Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1004 E. 2022/1518 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1004
KARAR NO: 2022/1518
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/37 Esas
KARAR NO: 2018/925
KARAR TARİHİ: 11/12/2018
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/12/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kiralama faaliyetiyle yürütüldüğünü, davalı … tarafından işletilen … Merkezi ile müvekkili şirket arasında mülkiyeti müvekkili şirkete ait araçların kiralama süreleri bittiğinden kiracıdan teslim alındıktan sonra müvekkili şirkete ait … plaka nolu aracın taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre temizlenmesi için davalılara teslim edildiğini ancak aracın davalı iş yerinde çalışan diğer davalı …’ın kullanımındayken trafik kazasına karıştığını, davalı …’ın zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu, aracın 2. el değerinin de 35.000,00 TL olarak belirlendiğini, müvekkili şirket tarafından … plaka nolu aracın hasarlı şekilde araç satış sözleşmesi ile dava dışı …’a 35.666,00 TL ye satıldığını, bedelin davalılardan talep edilip ödemediğini, bunun üzerine davalılar aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz edildiğini belirtilerek itirazın iptaline karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP Davalı … cevap dilekçesinde özetle; … Temizlik Merkezi unvanlı işyerinde yıkamacı olarak çalıştığını, olayla ilgili olarak 01.10.2014 günü araçları yıkamakta oldukları … A.Ş. firması personeli … işlerinin yoğun olduğunu ve eksik adam çalıştırdıklarını söyleyerek havalimanına aracı götürme konusunda araç için yardım istediğini, kendisinin ve arkadaşlarının patronlarının izni olmadan yardımcı olamayacaklarını söyledikleri halde birtakım sözlerle kendisini ve arkadaşlarını ikna ettiğini, kendi yönetiminde gerçekleşen kazada tüm sorumluluğunun firmaya ait olduğunu, kendisinin ve işyerinin sorumlu olmadığını talep ve beyan etmiştir. Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının olduğunu, müvekkili taraflar arasında imzalanan sözleşmenin konusunun araç yıkama ve temizlik hizmetleri olduğunu, trafik kazasının sözleşmenin ifası sırasında meydana gelmediğini, müvekkili şirketin vale hizmeti bulunmadığını, bütün bu nedenlerle kötü niyetli olarak açılan ve müvekkilin davacı şirkete imzalamış olduğu sözleşmenin tüm yükümlülükleri yerine getirmemiş olması nedeniyle reddini talep etmiştir. İhbar olunan … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle: davalı aracın şirketleri nezdinde herhangi bir poliçe bulunmadığını, … plakalı aracın tramer sorgusu kapsamında kaza tarihini kapsayan herhangi bir poliçe numaralarına rastlanılmadığını, sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanması amaçlandığını, sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü belgelerin ibrazından itibaren 8 iş günü içinde böyle bir başvuru olmadığını dava tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarihlerden öncesi için faiz sorumluluklarının da bulunmadığını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… bilirkişi … tarafından aracın toplam zararının 34.200,00 TL olarak hesaplandığı, yine aynı bilirkişi tarafından aracın kazasız rayiç değerinin 70.000,00 TL olarak belirlendiği, aracın açık artırma usulü hasarlı hali ile dava dışı …’a 35.666,00 TL bedelle satıldığı, söz konusu kazanın yeni Genel Şartlardan önce meydana gelmesi nedeniyle hasar bedelinin; aracın hasarsız değeri ile hasar meydana geldikten sonra değeri arasındaki fark bedel olması gerektiği, söz konusu aracın hasarlı hali ile satılması nedeniyle rayiç bedelden satış bedelinin düşülmesi sonucu hasar bedeline ulaşılacağı ve bu şekilde yapılan hesaplamada aracın zararının (70.000,00 TL-35.666,00 TL= 34.334,00 TL) 34.334,00 TL olarak belirlendiği, bu nedenle bilirkişi raporunda aracın hasar bedelinin 34.200,00 TL olarak