Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1074 E. 2022/1520 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1074
KARAR NO: 2022/1520
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/604 Esas
KARAR NO: 2019/87
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 28/12/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davalı kooperatifin üyesi olduğunu, halen kirada oturduğu ve davalı kooperatif genel kurulundan tapusunu ve yüklenici firmanın vaad ettiği kiraları alamadığını, kooperatif yönetim kurulunun 2014 yılından bu yana üyelerin tapularını verme vaadi konusunda gerçekleştirmiş olduğu hiçbir girişim ve işlem olmadığını, 2016 yılında dağıtılmaya başlanan şerefiye paralarından müvekkilinin 2.000,00-TL’sinin 2017 yılı genel kurulunda karar alınmasına rağmen halen ödenmediğini, yönetimin ibrasının geçersiz olduğunu belirterek davalı kooperatifin 12/06/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… davalı kooperatifin sicilde kayıtlı olduğu adresin Beyoğlu/İstanbul adresi olduğu, bu yerin yargı yetkisi bakımından mahkememize bağlı olduğu, dolayısı ile TTK 445 maddesinde kesin yetki olarak belirlenen genel kurul kararının iptali davası bakımından mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu genel kurul kararı tarihi 12/06/2018’dır. Dava 06/07/2018 tarihinde açılmış olup, TTK 445 maddesi uyarınca davanın 3 aylık yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetvelinin incelenmesinde; davacının genel kurula asaleten katılmış olduğu anlaşılmıştır. Genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde; 1 nolu gündem maddesinin toplantının açılışına ilişkin olduğu, 2 nolu gündem maddesinin divan başkanlığı, katip üyeliği ve oy sayım memurluğu seçimine ilişkin olduğu, 3 nolu gündem maddesinin yönetim kurulu ve denetim kurulu raporlarına ilişkin olduğu ve raporların davacı 1 red oyuna karşılık 30 kabul oyu ile kabul edildiği, 4 nolu gündem maddesinin 2017 yılı bilanço ve gelir-gider farkı hesaplarına ilişkin olduğu, 1 red oyuna karşılık 30 kabul oyu ile kabul ve ibra olunduğu, 5 nolu gündem maddesinin yönetim kurulu üyelerinin ve denetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olduğu ve 1 red oyuna karşılık 30 kabul oyu ile ibra edildikleri, 6 nolu gündem maddesinin 2018 yılı bütçesine ilişkin olduğu, 1 red oyuna karşılık 30 kabul oyu ile kabul edildiği, 7 nolu gündem maddesinin oy birliği ile reddedildiği, 8 nolu gündem maddesinin yönetim kurulu seçimine ilişkin olduğu, yönetim kurulu üyelik seçimlerine oy birliği ile karar verildiği, 9 nolu gündem maddesinin önceki ve sonraki yükleniciler ile yapılan anlaşmalar gerei hak ediş olarak devredilen dairelerin hak ediş olarak yüklenicilere devri için yönetim kuruluna oy birliği ile yetki verilmesine ilişkin olduğu, 10 nolu gündem maddesinin belediye ve tapu müdürlüklerinde ve diğer kurumlarda kooperatife ait tüm işlemleri yürütmek üzere yönetim kuruluna oy birliği ile yetki verilmesine ilişkin olduğu, 11 nolu gündem maddesinin kooperatife ait olan ortak alanların sosyal tesis olarak teşrifinin yapılarak kullanılması veya 3. kişilerce işletilmesi için ihale ve sözleşmeleri yapmaya dair yönetim kuruluna oy çokluğu ile yetki verilmesine ilişkin olduğu, 12 ve 13 nolu maddelerin dilek ve temennilerin alınması ve toplantının kapatılmasına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Davacı genel kurulda alınan tüm kararların iptalini talep etmiş olup, yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere 3, 4, 5 ve 6 nolu kararların 1 red oyuna karşılık 30 kabul oyu ile kabul edildiği, red oyunun davacıya ait olup olmadığının belirsiz olduğu, kaldı ki anılan kararlara davacı tarafından muhalefet edildiğinin tutanağa yazılmadığı veya ekinde muhalefet şerhinin bulunmadığı, bu durumda TTK 446 maddesi uyarınca iş bu davanın açılması için gerekli ön koşulun yerine getirilmediği anlaşılmakla davanın reddine” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; toplantı kararına itiraz edildiği ancak muhalefet şerhi düşmek istenilmiş ise de tutanağa geçirilmediği, 