Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1034 E. 2022/1416 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1034
KARAR NO: 2022/1416
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/265
KARAR NO: 2019/223
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/12/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … San. A.Ş.’ye faaliyet gösterdiği işyerinin 10/01/2015-10/01/2016 tarihleri arasındaki dönem için davacı sigorta şirketine Bileşik Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davacı şirkete sigortalı bulunan işyerindeki kıymetlerinin, 11/06/2015 tarihinde sigortalı işyerinin alt katında kiracı olarak faaliyet gösteren davalının işyerinde çıkan yangının üst katlara sirayeti sonucu hasar gördüğü, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına sigorta tazminatı ödediğini, ödenen sigorta tazminatının rücuen tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiği belirtilerek itirazın iptali ile takibin devamını talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin görevsiz olduğunu, müvekkili şirketin hasardan sorumlu olmadığını, dava konusu yangının meydana geldiği taşınmazın dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından Yangın ve İnfilak Mali Sorumluluk konusuna ilişkin olarak sigorta güvencesi altına alındığını, davanın dava dışı … Sigorta A.Ş.’ye ihbarını talep ettikleri, davacı şirket sigortalısının bir diğer sigortacısı olan … Sigorta şirketi tarafından davaya konu yangın nedeniyle dava dışı sigortalıya ödenen 26.772 TL’nin davalı şirketten tahsili amacıyla İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2016/618 Esas sayılı davanın ikame edildiğini, mahkeme tarafından davanın 09/03/2017 tarihli karar ile İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1266 Esas sayılı dosyası üzerinden devamına karar verildiği, davacının iddialarını ispatlayamadığını savunarak davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece “… Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı sigorta şirketinin dosya kapsamına göre davalının kusurlu eylemi ile meydana gelen yangın sonucunda meydana gelen zarar nedeniyle 5.500 TL ödeme yaptığı, yapmış olduğu bu ödemeye istinaden kusurlu eylemiyle yangına sebebiyet veren davalı şirketten alacağın rücuen tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında yapmış olduğu takibe davalının süresi içerisindeki itirazı üzerine takibin durduğu davacının süresi içerisinde iş bu davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemelerine göre dava dışı … Ltd.Şti.yönetimi/sahibinin davaya konu yangının çıkmasında %25 oranında, davalının ise % 75 oranında kusurlu olduğu, davacı sigorta şirketinin sigortalısına 5.500 TL tazminat ödemesi yaptığı, yapılan hesaplamaya göre toplam zarar tutarının 32.272,71 TL, davalının %75 kusura oranına göre sorumlu olduğu tutarın 24.204,53 TL olduğu, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen 5.500 TL tazminat tutarın mahsubu ile davalının bakiye 18.704,53 TL tutardan sorumlu olduğu” gerekçesiyle davacının davasının kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 5.500,00 TL asıl alacak, 348,08TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.848,08TL üzerinden iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca 5.848,08 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporu ile hukuki mütala arasında çelişki olduğu, davalıya isnad edilen kusur miktarının ispatlanamadığı, yangının hangi nedenden dolayı çıktığının tespit edilemediği, icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığı, davalıya İBB ve gerekse diğer kurumlar tarafından inceleme yapılarak ruhsat verildiği, tanık anlatımları ve sigortalının iş yerinde klima monte işlemi yapıldığına dair tespitlere mahkemece değinilmediği, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/125 E. sayılı dosyasında kusur oranlarının tartışılmadığı, 5.500 TL miktar yönünden kusur oranlarına göre değerlendirme yapılmadığı, icra inkar tazminatı şartları oluşmadığı işlemiş faiz oranına ilişkin değerlendirme yapılmadığı, talep