hesaplanması tespitine itibar edilmeyerek aracın hasar bedelinin 34.334,00 TL olarak belirlendiği, her ne kadar davacı vekili davalı …’ın sürücü olması, davalı …’ın ise taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle adam çalıştıranın sorumluluğu nedeniyle sorumlu olduğunu ileri sürmüşse de talimat vasıtası ile dinlenen tanık beyanlarından davacı şirket çalışanı … hanımın olay günü oto yıkamacıya gelerek oto yıkamada bulunan üç adet aracı oto yıkama çalışanlarının hava alanına götürmesini istediği, davalı …’ın da dahil olduğu üç çalışanın oto yıkama sahibi davalı …’ın haberi ve izni olmaksızın araçları hava alanına götürdükleri ve bu esnada kazanın meydana geldiği, çalışanların davalı iş yeri sahibi olan …’a haber vermeden araçları götürdükleri, araçlara yapılacak işlemler tamamlandığında araçların davacı şirkete teslim edilmek üzere hazır edildiği, sözleşmeye konu hizmetin bu aşamada tamamlanmış olduğu, davacı şirket çalışanının talebi üzerine davalı oto yıkama çalışanlarının davalı oto yıkama sahibi …’a haber vermeden araçları götürmeleri nedeniyle araçların artık sözleşmenin 3.10 maddesi uyarınca davacı şirkete teslim edildiğinin kabulü gerektiği, böylece …’ın sorumluluğunun sona erdiği, …’ın sorumluluğunun sona ermesinden sonra kazanın meydana geldiği, dolayısıyla … yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davalı …’ın ehliyeti olmamasına rağmen araç kullanması nedeniyle sorumlu olduğu, her ne kadar bilirkişi raporunda kazaya karışan diğer araç sürücülerinin de kusurlu oldukları belirtilmişse de söz konusu sorumluluğun müteselsil sorumluluk olması nedeniyle haksız fiil faillerinin birinden tüm zararın talep edilebileceği ancak tanıklardan … ve …’ın davalının ehliyeti olmadığını, davacı şirket çalışanına söylediğini beyan ettikleri, dolayısıyla davacı şirket çalışanının davalının ehliyeti olmadığını bilmesine rağmen aracı kullandırttığı kaldı ki davalının ehliyeti olmadığından haberdar olmasa bile bir aracı başkasına kullandırtırken ehliyeti olup olmadığı hususunun sorması gerektiği, aksi halde bu durumu kabul etmiş sayılacağı, dolayısıyla bu durumda davacı şirketin de bir parça kusurunun bulunduğu, Türk Borçlar Kanunun 51. ve 52. maddeleri uyarınca zarar bedeli olan 34.334,00 TL’nin %25 oranında kusur indirimi yapıldığı (34.334,00 TL x 75/100 = 25.750,50 TL) ve sonuç olarak davalı …’ın 25.750,50 TL den sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın davalı … yönünden reddine, davanın davalı … yönünden kısmen kabulü ile, davalının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 25.750,50 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, alacak yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın inkar tazminat talebinin reddine, dava … yönünden reddedilmişse de davacı takip başlatmakta kötüniyetli olmadığından davalı …’ın kötüniyet tazminat talebinin reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalıların sözleşmeyle yükümlendiği sorumlulukları nazara alındığında oluşan maddi hasardan sorumlu oldukları, sözleşmenin 3.5, 3.10 ve 3.11 maddeleri uyarınca davalılarca zararın tazmin edilmesi gerektiği, davacı şirket çalışanının ehliyeti olmayan birine arabayı kullandırmayacağının açık olduğu, % 25 oranında kusur indirimi yapılmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, … plakalı araçta aracı hasarsız ikinci el satış değeri ile hasarlı 2. el satış bedeli arasındaki farkın tazmini talepli davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu … İcra Dairesi … sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı tarafça davalılar aleyhine ”13.01.2015 tarihli 34.334 TL tutarında Antalya 5. Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/102 D.İş sayılı dosya ile tespit edilen … plakalı araçta aracı hasarsız ikinci el satış değeri ile hasarlı 2. el satış bedeli arasındaki farkın alacağı” na dayalı olarak 34.334 TL alacağım tazmini talepli 13.01.2015 tarihli ödeme emrinin davalılardan …’a 22.01.2015, …’a 30.