Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/957 E. 2023/713 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/957 Esas
KARAR NO: 2023/713
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/02/2023
NUMARASI: 2021/798 E. – 2023/82 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/06/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Patent Marka Tasarım fikri ve telif hakları ve hukuki hizmetler ve danışmanlık limited şirketi ile marka patent tescil hizmeti verme konusunda kurulduğunu beyan eden bir şirket olduğunu, … patent kuruluş tarihi 21.07.2005 tarihi olduğunu, şirket müdürlüğüne görev süresi 10 sene olmak üzere … 6.01.2016 tarihinde seçildiğini, bu şirketin %100 hisse sahibi ve tek yetkili temsilcisi … adı şahıs olduğunu, şirketin yetkili temsilcisi ve ortağı olan şahıs avukat marka vekili ve patent vekili olmadığını, davalı şirket www…com alan adını kendi adına tescil ettirdiğini, ikinci davalı olan … ise yukarıdaki web sayfasının bir yansıması ve birebir kopyası olan www…com alan adını tescil ettirdiğini, her iki internet sayfasında da şirketin ve davalının tanıtımı bulunduğunu, hukuka aykırı fillerin her biri her iki sayfada yer aldığını, ilgili şirketin temsilcisinin marka ve/veya patent vekili olmaması ve işbu dilekçede izah edilen sari nedenlerle haksız rekabet oluşturması nedeniyle TTK mad. 54 uyarınca kanuna uygun değiştirilmesini veya silinmesini, bu unvanı taşıyan emtia ve belgelerin imhasını, ilgili şirketin temsilcisinin marka ve/veya patent vekili olmaması ve işbu dilekçede izah edilen sair nedenlerle haksız rekabet oluşturması nedeniyle TTK mad. 54 uyarınca silinmesini, yapılacak yargılama sonucunda haksız rekabetin önlenmesine (haksız rekabetin men’ine) ve davalı adına kayıtlı www…com ve www…com alan adının yayının durdurulmasına ve men’ine, davalı şirketin internet sitesinden bu ibareleri çıkartılması yayınlarını düzeltmesi suretiyle haksız rekabetin önlenmesine, hükmün ilanına, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, bunun için davalı tarafından yayınlanmış ve halen de davalı tarafından kullanılmakta olan içerisinde ‘hukuk danışmanlığı’ ve ‘marka vekilliği’ yaptığını beyan eden www…com ve www…com alan adlarının içerisinde yer alan sayfaların yanını öncelikle tedbiren durdurulmasına, ardından verilecek karar ile bu faaliyetleri içeren tanıtım broşürleri ve her türlü basılı evraklara görüldüğü her yerde el konulması ve masrafı davalıdan alınarak imhasına, marka vekillik ve hukuk danışmalık ibaresi içeren ait marka, logo, ticari isim ve fotoğrafları kendi tanıtım broşürlerinde kullanmalarına ilişkin her tür yayınlama, dağıtma, kullanma, ellerinde bulundurma vs. fiillerinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamakta olduğunu, “Hukuki Yarar” Dava Şartı olduğunu, tespit davasındaki hukuki yarar açılmış ya da açılacak davanın konusunu içerdiğini, işbu husus 6100 Sayılı HMK’nın “Tespit Davası” başlıklı maddesinde kendine yer bulduğunu, müvekkiller aleyhine birçok madde talep ile Mahkemenizce tespit davasının dışına çıkılmak suretiyle yaptırımlarda bulunmanız talep edildiğini, işbu davaya bakmakta Sayın Mahkemenizin görevli olup, olmadığının tespiti elzem olduğunu, davacı’nın tacir olup / olmadığının tespiti işbu dava açısından hem “hukuki yarar” hem “görev” hem “avukatlık kanunu” hem de “kötüniyet” yönünden büyük önem arz ettiğini, davacının “davacı sıfatı” bulunmadığı gibi tüzel kişilerin avukat olamayacağı da aşikar olduğundan davalı şirket’in de “davalı sıfatı” bulunmadığından her iki taraf için de husumet itirazının var olduğunu, Mahkemenizin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için işbu davada yer alan kişilerin gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olması hukuki bir zaruriyet olduğunu, gerek dosyaya ibraz ettiği Yargıtay Kararları gerekse de mevzuat hükümleri gereği avukat olan davacıya haksız rekabet davasını ikame etme yetkisi tanınmadığından