Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/102 E. 2020/324 K. 14.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/102
KARAR NO: 2020/324
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/307 Esas
KARAR NO: 2017/581
KARAR TARİHİ: 16/05/2017
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/12/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; takip konusu borcun sebebi taraflar arasında imzalanan 11.05.2011 tarihli “Ar-Ge Danışmanlık Sözleşmesi” oluşturduğu bu sözleşme gereği davacı şirket, davalı şirketin AR-GE projesi olan “Mobil EKG Eldiveni Tasarım ve Üretimi” projesinin oluşturulması ve bu projeyi değerlendiren Kosgeb İstanbul Boğaziçi Hizmet Merkezi Müdürlüğü’ ne sunulması sırasında gerekli olan danışmanlık faaliyetlerini yürütmek ve sunum dosyasını hazırlamak sorumluluklarım üstlenmiş ve tüm sorumluluklarını eksiksiz yerine getirerek, sunum dosyası KOSGEB’ e teslim etmiş olduğunu, sözleşme gereği davacı şirkete yapılacak ödemeler, danışmanlık bedeli aylık 3.500,00 TL+KDV olmak üzere 6 aylık peşin, kalanı ise her ayın ilk haftasında ödenecek olduğu, altı aylık danışmanlık bedeli peşin olarak ödenmek üzere 21.000,00 TL+KDV olup, toplamda 24.780,00 TL olduğu, yazılım ücreti 6.000,00 TL+KDV olmak üzere 7,080,00 TL olduğu, davalının ödemesi gereken 6 aylık peşin danışmanlık bedeli ile yazılım ücrcti toplamda 31.860,00 TL olup, davalı şirket sadece 19.09.2011 tarihli havale ile 8.000,00 TL ödeme yapmış, davalının bakiye 23.860,00 TL borç halen ödenmemiş olduğu, bu nedenle davalı borçlu şirketin haksız itirazının iptali ile İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasındaki icra takibinin devamına, kötüniyetli davalı aleyhine %20’den az olmamak şartı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamış, davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” tüm dosya kapsamında davacının ticari defter ve belgelerine usulüne uygun olarak işleyip fatura düzenlemediği ancak sözleşme gereği bakiye borç tutarının tahsilini talep ettiği ancak bu tutarın tahsilini talep eden davacının sözleşmeden doğan edim yükümlülüğünü tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini ispatı gerektiği davalının yapmış olduğu ödemeyi gösterir dekontta avans ödemesi belirttiği, davacının bildirdiği ve sunduğu delil ve belgeler dışında başkaca bir delil ve belge ile alacağın varlığının tespit etmenin mümkün bulunmadığı, davacının dosyaya sunduğu adi danışmanlık sözleşmesinin 3.1 maddesi gereği kendisine düşen yükümlülüklerin sırasıyla sözleşmeye esas konuyla ilgili araştırma geliştirme projesi için finansal danışmanlığın, arge projesi konusunda teknoloji ve patent araştırmasını, muhtelif kurumlara sunulmak üzere uygun formatlarda arge proje dosyasının oluşturulmasını, proje dosyasının sunumunda projenin destek kuruluşları tarafından kabulüne kadar geçen süreçte dosya takibi ve ön görülen revizyonların yapılmasını, yapılan araştırma sonuçlarının bir rapor halinde kuruluşuna sunulmasını, projenin yürütülmesi, sonuçlandırılması ve raporlamalarının gerçekleştirilmesinin yükümlendiği, anlaşılmakta olup, davacının kendi ticari defter ve belgeleri ile kanıtlayamadığı alacağı en azından sözleşmeden doğan edim yükümlülüğünün tam ve eksiksiz olarak yerine getirtiğini kanıtlaması kaydıyla karşı edim yükümlülüğü olan ücrete hak kazanabileceği sözleşmenin niteliği gözetildiğinde iş görme sözleşmelerinden olduğu ve bu kapsamda vekalet sözleşmesine ilişkin yükümlerin kıyasen bu sözleşmeye de uygulanması gerektiği, vekalet ilişkisi çerçevesinde vekilin işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmesinden değil, bu sonucu erişmek için yaptığı faaliyetin özenle görülmemesinden sorumlu olduğu, sonuç olarak; davacının sözleşmeden doğan edim yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğinden bahsedilemeyeceği KOSGEB ‘e yapılan başvuruda gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği bu nedenle karşı edimi talep hakkının bulunmadığı anlaşılmakla davalı hakkında başlatılan icra takibinin ve açılan davanın haksız olduğu kanaatine varılarak ” davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; sözleşme gereği müvekkil üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, gerekli danışmanlık hizmetini verdiğini, ancak, müvekkilin vereceği danışmanlık hizmeti araştırma alanıyla sınırlı olup bu husus sözleşmenin 3. Maddesinde ifade edildiğini, müvekkilin, en başından bir proje yaratma yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkilin danışmanlık faaliyeti, davalının hazırlamış olduğu