Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1038 E. 2022/1024 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1038
KARAR NO: 2022/1024
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/212
KARAR NO: 2018/1101
KARAR TARİHİ: 08/11/2018
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 28/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin 10.02.2018 tarihli genel kurulunda kooperatife ait Sarıyer ilçesi … mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmazın satışı yönünde karar alındığını belirterek davalı kooperatifin 10.02.2018 tarihli genel kurulunun 5. maddesinde taşınmazın satışına ilişkin kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu 10.02.2018 tarihli genel kurulun 5. maddesinde, giderler için 5 dairenin satılması maddesinin görüşmeye açıldığı, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/816 E. sayılı davası sonucunda bu firmaya kooperatif tarafından 700.000,00 TL ödendiğini, bunun dışında ince işler yüklenicisi … tarafından aynı mahkemenin 2013/127 E. sayılı dosyasıyla açılan 2.521.866,64 TL’lik alacak davasında mahkemece kooperatife ait iki taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulduğunu ve yargılama sonucunda 1.066.482,67 TL’nin faiziyle birlikte kooperatiften tahsiline karar verildiğini, kooperatif aleyhine icra takipleri başlatıldığı gayrimenkul satışı konusunda karar alındığını, başka bir amaçlarının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Dava, gayrimenkul satışına ilişkin olan 5 nolu maddede satışı yapılacak taşınmazların asgari satış bedelleri belirtilmiş ise de satışında takip edilecek usulün belirtilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumun kooperatif ana sözleşmesine açıkça aykırılık teşkil ettiği zira ana sözleşmenin bu hükmü gereğince gayrimenkulün satışında takip edilecek usulün pazarlıkla veya açık arttırmayla yahut başka bir yöntemle mi yapılacağının ve satış bedelinin ödeme şeklinin peşin ya da vadeli olup olmayacağının ya da satış zamanının ne olduğunun açıkça gösterilmesi gerekirken, bu hususların hiçbirinin kararda yer almadığı tespit edilmiştir. Öte yandan davalı kooperatifin dava dışı yükleniciler tarafından açılan davalar nedeniyle ihtiyacı olan nakitin karşılanması kapsamında satış yönünde karar alındığı şeklindeki savunmasına da itibar edilemeyeceği bilirkişi raporunda açıkça ifade edildiği üzere kooperatifin mevcut likit varlığının bu borcu ödeyebilecek yeterlilikte bulunduğu anlaşıldığından Kooperatif Ana Sözleşmesi’nin 23/9. maddesine ve Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesinin 1. bendinde işaret edilen objektif iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil eden gayrimenkul satışına ilişkin 5 nolu kararın iptali koşullarının oluştuğu kanaatine varılarak davanın kabulüne” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; hüküm fıkrasının 4. paragrafında davacılar lehine eksik tesisi edilen vekalet ücretinin incelenerek her bir davacı yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesine dayalı olarak açılan genel kurul kararı iptali istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İhtiyari dava arkadaşlığı” başlığı altında düzenlenen 57 nci maddesinde; “(1) Birden çok kişi, aşağıdaki hâllerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir: a) Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması, b) Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri, c) Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması,”, “İhtiyari dava arkadaşlarının davadaki durumu” başlığı altında düzenlenen 58 inci maddesinde ise; “İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız olarak hareket eder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Aynı zamanda Avukatlık Asgari ücret Tarifesi’nin 3/2 maddesinde müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedileceği belirtilmiştir. Davaya konu somut olayda, her bir davacı arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusudur. İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar yönünden eldeki davanın, aynı hukuki sebepten doğduğu ve tek bir (aynı) vekil ile temsil edildikleri, davanın tek başvuru harcı alınarak açıldığı ve sonuçlandırıldığı gözetildiğinde; davada vekille temsil edilen davacılar yararına, tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış ve aksi yöndeki istinaf sebebinin dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmıştır. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere göre HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın bulunmaması nazara alındığında davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 121,30 TL’nin başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.28/09/2022