Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1033 E. 2022/1377 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1033
KARAR NO: 2022/1377
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2018
ESAS NO: 2016/414
KARAR NO: 2018/1302
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 14/04/2016
KARAR TARİHİ: 07/12/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Mah. … bck …-… sokak … (…) Blok No:… Esenyurt adresindeki … Residance Sitesinin, müvekkili nezdinde 30.02.2015-2016 vadeli … nolu … (…) sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalı … A.Ş. ye ait ve … nolu poliçe kapsamında sigortalı trafonun 14.08.2015 tarihînde voltaj dalgalanmaları neticesinde hasarlandığını, bu kaza neticesinde sigortalıya 06.11.2015 tarihinde 49.506,00-TL ödenmiş olup, ödenen miktar için müvekkili şirketin T.T.K. Gereği sigortalısının haklarına kanunen halef olduğunu, davalının dava konusu kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olup zararın karşılanmasında sorumlu olduğunu, 49.506,00-TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; süresi içince tazmin için müvekkili şirkete müracaat edilmediğini, dava konusu … nolu trafo merkezinden tip C1 olduğu ve C1 tipi trafo merkezlerinin mülkiyetinin, bakım ve işletilmesinin müşteriye ait olduğunu, … Avm/Recidence içerisinde 112 adet trafo merkezi bulunduğunu ve bu merkezleri ölçe hücresi, güç trafosu ve alçak gerilim tesisinin tamamının işletme ve bakım sorumluluğunun abone olan … Bakım Hizmetleri A.Ş’ne ait olduğunu, abonenin meydana gelebilecek hasarlara karşı gerekli koruma sistemini tesis etmesinin kendi sorumluluğunda olduğunu, … Avm/Recidence yer alan abonelerin orta gerilim üzerinden enerji aldıklarını ve burada yer alan 22 adet transformatör üzerinde herhangi bir problemle karşılaşılmadığını, bu nedenle meydana gelen hasardan dolayı müvekkil şirketin bir kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığını, 15.01.2016 tarihli hasar bedeli ödenmesi talebine de bu şekilde cevap verildiğini, mülkiyeti, bakımı ve işletilmesi dava dışı sigortalı aboneye ait olan trafoda meydana gelen hasar nedeniyle müvekkil şirkete husumet yöneltilmesinin uygun olmadığını, davayı ve husumeti kabul etmemekle birlikte davacı şirketin ekspertiz raporunu tek taraflı hazırladığını, ve bunun kabulünün mümkün olmadığını, sigorta şirketinin açmış olduğu davanın hukuki niteliğinin bir tazminat davası olduğunu, bu nedenle davacının müvekkil şirketin kusurlu olduğunu ve zarar miktarını ispat etmesinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil şirkete yükletilebilecek bir sorumluluk doğarsa müvekkil şirketin hasardan ancak kusuru oranında sorumlu tutulabileceğini, sigortalısına halef olarak dava açmış olan sigorta şirketinin halefiyet ilkesi gereğince halefinin sahip olduğu haklardan fazlasını talep edemeyeceğini, ayrıca dava dilekçesi ekinde sunulan belgede davacının sadece ibra edildiği görülmekte ancak temlik hususunun yer almadığını, bu nedenle de davanın reddinin gerektiğini ileri sürerek yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”Dava, sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafından, sigortalısı olan … A.Ş.’ye ait trafoda 14/08/2015 tarihinde voltaj dalgalanmasına bağlı olarak oluştuğu iddia edilen hasarın davalıdan rücuen tahsili istenmektedir. Dosya, İTÜ’de görevli öğretim üyesi Elektrik mühendisi 3 bilirkişiye tevdi edilerek hasarın sebebi, tarafların kusur oranı konusunda rapor tanzim edilmesi istenilmiş ,tanzim edilen kök ve ek raporlardan; davacı yan sigortalısına ait trafodaki hasarın OG sargısında var olan bozulmanın yanı sıra, kısa süreli voltaj dalgalanması sonucu oluştuğu, davacı sigortalısının işletme ve bakım yükümlülüğünü ihmal ederek %50, davalı dağıtım şirketinin gerilimin kısa aralıklarla kesilmesi ile oluşturduğu gerilim dalgalanmalarının, 1250 KVA gücündeki trafsformatörün sargılarını etkileyen gerilimin kısa süreler ile trafo üzerinde darbelerin oluşmasına neden olmak suretiyle %50 oranında kusurlu olduğu anlaşılmakla kadri maruf hasar miktarının yarısının davalıdan tahsiline dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; mülkiyeti, bakımı ve işletmesi dava dışı sigortalı aboneye ait olan trafoda meydana gelen hasar nedeni ile müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, EPDK Elektrik Dağıtım ve perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliğinin 26. Maddesine göre 10 günlük hak düşürücü sürede müvekkili şirkete başvuru yapılmadığını, zararın tazmini için hasarın dağıtım şebekesinden kaynaklandığının tespitinin gerektiğini, müvekkilinin kusurunun olmadığını, şebekeden kaynaklanmış olsa idi aynı