Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/10 E. 2020/1 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/10
KARAR NO : 2020/1
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/175
KARAR NO : 2017/378
KARAR TARİHİ: 17/10/2017
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkil şirket ile davadışı … San ve Tic A.Ş arasında mühendislik hizmetleri konunu sözleşme imzalandığını, müvekkil şirketin sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini gereği gibi ifa ettiğini, ancak … firmasının sözleşme bedelinin 44.000,00TL lik kısmını ödemiş olmasına rağmen 15.000,00 TL’lik kısmını ödemekten kaçındığını, davalı … firması arasında temlik sözleşmesi düzenlendiğini bakiye 15.000,00 TL borcun davalı şirket tarafından devir ve temlik alındığını, ancak davalı şirketin sözleşmedeki belirlenmiş işlerin bir kısmının gereği gibi ifa edilemediğinden ödeme yapılmayacağı bildirilmesi üzerine müvekkil şirketin Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile icra takibine başladığını, müvekkil şirketin sözleşmede belirtilen yükümlülüklerin hepsini yerine getirmesine rağmen davalının borca itiraz etmekte haksız olduğunu, temlik sözleşmesin incelendiğinde 15.000,00TL tutarındaki borç, kayıtsız, şartsız hiçbir çekince, şerh ileri sürülmeden kabul edildiğini, bu nedenle borçlunun Kocaeli … İcra Dairesinin … sayılı dosyaya yaptığı itirazın iptaline, takibin aynı koşullarla devamına karar verilmesini talep etmiştir
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 01/12/2014 tarihinde akdedilen temlik sözleşmesi alacağın temliki sözleşmesi niteliğinde olup borcun nakli olmadığını, borcun nakli anlamı taşıdığı kabul edilse dahi ancak davacının gereği gibi ifayı gerçekleştirmesi halinde talep hakkı olduğunu, müvekkilin, dava dışı … dosyaya sunulan Elektrik Ve Mekanik Projeleri Sözleşmesi’nden olan alacak ve borçlarını fer’ileri ile birlikte temlik aldığını, Dava dışı … ile davacı tarafından akdedilmiş olan Elektrik Ve Mekanik Projeleri Sözleşmesi uyarınca davacı firmanın yerine getirmekle yükümlü olduğu elektrik işleri ve mekanik işleri hiçbir surette yerine getirilmediğini, davacının, akdetmiş olduğu sözleşmeden doğan sorumluluklarını yerine getirmeden müvekkil aleyhine icra takibi başlatması nedeniyle müvekkilinin, bu talebe karşı ödemezlik def’i’ ileri sürdüğünü, Türk Borçlar Kanunu 97. madde uyarınca, davacı sözleşmeden doğan yükümlülüklerini gereği gibi ifa etmedikçe müvekkilin ödeme borcunun muaccel olmayacağını, davacının müvekkilini muaccel olan borcuna ilişkin başlatmış olduğu icra takibine yapmış olduğu itiraz sonucunda takibin durdurulması yönünde açılan bu itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı şirketin, dava dışı … A.Ş den bakiye 15.000,00TL alacağının bulunduğu ve davalı şirketin de temlik sözleşmesi ile bu borcu üstlendiği konusunda taraflar arasında aslında bir itilaf bulunmadığını, davalı şirketin, davacının dava dışı…A.Ş ile yapmış olduğu sözleşme gereği edimlerini yerine getirmediğini savunduğunu, oysa davacı şirket ile davalı şirket arasında elektrik ve mekanik sözleşmesi bulunmadığını, bu sözleşme davacı şirket ile dava dışı … A.Ş arasında imzalandığını, davacı şirketin edimlerini yerine getirip getirmediği hususunun dava dışı … isimli şirket tarafından ileri sürülmesi gerektiğini, davalı şirket 01/12/2014 tarihli temlik sözleşmesini imzalayarak davacı şirkete 15.000,00TL ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini dolayısı ile davalı şirketin icra takibine yaptığı itiraz hakkız olduğunu, eğer davacı şirket ile dava dışı … A.Ş arasında bulunan elektrik ve mekanik projeleri sözleşmesi gereği davacı şirket edimlerini tam olarak yerine getirmemiş ise, davalı şirketin dava dışı … ile arasındaki iç ilişki gereği … şirketine ileri sürmesi gerektiğininden davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİDavalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müvekkil şirketin, temlik işlemi ile anılan sözleşmeden doğan her türlü itiraz ve defiyi ileri sürme hakkına sahip olduğunu, mahkemece iş bu sözleşmeden doğan haklarını kullanan müvekkilin iddialarını incelemeden, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, müvekkil temlik sözleşmesi ile hem alacağın devri hem de borcun üstlenilmesi gerçekleştirildiği bu suretle 26.10.2013 tarihli sözleşmeye … San. Ve Tic. A.Ş. yerine taraf olduğunu, bu nedenle sözleşmedeki edimlerin yerine getirilip getirilmediği incelenmeden karar verilmesi ve müvekkilin ileri sürdüğü itiraz ve defilerin dikkate almaksızın kötüniyet tazminatına hükmedilmesi kararı hatalı olduğundan istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, davacı ile dava dışı …. Arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan, davacının bakiye alacağına ilişkin olarak, davalının dava dışı … ile yapmış olduğu borç üstlenme sözleşmesine dayalı olarak talep etmiş olduğu alacağına ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Kocaeli … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhinde 10/11/2016 tarihinde 15.000,00TL asıl alacak, 155,34 TL islemiş faiz olmak üzere toplam 15.155,34 TL miktar üzerinden takip başlattığı, ödeme emri davalı tarafa 15/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın 17/11/2016 tarihinde yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davalı ile dava dışı … firması arasında akdedilen temlik sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin konusu başlıklı 2. maddesi ” … LTD. Şti. firmasının … A.