Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1012 E. 2022/1305 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1012
KARAR NO: 2022/1305
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2019
ESAS NO: 2017/247
KARAR NO: 2019/71
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 10/03/2017
KARAR TARİHİ: 16/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; dava konusu borcun dayanağının saya dikim işçiliğine ilişkin faturalar, çıkış fişleri ve teslim evrakları olduğunu, davalı ile son iki aylık süreçte sadece teslim fişleri düzenlenerek çalışıldığını, davalının durumu istismar ederek borcunu ödemediğini, davalının icra takibine itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında cari hesap ilişkisinin mevcut olduğunu, davacının müvekkili şirket için saya dikim işini yaptığını, ancak taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi sona ermiş olduğunu, müvekkilinin davacı şirkete olan tüm borcu ödeyerek hesabı kapattığını, davacıya borçlu olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ‘… davalı tarafın davacı ile olan saya dikim işçiliğine yönelik ticari hizmet ilişkisini kabul ettiği, ancak davacı tarafa olan borcunu ödemek sureti ile cari hesabın kapatıldığını savunduğu, davacı tarafın takip tarihine kadar olan son iki aylık dönemde taraflar arasındaki anlaşma gereğince faturasız çalışıldığını beyan ettiği, somut olayda çözülmesi gereken ihtilafın faturasız çalışıldığı iddia olunan döneme ait alacak ve borç ilişkisinin mevcut olup olmadığı noktasında toplandığı, mahkememiz kasasına alınan depo malzeme çıkış fişleri ile teslim fişlerinin incelendiği, taşıma işini gerçekleştiren kamyonun davacının yakınına ait olduğu, her ne kadar teslim fişlerinde davalı şirket adına teslim alan kişiler yönünden SGK’ya yazılan yazımıza yanıt verilmiş ve teslim alan kişilerin çalışan kaydına rastlanılmamış ise de kayıt dışı çalışma olgusu ile birlikte 04/10/2010 tarihinden itibaren davalı şirket tarafından düzenlenen ”Depo malzeme çıkış fişleri”ne göre 02/12/2016 tarihine kadar hemen hemen her gün saya işçiliği yapılmak üzere davacıya mal gönderildiğinin kasaya alınan 46 adet ”Depo malzeme çıkış fişleri”den tespit edildiği, ayrıntılı, gerekçeli olmakla hükme esas alınmaya elverişli bulunan rapor marifeti ile de tespit edildiği üzere 04/10/2016 tarihine kadar tarafların saya dikim işçiliği kapsamında fatura düzenlendikleri ve bu faturaların karşılığı olan tutarların tamamının davacıya ödenmiş olduğu, 04/10/2016 tarihi öncesine ve sonrasına ait olup mahkememiz kasasında bulunan fişler ve makbuzlardan anlaşıldığı üzere saya işçiliği hizmetinin resmi fatura düzenlenmeksizin yaklaşık 2 ay daha devam etmiş olduğu, faturasız yapılan işlere ait hammaddenin fason işçilik yapılmak üzere davalıya davacının çalışanlarının teslim ettiği, işçilik yapmış ürünlerin ise davalının aynı çalışanları tarafından alınmış olduğu, faturasız çalışılan dönemle ilgili olarak davacının hizmetlerinin karşılığının kasada bulunan evraklara göre alacak miktarının 88.313,25-TL olarak göründüğü, davalı tarafça faturasız çalışılan döneme ait ödemeye rastlanılmadığı, tüm bu nedenlerle davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 16.400-TL tutarında alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, takipten önce davalı tarafın temerrüte düşürülmediği ve takibin/ davanın asıl alacak üzerinden açıldığı, alacağın teslim fişleri, cari hesap alacağına dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne , davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; ”Taraflar arasında, borcun kapatılmasından sonra devam eden bir ticari ilişki kesinlikle olmamıştır. Tarafların faturasız çalışmaya başladığına ilişkin iddia doğru olmadığı gibi, davacının bu iddiası hiçbir şekilde ispatlanamamıştır. Bilirkişi tamamen soyut davacı yanın beyanlarına göre rapor tanzim etmiştir. Raporda ticari ilişkinin devamına yönelik olarak depo malzeme çıkış fişlerine dayanılması kabul edilebilir değildir. Söz konusu depo malzeme fişleri ile müvekkil şirket ve yetkililerin hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Depo malzeme çıkış fişlerinin müvekkil şirketi bağlayıcı hiçbir yönü bulunmamakta, depo malzeme fişleri şirketi temsile yetkililer tarafından imzalanmış belgeler değildir. Kaldı ki; bu fişleri imzalayanların müvekkil şirketi çalışanı olup olmadığı belli olmadığı dahi belirli değildir. Bu yönde dosyada yapılmış bir tespit bulunmamakta tamamen davacı taraf beyanlarına itibar edilerek karar verilmiştir. İcra inkar tazminatı yönünde hüküm kurulması da hatalı olup, ticari defterlerde yer almayan ve faturası olmayan soyut alacağın likit olarak kabul edilebilmesi mümkün değildir.” şeklinde itirazda bulunarak kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde;Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, davalı ile saya dikim işçiliği hizmeti hususunda anlaştıklarını, son iki aylık dönemde davalının isteği üzerine, fatura düzenlenmeksizin teslim fişleri düzenlemek sureti ile çalıştıklarını davalının borcunu ödemediğini iddia etmektedir. Davalı taraf ise cari hesap ilişkisinin sona erdiğini, borcun ödendiği beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, icra takibine itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Davaya konu Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacının, 16.400,00TL alacağın tahsili için takip başlattığı, ödeme emrinin davalıya 26.01.