Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/96 E. 2023/1608 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/96
KARAR NO: 2023/1608
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 15/09/2022
NUMARASI: 2017/265 E. – 2022/110 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/12/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yıllar boyunca birçok ilköğretim kitabı yazdığını ve sorular hazırladığını, yazarlık yapması sonucu kendisine ait birçok eseri bulunduğunu, davalı tarafın yayıncılık yaptığını ve yine ilköğretim kitapları, soru kitapları ve yardımcı kitaplar bastığını, davalının delil listesinde de sunmuş oldukları kitaplarında müvekkiline ait soruları müvekkilinin izni olmaksızın kendi kitaplarında yayınladığını ve müvekkilinin haklarını ihlal ettiğini, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile eser sahibinin çoğaltma, yayma, işleme, temsil gibi mali hakları ve umuma arz, adını belirtme, eserde değişiklik yapılmasını yasaklama gibi manevi haklarının koruma altına alındığını, davalının müvekkiline ait eserleri izinsiz olarak yayınladığını, mali ve manevi haklarını ihlal ettiğini, eserin eser sahibinin izni alınmadan basıldığını ve işlendiğini belirterek, bu sebeplerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla FSEK’nun 68. maddesi uyarınca üç katı olarak 1.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ve 70/1. maddesi uyarınca 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, ayrıca FSEK 70. maddesi uyarınca haksız kazancın işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davaya konu kitaplarının listesini dava dilekçesinin ekinde sunmuş, incelendiğinde bu kitapların 1-Okuma Yazma Öğretimi için 12 Fasikül 1. Sınıf; 2-Evde Tekrar Çalışmaları 1. Sınıf; 3-…, …, …, … ve …; 4-…, …, …, … ve … Sınıf,; 5-…, …, …, … ve …; 6-…, …, …, … ve … isimli kitaplar olduğu görülmüştür.Davacı vekiline FSEK 70. maddesi uyarınca talep ettiği haksız kazanç tutarını açıklaması için süre İlk Derece Mahkemesince süre verilmiş, davacı vekili haksız kazanç olarak 1.000,00 TL tazminat talep ettiğini bildirmiştir.Davacı … dosyaya sunduğu sözleşme örnekleri ve dilekçeleri ile maddi tazminat alacağının %25’ini 23/11/2015 tarihli temlik sözleşmesi ile … temlik ettiğini, Bakırköy … Noterliği’nin 27/01/2015 tarihli ve … yevmiye numaralı Temlik sözleşmesi ile bu davadan alacağı tazminatların %50’sini … temlik ettiğini, 12/04/2021 tarihli temlik sözleşmesi ile maddi tazminat alacağının %24’ünü …’ya temlik ettiğini beyan etmiş, temlik alanlara usulüne uygun tebligat yapılmış, vekilleri aracılığıyla duruşmaya katılmışlardır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yayınladığı dava konusu kitapların MEB yönetmeliğine, eğitim ve öğretim müfredatına uygun olduğunu, davacıya ait kitapların hangi bölümünde intihal yapıldığının ispatlanamadığını, delillerin dosyada bulunmadığını, dava konusu kitaplardaki soruların, soru şekillerinin davacıya ait olmadığını, bunların tüm ilköğretim kitaplarında kullanıldığını, davacıya ait kitaplardaki metinler ile müvekkilinin kitaplarındaki metinler ve sorular karşılaştırıldığında hiç bir benzerliğin bulunmadığı, müvekkilinin yayınladığı kitaplarda MEB müfredatına uygun soruların metne ve şiire göre 5N1K kuralına göre hazırlandığını, davacının müvekkili hakında İstanbul Anadolu Cunhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/103835 sayılı dosyası aracılığıyla şikayette bulunduğunu, dosyada yaptırılan bilirkişi incelemesinde, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na muhalif hal veya hallere rastlanmadığının belirtildiğini, müvekkili hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “… FSEK’nun 68. Maddesi uyarınca davacının bu tazminatın üç katını talep edebileceği, her ne kadar davacı ayrıca FSEK’nun 70/3. maddesi uyarınca davacının elde ettiği gelirden de 1.000,00 TL’nin kendisine verilmesini talep etmişse de, bu gelirden FSEK’nun 68. maddesi uyarınca talep edilen tazminatın düşülmesi gerektiği, FSEK’nun 68. maddesi uyarınca