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği ve her iki davalının da borca ve yetkili icra dairesinin Antalya İcra Müdürlüğü olduğu belirtilerek yetkiye itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Davacı ile davalılardan … arasında düzenlenen ”Araç Yıkama Sözleşmesi”nin incelenmesinde; iş bu sözleşmenin davacının, tedarikçiye (davalı …) yönlendireceği araçlar ile ilgili sözleşmede belirtilen araç yıkama ve temizlik hizmetlerinin tedarikçi tarafından yerine getirilmesinin usul ve esasları ile karşılıklı hak ve yükümlülükleri belirlenmesini düzenlediği, tedarikçinin sözleşmede belirtilen hizmetleri … Motor’un yetkililerinin talimatları doğrultusunda ve sözleşmede belirtilen hükümlere uygun olarak yerine getirmeyi kabul ve taahhüt ettiği, tedarikçi tarafından yerine getirilen hizmetler esnasında, hizmet verilen araçların uğrayacağı her türlü kaza ve zararlardan bizzat tedarikçinin sorumlu olduğu, … Motor un işbu zararları tedarikçiye rücu etmeye yetkili olduğu (madde 3.5), yıkama işlemi tamamlanan araçların … Motor personeli haricinde kimseye teslim edemeyeceği, aksi halde tedarikçi … Motor’un bu nedenle oluşan tüm zararlarını derhal gidermekle yükümlü olduğu, … Motor’un işbu zararlarının herhangi bir izne, hükme ve bildirme gerek olmaksızın tedarikçinin doğmuş ve/veya doğacak her türlü alacağından mahsup etmeye yetkili olduğu, … Motor’un sözleşmeyi haklı nedenle feshetme hakkının saklı olduğu (madde 3.8), tedarikçi ve personelinin, … Motor’un araçlarını tesisin dışına çıkaramayacağı ve (içerisinde oturmak, sigara içmek, uyumak, istirahat etmek gibi davranışlarla) kişisel olarak kullanamayacağı (madde 3.9), aracın tedarikçi tarafından fiilen teslim alındığı ve/veya tedarikçinin hakimiyetine girdiği andan … Motor’a teslim edildiği ana kadar maruz kalacağı ve/veya 3. kişilere vereceği her türlü zarar ve ziyandan tedarikçinin sorumlu olduğu (madde 3.10), sözleşmede belirtilen hizmeti gerçekleştirirken tedarikçi personelinin … Motor’a ve 3. kişilere verdiği her türlü zarardan bizzat tedarikçi sorumlu olup, tedarikçinin söz konusu zararı itirazsız olarak, herhangi bir hükme veya ihbara gerek kalmaksızın ilk talepte derhal tazmin etmeyi kabul ve taahhüt ettiği (madde 3.11) işbu sözleşmeden doğacak uyuşmazlığın çözümünde İstanbul (Anadolu) Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri’nin yetkili olduğu (madde 11) belirtilmiştir. Antalya 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/102 D.İş sayılı dosyasında bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, … plakalı araç da meydana gelen toplam hasarın 25.488,07 TL, dava konusu aracın emsallerinin hasarsız 2. el piyasa değerinin 70.000 ve TL, dava konusu aracın hasarlı bedelinin 35.000 TL ve araçta oluşan değer kaybının 7.000 TL olduğu belirtilmiştir. Davalılardan … trafik kazasının gerçekleştiği gün davacı şirkete ait 3 aracın kendilerine teslim edildiğini ve teslim edilen araçların yıkanıp park haline alındıktan sonra davalı şirket yetkilisi … tarafından teslim alınmak üzere gelindiğini, ancak şirket yetkilisinin araçları havaalanında bulunan müşterilerine teslim etmek üzere şirket çalışanı davalı …’dan ricada bulunulduğunu ve davalı çalışanın 2 kişiyle birlikte 3 aracı davacı şirket yetkilisiyle birlikte götürdükleri esnada trafik kazasının gerçekleştiğini ve iş bu nedenle davalı şirketin meydana gelen trafik kazası sonucunda kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını iddia etmiştir. Tanık beyanları: Davalı tanığı … talimat ile alınan beyanında özetle; önceden …’ a ait olan oto yıkama işyerinde çalıştığını ve olayı bildiğini, olay günü davacı şirket çalışanı … hanımın, araçların acilen havaalanına gitmesi gerektiğini belirttiğini, kendisine araçları götüremeyeceklerini söylediklerini ancak tüm sorumluluğun