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 31.01.2017 tarihinde borcu olmadığından bahisle takibe itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı görülmektedir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; ; “… eskiden beri davacı … (… ayakkabı iş güvenliği malzemeleri) ile davalı … Tic. San. Ltd. Şti arasında iş ilişkisi olduğunu, davacı … tarafından ”fason saya dikim işçiliği” hizmeti verilerek bedelleri davalı … Tic. San. Ltd. Şti’den tahsil edildiğini, davalı tarafa ait elektronik ortamda tutulan defterler incelendiğinde; en son faturanın 04.10.2016 tarihinde düzenlendiğini ve bu tarih itibariyle davacının alacaklı olduğu bakiye 59.782,21.-TL ise banka hesaplarına yapılan havaleler ile 16.11.2016 tarihi itibariyle ödendiğini, dava tarihi itibariyle davacının davalıdan, düzenlemiş olduğu faturalar çerçevesinde alacağının bulunmadığını, 04.10.2016 tarihinden sonra ise davacının iddiasına göre taraflar arasında anlaşarak daha az vergi ödemek adına faturasız çalışmaya başladıklarını, her ne kadar davalı yan herhangi bir çalışma olmadığını ileri sürse de 04.10.2010 tarihinden itibaren … Tic. San. Ltd. Şti tarafından düzenlenen ”Depo malzeme çıkış fişleri”ne göre 02.12.2016 tarihine kadar neredeyse her gün saya işçiliği yapılmak üzere davacıya mal gönderildiği kasaya alınan bu 46 adet ”Depo malzeme çıkış fişleri”den anlaşıldığını, fişlere göre davalı … Tic. San. Ltd. Şti adına malların davalı … Tic. San. Ltd. Şti çalışanı … tarafından teslim edildiğini, taşımanın … plakalı araç ile gerçekleştirildiğini, davalı tarafından yapılan bu teslimatların ne olduğunun açıklanamadığını, yapılan işçilik sonrası bu kez davacı … tarafından davalı … Tic. San. Ltd. Şti’ye saya işçiliği yapılan ürünler teslim edildiğini, davalı … Tic. San. Ltd. Şti adına gelen bu malları genellikle …’ın imza karşılığı almakla birlikte zaman zaman …’nun da imza karşılığı teslim aldığını, her iki kişinin de davalı … Tic. San. Ltd. Şti’nin çalışanı olduğunu, davacı tarafından yapılan bu saya işçiliğine ilişkin TTK ve VUK kapsamında bir fatura düzenlenmek yerine resmi olmayan bir fatura davacı tarafından düzenlenerek yine … Tic. San. Ltd. Şti’nin çalışanı … veya …’ya teslim edildiğini, düzenlenen faturaların tablo şeklinde sunulduğunu; davalı tarafından alınan bu faturaların taraflar arasındaki 2015 ve 2016 yıllarındaki cari hesap ekstreleri incelendiğinde düzenli ödemelerinin de yapıldığının görüldüğünü, muhtemeldir ki davalı tarafından bu süre zarfında ticari defterlere yansıtılmayan ödemelerde bulunduğunu, davalı yanın; bu süreçte iş yapılmadığını ileri sürdüğünde yapmış olduğu ödemeleri kendi savları ile çelişmemek adına sunmadığını, öte yandan davacı tarafın da bu süreçte 88.313,25.-TL’lik iş yapmasına karşın aynı dönemde yapmış olduğu tahsilatlardan hiç bahsetmediğini, bu faturaların ve karşılığında yapılan ödemelerin defter kayıtları da bulunmadığından ne kadarlık kısmın ödendiği konusunda bir tespitin yapılamadığını, hesaplamalara göre davacının yapmış olduğu saya işçiliği karşılığı alacağının 88.313,25.-TL olduğunu, ancak başlatmış olduğu icra takibinin 16.400,00.-TL olduğunu, demek ki arasındaki fark olan 71.913,25.-TL’nin davalı tarafından tahsil edilmiş olduğunun kabulünün gerekeceğini, sonuç olarak davacı tarafından davalı yana verilen saya işçiliği hizmeti resmi fatura düzenlenmeksizin yaklaşık 2 ay daha devam etmiş olduğunu, faturasız yapılan işlere ait hammaddeyi fason işçilik yapılmak üzere davalıya davacının çalışanlarının teslim ettiğini, işçilik yapılmış ürünlerin ise davalının aynı çalışanları tarafından alınmış olduğunu, faturasız çalışılan dönemle ilgili olarak davacının hizmetlerinin karşılığının kasada bulunan evraklara göre 88.313,25.-TL olduğunu, ancak bunun ne kadarının davalı tarafından ödenmiş olduğunun tespit edilmediğini, bu konuda tarafların beyan veya banka belgesi sunmadıklarını ancak davacının icra takibini 16.400,00.-TL üzerinden yapmasından dolayı aradaki farkı tahsil etmiş olduğunun kabulünün gerektiğini…” mütalaa olunmuştur. Mahkemece teslim alan kişiler olan …’nun ve …’ın davalı çalışanı olup olmadığı yönünden yapılan araştırma neticesinde, ilgililerin davalı adına sgk kaydı olmadığı görülmüştür. Mahkemece kayıt dışı çalışma olduğu kabul edilerek depo malzeme çıkış fişlerine ve teslim fişlerine itibar edilmiştir. Taşımada kullanılan … plakalı aracın davacının akrabasına ait olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu, hükme esas alınacak niteliktedir. Davacının davalıya hizmet sunduğu, depo malzeme çıkış ve teslim fişleri ile ispatlanmıştır. Davacının davalıdan 16.400,00TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, hükme esas alınan ve denetime elverişli bilirkişi raporuna, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 240,80 TL’nin mahsubu ile arta kalan bakiye 199,70 TL harcın istemi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/11/2022