hesaplanan tazminatın 1.000,00 TL’den fazla olması nedeniyle ayrıca FSEK’nun 70/3. maddesi uyarınca tazminata hükmedilemeyeceği, yine dava dilekçesinde haksız fiil tarihinden itibaren faiz talep edilmişse de, daha sonra sunulan ıslah dilekçesinde maddi tazminat için dava tarihinden itibaren faiz talep edilerek faiz talepleri daraltılmış olduğundan, taleple bağlılık ilkesine göre FSEK’nun 68. maddesi uyarınca hesaplanan tazminata dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği, davalının davacıya ait eserlerden yaptığı intihal oranları, kusur derecesi, intihal yapılan eser sayısı ve tarafların mali ve ekonomik durumlarına göre davacı … lehine FSEK’nun 70/1. maddesi uyarınca 3.500,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varılmakla, temlik sözleşmeleri de dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ” karar verilmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-“…” ile “…” ayrı bir kitap gibi değerlendirilerek tazminat hesabı yapılmasının hatalı olduğunu, bu kitapların “…” kitaplarının eki ve ücretsiz olarak verildiğini,2-Dosyadaki raporun denetime elverişsiz olduğunu, Müvekkili şirketin kitapları ile davacının kitaplarının hiçbir şekilde benzer olmadığını, dava konusu aynı kitaplarla ilgili olarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/103835 Soruşturma numaralı dosyasına sunulan bilirkişi raporlarında kitaplar ayrıntılı bir şekilde incelenerek intihal bulunmadığı ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa muhalif hal ve hallere rastlanmadığının belirtildiğini, eğitimde günlük hayatta en çok kullanılan kelimeler ve nesneler örneklendirmelerde kullanıldığını, Bilirkişinin intihal olduğunu iddia ettiği metinleri, soruları, tabloları, kelimeleri her iki kitaptan da alarak görsel biçimde raporunda belirtmesi gerektiğini, MEB’in belirlediği ders programı gereği konuların tablo, şekil, grafik, şema vb. yöntem ile anlatımının evrensel bir yöntem olup davacıya ait olmadığını, 3-Davacının dava dosyasına kendi el yazısı yazarak sunduğu ek 7 numaralı listeler ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda intihal olduğu belirtilen kısımlar karşılaştırılarak incelendiğinde bu kısımların birebir aynı olduğunu, kopyalanarak bilirkişi raporunun tanzim edildiğini,4-Bilirkişi raporunda inceleme yapılırken kitaplar arasındaki sınıf farkının dikkate alınmadığını, bilirkişilerin müvekkili şirketin 2. Sınıf kitabını 3.4.5. sınıf kitapları ile karşılaştırdıklarını, kitaplar arasında hiçbir benzerlik bulunmadığı halde davacının farklı en az 3 yayınevi tarafından yayınlanan 12 adet kitabından bazı metinler ve kelimeler alınıp, müvekkiline ait bir kitap seçilerek bu kelimelerin söz konusu kitapta kullanılmış olduğunun iddia edildiğini, Davacının 12 adet kitabında yer alan metinler, sorular, sözcüklerin müvekkiline ait … isimli tek bir kitapta yer alması ve alıntı yapılmasının mümkün olmadığını, Dava konusu kitaplardaki tablolar, kelimeler, metinler, şiirler, matematik problemleri, konularla ilgili sorular, soruların soru şekillerinin hiçbirinin davacıya ait olmadığını, tüm ilköğretim kitaplarında yıllarca kullanıldığını, bilirkişi raporunun bilimsellikten uzak ve gerçek dışı tespitler içerdiğini, Müvekkili şirketin kitaplarında metinlere 5N1K yöntemi ile sorular sorulduğunu ve cevap beklendiğini, 5N1K yönteminde soruların soru kalıplarının değişmediğini, Davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği herhangi bir eserin sözcüğün müvekkilinin hiçbir kitabında kullanılmadığını,5-Müvekkili firmaya ait matematik kitaplarındaki konular ve problemlerin MEB ders programı kazanımları çerçevesinde hazırlandığını, hız problemleri, ardışık sayılarla ilgili problemler, hacim, sıvı,ağırlık, uzunluk ölçülerinin anlatım yöntemi, ikizkenar ve eşkenar üçgenin, dikdörtgenin özelliklerini kavratmaya yönelik sorular ders programı gereği tüm ders kitaplarında bulunan problemler olduğunu, Beyazıt Devlet Kütüphanesinde bulunan ve İstanbul Erkek Lisesi Eğitim Vakfı tarafından 1990 yılında hazırlanıp