projenin kapsamı ile sınırlı olduğunu, müvekkilin sözleşme ile hiçbir sonuç vaadinde bulunmadığı gibi, alacağın tahsili projenin kabulüne de bağlanmadığını, projeyi geliştirecek ekibin yeterliliği, müvekkilin sözleşme ile üstlendiği bir konu olmadığını, müvekkilin ekibi eğitmek ya da seçmek gibi bir sorumluluğu bulunmadığını, bu sebeple, red sebebinden müvekkil sorumlu olmadığını, keza, Kosgeb’in ikinci red sebebi olan ” proje ile hangi faaliyetlerin yapılacağı, işletmenin teknolojik anlamda yaratmayı düşündüğü katma değerin hangi alanda olacağının proje dosyasında açıklanmaması” gerekçesinin, Kosgeb’in reddettiği projelere standart olarak yazdığı bir açıklama olduğu düşünüldüğünü, ayrıca, Kosgeb’in red kararı yeniden başvuruda bulunmaya engel bir karar olmayıp bu husus kararlarında belirtilmişse de davalı projede revizyon yapmak istediğini, bu yönde müvekkilin danışmanlık faaliyetine devam etmesini de istemediğini, bu sebeple bilirkişi raporunda belirtilen aksi yöndeki görüşlerin kabulü mümkün olmadığı mahkeme tarafından nazara alınması da mümkün olmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava taraflar arasındaki Ar-ge Danışmanlık Sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, takibe dayanak yapılan faturaya konu hizmetin tam ve eksiksiz olarak verilip verilmediği noktasındadır. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhine arge danışmanlık sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için 23.860.00 TL asıl üzerinden ilamsız takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacının bildirdiği delil ve belgeler ile icra dosya getirtildikten sonra mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, alınan 01/03/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda sonuç olarak; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu taraflar arasındaki ticari ilişkinin 11/05/2011 tarihli arge danışmanlık sözleşmesinden kaynaklı olduğu, aralarında ticari bir ilişkinin bulunduğu, davacının davalıdan 31/12/2012 tarihi itibariyle 8.000 TL alacaklı olduğu, 19/09/2011 tarihinde … Bankasından davacının hesabına 8.000 TL ödeme yapıldığı, dolayısıyla 05/03/2012 tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının kalmamış olduğu, davacının fatura düzenlediği ancak karşı tarafa tebliğ edildiğine dair bilgi ve belgeye rastlanmadığı sözleşmenin 1. Maddesinde … Danışmanlık … “danışman firma ” olarak adlandırılacaktır yazılı olasına rağmen, sözleşmeyi “… Ltd Şti ” kaşesiyle imzalanmış olduğu, sözleşmenin 3.1 maddesi başlığı altında yer alan hizmetlerden sadece “d-Muhtelif Kurumlara sunulmak üzere uygun formatlarda AR-GE proje dosyasının oluşturulması ” maddesinin davacı tarafından gereçekleştirilmiş olduğu, KOSGEB’e yapılan başvuruda gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği, 29/11/2011 tarihinde imzalanan başvuru formunun KOSGEB’e 12/12/2011 tarihinde yapılmış olduğu, başvuru formunun üzerinde elle düzeltmelerin yapıldığı, KOSGEB tarafından uygun görülmeme nedenleri düzeltilip tekrar başvurulma olanağı olduğu halde hiçbir şey yapılmamış olduğu, dolayısıyla davacının danışmanlık ücretine hak kazanmamış olduğu, icra takibinin davalıya 01/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun ise 08/12/2014 tarihinde itiraz dilekçesini vermiş olduğu, dolayısıyla davalı borçlu 7 günlük yasal sürede itiraz etmiş olduğu rapor edilmiştir. Davacı vekili, bilirkişi raporuna yönelik itiraz dilekçesinde bakiye alacağın ticari defterlerde yer almamasının sebebinin müvekkilinin henüz alacağını tahsil edememiş olması sebebiyle fatura düzenlenmemiş olduğunu, huzurdaki davada müvekkilinin alacağının mevcut olup, tahsil edildiğinde fatura düzenleneceğini, ve müvekkilinin sözleşme uyarınca üzerine düşen edimlerini yerine getirildiğini, başvurunun kabul edilmeme nedeninin müvekkilinden kaynaklanmadığını belirtmiş olup, davacının itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, alınan 10/11/2016 tarihli ek raporda; formda yer alan düzeltmenin, işin gereği gibi yapılıp yapılmadığını etkileyecek düzeyde olup olmadığını bu konudaki uzman kişilerden görüş alınarak değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği, davacının sözleşmeye esas konuyla ilgili araştırma ve geliştirme yükümlülüğünün anılan projenin gerçekleştirilebilmesi için yeterli ekibin nasıl ve kaç kişiden ibaret olması gerektiği konusunda da araştırma yaparak sonucu belirlemesi gerekliliğinin de içerip içermediğinin ve buna göre sorumluluğunun belirlenmesinin mahkemenin taktirinde olduğu, artı değer açıklamasının KOSGEP