Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1050 E. 2022/1204 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1050
KARAR NO: 2022/1204
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2010/359 Esas
KARAR NO: 2019/310
KARAR TARİHİ: 08/03/2019
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 26/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket ile arasındaki ticari ilişkiden alacağının doğduğunu, alacağın ödenmemesi üzerine davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıkları, borçlunun alacağın 18.623,21 TL kısmına itiraz ettiği, zorunlu olarak davalı şirket adına müvekkili tarafından 3. şahıslara yapılan ödemelerin davalı şirkete yansıtılmak zorunda kalındığı, fatura ve dekontlara yansıtılan hizmetlerin tamamının verilen hizmetin karşılığı olduğu belirterek davalının icra takibine itirazının iptali ile %40 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taraf ehliyetinin bulunmadığını, takip konusu faturaların davacı tarafından kesilip müvekkiline iletilen faturalar olmadığını, dava konusu faturaların farklı firmalarca müvekkiline kesildiğini, faturaların hayali ve şişirilmiş nitelikte olduğunu, davacının bu firmaların temsilcisi veya haklarını temlik alan bir sıfatının bulunmadığını belirterek davanın reddi ile %40 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının gümrük işlemlerinin davacı tarafından gerçekleştirildiği, davalı tarafından davacıya verilmiş olan Bakırköy … Noterliği’nin 05/01/2009 tarihli vekaletnamesinde, gümrük işlemleri haricinde ayrıca davacı tarafından davalı adına nakliye ve ardiye hizmetlerinin yaptırılabileceği ve bedellerinin ödenebileceği hususunda yetki verilmiş olduğu, bu yetkiye dayanarak süregelen ilişki kapsamında davacı tarafından davalı adına 3. kişilere nakliye ve ardiye hizmetleri yaptırılarak bedelinin 3. kişilere ödendiği, ödenen fatura bedellerinin dekontlar ile davalıya yansıtılarak davalı tarafından davacıya ödemesinin yapıldığı, taraflar arasında bu şekilde bir ticari teamül oluştuğu, nitekim bu kapsamda davacı tarafından 3.kişilerce düzenlenmiş olan faturalara dayalı olarak davalıdan tahsilatlar yapıldığı, dava konusu olup dava dışı … tarafından düzenlenen 6 adet fatura dışında taraflar arasında bu hususlarda herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, bu nedenle davacı tarafından … şirketine davalı adına yaptırılan nakliye ve ardiye gibi hizmetler nedeniyle ödenmiş olan fatura bedellerinin davalıdan talep edilmesinin mümkün olduğu, bu kapsamda … tarafından düzenlenmiş olan 09/03/2010 ve 10/03/2010 tarihli ve toplam 7.788,00 TL bedelli faturalara ve 16/03/2010 tarihli 2 adet faturaya dayalı hizmetin davacı tarafından 3. kişi aracılığıyla davalıya verildiği hususunun dayanak gümrük beyannamesi ve diğer kayıtlarla kanıtlanmış olduğu, 09/03/2010 ve 10/03/2010 tarihli ve toplam 7.788,00 TL bedelli faturaların yapılan hizmete ve piyasa koşullarına uygun olduğu, ancak 21/09/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da tespit edildiği üzere 16/03/2010 tarihli ve 5.664,00 TL bedelli fatura ile 5.251,00 TL bedelli faturanın fahiş olup verilen hizmetin niteliği ve emsaller gözetildiğinde 5.664,00 TL bedelli fatura konusu hizmetin bedelinin 1.621,00 TL olduğu, yine aynı tarihli 5.251,00 TL bedelli fatura konusu hizmetin bedelinin ise 1.534,00 TL olduğu, 7.788,00 TL bedelli faturalar ile bilirkişi kurulu tarafından olması gereken bedeli tespit edilen fatura toplamı 10.943,00 TL olup, davacının bu tutarda davalıdan alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır. Her ne kadar ek bilirkişi kurulu raporunda davalının 2008 yılı defter kayıtlarına göre davacıya fazla ödeme yaptığı tespit edilmiş ise de, bu hususun davacı defter kayıtlarıyla doğrulanmadığı, davalının bu yöndeki savunmasının savunmanın genişletilmesi kapsamında olup, davacı tarafça muvafakat edilmediği, taraflar arasında 31/12/2009 tarihli hesap mutabakatının bulunduğu ve esasen davanın cari hesap alacağına dayalı olmayıp 6 adet fatura bedeline ilişkin olduğu hususları gözetildiğinde, söz konusu fazla ödeme iddiasına itibar edilmeyerek davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ayrıca alacak likit olmayıp miktarının tespitinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle tarafların tazminat istemlerinin reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacının başkalarının kestiği faturalar için takipte bulunduğu faturalara itiraz edildiği ayrıca faturayı kesen firmaların birinin de icra takibi yaptığı, fatura ve miktarlarının fahiş olduğu, davacının alacaklı değil borçlu olduğu davacının, davalının gümrük işini yaparken davalıya sahte olarak düzenlediği, beyannameler kapsamında alacak kaydı yaptığı, bu durumun teftiş raporuyla da ortaya çıktığı, tarafların defterlerinde davacının iddialarının doğrulanmadığı, mahkemenin hatalı olarak savunmanın genişletilmesi kararı verdiği belirterek kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde;Dava, fatura alacağına dayalı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibinde vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Bakırköy … İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça ”10.01.2010 ile 20.05.2010 tarihleri arası fatura ve dekontlar bakiye alacağı”na dayalı olarak 32.329,55 TL alacağın davalıdan tahsiline yönelik takip başlatılmış, 01.07.2010 tarihli ödeme emrine yönelik davalı vekilince borcun 13.706,34 TL’lik kısmı ve ferilerinin kabul edildiği ancak kalan bedel olan 18.623,21 TL yönünden itiraz edilmiş olup dava dilekçesinde dava değeri olarak 8.000 TL belirtilmiştir. Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde davacı ile davalı şirket arasındaki gümrük işinden kaynaklı olarak davacı şirketin alacağının bulunduğu, iş bu hizmet sözleşmesinden kaynaklı olarak başlatılan icra takibine davalı tarafça kısmi itirazda bulunulduğu zorunlu olarak davalı şirket adına davacı tarafından 3. şahıslara yapılan ödemelerin davalı şirkete yansıtılmak zorunda kalındığı, fatura ve dekontlara yansıtılan hizmetlerin tamamının verilen hizmet karşılığı olduğu belirtilmiştir. Davalı taraf vekilince sunulan cevap dilekçelerinde ise faturaların davacı tarafından kesilip davalı firmaya iletilen faturalar olmadığı ve öncelikle davacının taraf ehliyetinin bulunmadığı, faturaların bazılarının hayali ve şişirilmiş faturalar olduğu davacının bir dönem davalı firmanın gümrük müşavirliği yaptığını, 3. firmalarla davalı firmanın işini yapması için anlaşmalar yapıldığından bahisle faturalar kesildiğini beyan etmiştir. Davacı şirketin, davalıya vermiş olduğu hizmetle ilgili olarak Bakırköy … Noterliği’nin 05.01.2009 tarih ve … nolu vekaletname düzenlenmiştir. Söz konusu vekaletnamenin incelenmesinde ”… Tüm resmi dairelerde mevzuatın gümrük müşavirlerine verdiği yetki ve sorumluluklar çerçevesinde, kendilerine tevdi edeceğimiz ve doğruluğuna ilişkin mali, kanuni, cezai sorumluluğu tarafımıza ait bulunan fatura, menşe belgesi, ATR, EUR-1, sigorta poliçesi, teşvik belgesi, ekspertiz raporu …eşyayı