koldan enerji alan diğer binalarda da hasar meydana geleceğini, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, eksik incelemenin söz konusu olduğunu, keşif yapılmadan rapor düzenlendiğini, hasarlanan trafonun mülkiyeti müvekkili şirkete ait olmadığınından kusuru olmadığını, hasarın voltaj dalgalanmasından kaynaklandığında dair somut veri olmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunu doğuracak uygun illiyet bağının olmadığını, hasar bedelinin neye göre tespit edildiğinin belli olmadığını, fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda müvekkilinin sigortalısına transformatörün kontrol bakım ve onarımının düzenli yaptırılmadığından bahisle kusur yüklendiğini, hasarlı trafonun son bakımının 21/05/2015 tarihinde yapıldığını, sigortalının bakım yükümlülüğünü yerine getirdiğini, … firmasının sigortalıya verdiği bakım hizmetine ait belge ve faturaların celp edilmediğini, eksik inceleme yapıldığını, davalının kusurlu olduğunu beyan ederek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava; sigortacının, dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin, hasardan sorumlu olduğunu iddia ettiği davalıdan 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davacı sigorta şirketi tarafından, dava dışı sigortalı … A.ş’ne ait … Residance Sitesi için 130/03/2015-2016 tarihlerini kapsayan … (…) Sigorta Poliçesi düzenlenmiş, bina ve eşya sigortalanmıştır. Poliçede, bina olarak belirtilen bedelin ortak alanları; eşya bedeli olarak belirtilen bedelin ise bu ortak alanda bulunan sabit demirbaş ve makineleri kapsadığı belirtilmiştir. 14/08/2015 tarihinde sigortalıya ait rezidansta trafo odasının patlaması neticesinde transformatörün sargılarının yandığı ve hasar meydana geldiği, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 06/11/2015 tarihinde 49.506,00 TL ödeme yapıldığı, poliçede makine kırılmasının 5.770.000.000,00 TL olarak teminat altına alındığı anlaşılmaktadır.TTK’nın 1472. maddesinde yer alan halefiyet hükmü gereğince dosya kapsamında yer alan sigorta sözleşmesi ve ödeme belgesi dikkate alındığında, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır. Sigortalının düzenlediği olay raporunda kısaca; “…14/08/2015 tairihinde saat 10.45 sıralarında trafo odasından ses geldiğinin fark edildiği, otomasyona bildirildiği, rezidans teknik personeli … yaptığı kontrolde elektriklerin sürekli gidip gelmesinden dolayı bir adet trafonun patladığının tespit edilerek servise bildirildiği…” ifade edilmiştir. 14/10/2015 tarihli Ekspertiz raporunda; ”Ekspertizimiz esnasında … Rezidans trafo odasında bulunan dağıtım trafosunun yenilenmiş olduğu görülmüştür. Sökülerek depoya alınan trafo incelendiğinde U ve V fazında patlama olduğu, giriş baralarının ve hücre kaplamalarının patlamanın etkisiyle karardığı ve kavrulma olduğu görülmüştür. Değişimi yapan … firma yetkilisi Elektrik mühendisi … bey ile yapılan görüşmede hasarlı trafo üzerinde yapılan izolasyon ve sargı direnci testlerinde U ve V fazı sargılarının yanmış ve kısa devre olduğunun tespit edildiğini ifade etmiştir. Yapılan incelemeler ve görüşmeler neticesinde hasarın voltaj dalgalanması ve/veya izolasyon direncinin düşmesi ile fazlardan birinde oluşabilecek kısa devre sonucu meydana gelmiş olabileceği ancak trafonun yaşı ve bakımının 1. Ayda yapılmış olması ve raporda izolasyon direnci ile ilgili bir problem görülmediği belirtildiğinden izolasyon direncinin bu kadar kısa sürede azalamayacağı dolayışıyla hasarın voltaj dalgalaması sonucu meydana geldiği ve poliçe teminatları kapsamında değerlendirilebileceği kanaatine varılmıştır. Hasar sonucu hesaplanan tazminat bedenlinin 17.231,00- USD olduğu…” belirtilmiştir.Mahkemece İTÜ Elektrik Fakültesi’nden iki öğretim üyesi ve İTÜ Yapı İşleri Teknik Daire Başkanlığı’ndan elektrik mühendisi bilirkişilerden oluşan heyetten alınan 08/05/2017 tarihli raporda; ”transformatörler genel olarak normal işletme koşullarında çalışmak için imal edilirler ve normal dışı işletme koşullarının oluşması halinde de hasar görmemeleri için koruyucu sistemlerle teçhiz edilirler, Uygun seçilmiş ve işletme bakımı düzenli olarak yapılan transformatörler, oluşacak anorma! işletme koşullarında aşırı isınmaya karşı da rölelerle korunurlar. Bu nedenle bilirkişi heyetimizin kanaati; elektriğin kısa aralıklarla kesilmesinin faz sargılarında kısa devre olmasının tek nedeni olamayacağı, ancak olaya paralel olarak, transformatör sargılarının izolasyon| direncinin de azalmış olması durumunun meydana gelmesi olasılığının yüksek olması nedeniyle, beklenmedik bir anda faz sargılarına gelen gerilimin darbesel şekilde yükselmesinin faz sargılarında kısa devre oluşmasına |imkan sağlamasının mümkün olabileceği yönündedir. Bu şekilde meydana gelen gerilim dalgalanmalarında ölçü aletleri ve kayıt cihazları darbelerinin genliklerini ölçebilir ve belli aralıklarla kayıt yapabilir. Elektriğin kısa süreli kesilmeleri faz sargılarında kısa devre olmasının tek nedeni olmayacağı yukarıda belirtilmişti ancak ölçüm aletlerinin kayıt yapamayacağı çok kısa süreli geçici olaylarda, meydana gelen dv/dt ve di/dt gibi yüzlerce belki de binlerce kW/ms (Hs) ve kA/ms (us) değerine ulaşan anlık darbeler sargı izolasyonunun beklenmedik bir anda delinmesine sebebiyet verecektir.Dağıtım şirketi olan …’ın, dağıtım bölgesinde bulunan kullanıcılardan biri olan … A.