.lu fatura karşılığı alacağın tespitiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, 2015 yılına ait EMO fiyat tarifesi üzerinden sözlü olarak anlaşmaya varıldığını, dava konusu tutarın fahiş olup kabulünün mümkün olmadığını, davacının sistem bağlantı anlaşmasına aykırı ve ayıplı hizmet verdiğini, onaylı proje ve proje dosyalarının kendilerine teslim edilmediğini ve bu nedenle zarara uğradıklarını, projenin ayıplı olduğu ve kendilerince revize edilmesi gerektiğinin davacı firma yetkililerine de bildirildiğini, revize işlemleri nedeniyle bir başka firmaya ödeme yapmak durumunda da kaldıklarını, davacı tarafın anahtar teslimi iş yaptığını iddia ettiğini, buna dair imzalarını taşıyan belgelerin sunulmasını istediklerini, hiçbir zaman anahtar teslimi iş yapılması konusunda anlaşma yapılmadığını, proje bedellerinin Euro olarak talep edilmesinin de mümkün olmadığını belirterek yapılacak hesaplamalarda ayıplı hizmet nedeniyle ayıp oranında indirim yapılmasını istediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” Dava, hukuki niteliği itibari ile;hizmet sözleşmesinden doğan alacak davasıdır. Davacı davalı ile aralarındaki ticari ilişkide davalıya verdiği hizmet karşılığı düzenlediği fatura bedelinin ödenmediğini, hizmetin ayıpsız ve eksiksiz olarak yerine getirildiğini, bunun sonucunda davalının bağlantı anlaşmasını yaptığını belirterek 07/02/2017 tarih … no.lu fatura karşılığı alacağın tespiti ve davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Davalı yan ise taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, 2015 yılına ait EMO fiyat tarifesi üzerinden sözlü olarak anlaşmaya vardıklarını, talep edilen tutarın fahiş olduğunu, davacının bağlantı anlaşmasına aykırı ve ayıplı hizmet verdiğini, onaylı proje ve dosyalarının kendilerine teslim edilmediğini, projenin ayıplı olduğunun ve revize edilmesi gerektiğinin davacıya bildirildiğini, revize işlemleri için başka bir firmaya ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, anahtar teslimi iş yapılması konusunda anlaşmadıklarını, proje bedelinin Euro olarak talep edilmesinin mümkün olmadığını, ayıplı hizmet nedeniyle ayıp oranında bedelden indirim talep ettiklerini savunmuştur. Taraflar arasında hizmet alımı konusunda sözlü anlaşma yapıldığı ancak gerek sözleşmenin kapsamı ve gerekse sözleşmenin bedeli ile para biriminin uyuşmazlık konusu olduğu anlaşılmıştır.Davacının dayanak 07/02/2017 tarih … no.lu faturası 7.670,00 Euro bedelli olup 1.123.20 kWp/990 kWe gücünde güneş enerjisi santrali teknik çizim-statik çizim ve projelendirme hizmet bedeli konuludur. Faturaya davalı tarafça Kadıköy … Noterliğinin 14/02/2017 tarih … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile itiraz edilerek davacı tarafa iade edimliştir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme mevcut olmayıp davacı taraf Euro para birimi ile düzenlediği fatura karşılığı verdiği hizmetin karşılığının ödenmediğini iddia etmekte aralarında herhangi bir ücret kararlaştırmadıklarını, işin niteliği, tarafların içinde bulunduğu piyasada mevcut örf ve adet kuralları gereği hizmete ilişkin bedelin Euro cinsinden belirlendiğini ileri sürmektedir, davalı ise bunu kabul etmeyip ücretin EMO 2015 fiyat tarifesine göre belirlendiğini savunmaktadır. Davacı vekiline 24/10/2017 günlü duruşmada ticari örf ve adet uygulamasına ilişkin beyanda bulunmak üzere süre verilmiş ancak davacı vekili bu hususta mahkememize beyanda bulunmamıştır. İşin yapıldığı taşınmaz başında elektrik mühendisi bilirkişi ile keşfen inceleme yapılarak düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesi için Ereğli Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, güneş enerjisi santralinde davacının dayanak faturası ve dava dilekçesinde belirtilen