sevk ve nakle, rapor tutanak ve rezerve zaptı tanzim etmeye, ettirmeye ve imzalamaya, acenteler ve antrepolar nezdinde navlunlara antrepo ücretlerine itiraz ve eşyayı takip ve tetkike, eşyada herhangi bir hasar vukuunda bilirkişi talep etmeye,tespit yaptırmaya, vergi, resim, harç, teminat, depozito, fazla mesai, yolluk, harcırah ve navlun gibi bedelleri yatırmaya, belgeleri almaya …” yetkilerini kapsamaktadır. İstanbul … Noterliği vasıtasıyla davalı tarafça dava dışı … Şti.’ne çekilen ihtarnamede -… numaralı nakliye bedeli açıklamalı 1.121,00 TL bedelli -… numaralı nakliye -nezaret bedeli açıklamalı 2.242,00 TL bedelli -… numaralı nakliye-kayıt bedeli açıklamalı 2.891,00 TL bedelli -… numaralı nakliye -yükleme bedeli açıklamalı 1.534,00 TL bedelli -… numaralı nakliye -DAC bedeli açıklamalı 5.664,00 TL bedelli -… numaralı nakliye -yükleme bedeli açıklamalı 5.251,00 TL bedelli numaralı toplam 6 adet faturanın davalı firmaya kesildiği, ancak kesilen bu faturalar ile ilgili olarak davalı firmaya hiçbir şekilde ne … Şti’nce ne de … Şti. vasıtasıyla herhangi bir hizmet verilmediği belirtilerek faturaların iade edildiği belirtilmiş ve tebliğ mazbatasının incelenmesinde ihtarnamenin dava dışı şirketin adresinde (… mahallesi … caddesi No … Beylikdüzü İstanbul) mevcut olmadığı belirtilerek iade edildiği anlaşılmaktadır. Davacı şirket vekili tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde şirketin gümrük yasasına göre kurulmuş müşavirlik şirketi olduğu ve sadece gümrük müşavirlik hizmeti sunduğu, davacının bu hizmeti verirken müşteriye yardımcı olmak üzere gümrük işlemi biten malların müşteriye nakliyesinin yapılmasına da yardımcı olmaya çalıştığı ve bu nedenle nakliye ve ardiye ücretleri gibi hizmetler sonuncu kesilen faturaların davalı şirket adına tanzim edildiği, ancak bu fatura bedellerinin tamamının vekalet ilişkisine dayanılarak davacı şirket tarafından 3. şahıslara ödendiği iddia edilmiştir. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Avcılar Uygulama Grup Müdürlüğünce mahkemeye gönderilen yazıda dava dışı … Şti’nin 12.02.2010 tarihinde karayolu ile şehirler arası yük taşımacılığı işinden dolayı mükellefiyet kaydının bulunduğu , şirket adresinin … mahallesi … caddesi … Apt. No … Beylikdüzü İstanbul olduğu, mükellefiyetini devam ettirdiği ve terk tutanağının düzenlenmediği belirtilmiştir. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı tarafından düzenlenen 14.07.2014 gün ve 022-B/06 sayılı soruşturmada gümrük müşaviri …ın … Şti. ile Sped gümrük müşavirliği şahıs firması beyan sahipliğinde takip ettiği ithalat işlemlerinin, firmalardan tahsil edilen vergi tutarları ile gümrüğe yatırılan vergi tutarlarının farklı olup olmaması temelinde yapılan inceleme sonucunda … Serbest dolaşımı giriş beyannamelerinde gerçeğe oranla düşük kıymet ihtiva eden sahte faturalar kullanılmak suretiyle vergilerin eksik ödenerek ithalat işlemlerinin ihmal edildiği, ithalatçı firmaları sahte beyanname ve sahte vergi alındığı yönündeki makbuzlarının ibraz edilerek firmalarda yüksek tutarlarda tekabül eden vergilerin alındığı, ayrıca Halkalı Gümrük Müdürlüğünce … A.