kendisine ait olduğunu söylediğini işyeri ile havaalanı arası yaklaşık 1 km olduğunu ve kendisiyle birlikte, davalı …, davacı şirket çalışanın … ve tanık …’nin kullandığı 4 araç ile yola çıktıklarını ancak …’in kullandığı aracın havaalanı içerisine girince kontrolsüz yoldan çıkan aracın duramayıp bekleme yapması sonucunda kazanın meydana geldiğini, kendilerinin sadece araç yıkama ve otoparka çekme yetkisinin bulunduğunu bunun dışında aracı kullanma yetkilerinin bulunmadığı belirtmiştir. Davalı tanığı … talimat ile alınan beyanında özetle, davalı …’nın yanında 2 tane oğlu çalıştığı için sık sık işyerine gittiğini, olay günü orada çay içerken davacı firma çalışanı olan bir kadının geldiğini ve çok yoğun olduklarını araçların havaalanına gitmesi gerektiğini söyleyerek yardım istediğini, …’in ehliyeti olmadığını söylemesine rağmen araçlarının sigortalı olduğunu söyleyerek sorun olmayacağını belirtildiğini ve o gün işyerinde …’yı görmediğini belirtmiştir. Davalı tanığı … talimat ile alınan beyanında özetle, olay tarihinde davalının yanında oto yıkama işinde çalıştığını, davacı şirket çalışanın gelerek havaalanına araç götürmesi gerektiğini belirterek kendilerinden yardım istediğini, patronların olmadığını ve araç götürmek gibi bir yetkilerinde bulunmadığını söylemelerine rağmen çok ısrar edildiğini ve araçların kaskolu olduğunu, sorumluluğu da kendisine ait olduğunu söylediğini ancak Sait’in kaza yaptığını ve davacı şirket çalışanının Sait’in ehliyeti olmadığını bildiğini, buna rağmen yardım istediğini belirtmiştir. Davalı tanığı … talimat ile alınan beyanında özetle, havaalanında rant a car işi yaptığını ancak araçlarını davalı otoparkında yıkattığı için sık sık otoparka da gittiğini, … isimli bir bayanın olay günü gelerek havaalanına araç sevkiyatı olduğunu söylediğini ancak çalışanların yetkinin bilgisi olmadan araç götürüp getiremeyeceklerini söylemesine rağmen tüm sorumluluğun kendisine ait olduğunu ve aracın kaskolu olduğunu söylediğini, araçlardan birinin havaalanı içerisinde kaza yaptığını beyan etmiştir. … plakalı araçla ilgili düzenlenen ekspertiz raporunda, araç sürücüsü …’ın sürücü belgesi olmadığı tespit edildiğinden kasko sigortası genel şartları A.5.4. maddesi uyarınca meydana gelen zararın teminat dışı kaldığı belirtilmiştir Makine mühendisi … tarafından düzenlenen raporda özetle; araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-a maddesi gereğince kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üslerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere dar köprü ve menfezlere yaklaşırken hızını azaltmamak kuralını ihlal ettiği ve %40 oranında, kazaya karışan … plakalı kamyonet sürücüsü ve … plakalı araç sürücüsü … ise 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 57/1-a maddesi uyarınca aşağı yaklaşırken sürücülerin kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek kuralının ihlali nedeniyle % 30 oranda kusurlu oldukları araçta toplam hasar bedeli 75.488,07 TL, dava konusu aracın emsallerinin hasarsız 2. el piyasa değerinin 70.000 TL, dava konusu aracın hasarlı haliyle ederinin 35.000 TL ve araçta oluşan değer kaybının 7.000 TL olduğu görüş ve tespitinde bulunulmuştur. Taraf vekilince sunulan itiraz üzerine bilirkişiden ek rapor düzenlenmiş olup iş bu raporda kök rapordaki tespitler tekrar edilmiştir. Bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda ise toplam hasar bedeli 24.700 TL ve değer kaybının 9.500 TL olmak üzere toplam karşılanması gereken zararın (24.700TL + 9.500 TL) 34.200 TL olduğu ve davalıların işbu bedelin tamamından sorumlu olacağı belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalı … yönünden davanın reddine, diğer davalı … yönünden ise davanın kusur oranı nazara alınarak kısmen kabulüne dair karar verilmiş olup iş bu kararı yönelik davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. 