işlerin yapılıp yapılmadığı, eksik/ayıplı iş bulunup bulunmadığı tespit edilerek yapılan işin fiyatı taraflar arasında uyuşmazlık konusu olduğundan işin yapıldığı yıla ait EMO fiyatları ve piyasa rayiçleri dikkate alınarak ayrı ayrı hesap çıkarılması istenmiştir. Alınan kök rapora taraf vekillerince itiraz edildiğinden itirazların karşılanması bakımından ve mahkememizin 11/09/2018 tarihli duruşma zaptına geçen hususlarda bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bu kez düzenlenen 05/10/2018 tarihli ek raporda bilirkişinin davacının Konya ili, Ereğli ilçesi, … Mah. … parselde davalı adına çizdiği 1.123.20 kWp fotovoltaik enerji üretim santrali projesinin 17/12/2015 tarihinde … tarafından onaylandığını, ancak davacının çizdiği projenin arazi üzerinde uygulanmadığını, arazida dava dışı … İnş. A.Ş.nin çizdiği 05/05/2017 tarihli GES santrali projesinin uygulandığını bildirmiş, işin yapıldığı yıl piyasa rayiçleri yönünden yaptığı değerledirmede söz konusu proje bedeline KDV dahil 45.000 – 50.000 TL. fiyat verilebileceğini, fiyatın 25.000 TL.de olabileceğini, proje teknik bilgi gerektirdiğinden piyasadan alınan rakamların sağlıklı sonuç vermeyeceğini, proje yapan tüm mühendislerin EMO fiyat tarifelerini dikkate aldığını, fiyatın belirlenmesinde en sağlıklı sonuçların EMO’nun proje fiyatları olduğunu belirtmiş, EMO 2015 yılı proje fiyatlarına göre hesaplama yapmıştır. Buna göre 2,5 km. 3×477 MCM ENH proje bedeli için KDV dahil 12.699,75 TL., 2,5 km., 1×150 mm2. XLPE yeraltı kablosu proje bedeli için KDV dahil 1.239,00 TL.DM binası iç dizaynı proje bedeli için KDV dahil 4.124,10 TL. GES projesi için verilen statik çizim ve projelendirme hizmeti kapsamında lisanssız GES proje bedeli için KDV dahil 10.781,07 TL. fiyat belirlemiş, davacının ENH projesi çizmeyip yer altı kablo şebekesine göre proje hazırladığını buna göre iskontosuz olarak talep edebileceği tutarın 16.144,17 TL. olup Euro karşılığının da 5.064,68 Euro olduğunu belirtmiştir. Raporda davalının ayıp iddialarını da değerlendirerek uyguladığı indirim neticesinde toplam talep edilebilecek miktarın 11.420,79 TL. olduğunu belirtip Euro karşılığını da göstermiştir.Davacı vekilince bu rapora da itiraz edilmiş, bunun yanı sıra lisanssız GES projesi kapsamında ENH çizimi yerine yer altı kablosu çalışması yapıldığı ve projenin TEDAŞ tarafından onaylandığı ifade edilmiştir. Davacı vekili yasal süre içinde rapora karşı sunduğu beyan dilekçesinde belirtmediği halde 11/12/2018 günlü duruşmada bilirkişinin statik proje çizim bedelini dikkate almadığını, eksik inceleme yapıldığını, piyasa araştırması yapılmasını istediklerini beyan etmiş ise de davalı vekili bu talepleri kabul etmediklerini, daha önce dayanılmayan delillerin sunulmasına muvafakatları olmadığını ifade etmiştir. Davacı vekilinin yargılama sürecinde daha önce ileri sürmediği statik projenin bedelinin değerlendirilmediği bu yüzden piyasa araştırması yapılması gerektiği yönündeki iddia ve talepleri gerek davalı vekilinin muvafakatının olmaması gerekse bilirkişi raporunda bu hususun değerlendirilmiş olması karşısında yerinde görülmemiş, yeniden inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınması talebi reddedilmiştir. Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile taraflar arasında hizmete dayalı bir ticari ilişki kurulduğu, bu ticari ilişki kapsamında davacının davalıya ait Konya ili Ereğli ilçesi, … Mah. … parselde bulunan Güneş enerjisi santrali kapsamında proje hizmeti verdiği ve projenin … tarafından onaylandığı ancak davacının çizdiği projenin davalı tarafça zeminde kullanılmadığı belirlenmiştir. Davacı yaptığı işin karşılığında düzenlediği faturayı davalıya göndermiş, davalı tarafça itiraz ve iade edilmiştir. Dayanak fatura Euro para birimi üzerinden düzenlenmiş olup davacı, davalı ile aralarında sözlü anaşma olup bedelin Euro olarak kararlaştırıldığını ileri sürmüş davalı ise anlaşmanın EMO 2105 fiyat listesindeki rakamlar üzerinden olduğunu savunmuştur. Davacı taraflar arasındaki anlaşmanın Euro cinsinden kararlaştırıldığını ispatlayan herhangi bir delil sunmamış, bu kez yapılan işin faaliyet gösterilen alanda Euro bazında faturalandırılmasının örf ve adet gereği olduğunu ileri sürmüş ancak bu iddiasını ispata yönelik beyan ve talepde de bulunmamış, delil sunmamıştır. Yapılan iş Türkiye’de olup TBK 99. maddesi gereği konusu para olan borcun TL olarak ödenmesi gerekir. Aksi uygulama davacı tarafça ispat edilememiştir. Yapılan işin bedelinin belirlenmesi bakımından rapor hazırlayan bilirkişi proje fiyatının belirlenmesinde en iyi ölçünün EMO tarafından düzenlenen tarifeler olduğunu belirtmiş ve hesaplamalarını bu tarifeleri baz alarak yapmıştır. Öte yandan davalı yan ticari ilişkiyi kabul edip projenin kendisine teslim edilmediğini, revizeye gittiğini başka firmaya ödeme yaptığını ileri sürmektedir. Dosyaya dava dışı firmayla arasındaki ticari ilişkiye dair hiçbir delil sunmamıştır. Davacının yaptığı proje 17/12/2015 tarihinde onaylanmış, davalı bağlantı anlaşmasını 29/12/2015 tarihinde yapmıştır. …’dan dosyaya gelen tadilat projesine ilişkin yazının … İnş. A.Ş.ye hitaben yazıldığı görülmüştür. Tadilat projesi de onaylanmıştır. Davacı, hazırladığı projeleri davalı yana teslim ettiğini ispatla yükümlü olup, davalı taraf davacının projeleri teslim etmediğini ileri sürmekte ise de söz konusu proje için davalının ileri sürdüğü ayıp iddiaları karşısında projenin teslim edilmediği, projenin bilinmediği düşünülemeyeceğinden davalının bu savunmasına itibar edilmemiştir. Davalının ayıp iddiaları bilirkişi tarafından değerlendirilmiş, saptanan fiyatlardan indirim yoluna gidilmiştir. Alınan ek rapor da yapılan değerlendirme ve hesaplamalar mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte kabul edilerek hükme esas alınmış davacının hak ettiği ücretin 11.420,79 TL.olduğunun kabulü ile davanın kısmen kabulüne, bu tutarın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; ”Yerel mahkemece yapılan işin bedeline dair tl cinsi üzerinden karar verilmesi açıkça türk borçlar kanunu 418. maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Müvekkil firma tarafından davalı firmaya tam ve ayıpsız şekilde hizmet verilmişken, eksik inceleme nedeniyle yerel mahkemece hizmet bedelinde indirime gidilerek karar verilmesi, hem işin piyasasına yerleşik ticari örf ve adet kurallarına hem de açıkça yasa ve usule aykırılık teşkil etmektedir. Dava dosyasında mübrez, müvekkil şirket tarafından alınmış … onay yazısından da görüleceği üzere; davaya konu güneş enerjisi santrali teknik / statik çizim ve proje müvekkil şirket tarafından tam ve ayıpsız olarak yerine getirilmiş ve çizilen projeye tadilat yapılmadan … tarafından onay yazısıda müvekkil şirketçe alınmıştır. Kaldı ki; aksini kesinlikle kabul etmemek kaydıyla projenin ayıplı olduğu varsayımında dahi 29.12.2015 tarihinde davalı firma … ile bağlantı anlaşması yapmış olup, aradan 2 yıl geçtikten sonra 07.12.2017 tarihinde faturası kesildiğinde, konu mahkemeye intikal ettiğinde projenin ayıplı olduğundan bahsetmek davalının açıkça kötüniyetli olduğunu göstermektedir. Türk Borçlar Kanunu madde 477 gereği davalı yanın müvekkil firmaya süresinde yapmış olduğu bir ayıp ihbarı bulunmamaktadır. Bu nedenle projede indirim yapılması talebinde de bulunulamaz. Yerel mahkemece hükme esas alınan bilrikişi ek raporunda, bilirkişi tarafından, itirazlarımıza rağmen yapılan hesaplamada müvekkil şirketçe davalı yana verilen statik proje çizim hizmeti ücretinin dikkate