Ş. Adına tescilli … numaralı serbest dolaşımı giriş beyannamelerinin gerçekleştirilen ithalat işlemlerinde gümrük idaresine yatırılan vergilerde bir eksikliğin söz konusu olmamasına karşın ,ithalat işlemlerinin tamamlanmasını müteakip ithalatçı firmalara gönderilen sahte beyanname nüshaları ve sahte vergi alındı makbuzları ile ithalatçı firmalardan vergi adı altında fazladan para almak suretiyle menfaat temin edildiği, bu şekilde adı geçen 2 firmanın toplam 140.737,85 TL tutarında dolandırılmış olduğu belirtilmiştir. … ve … tarafından düzenlenen bilirkişi heyet raporuyla özetle: her iki tarafın ticaret defterlerinde yapılan inceleme sonucunda açılış tasdiklerinin yasal sürede yapıldığı ancak kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı, takip tarihi itibariyle davacının ticari defterlerine göre davalıdan 32.329,55 TL tutarında alacaklı göründüğü, davalı tarafın ticari defterlerine göre ise takip tarihi itibariyle davacıya 13.706,34 TL tutarında borcu olduğunun tespit edildiği, davacı tarafça davalı adına kesilen faturaların tümünün davalının yasal defterlerinde yer aldığı, Kayatrans şirketince davalı adına düzenlenen faturaların davalının yasal defterlerinde kayıtlı olmadığı, tarafların ticari defterlerinin örtüşmeme nedeninin dava dışı şirket tarafından davacı adına düzenlenen 6 adet faturanın davalının yasal defterinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, davalı tarafça faturalara son fatura tarihinden itibaren 52 gün sonra itiraz edildiği, davacının 2009 yılından itibaren ardiye, nakdiye, tahmil ve tahliye gibi masrafları davalı adına ödediği ve bedellerinde daha sonra dava şirketten tahsil ettiği, bu hususta taraflar arasında teamül oluştuğu, sektör uygulamalarında bu şekilde olduğu taraflar arasında ve dava dışı şirketlerle davacı arasında temlik hükümlerini düzenleyen bir sözleşmenin dosyada yer almadığı, dava dışı … şirketin haricinde diğer tüm faturaların davalının yasal defterlerinde kayıtlı olduğu ve itiraz yapılmadığı, dosyadaki bilgi ve belgelerden dava dışı şirketin ticari faaliyetlerine devam ettiği bilgisini yer aldığı, davalının nakliye hizmetlerini bu dava dışı şirket haricinde başka firmalardan aldığına yönelik bir belge ibraz etmediği, davalının itiraz ettiği nakliye hizmetlerinin davalı tarafça alındığı ve bu nedenle davalının 18.623,21 TL bedelden sorumlu olduğu belirtilmiştir.Davalı vekilinin, davacı tarafın dava dışı şirkete herhangi bir ödeme yapmadığı, hizmet bedelinin fahiş olduğu, hususların bilirkişi raporunda da belirtilmediği yönündeki itirazlarından sonra bilirkişi heyetinden (gümrük ve dış ticaret Uzmanı … heyete dahil edilerek) ek rapor alınmış düzenlenen ek raporda özetle ; dosyada ve taraflarca incelemeye ibraz edilen gümrük beyannameleri ve bu beyanname üzerindeki kap adetleri incelendiğinde davacı tarafça davalı tarafa kesilen faturalarda yer verilen fiyatların diğer firmalara uygulanan fiyat olduğu ve davalıya fahiş bedelle faturalar düzenlenmediği, gümrük beyannamelerindeki malların başka bir firmaya taşıttırıldığı konusunda belge ibraz edilmediği ,davacı şirketin dava dışı şirkete ödeme yapıp yapmadığı konusunda ise kök raporda da belirtildiği üzere ”… söz konusu fatura bedelleri davacının yasal defterinde davalı adına yapılan ödeme olarak kayıtlıdır” ibaresinin yer aldığı tespit edilmiştir. Bilirkişi heyetince (gümrük müşaviri …ü’nün, bilirkişi … yerine atanarak) düzenlenen 2. ek Raporda; dosya kapsamında yer alan …-…-… ve … numara faturaların gümrük beyannameleriyle uyumlu olduğu ve fahiş olmadığı, … numaralı faturanın 17.03.2010 yani taşımadan bir gün sonra düzenlendiği, bunun gümrük işyeri ve ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu, serbest dolaşımı giriş rejimine ilişkin gümrük işlemlerinin tamamlanarak gümrük vergilerinin yatırılmadan eşyanın gümrük denetiminden çıkarılarak nakliye işlemlerinin