5. maddeye açıkça itiraz edildiği, kooperatif üyelerine ait olacağı söylenen J blok konusunda üyelere ait olacağı söylenilmiş ise de müteahhit firmalara tavizler verildiği, 6. maddeye açıkça itiraz edildiği ancak muhalefetinin tutanağa şerh edilmediği, kooperatif üyerlerine şahsi olarak devredilecek daireler için yüklenici lehine ciddi tavizler verildiği, 11. maddenin oy çokluğu ile kabul edildiği yazılmış ise de oy çokluğu ile reddedildiği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, davalı kooperatifin 12.06.2018 tarihli olağanüstü genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.12.06.2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde; 1 nolu gündem maddesinin toplantının açılışında ilişkin olduğu, 2 nolu gündem maddesinin ise divan başkanı, katip üyeliği ve oy sayım memuru seçimine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Madde 3: ”2017 yılı yönetim kurulu raporu … tarafından okundu. Müzakereye açıldı. Görüşmeye açıldı. Söz alan …” ben 2016 yılı faaliyetleri için savcılığa suç duyurusunda bulunmuştum. Fakat ise savcılığı etki altına aldığınızdan, Şikayetim sonuçsuz kaldı” dedi. Yönetim kurulu biz bu hususta ifade verdik. Karar savcılığındır dediler. Okunan yönetim kurulu oylamaya sunuldu. 1 red oyuna karşın 30 kabul oyu ile kabul edildi. Denetim kurulu raporu Yavuz Demirbaş tarafından okundu. Görüşme açıldı. Söz alan olmadı. 1 red oyuna karşılık 30 kabul oyu ile kabul edildi.” Madde 4: ”2017 yılı Bilanço ve Gelir -Gider Farkı Hesapları … okudu. Müzakere edildi. Söz alan … ortak dairelerin gelirlerinin nerede değerlendirileceğini sordu. Yönetim kurulu cevap olarak vergi dairesinden de görüş alınarak genel yönetim giderlerinin de kullanıyoruz dedi. … söz aldı; ortak tarihlerin m2 ölçüleri nedir dedi. Yönetim kurulu cevaben 35-70 m2 arasındadır dedi. 2017 yılı Bilanço ve Gelir -gider 1 red oyuna karşılık 30 kabul oyu ile kabul ve ibra edildi. Madde 5: yönetim kurulu üyeleri 1 red oyuna karşılık 30 kabul oyu ile ibra edildiler. (yönetim kurulu üyeleri kendi ibralarında oy kullanmadılar) denetim kurulu üyeleri 1 red oyuna karşılık 30 kabul oyu ibra edildiler. (denetim kurulu üyeleri kendi ibralarında oy kullanmadılar) Madde 6: 2018 yılı tahmini bütçesi okundu görüşmeye açıldı. Aylık 100 TL olarak devam etmesine 01.01.2018 -31.12.2018 tahmini bütçesi 1 red oyuna karşılık 30 kabul oyu ile kabul edildi. Madde 7: Oybirliğiyle reddedildi. (Madde 8) Yönetim kurulu asil üyelikleri, denetim kurulu üyelikleri ve üst birlik asil üyeliklerine ilişkin seçimleri (madde 9) bağımsız bölümlerin hak ediş olarak yüklenicilere devri için yönetim kuruluna yetki verilmesi, (madde 10) belediye ve tapu müdürlüklerinde ve diğer kurumlarda kooperatife ait tüm işlemleri yönetmek üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi, (madde 11) kooperatife ait ortak alanların sosyal tesis olarak teşrifinin yapılarak kullanılması veya 3. kişilerce işletilmesi için ihale sözleşmeleri yapmaya yönetim kuruluna oybirliğiyle yetki verildiği belirtilmiş ve alınan kararların yönelik davacı taraf tarafından muhalefet edildiğine dair şerh yazılmadığı anlaşılmaktadır. Hazirun (toplantıya katılanlar cetveli),… Konut Yapı Kooperatifi 06 Ekim 2016 tarihinde Olağanüstü Genel Kurul Toplantı tutanağında, davacının 86. sırada yer aldığı ve toplantıya katıldığına dair imzanın atılı olduğu anlaşılmaktadır. Sunulan dava dilekçesinde davalı kooperatif genel kurulunun ibraya ilişkin kararlarının iptalini talep edilmekle mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair karar verilmiştir. Mutlak butlan (kesin hükümsüzlük) hali işlemin, başta Kooperatif Kanunu, Ticaret Kanunu ile ilgili kanunların emredici hükümlerine aykırı olmasıdır. Genel kurul kararlarının yokluğu, bunda hukuki yararı bulunan herkes tarafından ve bir süreye bağlı olmaksızın ileri sürülebilir. Yok hükmünde olan genel kurul kararları şeklen meydana gelmemiş olması nedeniyle başlangıçtan itibaren hiçbir hüküm doğurmayacağından, bununla ilgili olarak açılan davalar bir tespit davası niteliğinde