6098 sayılı TBK’nin 66. maddesinde; “Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz.” hükmü yer almaktadır. Adam çalıştıranın sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türlerinden özen sorumluluğudur. Kanun koyucu TBK m.66’da adam çalıştırana genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü yüklemiştir. Sorumluluğun kaynağı, adam çalıştıranın özen yükümlülüğünü yani çalışanlar üzerindeki denetim ve gözetim ödevini yerine getirmemesine, kanun tarafından kendisine yükletilen bu tür objektif bir ödevi ihlal etmesine dayanmaktadır… Adam çalıştıranın sorumluluğu bir kusur sorumluluğu değildir. Zira burada adam çalıştıranın sorumluluğu, kendisinin veya emrinde çalıştırdığı kişinin kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Gerçekten sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir (Fikret Eren, Ünsal Dönmez, Eren Borçlar Hukuku Şerhi, Cilt II, s. 1479, 1480). Adam çalışanın sorumluluğunu düzenleyen TBK madde 66 düzenlemesinin lafzından da anlaşılacağı üzere çalışan kendisine verilen işin yürütülmesi sırasında, 3. kişilere verdiği zararlardan, istihdam eden kusursuz olarak sorumludur. Adam çalıştıranın sorumluluğu için: -Zararın çalışanın kendisine verilen işin görülmesi sırasında doğmuş olması, -Üçüncü kişinin zararı ile çalışanın yaptığı iş arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Dava konusu olay incelendiğinde ise; davacı ile davalılardan … arasında düzenlenen araç yıkama sözleşmesine binaen davacı şirkete ait … plakalı aracın temizlenmesi için davalıya teslim edildiği, tanık beyanlarında davacı şirket çalışanın araçların acilen havaalanına gitmesi gerektiği, tüm sorumluluğun kendisinde olduğu ve davalılardan Sait’in ehliyetinin bulunmadığının kendisine beyan edilmesine rağmen 4 araç ile yola çıkılarak havaalanına gidildiği ancak davalı …’in kullandığı aracın kazaya karıştığı ve hasar gördüğü ve aracın kullanılmasına yönelik davalı …’ın izin ve bilgisi bulunmadığı yönündeki tespitler birlikte değerlendirildiğinde; haksız fiilin, iş yeri dışında meydana geldiği ve kazanın davalı çalışanın kendisine verilen işle ilgisi olmadığı gibi işin görülmesi sırasında da meydana gelmediği anlaşıldığından davalı …’ın adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu tutulması yönündeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Tazminatın kapsamını belirleme biçimi ve tazminattan yapılacak indirimler ve sıralaması TBK 51 ve 52. (818 Sayılı BK 43-44 mad.) maddelerinde düzenlenmiştir. TBK 51. maddesinde hakimin tazminatın kapsamının ve ödenme biçimin, durumun gereği ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği ve TBK 52. madde ise zarar görenin, zararı doğuran fiile razı olması veya zararın doğmasında yada artmasında etkili olması yahut tazminat yükümlüsün durumunu ağırlaştırması durumunda hakimin, tazminatı indirebileceği veya kaldırabileceği belirtilmiştir. Hakim tarafların kusur durumunu dikkate alarak tazminatın kapsamını belirledikten sonra ayrıca zarar gören zararın artmasına sebep olmuş ya da zarar doğuran fiile rıza göstermiş ise Yargıtay kararlarında yerleşmiş olduğu üzere tazminattan müterafik kusur indirimi yapılarak nihai zarar ve ödenmesi gereken tazminat belirlenecektir. 6098 sayılı TBK md. 51 gereği tazminattan makul oranda, hakkaniyete uygun olarak %25 oranda indirim yapılmak suretiyle, davalılardan …’ın sorumluluğuna gidilerek hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Tanık beyanları ile dosyadaki deliller nazara alındığında tazminatın miktarının belirlenmesindeki tespitlerin yerinde olduğu anlaşılarak aksi yöndeki istinaf itirazının reddine dair karar verilmiştir. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmakla; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 121,30 TL’nin başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’nin istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/12/2022