basılan … Kitabında tüm matematik konuları soruları bulunduğunu, davacının tüm eğitim kitaplarında bulunan matematik sorularının haksız bir şekilde kendisine ait olduğunu iddia ederek, zoraki bir intihal arayışına girdiğini, 6- Davacının iddialarının hiçbirini etmemekle birlikte hükme esas olan bilirkişi raporunda intihal olduğu iddia edilen tabloların davacının kitaplarından çok daha önce 1950, 1970 ve 1980 yıllarında basılan tüm eğitim ve öğretim kitaplarında yer aldığını gösteren delillerinin dosyaya sunulduğunu, bilirkişi raporunun 12. Sayfasında 40 nolu sırasında bulunan … sözcüğüyle kaynaştırma ünsüzlerinin formüle edilmesinin ilk defa davacının buluşu olmadığı halde bilirkişi raporunda bu formülün ilk defa davacının buluşu olduğunun iddia edilmesinin hangi gerekçeye dayandığının anlaşılamadığını, İstanbul Erkek Lisesi Vakfına ait … isimli test kitabının 14 sayfasında “…” formüllerinin davacıdan çok önce kullanıldığının görüldüğünü, Davacı Matematik öğretmeni olmamakla birlikte Matematik ve basit excel tablolarının da evrensel olduğunu, … sorusunda rakamın değiştirilerek kullanıldığı belirtilerek intihal iddia edilmesi ve soru kökünün matematik öğretmeni olmayan davacıya hangi gerekçe ile ait olduğunun iddia edilmesinin anlaşılamadığını, 7-Davacının iddia ettiği tablo grafik ve soru kalıplarının 1983 yılından çok önceki yıllarda özel sektör ve MEB’ e ait ilköğretim ders kitaplarında kullanıldığını, sert ünsüzler olan F-S-T-K-Ç-Ş-H-P harfleri ÇİFT HASEKİ PAŞA veya FISTIKÇI ŞAHAP kelime grupları ile kodlanarak çocuklara kolaylıkla öğretilmeye çalışıldığını, 8-İlk derece mahkemesi dava dosyasına sunulan bilirkişi raporunun, daha önce aynı kitaplara ilişkin olarak intihal olmadığını kitapların ayrıntılı olarak içeriklerinin incelenmesi neticesinde tespit eden İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/95864 ve İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/103835 Soruşturma sayılı dosyalarına sunulan bilirkişi raporları ile çeliştiğini, İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/85 E. Sayılı dosyasının bilirkişi raporu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/103835 soruşturma numaralı dosyasının bilirkişi raporu ve kararı, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/95864 soruşturma numaralı dosyasının bilirkişi raporu, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/77587 soruşturma numaralı dosyasının kararı ve bilirkişi raporu, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/75505 soruşturma numaralı dosyasının kararı, Bakırköy 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/246 E. Sayılı dosyasının bilirkişi raporu, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/241 E. Sayılı dosyasının kararı, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/246 E. Sayılı dosyasının kararının dava dosyasına sunulduğunu, emsal bilirkişi raporlarında tespit edildiği üzere davacının tüm iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, yayınlanan kitaplarda konular ve yöntem dışında farklı bir yöntem kullanılmasının mümkün olmadığını,9-İlk derece mahkemesi tarafından her ne kadar davacı lehine manevi tazminata hükmedilmişse de hükme elverişsiz bilirkişi raporlarında hesaplanan tazminat şartları oluşmadığından, müvekkili firmanın kitaplarında intihal bulunmadığından davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, 10-Davacı …, dosyaya sunduğu ıslah dilekçesinde; Temlik eden davacı …, dava dilekçesinde 1.000,00-TL maddi, 5.000,00-TL manevi tazminat talep etmiş olup itirazlarda bulundukları bilirkişi raporları neticesinde toplamda 21.038,34-TL tazminat talep edebileceği kanaatine karşın ıslah dilekçesi ile 21.738,18-TL talep edildiğini, yani 700,00-TL daha fazla talep eden davacının bu fazla talebinin kabul edilemeyeceğini, eksik ve yetersiz incelemeye dayalı işbu kararın kaldırılmasına karar verilmesini, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Temlik Alan Davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle;Davacı …’nin istinaf