edilebilecek faizin yasal faiz olduğu belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (T.T.K.) 1472 (6762 sayılı T.T.K.’nin 1301) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, haksız fiile sebebiyet erdiği iddia olunan davalılardan rücuen tahsili istemli başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı tarafça davalı aleyhine 5.500 TL asıl alacak ve 348,08 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.848,08 TL’nin davalıdan tahsiline yönelik takip başlatıldığı, davalı vekilince takibe borca ve filelerine yönelik sunulan itiraz dilekçesi sunuldu ve davanın yasal sürece açıldığı anlaşılmaktadır. Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nin “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamında yer alan sigorta sözleşmesi ve ödeme belgesi dikkate alındığında, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.Davacı ile dava dışı sigortalı arasında 10/01/2015-2016 tarihlerini kapsayan Bileşik Ürün Abonman Sigorta Poliçesi imzalandığı, 11/06/2015 tarihinde sigortalı iş yerinin alt katında kiracı olarak faaliyet gösteren davalı işyerinde çıkan yangının üskatlara sirayeti sonucunda uğranılan hasar nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 10/08/2015 tarihinde toplam 5.000 TL hasar ödemesi yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Uyuşmazlık; dava konusu hasardan davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.İBB İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda; bodrum zemin ve 1. kat olmak üzere toplam 4000 m2 alan üzerine kurulu 3 katlı binanın 2 bölümden oluştuğu, … A.Ş.’ye ait depo, zemin katının tül imalathanesi ve depo, 1. katında ise kırtasiye malzemeleri deposu olarak kullanıldığı, yapılan inceleme sonucunda zemin katta faaliyet gösteren işyerinde 18.05.2015 tarihinde farklı bir yangının meydana geldiği, bahsi geçen tarihte meydana gelen yangından dolayı iş yerinin imalathane girişine göre sol taraftaki bölümünde elektrik olmadığı, pencerelerinin kırık olduğu, yangının 18.05.2015 tarihinde meydana gelen yangın olayında zarar gören, sigorta şirketi himayesindeki ürün ve malzemelerin bulunduğu, imalathanede ahşap duvar malzemeleri kullanarak bölünmüş olan 1000 m2 alanın girişine göre sağ kısımda başladığı ve gelişerek diğer bölümüne sirayet ettiği, yangın başlangıç noktası olarak tespit edilen kısımda yapılan inceleme ve araştırmada yangını çıkartabilecek herhangi bir ısı kaynağa da rastlanılmadığı, çıkış sebebinin tespit edilemediği belirtilmiştir.Yangın ekspertiz raporunda; poliçedeki sigorta teminatının emtiayı kapsadığı ve sigorta bedelinin 9.500 TL olduğu, sigortalıya ait kıymetlerde ki hasarın, alt kattaki … A.Ş. işletilmesinde çıkan ve şüpheli olarak değerlendirilen yangın olduğu, onun kısa zaman içinde 2. kez yaşanması üzerine sigortalı işletmeyi zararların kendilerini rücu edileceği bildirildiği, sigortanın faaliyet konusunun kırtasiye malzemeleri ithalat ve toptancılığı olduğu, sigortalı firmanın demirbaş ve dekorasyon kıymetlerinin … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı olduğu ve bu yüzden sadece emtia üzerinde inceleme yapıldığı, MTA temizliği maliyetinin (depodaki emtia kolilerinin temizliği 1.00 adet) KDV hariç 5.500 TL olarak takdir edildiği görüş ve tespitinde bulunulmuştur. Büyükçekmece … Noterliği vasıtasıyla dava dışı sigortalı tarafından davalı tarafa yangından oluşan zararlarının karşılanması amacıyla çekilen ihtarnameye verilen yanıtta zararların sigorta şirketleri tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Yangın Bilirkişisi Yrd. Doç. Dr. …, tarafından düzenlenen raporda özetle; söz konusu yangının çıkmasından bina malikinin herhangi bir kastının bulunmadığı ancak yangın güvenlik sistemlerinin yaptırılmasının gerekli olduğu yapılarda yapı sahibinin sorumlu olması gerektiğinden bina malikinin işbu sebeple %25 oranında tali kusurlu olduğu, davalının ise kendi işyerinde bir ay içinde 2 kez yangın çıkması, ilk çıkan yangın öncesi ve sonrası koruma önlemleri açısından gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle %75 oranında kusurlu olduğu tespitinde bulunmuştur. Davalı ile kiraya veren … Ltd. Şti. arasında düzenlenen kira sözleşmesi dosya arasına alınmıştır. Tanık beyanları: -Davalı tanığı … duruşmada alınan beyanında özetle; davalı firma da mali müşavir olarak çalıştığı, olayı görmediğini ancak güvenlik görevlisinin bilgisini aldığını, buna göre dava dışı sigortalının bulunduğu katta klima montajı yapıldığı, jet taşı ile kesimi yapıldığından kıvılcımlar çıktığının gördüğünü ve daha sonra davalı firmanın faaliyet gösterdiği ve tül kumaşların bulunduğu yerden dumanlar çıktığı, klima montaj çalışması yapanların aktardığına göre akşam 20:30-21:00 sularında oradan ayrıldıklarını, yangın olayının gece saat 22:00 sularında gerçekleştiği, ilk yangının davalı firmanın bulunduğu yerde elektrik panosundan çıktığını, elektrik panosunun yandığından dolayı 2. yangının başladığı yerde elektrik tesisatının bulunmadığını beyan etmiştir. -Davalı tanığı … duruşmada alınan beyanında özetle; davalı firmada çözgücü olarak çalıştığını, yangının çıktığını öğrenince olay yerine gittiğini, dava dışı sigortalı firmanın bulunduğu katta klima bakımı çalışmaları yapıldığını ve bu nedenle aşağıya kıvılcımlar sıçradığını, olayın bu şekilde sıçrayan kıvılcımlar nedeniyle gerçekleştiğini belirtmiştir. -Davalı tanığı … duruşmada alınan beyanında özetle; davalı firmada işçi olarak çalıştığını olayın meydana geldiği gecede orada olduğunu, firmada daha öncesinden meydana gelen yangın nedeniyle firmanın büyük kısmının yangından hasar gördüğünü ve giriş duvarları dahi yangın sebebiyle yıkılmış durumda olduğu, bu nedenle davalı firmanın faaliyetlerini yangından hasar görmeyen diğer bölümlerde yürüttüğünü, yangının çıktığı yerde elektrik tesisatında çalışmadığını belirtmiştir. -Davalı tanığı … duruşmada alınan beyanında özetle; … isimli firmada danışman olarak çalıştığını olayın meydana geldiği gün orada olduğunu ve yaklaşık firmalar arasında 10 m’lik mesafe olduğunu, üst kattaki firmada klima takıldığını ve kıvılcımdan çıktım gördüğünü çalışmaları saat 18.00 ile yaklaşık 20:30 arasında gerçekleştiğini, saat 21:30 sıralamada alt kattaki yerden duman çıktığını fark ettiğini, alt kattaki firmada yaklaşık 1-1,5 hafta önce de yangın çıktığını ve firmanın büyük bölümünün yangın sebebiyle hasarlı olduğunu belirtmiştir. Kimya Müh. İş Güv. Uzmanı Yangın Uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda özetle: 11.06.2015’te çıkan ikinci yangının 18.05.2015’te çıkan birinci Yangınla ilgisinin bulunduğu, ikinci Yangın çıktığı alanda yani deponun girişine göre tanımadan birinci yangından kurtarılmış petrol türevi 260 derecede alevlenen ve üst üste yığılmış polyester mamul madde ve hammaddeler bulunduğunu, yangının çıktığı anda depo kapısını açık, üstteki pencerenin camı kırık ve elektriğin olmadığını tanıklarca açıklandığını, üst katta … Kırtasiyede 2. yangının çıktığı gün klima montajı sırasında taşlama motoru ile yapılan çalışmalarla ilgili olarak yapılan keşifte binanın dışında gözüken klima dış ünitelerinin ayaklarının montajında sadece delici matkap ve elektrikli tornavida kullanılabileceği, taşlama motorunu kesme işlemlerinde de kullanılabileceği, binanın dış yüzeyinde kesme işlemi için görünürde bir pürüzün olmadığı, ancak tadilat sırasında binanın içinde kullanılabileceği davalı firmanın bulunduğu zemin kat ile sigortalının bulunduğu 1. kat arasında yaklaşık 1,5 m çıkmadan dolayı sigorta firmanın daha önce olduğu, bu nedenle yangın olayının gerçekleşmesinin taşlamadan çıkan kıvılcımların 1,5 m daha geride olan davalı firmadaki iplik ve tül rolalarına etki etmesinin güç olacağı değerlendirildiğinde, bina malikinin %25, davalı firmanın bir ay içinde 2 defa yangın çıkmasından ve yangın öncesi ile sonrasında yeterli koruma önleme tedbirleri alınmamasından dolayı %75 oranında kusurlu olacağını görüş ve kanaatine varılmıştır. Sigorta bilirkişisi … tarafından düzenlenen raporda özetle: yangını uzmanı bilirkişisi … tarafından düzenlenen rapordaki görüşlerle aynı görüşte olunduğu ve davalının %75 oranında kusurlu olduğu tespit edildiği, dava dışı sigortalının oluşan hasar nedeniyle 32.272,71 TL olarak hesaplanan zararına %75 oranına tekabül eden 24.204, 53 TL’sini davalıdan karşılanması gerektiği belirtilmiştir. Davaya konu uyuşmazlıkla ilgili olarak dava dışı … Sigorta Şirketi tarafından davalı ve … A.