Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1069 E. 2022/1469 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1069
KARAR NO: 2022/1469
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2019
ESAS NO: 2017/549 Esas
KARAR NO: 2019/371
DAVA: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/06/2017
KARAR TARİHİ: 21/12/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili kooperatifin B.çekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/775 Esas sayılı dosyası ile verilen kararda 04/01/1996 yılında yüklenici olarak sözleşme yaptığı SS Billur Altınkent Konut Yapı Kooperatifine karşı tazminat ödenmesine karar verildiğini, kooperatif yönetiminin SS Billur Altınkent Konut Yapı Kooperatifi ile yapmış olduğu protokol gereği tazminat ve diğer yükümlülüklerine müvekkili tarafından yerine getirildiği zaman henüz tapu tahsisi yapmadığı üyelerine tahsis yapacak ve nihayetinde yapı kooperatifi olduğu için kendisini feshedecektir. 20/05/2012 tarihli genel kurul toplantısında daha evvel tapu tahsisi yapılmış üyelerden 9.000 TL toplanmasına karar verildiği, davalının bu karar uyarınca ödemesi gereken borcunu ödemediği için B.çekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, SS Billur Altınkent Konut Yapı Kooperatifi tarafından davalıya tahsil olduğunu, kooperatif üyesi olmayan kişilere tapu tahsisi yapılmadığını, davalının müvekkili kooperatifin genel kurul hazirun cetvellerinde ve üye kayıt defterinde üye olarak görüldüğünü, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle 45.000 TL üzerinden itirazın iptaline ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı davaya karşı cevabında, davacı kooperatifin üyesi olmadığını, söz konusu taşınmazı 2007 yılında satın aldığını, kooperatif üyesi olmak için talebinin bulunmadığını, bu nedenle davanı reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” Bakırköy … Noterliğinin 25/08/2009 tarih, … yevmiye numaralı ortaklar pay defteri üzerinde yapılan incelemede davalının ortaklar pay defterinde davacı kooperatifin üyesi olarak kaydedildiği, bu üyeliği gereğince 29-32-35-48-53 nolu dairelerin tahsis edildiği, Beylikdüzü Tapu Sicil Müdürlüğünün kayıtlarına göre … Ada, … parsel üzerinde bulunan 5 Adet 29-32-35-48-53 nolu bağımsız bölümlere ilişkin taşınmaza ait tedavüllü tapu kayıtlarında davalının adına kayıtlı taşınmazı 28/10/2005 tarihinde tahsis yolu ile elde ettiği tespit edilmiştir. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün tescil istem belgesinde SS Billur Altınkent Konut Yapı Kooperatifi tarafından 30/05/2006 tarihinde … Ada, … ve … Nolu Parselde inşa edilmekte olan bloklarda bağımsız bölümlerin tamamının SS Billur Altınkent Konut Yapı Kooperatifi adına kayıtlı iken yüklenici kooperatifi olan davacının üyeleri adına tescil ve tahsis yoluyla tapuda devrinin yapıldığı bu nedenle davalının kooperatif üyesi olduğu tespit edilmiştir.Davalının kooperatif üyesi olması sebebiyle 20/05/2012 tarihinde yapılan 2011 hesap yılı genel kurulunun 7 nolu kararı gereğince üyelerden tahsiline karar verilen her bir daire için 9.000 TL olmak üzere 45.000TL tutarındaki alacağın davalı tarafından ödenmediği anlaşılmakla itirazın iptaline, alacak likit olduğundan % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; ”Yerel Mahkeme kararında müvekkil davalının, davacı Kooperatifin ortağı olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; müvekkil hiç bir zaman davacı kooperatifin ortağı olmamıştır. Müvekkil taşınmazları bir üst birlik olan Pınarkule Kooperatifler Birliğinden S.S. Billurkent Kooperatifi listesinden almış; S.S. Billur Altınkent Konut Yapı Kooperatifine ait olan bu hisseleri … yönetiminin uygun gördüğü kişilere devretmiştir. Bu nedenle hiç bir zaman ve şekilde davacı Kooperatifinin üyesi olmamıştır. Kooperatif üyesi olmadığı için, doğaldır ki; üyeliğin devri de söz konusu olmamıştır. Kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ederim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, kooperatif genel kurulunca toplanmasına karar verilen borç için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ilişkindir. Davacı tarafça sunulan dava