Ş. nezdinde bulunan 15.000,00 TL tutarındaki alacağının tamamını Borçlar Kanunu 183. madesi vd. hükümleri ile 195. maddesi vd. hükümleri gereğince gayrikabili rücu olarak Temlik Alan’a devir ve temlik etmiştir.” temlik alanın yetkileri başlıklı 4. Maddesi ” Temlik alan, tek başına ve münhasıran, başkaca bir işleme gerek kalmaksızın, temlik verenin alacak ve borç ilişkilerinden kaynaklanan veya kaynaklanacak her türlü hak ve yetkiyi kullanma yetkisine sahiptir” şeklinde kararlaştırılmıştır.Somut olayda; davacı şirketin, dava dışı … firmasından aralarında yapılan hizmet sözleşmesi kapsamında 15.000,00 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin de temlik sözleşmesi ile borcu üstlendiği hususunda taraflar arasında bir ihtilaf yoktur. Davalı, dava dışı şirket ile yapılan temlik sözleşmesi ile aynı zamanda temlik eden ile davacı şirket arasında yapılan hizmet sözleşmesine taraf olduğunu, temlik edenin sözleşmeden kaynaklanan haklarına halef olduğunu iddia etmiştir.Davalı … firması ile dava dışı … firması arasında düzenlenen sözleşmeye, bu taraflarca ve mahkemece temlik sözleşmesi demiş ise de, aslında taraflar arasındaki bu sözleşmenin iç borç üstlenme sözleşmesi olduğu, sözleşmenin davalı tarafça onaylanmış olmasının kabul edilmesi halinde, bununla davalının 6098 sayılı Borçlar Kanununun 195.maddesi uyarınca hizmetsözl sözleşmesinden kaynaklanan para borcunun davacıya karşı üstlenilmiş olduğu sonucuna varılmıştır. TBK’nun 195. maddesinde; “Borçlu ile iç üstlenme sözleşmesi yapan kişi, borcu bizzat ifa ederek veya alacaklının rızasıyla borcu üstlenerek, borçluyu borcundan kurtarma yükümlülüğü altına girmiş olur. Borçlu, iç üstlenme sözleşmesinden doğan borçlarını ifa etmedikçe, diğer taraftan yükümlülüğünü yerine getirmesini isteyemez. Borçlu, borcundan kurtarılmamışsa, diğer taraftan güvence isteyebilir.”Aynı kanunun 196. maddesinde “Borçlunun yerine yenisinin geçmesi ve borcundan kurtarılması, borcu üstlenen ile alacaklı arasında yapılacak sözleşmeyle olur. İç üstlenme sözleşmesinin, üstlenen veya onun izni ile borçlu tarafından alacaklıya bildirilmesi, dış üstlenme sözleşmesinin yapılmasına ilişkin öneri anlamına gelir. Alacaklının kabulü açık veya örtülü olabilir. Alacaklı, çekince ileri sürmeksizin üstlenenin ifasını kabul eder veya onun borçlu sıfatı ile yaptığı diğer herhangi bir işleme rıza gösterirse, borcun üstlenilmesini kabul etmiş sayılır.” Aynı kanunun 199/1 maddesinde ” Üstlenilen borca ilişkin savunmaları ileri sürme hakkı, yeni borçluya geçer “düzenlemeleri bulunmaktadır.Mahkemece, davalı ile dava dışı … firması arasındaki borcun iç üstlenilmesi niteliğindeki temlik sözleşmesinde davacı taraf olmadığından, hizmet sözleşmesinin tarafı olan dava dışı borçlu firmanın borca ilişkin savunmalarını, borcu üstlenen davalı şirketin, davacı şirkete karşı ileri sürme imkanı olmadığına karar verilmiş ise de TBK’nın 196/3 bendinde belirtildiği üzere alacaklının kabulü açık ve örtülü olabileceği, alacaklının, çekince ileri sürmeksizin üstlenenin ifasını kabul eder veya onun borçlu sıfatı ile yaptığı diğer herhangi bir işleme rıza gösterirse, borcun iç üstlenilmesini kabul etmiş sayılmaktadır. Nitekim davacı, dava dışı şirketten, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağını, sözleşmenin tarafı olmayan ve borcu üstlenen davalı şirketten talep etmiş olmakla, davalı ile davadışı şirket arasında yapılan borcun iç üstlenilmesi niteliğindeki temlik sözleşmesine de onay vermiştir. Bu sebeple TBK 199/1 maddesi gereğince, üstlenilen borca ilişkin savunmaları ileri sürme hakkı yeni borçluya yani davalıya geçtiğinden, davalının eksik ifadan kaynaklanan ödemezlik def-i hakkında tarafların tüm delilleri toplanıp değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hukuka uygun bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle davalının, üstlenilen borca ilişkin savunmaları değerlendirilmeden hüküm kurulmuş olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353.1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, bu aşamada esasa ilişkin itirazlar incelenmeksizin dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/175 E. 2017/378 K. 17/10/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı davalı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 344,52 TL’ den mahsubu ile arta kalan 261,02 TL harcın talep halinde yatıran tarafa İADESİNE, 5-Davalı tarafın yapmış olduğu 83,50 TL istinaf başvuru harcı ile istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/09/2020