Ş.’ye yönelik açılan tazminat istemine davanın İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1266 E. sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/125 E. sayılı dosyasında davaya konu uyuşmazlık ve ilgili yangın olayı nedeniyle … A.Ş. tarafından … A.Ş. ile …’na yönelik rücuen tazminat istemiyle açılan davada Kimya Mühendisi, Tekstil Mühendisi ve Sigorta Uzmanı Bilirkişisi’nden oluşan heyet tarafından düzenlenen raporda 18.05.2015 tarihinde yangın geçirmiş olmasına rağmen yangına karşı gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle yangının çıktığı yerin yasal sahibinin %50 oranında kusurlu olduğu, … firmasından yangın güvenlik önlemleri aldırmadan imalat ve depolamaya devam ettiği, mamul yarı mamul, hammadde ve ekipmanlarını özenle koruma yükümlülüğünü yerine getirmediğinden %50 oranında kusurlu olduğu görüşünde bulunmuştur. Davalı vekilince sunulan ve İTÜ makina Fakültesi Prof. Dr. Mak. Y. Müh. … tarafından düzenlenen uzman görüşü raporunda özetle: 2. yangın ile 1. yangının çıkma şartlarının birbirinden farklı olduğu, 2. yangının davalının kusuru ile çıktığına dair tespit veya delil bulunmadığı, kusur durumunun tespiti için öncelikle yangının çıkış nedeninin tespit edilmesi gerektiği, dava dışı sigortalının yangından hemen önce tam da yangının başladığı noktanın üst katında tadilat işlemi gerçekleştirdiği, depoda 1. yangın nedeniyle herhangi bir enerji ve ısı kaynağı olmadığı, sabotaj gerçekleştirildiğine dair bir delil de olmadığı gözetildiğinde yangının çıkış nedeninin tadilat işlemleri nedeni ile çıkan kıvılcımlar olması ihtimalinin güç kazandığı, tanık anlatımları ile bu durumun tespit edilmesi halinde tüm kusuru sigortalıya ait olduğu, meydana gelen yangın çıkmasında düğmesinde hangi önlemlerin alınmadığı yönünden inceleme yapıldığında ise esas ve büyük yangının … depo bölgesinde daha önceki yangından kalan çok fazla miktardaki yanıcı sentetik, elyaf tül-perde ve ipliğin burada depolanmış olması nedeniyle ve çok miktarda yanıcı maddenin burada bulunması nedeniyle bu bölgede büyüdüğü ve geliştiği, 1. yangın sonrası 2. yangının meydana geldiği depoda … Sigorta Şirketi’nin 1. yangında hasar gören bu imkanları depoladı ve burada ekspertiz çalışmalarını yürüttüğü dolayısıyla gerekli önlemleri …’dan alması gerektiği, bina malikinin ise Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelikte mevcut binalar için yangına karşı alınması gereken eksik tedbirler hususunda bir inceleme raporu alınması için müracaatının bulunmadığı nazara alındığında 2. yangında … şirketinin işyeri ruhsatı bulunduğu da göz önünde bulundurularak tedbirsiz olduğuna dair bir husus olmadığı bir yangın olayında herhangi bir kusuru ile ihmali bulunmadığı görüş ve tespitinde bulunulmuştur.Mahkemesi yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair karar verilmiş olup, davalı vekilinin istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf sebeplerinin incelenmesi:1-Dosyaya sunulan hukuki mütalaa ile bilirkişi raporu arasında çelişki bulunması: 6100 sayılı HMK’nin 293. maddesinde uzman görüşü düzenlenmiştir. İş bu maddede tarafların dava konusu olayla ilgili olarak uzmanından bilimsel mütalaa alabileceği belirtilmiştir. Yukarıda da belirtmiş olduğu üzere; taraflara yüklenilen kusur durum ve oranı yönünden dosyaya ibraz olunan bilirkişi raporları ile hukuki mütalaa arasında ciddi farklılıklar yer almaktadır. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 10.11.2016 tarih ve 2015/5127 E. 2016/4635 K. sayılı ilamını bu konuda emsal nitelik teşkil etmektedir. Anılan Yargıtay ilamında ”… Mahkeme özellikle özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda, tarafın sunduğu uzman görüşünün dava konusuyla ilgili olması halinde mutlaka dikkate almak ve değerlendirmek zorundadır. Bu anlamda alınan bilirkişi raporuna, taraflardan biri, uzman görüşüne dayanmak suretiyle itiraz etmiş ve ve bu itirazlar mahkeme tarafından hiç değerlendirmeye alınmamış ve itirazlar gerekçeli bir şekilde karşılanmamış ise uzman görüşüne dayanan tarafın 6100 sayılı HMK’nın 27., Anayasa’nın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenme hakkını ihlal etmiş olabilecektir.Dosyaya ibraz edilen uzman görüşünde bilirkişi raporu ile tespit edilen görüşlerinin aksine tespit ve görüşler ileri sürülmüş olup, bilirkişi raporu ile uzman görüşü ciddi şekilde çelişkiler içermektedir. Alınan bilirkişi raporu ile uzman görüşü arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilmesi yerine yetersiz ve esaslı itiraza uğrayan rapora dayanılarak uzman görüşü kararda gerekçeli olarak değerlendirilip tartışılmadan karar verilmiş olması doğru olmamış,” belirtilmektedir.Davalı vekili tarafından sunulan istinaf yasa yoluna başvuru dilekçesinin 2. maddesinde hükme esas alınan bilirkişi raporları ile hukuki müdahale arasında çelişki olduğu ve mahkemece verilen kararın hatalı olduğu belirtilmiştir. Yukarıda belirtilen yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin emsal nitelikte yer alan içtihadı nazara alındığında bilirkişi raporu ile uzman görüşü arasındaki çelişkilerin giderilmeden hüküm tesisi yoluna gidilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yönde sunmuş olduğu istinaf yasa yolu başvuru talebinin yerinde olduğu anlaşılmaktadır. 2-Mahkemenin görevine ilişkin yapılan itiraz: Davacı ile davalı arasındaki ilişkin ticari nitelikte olmadığı ve halefiyet davasında mahkemenin görevsizlik bulunduğu iddia edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 tarih E. 37, K. 9, RG. 03/07/1944 sayılı kararı ve TTK’nin 1472.maddesi uyarınca davacı sigorta şirketinin, sigortalısının halefi olarak açtığı davada, dava dışı sigorta ettiren ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu açıktır. Davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebebi iş bu nedenle yerinde görülmemiştir.3-Davalıya kusur isnat edilemeyeceği yönündeki itiraz:Dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinde, öncelikle hukuki mütalaa ile hükmü esas alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu yukarıda da belirtilmiştir .Aynı zamanda davalı vekilince dosyaya ibraz edilen aynı hukuki olayla ilgili olarak Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/125 E. sayılı dosyasında davalıya %50 oranında kusur istinat edildiği anlaşılmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda da yangının çıkış sebebi tam olarak tespit edilememiştir. Mahkeme huzurunda tanıklar dinlenilmiş olup, dinlenen tanık beyanlarında yangının çıktığı yerde önceki yangın sebebiyle elektrik tesisatında çalışmadığı ve yangının çıkış saatinden birkaç saat öncesine ilişkin yangın çıkış yerinin hemen üstünde bulunan yerde klima takılma işlemlerini yapıldığı, bu işlemlerden kaynaklı olarak kıvılcımların etrafa sıçradığı belirtilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporuna yönelik sunulan itirazların da karşılanması, aynı haksız fiil ile ilgili olarak farklı davalardan farklılık kusur oranlarının ve bu sebeple çelişkilerin önüne geçebilmek amacıyla gerektiğinde aynı hukuki sebeple açılmış dava dosyalarındaki tespitlerde incelenerek uyuşmazlığa konu yangın olayında yangının çıkış sebebinin tereddüte mahal bırakılmaksızın ve tarafların kusur oranının açıkça tespit edilerek yargılamanın yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılması gereken iş; raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla, 6100 sayılı HMK’nin 266. ve 281/3. maddeleri gereğince yeni oluşturulacak bilirkişi heyetinden (kimya müh., yangın uzmanı, sigorta bilirkişisi) denetimine elverişli rapor almak, daha önce alınan raporlar arasındaki çelişkiler gidermek, alınacak bu rapora tarafların somut gerekçelerle ve ciddi itirazlarda bulunmaları halinde bu itirazları karşılamak amacıyla gerektiğinde ek rapor almak suretiyle hüküm kurulması gerekmektedir. 