gerçekleştirilmesinin yasal olarak mümkün bulunmadığı, bu nedenle dayanak beyannamenin ispata muhtaç olduğu, … numaralı fatura ilişkin olarak hangi gümrük beyannamesi ile işlem yapıldığına ilişkin dosyaya bir belge sunulmadığı ve bu nedenle alacağın ispata muhtaç olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen 3. Ek kaporta özetle; 031867 numaralı faturanın Ambarlı Halkalı arası teminatlı araçla taşıma bedeli olarak düzenlendiği ancak taşımaya konu eşyanın bir konteyner olduğu hususu gözetildiğinde, fatura bedelinin kıymetini bu konuda uzman bir bilirkişi tarafından tespit edilmesi ya da Ambarlı Gümrük Müdürlüğünde iş yapan nakliye firmalarından müzekkere yoluyla öğrenilmesinin gerektiği, … numaralı faturanın İkitelli- Merter arası taşıma işlemine ilişkin düzenlenmiş olabileceği ancak taşımaya konu eşyanın bir konteyner olduğu ve bedelinin uzman bilirkişi tarafından tespit edilmesi ya da Halkalı Gümrük Müdürlüğünde iş yapan nakliye firmalarından müzekkere yolu ile öğrenilmesi gerektiği belirtilmiştir.Gümrük ve Dış Ticaret uzmanı …, gümrük müşaviri … ve mali müşavir … tarafından düzenlenen raporda; 6 adet faturanın davacı tarafından davalıya ne zaman gönderildiği ve ne zaman tebliğ edildiğinin dosya kapsamında anlaşılamadığı, faturalar için düzenlenen dekontların yer aldığı, dava dışı Kayatrans şirketi tarafından düzenlenen faturaların davalı tarafından defterlere kaydedilmediği ancak bu faturaların içinde bulunduğu dekontlardaki diğer masrafların davalı tarafından 22.03.2010 tarihinde defterlere kaydedildiği, bu haliyle söz konusu faturalardan davalının haberdar olduğu, davalı dava konusu faturalardan 22.03.2010 tarihinde haber olduğunun kabulü halinde faturanın İstanbul … Noterliği’nce 07.05.2010 tarihli ihtarname ekinde dava dışı firmaya iade edildiği nazara alınarak söz konusu faturalara TTK 23/2 maddesi uyarınca süresinde itiraz edilmediği davalı tarafın, davacının düzenlediği borç dekontlarındaki gümrük masraflarını nakliye bedeli faturalarından düşerek defterine kaydettiği dolayısıyla davacının söz konusu faturalar nedeniyle davalıya gümrük hizmeti verdiğinin kabul edildiği, dava dışı şirket ile davacı arasında fatura ve dekontlarla ilgili olarak herhangi bir temlik ilişkisi bulunduğuna dair dosyada bir sözleşmeye rastlanılmadığı ve taraflar arasında süregelen ilişki çerçevesinde davacının dava dışı firmalar tarafından davalı adına düzenlenen bir kısım faturalara ilişkin ödemeler yaptığı, bu ödemeleri düzenlediği dekontlarla davalıya ilgi tutarak bedellerinin tahsil edildiği, … -… nolu faturanın fatura bedeli tenzil edilerek dekont bedelinin deftere davalı tarafça kaydedildiği, … bedeli faturanın taşıma bedeli ve ek DAC maliyeti eklendiğinde oldukça yüksek olduğu, standart bir taşıma bedeli faturalarına bakıldığında 1.621 TL olabileceği, … numaralı faturanın aynı eş değerde düzenlenen 1.534 TL tutarla eşdeğer olduğu ve bu miktarın kabul edilebilecek nazara alındığında toplam talep edilebilecek alacak tutarının 10.943 TL olabileceği, ayrıca tarafların 2008 yılına ait ticari defterleri incelenmediğinden öncelikle bu hususun da giderilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bilirkişi heyetince düzenlenen 1.ek raporda özetle; davalı tarafın 2008 yılı ticari defterlerinin celp edilen gümrük beyannameleri ile ve banka kayıtlarına göre 08.02.2008 tarihli … numaralı beyannamede 13.02.2008 tarihli … nolu beyanname için davalının davacıya 137.657,54 TL fazladan ödeme yaptığı, davacının 2008 yılı ticari defterlerinin