Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/966 E. 2023/664 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/966
KARAR NO: 2023/664
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/03/2023
NUMARASI: 2022/38 E. – 2023/162 K.
DAVANIN KONUSU: 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Finansal Kiralamaya Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/06/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman şirketleri kanunu çerçevesinde Finansal Kurumlar Birliğince İzmir … Noterliği’ nin 31.05.2012 tarihli, … yevmiye numarası ile akdedilmiş … sözleşme numaralı, … tescil numaralı sözleşme, İzmir … Noterliği’ nin 28.03.2012 tarihli, … yevmiye numarası ile akdedilmiş … sözleşme numaralı, … tescil numaralı sözleşme, İzmir … Noterliği’ nin 31.05.2012 tarihli, … yevmiye numarası ile akdedilmiş … sözleşme numaralı, … tescil numaralı sözleşme, İzmir … Noterliği’ nin 28.03.2012 tarihli, … yevmiye numarası ile akdedilmiş … sözleşme numaralı, 2012/27 tescil numaralı sözleşme, İzmir … Noterliği’ nin 28.03.2012 tarihli, … yevmiye numarası ile akdedilmiş … sözleşme numaralı, … tescil numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini malın tüm ekipman ve aksesuarları ile birlikte davalı kiracıya teslim edildiğini, davalı tarafın müvekkili şirket ile arasında Finansal kiralama sözleşmelerinin hükümlerine aykırı hareket ettiğini, kira bedellerini ve borçlarını ödemekle temerrüde düştüğünü ve kendilerine vadesi gelen borçlarını ödemeleri için; Beyoğlu … Noterliği’ nin 30.04.2021 tarihli, … yevmiye numaralı, Beyoğlu … Noterliği’ nin 30.04.2021 tarihli, … yevmiye numaralı, Beyoğlu … Noterliği’ nin 30.04.2021 tarihli, … yevmiye numaralı, Beyoğlu … Noterliği’ nin 01.04.2021 tarihli, … yevmiye numaralı, Beyoğlu … Noterliği’ nin 01.04.2021 tarihli, … yevmiye numaralı, Beyoğlu … Noterliği’ nin 01.04.2021 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesinin borçlulara keşide edildiğini ve FKK’nun ilgili Maddesi gereğince temerrüde düşülen borçlarını 60 gün içerisinde ödemesi aksi takdirde bu sürenin sonunda sözleşmenin fesih olunacağının ve tüm kira bedellerinin muaccel olacağının ihtar edildiğini, davalı tarafın ihtarnamede belirtilen 60 gün süre içerisinde ödemediğini, davalının sözleşmeye uymaması neticesi, sözleşmenin fesih olması, davalı ile müvekkili şirket arasındaki sürekli borç ilişkisini sona erdirdiğini, davalı tarafın kiralama konusu menkul malları rızası ile müvekkili şirkete iade etmediğinden, müvekkili şirketin mülkiyet hakkının tespitiyle, menkul malların müvekkili şirkete aynen iadesi için davanın açılmasının zorunlu hale geldiğini ve haklarının zayi olmaması açısından dava haklarının saklı kalması kaydı ile İstanbul 6. ATM 2021/816 D.İş sayılı dosyasından ihtiyati tedbir kararının alındığını, sözleşme fesih edildiğinden fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile 6361 sayılı finansal kiralama sözleşmesi hükümleri gereğince mülkiyeti müvekkili şirkete ait kiralananın müvekkiline iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde, mal bedelinin sözleşmede belirlenmiş temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, avukatlık vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacı ile müvekkili şirket ile 5 ayrı sözleşme imzalandığını, davacı tarafça sözleşme konusu malların teslim edildiği, davalı yanca ödeme yapılmadığı iddialarının yersiz olduğunu, davacının müvekkiline gönderildiğini belirttiği ihtarnamelerin usul ve yasaya uygun olmadığını, söz konusu ihtarnamelerde belirtilen miktarda müvekkilinin muaccel hale gelmiş bir borcu olmamasına rağmen belirtilen miktarlar ve faiz oranlarının hatalı olduğunu, gönderilen ihtarnamelerin gerekli yasal şartları taşımadığını, müvekkillin ihtarda belirtilen miktarda borcu bulunmadığını, aleyhe kabul anlamına gelmemek kaydıyla ödenmediği bildirilen borcun hangi taksitlere ilişkin olduğu ve hangi tarihten temerrüt faizi işletildiği de tetkike elverişli şekilde izah edilmediğini, asıl alacağa işletilmiş faizi miktarının da fahiş olduğunu, henüz yargılama yapılmadan ve usul ve yasaya aykırı gönderilen ihtarnameler ile muaccel hale dahi gelmeyen alacaklarını alamadığı iddiası ile malların iadesini talep eden davacının tedbir talebinin devamı talebi ve yine malların tedbiren kullanmasına izin verilmesi talebinin kabulüne karar verilemeyeceğini belirterek İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/630 Esas Sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına ve neticeten yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Davadan feragat H.M.K. nun 307. maddesi hükümü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. H.M.K. nun 309. Maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Feragat bildirimi de H.M.K. nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tesbit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davada Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacı müvekkil şirketin alacağının muaccel olduğunun belirlendiğini, dava sürecinde davacı müvekkili … A.