sebeplerinin tamamına iştirak ettiklerini, işleyecek faizin dava tarihinden itibaren değil olay tarihinden itibaren olmak üzere karar verilmesi gerektiğini, Davacı … avukatının vekaletnamesinde yetkisi olmadığı halde kısmi feragat ile ıslah talebini kısıtladığını ifade ederek ıslah dilekçesinin sunulduğu gün bu sehven yazılmış beyanı düzelttiğini ancak mahkemeninin bu hususu dikkate almadığını, hukuka uygun olmayan kısmen ret kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davacı … temlik alan davacı … istinaf dilekçesinde özetle; -Dava dilekçesinde, …olay tarihinden itibaren işleyecek faiz .. yazılı olduğu halde, avukatı …’ nun, ıslah dilekçesinde sehven yazdığı dava tarihinden itibaren faiz ” talebinin, aynı gün mesai bitmeden yaptığı itirazına rağmen kabul edilmesinin, YHGK kararlarına ve öğretiye aykırı olduğunu, avukatının, feragat, uzlaşma, davayı geri alma vb. yetkileri olmadığı halde, alacağından kısmen feragat” anlamına gelen dava tarihinden itibaren faiz talebinin, sayın mahkeme tarafından da …faiz talebinin daraltılması.. olarak tanımlandığını, Avukatımın bu konuda yetkisinin olmadığı bu yöndeki açıklama ve itirazlarına rağmen yok sayıldığını, -Davalı vekilinin , dava sürecinde değerlendirilen itirazları tekrarladığını, kesinleşmiş hiçbir mahkeme kararına dayanmayan bu itirazlara karşılık, ‘ kesinleşen altı mahkeme kararında intihal kabul edilen Dil bilgisi tablolarını, Etkinlikleri, Soruları, Davalının intihalleri ile aynı bölümde verdiği bir klasör sunduğunu, bu görseli intihal kabul eden raporların, gerekçeli kararların, bam ve yargıtay kararlarının, klasörde hangi sayfada bulunduğunu yazdığını, kesinleşen altı mahkeme kararından üçünde davalı vekilinin, huzurdaki davalı vekili olduğunu,-Avukatının, ıslah harcını, 11.02.2020 tarihinde yatırdığını, ıslah işleminin geçerlilik tarihinin bu olduğunu, aynı gün, mesai bitmeden verdiği dilekçeyle, sehven yapılan bu yanlışı düzelttiğini; ”dava dilekçesindeki talebe göre karar verilmesini” talep ettiğini, çelişkili bir talep halinde, davacı asilin talebine uyulacağının tartışma dışı olduğunu, avukatının bu talebi sehven yaptığının açık olduğunu, İlk ıslah dilekçesini, kazandıkları Bakırköy 1.FSHH Mah. 2013/195 E. davanın ıslahında yazdığını ve yıllarca, aynı dilekçeyi, davalara uyarlayıp kullandığını, altı dosyada yaptığı bu yanlışlığı huzurdaki ıslah işlemine kadar fark etmediğini, Yargıtay kararlarında, ” mali talebin daraltılmasının ”, kısmî feragat kabul edildiğini, Avukatının 2015 tarihli ilk vekaletnamesinde ” feragat yetkisi ” olduğunu, ıslah tarihininde geçerli olan 2016 tarihli yeni vekaletnamede ” feragat yetkisi ” olmadığını, Mesleğe yeni başlayan avukatının, sayın mahkemedeki 2014/85 E. Dosyaya teslim edilmesi için verdiği delil kitapları, İst.1.FSHH Mah. 2013/102 E. dosyaya teslim etmesi üzerine , ” daha kritik yanlışlar yapabileceğini anlayıp”, azlettiğini ve ”feragat, ibra, sulh vb. yetkileri olmayan’ yeni bir vekaletname verdiğini, ıslah tarihinde bu vekalet geçerli olduğunu, ilk vekaletin tarihinin 15.12.2014 son vekaletin tarihinin 11.10.2016, ıslah tarihinin 2020 olduğunu, Sayın mahkemenin yanlış kararının düzeltilmesini ve kararın, düzeltilerek onanmasını; davalılar vekilinin taleplerinin reddedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, davacının hak sahibi olduğu soruların davalı tarafça kitaplarda yayınlanması suretiyle FSEK’ten kaynaklanan maddi ve manevi haklarının ihlal edildiği iddiasıyla açılan FSEK’nun 68. Ve 70. maddeleri uyarınca maddi ve manevi tazminat davasıdır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı ve davacı tarafça yukarıda belirtilen gerekçeler ile karara karşı istinaf isteminde bulunulmuştur.Davalılar vekilinin istinaf istemi yönünden yapılan incelemede;Davalı vekilinin …’ya yönelik istinaf isteminin temlik edilen alacak nedeniyle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanun’un 41. Maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2022 yılı için 8.000,00 TL olduğundan, …, …, … yönünden