Ş.’ye sunduğu hizmetin kalitesi ile ilgili sorumluluğunu tam olarak yerine getirmemiş olduğu, gerllimirn kısa aralıklarla kesilmesi ile oluşturduğu gerilim dalgalanmalarının 1250 KVA gücündeki transformatörün sargılarına etkiyen gerilimin kışa süreler (mikrosaniye, milisaniye veya desimal saniye) ile trafo üzerinde darbelerin oluşmasına neden olduğu anlaşılmakta olduğundan, dağıtım şirketi … Kurumunun hasardan dolayı %50 oranında sorumlu olduğu, … A.Ş.’nin, bir orta gerilim abonesi olarak işletme ve bakım sorumluluğu üzerinde olan 1250 kVA gücündeki transformatörün kontrol baktım onarımının düzenli olarak yaptırmamış olması sonucu, trafo sargılarında meydana gelen işletmeye yönelik yaşlanmanın tespit edilememesinde nedensellik bağı oluşturmakta olduğu anlaşıldığından, meydana gelen hasarda %50 oranında sorumlu olduğu” mütalaa olunmuştur. Davalı …’ın elektrik enerjisinin dağıtımı faaliyeti, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalının sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur. Bu sorumluluk türü tehlike sorumluluğu olarak da isimlendirilmekte olup, sorumluluk türlerinin en ağırını oluşturur. Burada tehlikeli nesne veya işletme ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir. Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır. (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15). Şayet zarar görenin davranışı zararın oluşmasına veya artmasına neden olmuş ise zarar görenin bölüşük kusuru oranında tazminattan indirim yapılabilir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/6240 E. 2014/10031 K. 23.6.2014 tarihli ilamı) Her ne kadar mahkemece, davacının sigortalısının transformatörün kontrol, bakım ve onarımını düzenli olarak yaptırmamış olması sebebi ile hasardan %50 oranında sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de; hasarın elektriğin kısa aralıklarla kesilmesi sebebiyle meydana geldiği sabittir. TBK’nın 52/1. maddesinde zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yüklümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği düzelenmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 27/10/2020 tarih 2019/3211 Esas 2020/6301 Karar sayılı ilamında ifade edildiği şekilde “…Borçlar Kanunu’nun “tazminat miktarının tayini” başlıklı 43. maddesinde (6098 sayılı TBK 51. md); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “Tazminatın tenkisi” başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. Md.) ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre müterafik kusur indirim oranı % 20’yi geçemeyecektir.” Buna göre hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtildiği gibi transformatörün kontrol, bakım ve onarımını düzenli olarak yaptırmamış olması sebebiyle sigortalı firmanın, zararın artmasına sebebiyet verdiği gözetilerek TBK 52 maddesi gereğince, belirlenen zarardan hal ve mevkiin icabına ve ihmalin ağırlığına göre uygun bir tutarda indirim yapılması gerekirken sigortalının kusur oranının %50 gibi yüksek bir oran olarak belirlenmesi hatalı olmuştur. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşmiş kararlarında belirtildiği üzere davacı tarafından rücu edilebilecek tazminat tutarı 3. kişiye ödenen miktara göre değil, zarar görenlerin gerçek zararına göre belirleneceğinden, davacının yaptığı ödemenin gerçek zarar kadar olup olmadığı, ödeme tarihindeki veriler esas alınarak hesaplaması gerekirken bilirkişilerce bu yönde bir inceleme yapılmadan ekspertiz raporunda belirlenen miktar üzerinden tazminata karar verilmesi de hatalı olmuştur. Eksik inceleme ile karar verilemeyeceğinden mahkemece; uzman bilirkişiden, davacının sigortalısına ödediği miktarın kadri maruf olup olmadığı hususunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/414 E. 2018/1302 K. Sayılı 12/12/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Taraflarca ayrı ayrı yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına,4-Taraflarca ayrı ayrı yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/12/2022