Ş’nin, davalı şirketten olan alacağının tamamını Beyoğlu … Noterliği’nin 26.01.2023 Tarih ve … Yevmiye nolu tasdiği ile 3. Kişiye temlik edildiğini, Finansal Kiralama Sözleşmeleri’ ne konu mal ve ekipmanlarla ilgili iade hakkının temliki mümkün olmadığından, Temlik Alan 3. Kişinin de mal ve ekipmanlara ilişkin herhangi bir mülkiyet yahut zilyetlik talebi olmayınca Sayın Mahkeme’ nin ve elbette ki tarafların iş yükünün azaltılması amacı ile davadan feragat edildiğini, sadece alacağın temlik edildiğini, mal ve ekipmanların iadesinin de temlik alıcısı tarafından istenilmediğini, davacı müvekkili şirketin, ikame etmiş olduğu davada tamamen haklı olduğunu, iş yükünün azaltılması amacı ile davadan feragat edilmişken, davacı şirket aleyhine nispi vekalet ücretine hükmedilebilmesinin mümkün olmadığını, davalı taraf lehine nispi değil, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, dava açmakta haklı olduklarını, davacı taraf aleyhine haksız bir vekalet ücreti ödeme yükümlülüğü nedeniyle kararın kaldırılmasını, davalı aleyhine nispi değil maktu vekalet ücreti hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından 02.03.2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini, HMK madde 307 uyarınca; ”Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” Davacının davasından vazgeçmesinin sonucu olarak HMK Feragat ve kabul hâlinde yargılama giderleri başlıklı 312. Maddesi uyarınca ”Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.” davanın reddine karar verilmesi hukuka ve usule uygun olduğunu, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6100 sayılı HMK.nun 312.maddesinde ”Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkumiyet ona göre belirlenir.” denilmektedir. Buna göre dava feragatle sonuçlandığından, davacının vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca 05/10/2022 tarihinde yapılan ön inceleme tutanağının imzalanmasından sonra yapılan feragat nedeniyle reddolunan davada, tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamının, davalı lehine vekalet ücreti olarak hükmolunması gerekir. Davacı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermediği ve davanın kabulünün mümkün olduğu iddiasında ise de; HMK’nın 329. maddesi; “(1) Kötüniyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekâlet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir. Vekâlet ücretinin miktarı hakkında uyuşmazlık çıkması veya mahkemece miktarının fahiş bulunması hâlinde, bu miktar doğrudan mahkemece takdir olunur. (2)Kötüniyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, bundan başka beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası ile mahkûm edilebilir. Bu hâllere vekil sebebiyet vermiş ise disiplin para cezası vekil hakkında uygulanır” hükmünü taşımakta olup, davacı tarafa uygulanamayacağı anlaşılmıştır. Feragat ve kabul hâlinde yargılama giderleri
MADDE 312- (1)Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir. (2) Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” hükmünü içermektedir. 312/2. maddesinde, davalının, aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması ve ilk oturumda davacının talep sonucunu kabul etmesi halinde yargılama giderlerinin kendisine yüklenemeyeceği belirtilmiş olup, davacı yönünden bir düzenleme içermediğinden davacıya uygulanması mümkün değildir. (Yargıtay 4. H.D. 2017/3197 E., 2017/4600K, Tarih : 6.07.2017, Yargıtay 3. H.D. E: 2016/20763 K: 2018/8425 K.T.: 12.09.2018) Somut olayda davanın feragatle sonuçlanması nedeniyle mahkemece Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6/1. Maddesi gereğince davalılar yararına nisbi vekalet ücretine hükmedildiği, dava değerinin 501.000,00 TL olarak görüldüğü, davanın nispi vekalet ücretine tabi olduğu, dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği, yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu, dolayısıyla usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, belirtilen nedenlerle, davacı vekilinin maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ve davalı vekilinin ise, 6100 Sayılı HMK’nın 329. maddesi gereğince sorumlu olması gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2023 tarih ve 2022/38 E., 2023/162 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 15/06/2023