tarafından beklenilen ayrıntıda olup olmadığının, yeterli bir artı değer açıklamasının yapılıp yapılmadığının kanıtlanması gerektiği VUK 231/5. Maddesine göre 7 gün içinde fatura düzenlenmesinin zorunlu olduğu, bu süre içinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, VUK genel tebliğ 402 ‘ye göre de 2011 yılında 700 TL’nin üzerinde her işlem için fatura düzenlemenin zorunlu olduğu göz önüne alındığında davacının iddiasının yerinde olmadığı rapor edilmiştir. Tüm dosya kapsamı incelendiğinde taraflar arasında 11/05/2011 tarihli ar-ge danışmanlık sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında danışman firma tarafından verilecek hizmetlerin: a- sözleşmeye esas konuyla ilgili araştırma geliştirme projesi için finansal danışmanlığı, b- AR-GE projesi konusunda teknoloji araştırması, c- AR-GE projesi konusunda patent araştırması, d- muhtelif kurumlara sunulmak üzere uygun formatlardn AR-GE proje dosyasının oluşturulması, e- proje dosyasının sunumundan, projenin destek kuruluşları tarafından kabulüne kadar geçen süreçte dosya takibi ve öngörülen revizyonların yapılması, f- yapılan araştırma sonuçlarının bir rapor halinde hizmet alan kuruluşa sunulması, g- projenin yürütülmesi, sonuçlandırılması ve raporlamaların gerçekleştirilmesi olduğu, sözleşme tutarı: sözleşme kapsamında verilecek danışmanlık bedeli ilk altı ayı peşin aylık 3.500,00 TL + KDV ve 6.000,00 TL + KDV yazılım ücreti olarak kararlaştırıldığı görülmüştür. Somut olayda; davacının sözleşme kapsamında belirlenen hizmetlerden sözleşmenin 3.1 maddesi başlığı altında düzenlenen d- muhtelif kurumlara sunulmak üzere uygun formatlardn AR-GE proje dosyasının oluşturulması, ” kısmını gerçekleştirdiği, “Mobil EKG Eldiveni Yazılım Tasarım ve Üretimi” konulu AR-GE ve İnovasyon Programı Proje Başvurunun, KOSGEB İstanbul Boğaziçi Hizmet Merkezi Müdürlüğü tarafından değerlendirilerek ” 1- Projeyi geliştirecek ekibin yetersiz olması, 2- Proje ile hangi faaliyetlerin yapılacağı, işletmenin teknolojik anlamda yaratmayı düşündüğü katma değerin hangi alanda olacağı proje başvurusunda açıklanmadığı ” gerekçeleriyle projenin KOSGEB tarafından desteklenmesi uygun görülmediği ve bu karar önümüzdeki dönemde isletmenin KOSGEB Destek Programlarına başvurması önünde engel teşkil etmediği bildirilmiştir. Davacı sözleşme kapsamında edimini tam ve eksiksiz yerine getirdiğini, sözleşmede belirlenen 6 aylık peşin danışmanlık bedeli ile yazılım ücretinden oluşan toplam 31.860,00 TL ücreti hak kazandığını, davalı tarafça avans olarak yatırılan 8.000,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 23.860,00 TL alacağı bulunduğunu, alacak tahsil edildikten sonra faturanın düzenleneceğini iddia etmiş ise de yukarıda sayılan sözleşme kapsamında belirlenen tüm hizmetlerin yerine getirilmediği, projenin kabul edilmeme gerekçesi gözetildiğinde davacı tarafça araştırma yükümlülüğünün gereği gibi ifa edilmediği gibi özellikle proje dosyasının sunumundan, projenin destek kuruluşları tarafından kabulüne kadar geçen süreçte dosya takibi ve öngörülen revizyonların yapılması, yapılan araştırma sonuçlarının bir rapor halinde hizmet alan kuruluşa sunulması, ve projenin yürütülmesi, sonuçlandırılması ve raporlamaların gerçekleştirilmesine yönelik hizmetlerin tam olarak yerine getirilmediği, sözleşmenin, projenin sadece hazırlanıp kuruma verilmesinden ibaret olmadığı, projenin kabulüne kadar olan süreçte dosya takibi ve öngörülen revizyonların yapılması da kararlaştırılmış olmasına rağmen KOSGEB tarafından uygun görülmeme nedenleri düzeltilip tekrar başvurma olanağı olduğu halde bu hususta hiç bir şeyin yapılmamış olduğu, mahkemenin gerekçesinde belirtildiği gibi sözleşmenin niteliği gözetildiğinde iş görme sözleşmelerinden olduğu ve bu kapsamda vekalet sözleşmesine ilişkin yükümlerin kıyasen bu sözleşmeye de uygulanması gerektiği, vekalet ilişkisi çerçevesinde vekilin işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmesinden değil, bu sonucu erişmek için yaptığı faaliyetin özenle görülmemesinden sorumlu olduğu, sonuç olarak; davacının sözleşmeden doğan edim yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğinden bahsedilemeyeceği, KOSGEB ‘e yapılan başvuruda gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği bu nedenle karşı edimi talep hakkının bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde olmadığı anlaşılmakla, HMK’nın 353/1-b.1 bendi uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23 TL.’ nin istinaf eden taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.14/12/2020