davacı avukatın “davacı sıfatı” bulunmadığını, müvekkil şirketin tüzel kişi olduğu şüphesiz olup tüzel kişilerin de “avukat” olamayacakları açıkça ortada olduğundan usulen ve hukuken müvekkil şirket’in “davalı sıfatı” bulunmadığını, Mahkemenize esasında ihtilafın temelinde yatan olayları tam bir dürüstlükle açıklama ve bu hususta delilleri sunması gereği hasıl olduğunu, patent şirketinin kurulabilmesi için “marka vekili” ve / veya “avukat olmak bir ön şart olmadığı gibi usulüne ve hukuka uygun olarak herkesin patent şirketi kurabileceğini, davacı tarafça kendisi dahil diğer avukatlar hakkındaki beyanlar gerçeği yansıtmamakta olup eksik ve hatalı araştırma akabinde meslektaşlarının töhmet altında bırakılmasında hiçbir hukuka uyarlık nedeni bulunmadığını, müvekkil şirket … Patent’in tüzel kişi olması vasıtasıyla avukat olamayacağını, müvekkil …’ın da kendisini avukat olarak tanıtmadığı açıkça görüldüğünü, müvekkil, yaklaşık 17 senedir patent şirketi işletmekte olup haliyle işin içeriğine dair hatırı sayılı bilgisi tecrübesi bulunduğunu, huzurdaki davanın öncelikle usulden reddine, haksız ve mesnetsiz işbu davanın esastan tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; davanın 6102 Sayılı TTK.’nun 4 ve 5 maddelerinde düzenlenen ticari davalardan olmadığı, davanın, davalıların marka veya patent vekili olmamasına rağmen marka hukuku alanında hizmet vermelerinden dolayı haksız rekabete sebebiyet verdiklerinden bu hususun tespiti, TTK mad. 54 uyarınca kanuna uygun değiştirilmesini veya silinmesini, bu unvanı taşıyan emtia ve belgelerin imhasını, bu kapsamda ortaya çıkan durumun ortadan kaldırılması, davalılara ait sitelerin yayınının durdurulması talep edildiği, eylemlerinin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ( FSEK ), Endüstriyel Tasarım KHK ve Patent KHK ve marka kapsamında kaldığı, Yargıtay 20 Hukuk Dairesi’nin 06/10/2015 tarih, 2015/3211 esas ve 2015/8461 karar sayılı içtihadı da gözetilerek Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin görev alanına girdiği, mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ortada markalar hukukundan kaynaklı bir talep olmadığını, Mahkeme kararındaki Yargıtay kararının olayla bir ilgisinin bulunmadığını, davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemelerine ait olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının tacir olup olmadığının tespiti yapıldıktan sonra görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Uyuşmazlık, eldeki davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi ile Fikri ve Sınai Haklar Mahkemelerinden hangisine ait olduğu noktasında toplanmaktadır. Dava; davalıların marka veya patent vekili olmamasına rağmen marka hukuku alanında hizmet vermelerinden dolayı haksız rekabete sebebiyet verdikleri gerekçesiyle haksız rekabetin tespit ve men’ine karar verilmesinden ibaret olup, somut olayda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunundan kaynaklı bir talep bulunmadığı gibi, uyuşmazlığın TTK’nun 54. vd maddelerinde düzenlenmiş olan haksız rekabet iddiasından kaynaklandığı, buna göre davaya bakma görevinin TTK’nun 4. ve 5. maddelerine göre Asliye Ticaret Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davalıların istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulüne 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353-1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 3- İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/02/2023 tarih, 2021/798 E. 2023/82 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 4- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcın davalılar tarafından peşin yatırıldığından yeniden tahsiline yer olmadığına, 5- İstinaf yargılaması için davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 7- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 8- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 9- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 15/06/2023