dilekçesi ile; Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/775 esas sayılı dosyasında yüklenicisi oldukları SS Billur Altınkent Konut Yapı Kooperatifine tazminat ödemelerine karar verildiğini, 20.05.2012 tarihli toplantıda daha evvel tapu tahsis yapılmış üyelerden 9.000 TL toplanmasına karar verildiği ve davalının da kooperatif üyesi olup daha önce tapusunu aldığı, genel kurul kararı uyarınca ödenmesi gereken aidat borcunu ödemediği ve aleyhine icra takibi başlatıldığı , davalı tarafçı iş bu icra takibine itiraz edildiği belirtilerek 45.000,00 TL alacak üzerinden itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş olup iş bu karara yönelik davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasında, davacı tarafından ( S.S. Akabe Birlik Koop. 20.05.2012 tarihli genel kurul kararı uyarınca ödenmesi gereken borç ve 2012 yılı aidatı ) 45.000,00 TL asıl alacak ve 7.897,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 52.897,50 TL alacağın tahsili istemiyle 13/01/2015 tarihinde başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emri davalıya 28/03/2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça 03/04/2015 tarihinde itiraz dilekçesi sunulmuş ve dava yasal süre içerisinde açılmıştır. Beylikdüzü Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre; … köyü … ada … parsel 29,32,35,48 ve 53 numaralı bağımsız bölümler dava dışı Pınarkule Kooperatifler Birliği adına kayıtlı iken dava dışı SS Billur Altınkent Konut Yapı Kooperatifine satılmış ve tescil edilmiş, daha sonra 25/01/2007 tarihinde davalı adına tahsis edilmiştir. Daha sonra davalı tarafından taşınmazlar satılmıştır. 20.05.2012 tarihli genel kurul tutanağının 7. Maddesinde ” 2011 yılı genel kurulunda alınan ”tapulu ortaklardan 12.000 TL alınması” hakkındaki kararın yeniden görüşüldüğü ve otopark inşaatında öngörülen 12.000 TL yerine 9.000 TL maliyet ile bitirilebileceğini ve bu sebeple üyelerden 9.000 TL alınması için yönetim kuruluna yetki verilmesi” 4 muhalif oya karşı oy çokluğuyla kabul edilmiştir. Mali müşavir, kooperatif uzmanı bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda özetle; ”davalının bütün hazirun cetvellerinde ortak olarak kayıtlı bulunduğu ancak genel kurul toplantılarına katılmadığı, yedi dairesinin bulunduğu, 20/05/2012 tarihli genel kurul toplantısında tapulu üyelerden 9.000,00TL alınmasına karar verildiği, tapu kayıtlarının incelenmesinde; söz konusu dairelerin yüklenici davacı SS. Akabe Konut Yapı Kooperatifi ile arsa sahibi SS Billur Altınkent Konut Yapı Kooperatifi arasındaki protokol gereği davacının payına düşen daireler olduğu, bilahare bu dairelerin yüklenici kooperatifin talimatı doğrultusunda arsa sahibi SS Billur Altınkent Konut Yapı Kooperatif tarafından davacı kooperarifte hak sahibi ortak olarak kayıtlı olan davalıya verildiği, davalı adına tahsisen tescil edildiği, böylece davacı kooperatifin ortaklardan daire başına 9.000,00TL toplanmasına dair kararın davalı açısından uygulanabilir hale geldiği” mütalaa olunmuştur.Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/775 Esas ve 2010/1261 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; dava dışı Billur Altınkent Konut Yapı Kooperatifince dava açıldığı ve … limited şirketine yönelik kat karşılığı inşaat ve taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle namı ifaya izin, ödenmek zorunda kalınan bedelin gecikme tazminatı istemine ilişkin açılan tazminat ve ifaya izin davasında mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalı … Şirkete yönelik açılan davanın takipten vazgeçilmesini sebebiyle açılmamış sayılmasına, diğer davalı S.S. Altınkent Konut Yapı Kooperatifine yönelik açılan davanın ıslah dilekçesi nazara alınmak suretiyle kabulü ile 1.000.000,00 TL gecikme tazminatı alacağının dava tarihi olan 05.06.