sunulmadığı ancak tarafların 2010 yılı defter bakiyelerinden yola çıkılarak davacının söz konusu beyannameleri için yaptığı kayıtların davalı ile aynı olduğu sonucuna ulaşıldığı, 2008 yılında gerçekleşen işlemler için davalının davacıya fazladan yaptığı anlaşılan ödemenin dava konusu borç alacak durumuna etkisi yönünden takdiri mahkemeye ait olduğu ve bu ödemenin davacının dava konusu faturalardan kaynaklı cari hesap bacağından düşülmesi halinde davacının davalıdan talep edebileceği bir alacağının bulunmadığı belirtilmiştir.Davacı vekilince 31.12.2009 tarihli hesap mutabakatının bir örneği mahkemeye ibraz edilmiş ve yapılan incelemede 31.12.2009 sonu itibariyle davacının alacağının 29.206,38 TL olduğu belirtilen fotokopi belgenin alt kısımlarında davacı ve davalı şirket kaşesi ile imzalarının yer aldığı görülmüştür. Bilirkişi heyetince düzenlenen 2. ek raporda özetle; dosyaya sunulan hesap mutabakatına göre davacının 29.206,38 TL alacağının olduğu konusunda anlaşmaya varıldığı, bu mutabakatın tarafların ticari defter ve kayıtları ile de uyumlu olduğu 2008 yılı içerisinde davalı tarafından 2 ayrı beyanname için davacıya fazladan yapıldığı anlaşılan ödeme etkisinin takdir ve değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu görüşünde bulunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda takibin 10.943 TL asıl alacak üzerinden devamına dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava dilekçesinde itirazın iptali talep edilmiş ancak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla dava değeri 8.000 TL olarak belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; takip dosyasında davalı tarafça itiraz edilen miktar 18.623,21 TL ) nazara alınmak suretiyle, davanın kısmen kabulü ile 10.943 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına dair karar verilmiştir. Davalının istinaf sebeplerinden biri savunmanın genişletilmesi yasağının dosyada uygulanamayacağı iddiası; bilirkişi heyetince düzenlenen raporda davalının, davacıya 2008 yılı defterleri uyarınca yapılan inceleme sonucunda 137.657,54 TL fazladan ödeme yaptığının anlaşıldığının tespit edildiği belirtilmiştir. Davalı vekilince iş bu tespitler nazara alınarak alacağın oluşmadığı iddia edilmiştir.Bilindiği üzere yazılı yargılama usulü uygulandığı davalarda 2. cevap dilekçesinin verilmesi ile davanın dilekçeler aşaması sona ermektedir ve HMK’nin 141. maddesi uyarınca davalı için savunmanın genişletilmesi yasağı da başlar.Davalı, bundan sonra ancak davacının açık muvafakati veya ıslah ile savunmasını genişletebilir veya değiştirebilir.Basit yargılama usulünde ise, savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı HMK 319 maddesi uyarınca cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesi ile başlamaktadır. Davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde; davalının, davacıya ve davacının çalıştığını iddia ettiği 3. firmalara bir borcunun bulunmadığı, icra dosyasından davalı tarafça reddedilen miktar yönünden düzenlenen faturaların hayali ve çok fahiş bedelli olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle mahkemece yapılan yargılamada davalının fazla ödeme yapıldığı yönündeki savunmasının, savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında olduğu, davacı tarafça bu savunmaya muvafakat edilmediği ve iş bu nedenle söz konusu fazladan ödeme iddiasına itibar edilmemesinin dosya kapsamına uygun olduğunu anlaşılmış ve aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Tüm dosya kapsamı nazara