alınmaması sonucu alacak miktarımız eksik hesaplanmış bulunmaktadır.Dava konusu projenin tadile edilme nedeni, proje kusurundan olmayıp projede öngörülen güneş panelleri ve inverterlerin davalı firmaca kullanılmamasından, davalı firmanın malzeme değişikliği yapmasından kaynaklanmaktadır.Müvekkil şirket tarafından verilen hizmet, güneş enerjisi santrali teknik / statik çizim ve projelendirme hizmeti olup, İnşaat mühendisliği alanına dair bir hizmet olduğundan EMO tarafından statik proje çizimi ücretlendirilmemektedir. EMO’nun ücret tarifesi standart bir projenin çizim bedelinden ibarettir. Ancak müvekkilce davalı yana verilen hizmetler içerisinde dava dilekçemizde belirtmiş olduğumuz üzere statik proje çizimi hizmeti de bulunmakta olup, bilirkişilerce EMO asgari ücret tarifesinin baz alınmasından dolayı bu hususta eksik inceleme yapılarak ücret hesabı yapılması son derece haksızdır.Müvekkilce verilen hizmet salt proje çizimi hizmeti olmayıp hem elektrik – elektronik hem makine hem de inşaat mühendisliği alanlarını kapsayan ve uzmanlaşma gerektiren spesifik bir hizmet niteliğinde olduğundan, aynı hizmet için ne kadar ücret ödendiğine dair piyasa araştırması yapılmadan, ücret hesaplamasının direkt EMO asgari ücret tarifesi üzerinden yapılması ticaret hayatındaki uygulamaya aykırı olduğu gibi açıkça hukuka ve usule de aykırı olup haksızdır.” beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde ;Dava konusu uyuşmazlığın tip proje olması nedeniyle indirim uygulanması gerektiği açıkça ortada iken söz konusu indirim uygulanmamıştır. Bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; söz konusu projede ENH hattının çizilmediği ve sadece tek hat şemasının çizildiği açıkça ortada olup buna rağmen hesaplama hatası söz konusudur. “Söz konusu projenin; otoprodükter dönüşüm bedeli vb. gibi diğer ayrık kalemlerin toplanması yolu ile olmayıp “Lisanssız Elektrik Üretim Uygulama Projeleri” başlığı altında bir bütün olarak ele alındığı anlaşılmaktadır. Çünkü; bu başlık altında yer alan teknik yönetmelikler ve şartnameler temel gereklilikleri yansıtmaktadır. Örneğin, trafo, dönüşüm elemanları ve kablo gibi teknik açıdan zorunlu bileşenler kullanılmadan bu tür bir projenin gerçekleştirilmesi mümkün değildir. “Lisanssız Elektrik Üretim Uygulama Projeleri” başlığı ile birlikte ayrık kalemlere ait bedellerin fiyatlandırılması ise örük ve mükerrer ücretlendirme olacağı aşikardır.” Bu kapsamda Sayın bilirkişi heyeti tarafından tek hat şeması ve DM binası iç dizaynına ilişkin ayrık kalemde bedel hesaplanmasının kabulü mümkün değildir. EMO tarafından belirtilen tarifeye ve bilirkişi heyetinin tespitlerine göre yapılacak iskonto oranlarının da uygulanması sonucunda yapılan işlemlerin bütün olarak ele alınması gereğine göre davaya konu uyuşmazlığa ilişkin söz konusu toplam bedelin KDV DAHİL 10.781,07-TL olduğu ve bilirkişi heyetince %37,50 oranında iskonto uygulanması görüşüne göre toplam KDV DAHİL 6.738,17-TL olarak uygulanması gerektiği ve Sayın Mahkemeniz tarafından bu bedel yönünden karar verilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet verilmediğinden dolayı müvekkil şirketin yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiği kanaatindeyiz.” beyan ederek kararın kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığından uyuşmazlığın çözümünde TBK’nın 470. ve devamı maddelerinin uygulanması gerekmektedir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Davacı taraf, davalı şirketle güneş enerjisi santrali teknik/statik çizim ve projelendirme işinin yapılması konusunda sözlü olarak anlaşma yapıldığını, işin bitirilerek teslim edildiğini, 07/02/2017 tarihli 7.670-Euro bedelli fatura düzenlediklerini, davalının faturaya itiraz ettiğini, ancak alacaklı olduklarını ileri sürmüş; davalı taraf ise aralarında sözlü anlaşmanın bulunduğunun doğru olduğunu, ancak yapılan işin ayıplı olduğunu, iş bedelinin de 2015 yılı EMO ücret tarifesine göre Türk Parası üzerinden ödeneceğinin sözlü olarak kararlaştırıldığını savunmuştur.Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmasa da, sözlü olarak anlaşıldığı konusunda uyuşmazlık yoktur. Ancak iş bedeli konusunda çekişme bulunmaktadır. Ayrıca davacı taraf işin eksik ve ayıpsız halde teslim edildiğini ileri sürmüş, davalı taraf ise işin ayıplı olduğunu savunmuştur. Eser sözleşmelerinde sözleşme ilişkisinin varlığı çekişmesiz iken tarafların bedelde anlaşamamaları halinde gerçekleştirilen iş bedelinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun TBK’nın 481. maddesi gereğince yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak tespit gereklidir. Bundan anlaşılması gereken eserin teslim tarihindeki mahalli piyasa rayiçlerine göre değerinin belirlenmesidir. (Y.15. HD. 2017/621 E. 2017/2421 K., 2011/4797 E. 2012/353 K.) Diğer taraftan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarında belirtildiği gibi; eksik iş, sözleşme ve eklerine göre yapılması kararlaştırıldığı halde tam yapılmayan iştir. Ayıplı eser ise sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya olmasından vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer anlatımla ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Ancak, kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede fark edilemeyecek ayıplar için yüklenicinin sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile var olan bozukluğu görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede (TBK M. 474); gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. Eksik işler bedeli ise ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren kural olarak beş yıllık zamanaşımı süresinde (TBK M. 147) talep edilebilir. Ancak eksikler için bedel hesabında teslimden itibaren geçecek makul süre dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekir. Eğer eser iş sahibinin beklediği amacı karşılamıyorsa kural olarak ayıplı yapıldığı kabul edilir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir.Somut olayda; davacının hak kazandığı iş bedelinin hesabında, eserin teslim tarihindeki mahalli piyasa rayiçlerine göre değerinin belirlenmesi gerekmekte iken salt asgari tarife bedelleri üzerinden değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi; yine işin ayıplı olup olmadığının çelişkiye mahal vermeksizin tespiti ile ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı değerlendirilmeksizin hüküm kurulması yerinde olmamıştır. Bu nedenle taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı göz önüne alınarak, elektrik mühendisi, inşaat mühendisi ve güneş enerjisi konusunda uzman bir bilirkişiden oluşturulacak bilirkişi heyeti vasıtasıyla; davacının yapmış olduğu işin teslim edilen yer ve zamandaki piyasa rayiçlerine göre hesaplatılması; yapılan işte eksik veya ayıp bulunup bulunmadığının daha önce alınan bilirkişi raporu ve emsal dosyalara sunulan bilirkişi raporları ile karşılaştırılarak çelişki yaratılmadan ortaya konulması, tarafların bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmesi, ayıp bulunuyorsa niteliğinin tespiti ile süresinde ayıp ihbarı bulunup bulunmadığının tartışılarak davacı tarafın talep edebileceği iş bedeline hükmedilmesi gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nin 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/380 E. 2019/391 K. Sayılı 16/04/2019 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Taraflarca ayrı ayrı yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Taraflarca ayrı ayrı yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/01/2023