olacaktır. Bir genel kurul kararı şekil ve usul açısından geçerli olmakla birlikte, konusu bakımından TBK m. 27. maddesi uyarınca emredici hukuk kurallarına yahut ahlak ve adaba aykırı veya imkansız ise sonucu yine yokluktur. Kanunun; şekil, usul ve konusu bakımından amir hükümlerine karşı gelinmesi, kamu düzeni ve kamu yararının ihlali anlamına geleceğinden böyle bir kararın geçersiz olması, iptal davasının açılmasına bağlı olmayacaktır. Bu tür kararların tespiti herhangi bir süreye bağlı olmaksızın hukuki yararı olan herkes tarafından muhalefet şerhi aranmaksızın ileri sürülebilir. İptal edilebilirlik ise kanuna, esas mukaveleye ve afaki objektif iyi niyet kurallarına aykırılıktır. İptal edilebilir kararlar yönünden ise davanın 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması, red oyu kullanılması ve iptali talep edilen her bir madde bakımından muhalefet şerhinin sunulması gerekmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesinde, kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine bir ay içinde iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir. Bir aylık süre hak düşürücü süredir. Bu nedenle mahkemece doğrudan dikkate alınması gerekmektedir. Somut dava bu anlamda değerlendirilmiş ve 12.06.2018 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali için 04.07.2018 tarihinde, bir aylık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. Davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığının tespiti üzerine işin esasının incelenmesi uygun görülmüştür. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesinde, toplantıda hazır bulunup da kararlara muhalif kalarak, bu hususu tutanağa geçirten ortağın, alınan kararların kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine, toplantıyı takip eden günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir. Yani kooperatif genel kurul kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi için toplantıya katılan ortağın ret oyu kullanması ve muhalefetini de toplantı tutanağına kaydettirmiş olması gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/23-121 E. 2013/1674 K. sayılı ve 20/12/2013 tarihli ilamı gereğince “Kooperatif genel kurul kararlarına karşı dava açabilecek pay sahipleri ve diğer kişilerin, muhalefet ettikleri kararlara karşı muhalefet ettiklerini tutanağa geçirtmeleri yeterli olup, ayrıca bir de muhalefet gerekçelerini yazdırmaları veya ayrı bir muhalefet şerhi içeren dilekçe vermeleri gibi bir zorunluk aranmamaktadır.”. Aynı düzenleme, davalı kooperatif anasözleşmesinin 38. maddesinde de tekrarlanmıştır. Somut dosya değerlendirildiğinde ise; Mahkemeye sunulan dava dilekçesinde her ne kadar davalı kooperatifin 12.06.2018 tarihli olağanüstü genel kurul kararlarının iptali (ibraya ilişkin olduğu belirtilerek) talep edildiği belirtilmiş ise de ; hangi maddelerin iptalini talep edildiği açık ve net değildir. Zira mahkemece; 12.06.2018 tarihli olağanüstü genel kurul kararlarının tüm maddeleri değerlendirilmiş ve davanın reddine karar verildiği belirtilmiştir. Oysa ki 6100 sayılı HMK’nin 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma görevi bulunmaktadır. İş bu maddede maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahu bu çelişkili görülen hususlar hakkında, hakimin taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği belirtilmiştir. İş bu nedenle öncelikle, mahkemece HMK’nin 31. maddesi uyarınca iptali istenen maddeler yönünden davacı/vekilinden açıklama yapması istenmeli ve daha sonra ise iptali istenen maddelerin yukarıdaki ilkeler doğrultusunda iptale elverişli olup olmadığı hususu değerlendirilmelidir. Açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yaptıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine, kaldırma sebebine göre sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2018/604 Esas, 2019/87 Karar sayılı ve 07/02/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine,4-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davacıya İADESİNE, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/12/2022