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte işbu davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verildiği, anılan dosyadaki davacı Billur Altınkent kooperatifi ile dosyamız davacısı Akabe Birlik kooperatifi arasında 24.02.2011 tarihli sulh protokolü düzenlendiği ve buna göre taraflar arasında Büyükçekmece Noterliğinin 01.04.1996 tarih … sayısında kayıtlı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile Büyükçekmece … Noterliği’nin 18.03.2005 tarih … sayısında kayıtlı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine ek sözleşme başlıklı sözleşmeler ve düzenlenen protokoller ile Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/775 Esas sayılı dosyasıyla açılan dava sonucunda verilen 08.11.2010 tarih , 2009/775 Esas 2010/1261 Karar sayılı karar kapsamında işbu düzenlenen protokol hükümleri uyanınca uyuşmazlığın sulhen çözümlendiği anlaşılmaktadır. Davaya konu somut olayda, davacı kooperatifin Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/775 Esas sayılı dava dosyası ile yapılan yargılama sonucunda verilen kararda; dosyamız davacısı kooperatifin, 04.01.1996 yılında yüklenici olarak sözleşme yaptığı dava dışı S.S. Billur Altınkent Konut Yapı Kooperatifi’ne tazminat ödenmesine karar verildiği, taraflar arasındaki sulh protokolü ile tazminat miktarının indirildiği, davacı kooperatifin bu protokoldeki tazminat yükümlüğünü yerine getirmek için bir dizi olağan-olağanüstü toplantı yapıldığı ve nihayetinde 21.05.2012 tarihli toplantıda daha evvel tapu tahsisi yapılmış üyelerden 9.000 TL toplanmasına karar verildiği belirtilmiştir. Davacı kooperatifin, genel kurul kararına dayalı aidat ödemelerinin tahsilini davalıdan talep edilmesi için öncelikle, davalının davacı kooperatifin ortağı olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. ” Kooperatif ortaklığı, kooperatif yetkili organlarının bu hususta alacağı açık bir kararla gerçekleşebileceği gİbi, bu hususta açık bir karar olmasa bile kooperatifin bu kişi ile üyesi sıfatıyla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, belirli bir miktarda ödeme kabul etmesi veya konut tahsis ve teslim etmesi ve tadilata izin verilmesi şeklinde somut ilişkiler ile zımnen de gerçekleşebilir.” ( Yargıtay 23. HD. 15/11/2013, 5241/7129) Bu bağlamda; kooperatifçe davalıya konut tahsisi yapılması sebebi ile davalının kooperatif ortağı olduğu ve genel kurul kararı gereğince toplanmasına karar verilen 9.000,00TL’den beş adet dairesi için 45.000,00TL ödeme yapması gerektiği anlaşılmakla mahkemece davanın kabulü ile takibe itirazın iptaline ve alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmakla; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, davalı tarafından yatırılan 768,48 TL’den mahsubu ile bakiye 687,78 TL’nin isteme halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oyçokluğu ile karar verildi. 21/12/2022
MUHALEFET ŞERHİ 492 sayılı Harçlar Yasası’nın 2. maddesinde “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olduğu ” belirtilmiştir. Harçlar Kanunu Genel Tebliği, (1) Sayılı Tarife Yargı Harçlarının III- karar ve ilam harcı başlıklı 1/a maddesinde “Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı”, 1/e maddesinde “(değişik:5235/m. 52) yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay ve Yargıtay’ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı” belirtilmektedir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 27.12.2021 tarih ve 2021/9035 E 2021/7367 K sayılı ilamında da ”… Bölge Adliye Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan temyiz başvurusu üzerine HMK’nın 344 maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilen muhtıra kapsamında 1 haftalık kesin süre içerisinde gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nin 366/1 maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344/1 maddesi uyarınca davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen 05/11/2021 tarihli ek kararda hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nin 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi 05/11/2021 tarihli ek kararının onanmasına ”dair karar verildiği nazara alındığında; nisbi değere tabi bulunan davalarda, davanın kabulüne/kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhine davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulması halinde Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddi ile nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun bu konuya ilişkin görüşüne katılmamaktayım.