4-İcra inkar tazminatına yönelik itiraz: Genel bir kavram olarak “likid (liqiude) alacak”; “tutarı belli (muayyen), bilinebilir, hesaplanabilir alacaktır” Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez (YHGK 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 Esas 397 K.sayılı ilamı). Likit alacak bakımından aranan “borçlunun, talep edilen alacağı veya alacağın bütün unsurlarını bilmesi veya bilmek (kolayca hesap edebilmek) durumunda olması; bu bağlamda alacağın miktarının belirlenmesi için tarafların ayrıca mutabakata varmasına (anlaşmasına) veya mahkemenin tayin edeceği bilirkişi eliyle bir değerlendirme yapılmasına ihtiyaç bulunmaması, diğer bir anlatımla, borçlunun, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması” ölçütü birçok tartışmayı sona erdirmekle beraber, bir davada bilirkişi incelemesine gidilmesinin, alacağın likit olup olmadığı ile ilgili başlı başına bir kıstas olarak kabul edilmesi de doğru değildir. Çünkü mahkeme uygulamasında “hesap işi”, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerden olduğundan borçlunun, kendi başına hesaplayabilecek durumda olduğu asıl alacak ve temerrüt faizine itiraz etmesi halinde, mahkemenin, alacaklının alacağının miktarını, bizzat tespit etmeyip, bilirkişi vasıtasıyla belirleyeceğinden, likit olan bir alacağın sırf bilirkişi incelemesi yapıldığı gerekçesi ile likit sayılmaması doğru olmayacaktır (Yılmaz, age s. 737, 740). Davaya konu edilen tazminat miktarının yangın nedeniyle oluşan hasara dayanmakla, icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığı ve bu yöndeki davalı vekilince sunulan istinaf başvuru sebebinin dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmaktadır. 5- İşlemiş faiz alacağına ilişkin değerlendirme: Davaya konu uyuşmazlıkta, davalı aleyhine 5.500 TL asıl alacak ve 348,08 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.848,08 TL’nin davalıdan tahsiline yönelik takip başlatıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda gerek asılacak gerekse işlenmiş faiz yönünden davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak mahkemece davacının işiymiş faiz alacağı yönünden talebinin kabulüne dair karar verilmiş ise de işlemiş faiz alacağının miktarı ve şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.İş bu nedenle mahkemece işlemiş faiz talebinin yasa şartlarının oluşup oluşmadığı incelenmeden kabulüne dair karar verilmesinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. 6-Davaya konu edilen zarar miktarının kusur oranına göre değerlendirilmediği yönündeki itiraz:Mahkemece dava dışı … Ltd. Şti.’nin %25, davalının ise %75 oranında kusurlu olduğu, davacının sigortalısına 5500 TL tazminat ödemesi yaptığı ve davalının %75 kusur oranına göre sorumlu olduğu tutarın 24.204, 53 TL olduğu, sigortalıya ödenen 5.500 TL tazminat tutarının mahsubu ile davalının bakiye 18.704,53 TL tutardan sorumlu olduğu belirtilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yukarıda belirtmiş olduğu üzere davalının %75 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde davacının 10.01.2015-2016 tarihleri arasındaki dönem için davacı sigorta şirketine, Bileşik Ürün Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, emtialarda oluştuğu iddia olunan 5.500 TL zararın tahsilinin talep edildiği ve ve yangın hadisesinde mahkemece davalının % 75 oranda kusurlu olduğu kabul edilmekle, tahsili talep edilen miktarın kusur oranı nazara alınarak tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, dava konusu edilmeyen zarar da nazara alınarak ve kabul edilen kusur oranı karşılığı gözardı edilerek davanın kabulüne dair karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yaptıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2017/265 Esas, 2019/223 Karar sayılı ve 21/03/2019 tarihli kararının HMK’nin 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine,4-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davalıya İADESİNE, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/12/2022