miktar itibariyle istinaf başvurularına konu dava değerinin kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmıştır. İstinafa konu dava değerinin 208,854 TL davacı …’ ye, 5.012,51 TL ‘ nin davacı …’ ya, 5.221,36 TL ‘ nin davacı …’ ye ait olması ve manevi tazminat yönünden de istinaf istemi olmaması nedeniyle, 15/09/2022 tarihli mahkeme kararı kesin niteliktedir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi HMK’nun 352.maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin … yönünden istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir.Davalı vekilinin … yönünden istinaf istemi incelendiğinde, bilirkişi raporunda, “…” ile ilgili bandrol olmadığı, 44.000 bandrolün “…” kitabına ait olduğu tespiti yapıldığı, ek bir ürün olmasına rağmen bu ek ürünle ilgili de tazminat hesabı yapılmasının hatalı olduğu ileri sürülmüş olup, ek üründe de intihal olması nedeniyle hesap yapılmasında aykırılık bulunmadığı, kitaplardaki intihal olduğu iddia edilen hususların intihal olmadığı ileri sürülmüş ise de, dosyada mevcut raporlar, mahkeme denetimine açık olup, mahkeme hakiminin genel ve hukuki bilgisi ile çözümü mümkün olmadığından, davacı tarafın mevcut raporlar ile iddianın kanıtlandığı, bilirkişi raporunun ayrıntılı ve denetime elverişli olup, bu hususların bilirkişi raporunda ayrıntılı değerlendirildiği ve intihal olduğunun belirtildiği, yeniden bilirkişi raporu alınması gerektirir çelişki bulunmadığı, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının mali ve manevi hak sahibi olduğu eserlerin, ilim edebiyat eseri niteliğinde olduğunun, davalının bu eserlerden alıntı yaptığının hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporu ile belirlendiği, davacının FSEK 22 ve 23. maddelerinden kaynaklanan mali haklarından “çoğaltma” ve “yayma” haklarının ihlal edildiği, davacı tarafın FSEK 68/1 maddesine göre 3 kat telif tazminatı isteyebileceği anlaşılmakla, davalı vekilinin … yönünden istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.Davacı … ve temlik alan davacı … ve … yönünden yapılan istinaf dilekçesinde özetle; Davacılar, sehven faiz talebinin başlangıcı ve türüne yönelik istinaf isteminde bulunmuş iseler de, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanun’un 41. Maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2022 yılı için 8.000,00 TL olduğundan, dava değerinin kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmıştır. İstinafa konu dava değerinin 208,854 TL ‘ nin davacı …, 5.012,51 TL’ nin Davacı …, 5.221,36 TL Davacı …’ye ait olduğu, 15/09/2022 tarihlinde mahkeme kararının bu miktarlar nedeniyle kesin nitelikte olduğu, kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi HMK’nun 352.maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacıların ayrı ayrı istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin … yönünden verilmiş olan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 341/4. maddesi delaletiyle 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1., 352/1-b. maddesi gereğince ayrı ayrı USULDEN REDDİNE, … yönünden HMK 353/1/b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacılar …’nin ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 341/4. maddesi delaletiyle 6100 Sayılı HMK’nın 341/2., 346/1., 352/1-b. maddesi gereğince ayrı ayrı USULDEN REDDİNE,3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.665,77 TL karar harcından peşin alınan 422,00 TL’nin mahsubu ile 1.243,77‬ TL harcın davalı … tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4-Davacıların istinaf talebinin esası incelenmediğinden davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde yatırana iadesine,5-Davalının istinaf istemine ilişkin olarak , davacı … yönelik yapılan istinaf incelemesi yönünden 6100 Sayılı HMK’ nun 326/1 maddesi gereğince davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA, 6-6100 Sayılı HMK’nun 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine YER OLMADIĞINA,7-6100 Sayılı HMK’ nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 14/12/2023