alındığında; taraflar arasında gümrük işlemlerinin yapılması konusunda anlaşmaya varıldığı, ayrıca Bakırköy … Noterliği’nin 05.01.2009 tarihli vekaletnamesi ile gümrük işlemleri haricinde davacı tarafça davalı tarafa nakliye ve ardiye hizmetlerinin yaptırılması, bedellerinin ödenmesi konusunda da yetki verildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında devam eden ticari ilişki uyarınca davacı tarafça davalı 3. şirketlere nakliye ve verdiği hizmetleri yaptırılarak bedelinin ödendiği ve ödenen fatura bedellerinin dekontları ile davalıya yansıtılarak davacı tarafça davalıya bu bedellerinin ödemesi konusunda ticari teamül oluştuğunu tespit eden bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında dava dışı 3. şirketi olan Kayatrans tarafından düzenlenen 6 adet fatura dışında da ihtilaf bulunmamaktadır. Dava dışı şirket tarafından düzenlenen 6 adet faturadan 2 tanesi olan … ve … numaralı fatura bedellerinin ise nakliye -dac bedeli ve yükleme bedeli hizmetine ilişkin olduğu ancak fatura bedellerinin taşıma ve hizmetler eklendiğinde ve emsal nitelikte düzenlenen fatura, iş edimi nazara alındığında oldukça yüksek düzenlendiği, … numaralı faturanın 1.621 TL, … numara faturamın 1.534 TL olarak düzenlenmesi gerektiği ve bu haliyle (1.1212.2.241+2.891+ 1.534+1.621+1.534 TL olmak üzere) davacının dava konusu faturalar nedeniyle talep edebileceği toplam miktar 10.943 TL olarak tespit edilmiş ise de; dava dilekçesinde davacının alacak talebinin 8.000 TL olduğu nazara alındığında bu miktar uyarınca davanın kabulüne dair karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. HMK’nİn 353/(1)-b-2 maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında …” duruşma yapılmadan karar verileceği hükmü düzenlenmiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı avukatının istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulü ile, 6100 Sayılı HMK’nin 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜNE, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/359 Esas, 2019/310 Karar sayılı ve 08/03/2019 tarihli kararının HMK’nin 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak;a) Davanın KABULÜ İLE, 1-Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında, davalının icra takibine itirazının 8.000 TL yönünden iptaline, takibin 8.000 TL alacak üzerinden ve takipteki şartlarla aynen devamına, 2-Şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin reddine İlk Derece Mahkemesi yönünden; a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 546,48 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 118,80 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 427,68 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İrad Kaydına, b-Davacı tarafından yatırılan 118,80 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-Davacı tarafından toplam 1.925,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine d-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, e-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T’ye göre tayin ve takdir olunan 8.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 3-İstinaf İncelemesi Yönünden;a-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 121,30 TL’nin başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA,b-Davalı tarafından yatırılan 187,00 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalıya İADESİNE,c-Davalı tarafça sarf edilen 179,03 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,d-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/10/202