Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/951 E. 2023/753 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/951
KARAR NO: 2023/753
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 22/03/2023
NUMARASI: 2022/236 E. – 2023/91 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/07/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın ticaret unvanını bilmediklerini, ticaret unvanının araştırılmasını talep ettiklerini, müvekkilinin uzun zamandır … Ltd. Şti.ticaret unvanı ile … olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin 21.sınıfta 23/10/2019 başvuru tarihli ve … tescil numarası ile “…” markasını 28/07/2020 tarihinde tescil ettirdiğini, müvekkili şirketin uzun yıllardır aynı marka ismi ile 36-68 ay arasındaki çocuklara Milli Eğitim genel ilke hedefleri doğrultusunda eğitim ve öğretim faaliyeti verdiğini, müvekkili tarafından 28/07/2020 tarihinden bu yana tescilli bir şekilde kullanılmakta olan işbu markanın davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı bir şekilde kullandığının tespit edildiğini ve işbu davayı açma zarureti doğduğunu, davalı tarafın, müvekkili şirket adına tescil edilmiş olan marka adını kullandığını, müvekkilinin kendi adına tescilini almış olduğu marka ismini davalı şirketin bu kullanıcı ismini almış olması sebebi ile instagramda kullanamadığını, açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ile SMK m. 149 uyarınca davalı tarafın tecavüz fiillerinin durdurulmasına, müvekkiline ait tescilli marka ile aynı veya benzer ibarelerin kullanımının yasaklanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın müvekkili … ile maddi ve hukuki yönden hiçbir ilişkisinin olmadığını, …’nun, Gebze … Noterliği’nin 18/07/2022 tarih ve … yevmiye numaralı Adi Ortaklık Sözleşmesi ile kurulduğunu, ortaklığın taraflarının ise … ve … olduğunu, her iki tarafın da ortaklığı (…) temsile yetkili olduğunu, müvekkili …’nin ise ortaklığın tarafı olmadığı gibi ortaklığa temsile de yetkili olmadığını, huzurdaki davanın …-…’ye karşı açıldığını, ancak … tüzel kişiliği olmayan bir adi ortaklığa dayalı olarak kurulduğunu ve ortaklarının da … ve … olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacı her ne kadar davalının … işletmesi ile marka haklarına tecavüz bulunduğunu iddia etmiş ise, söz konusu işletmenin … adi ortaklığına ait olduğu, söz konusu adi ortaklığın sözleşmesine göre … ve … tarafından kurulduğu, davalının adi ortaklık yapısı içinde olmadığı gibi davaya konu ticari işletme ile ticari/fiili bir ilgisinin ispatlanamadığı anlaşılmış ve davacının davasının pasif husumet” gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı müvekkil şirketin kendisi adına tescilli markasının davalı tarafından kullanılması sebebiyle davalı aleyhine Bakırköy 2. FSHHM’de görülmekte olan davanın ikame edildiğini, mahkeme tarafından davanın reddedildiğini, esas sayılı dava dosyası müvekkil firmaya ait … ve … tescil numaralı … markasına tecavüz teşkil eden eylemlerin son bulması adına açıldığını, mahkeme tarafından davalı tarafın kimlik bilgilerinin sunulması için kesin süre verildiğini, verilen kesin sürede davalı tarafın unvan bilgilerine MERNİS üzerinden ulaşılamadığını ve internet sitesinde yer alan telefon numarası ile ulaşılarak bilgi elde edilmeye çalışıldığını, davalı tarafın şirketin kendisi olan … isimli şahsa ait olduğunu söylediğini ve internet sitelerinde yazan telefon numarasını ilk açan şahsın kadın olması hasebiyle bir daha kendisiyle muhatap olmaması için arayan avukata hakaretler ettiğini, yapılan tüm araştırmalara rağmen davalı tarafın MERSİS sisteminde kayıtlı olmadığı için mahkeme tarafından da sadece 1 haftalık kesin süre verildiğinden davalının kimlik bilgilerinin … olarak verildiğini fakat TC Kimlik numarasının bilinmediğinin belirtildiğini, kimlik araştırmasının yerel mahkemece kolluk aracılığı ile yapıldığını ve davalı şirkete giden polis memurlarının da davalı şirket yetkilisinin … olduğunu tespit ettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla taraf teşkilinin davacı tarafından yapılması gerektiği kanısına varıldığını, yerleşik içtihatlar gereğince bu görevin mahkemelere ait olduğunu, davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde husumet yokluğu sebebiyle davanın usulden reddini istediği dilekçenin EK’inde gerçek davalıların yer almakta olup anaokulu işletmesinin sahiplerinin adi ortaklık ile dava dışı … ve … olduğunun belirtildiğini, HMK 124/3 ve 4 hükümleri dikkate alınmadan sözlü beyanla iletilen taraf değişikliğinin dikkate alınmadığını, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davanın konusu markaya tecavüzün durdurulması ve kullanımının yasaklanması talebine ilişkindir. Dava, “…” aleyhine açılmıştır. Davalı tarafından ibraz edilen Gebze … Noterliği tarafından tanzim edilen 18.7.2022 tarih, … yevmiye no’lu Adi Ortaklık Sözleşmesi’nde, adi ortaklığın adının “…” olup, ortaklarının … ve … olduğu, ortaklığı idareye ve ortaklığı temsil ve ilzam etmeye, sulh ve ibraya ortakların münferiden yetkili olduğu belirtilmiştir. Adi ortaklıkta, ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından salt adi ortaklık olarak husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Adi ortaklığı temsil eden her bir kişinin davada taraf olarak yer alması gerekmektedir. HMK 114. maddesinde dava şartları düzenlenmiş olup, 114/1-d’ye göre tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları kanuni temsilin söz konusu olduğu hallerde temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması dava şartıdır.Davacı, dava dilekçesinde davalı olarak “…”nu göstermiş, daha sonra ibraz etmiş olduğu dilekçesinde davalı olarak …-… olduğunu belirtmiş ise de, noterlikçe düzenlenen adi ortaklık sözleşmesinde …’nin adi ortaklığı oluşturan ortaklardan olmadığı, ortaklığı oluşturan diğer iki kişinin davada taraf olarak gösterilmediği anlaşılmış olup, mahkemece pasif husumet yokluğundan davanın reddine dair verilen karar hukuken yerindedir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla yapılan inceleme neticesinde davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/03/2023 tarih ve 2022/236 E., 2023/91 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 06/07/2023