Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/949 E. 2023/642 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/949
KARAR NO: 2023/642
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 11/04/2023 tarihli ara karar
NUMARASI: 2023/91 Esas
DAVANIN KONUSU: Tazminat,Fikir ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/06/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava ve ihtiyati tedbir talep dilekçesinde özetle; Sözleşmeden doğan sorumlulukların yerine getirilmemesinden dolayı sözleşmenin müvekkili açısından çekilmez bir hal aldığını iddia ile sözleşmenin feshi, davalı şirketin müvekkiline ait eserine vaki tecavüzünün tespiti, ref’i, men’i, maddi- manevi tazminat ile elde edilen karın müvekkiline verilmesini, telafisi mümkün olmaması olası zararına binaen ihtiyati tedbire karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi “… Davacının ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden …” gerekçesi ile davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava ve talep dilekçesi ile yargılama aşamalarındaki beyanlarını tekrarla, e-devletten kültür ve Turizm Bakanlığından müvekkilinin eser sahibi olduğu kitaplara ilişkin alınan bandrol sayısına bakıldığında 669.860 tane bandrol alındığının görüleceğini, müvekkiline sözleşmeden kaynaklı %10 telif hakkı verileceğinin zikredildiğini, bu minvalde bandrollere ilişkin 1-TL (Bir Türk Lirası) hesap yapılmış olsa bile müvekkilinin bu zamana kadar alması gereken telif hakkı toplamının 669.861-TL olduğunu, bunun müvekkilince hiç alınamadığını, bunun tedbirle müvekkiline verilmesi gerektiğini, ihtiyati tedbirin öğretide “…kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır.” şeklinde tarif edildiğini, ihtiyati tedbirin diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki koruma olduğunu, 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbirin amacının karşı tarafı cezalandırmak baskı altına almak değil, hakkın korunmasına hizmet etmek olması gerektiğini, esas hakkındaki hükme kadar taraflar açısından davanın uzamasından kaynaklanan sakıncaları gidermek ve geçici hukuki koruma sağlamak, böylelikle davacının açmış olduğu davayı kazanması halinde dava konusu olan şeye kavuşmasını daha dava sırasında güvence altına almak, taraflar arasındaki sözleşmenin dava süresince ayakta kalmasına yardımcı olmak amacıyla başvurulan geçici hukuki korumalardan olduğunu, tedbir kararının verilmesi sonrasında koşullarda bir değişiklik olduğunda bu değişen şartlara uygun olarak ihtiyati tedbir kararı talep üzerine kaldırılabileceği gibi gözden geçirilip gerekirse değişikliğe gidilebileceğini, ihtiyatî tedbir yargılamasında tam bir ispata gerek olmadığını, mahkemenin, ihtiyatî tedbir isteyenin hakkının mevcut olduğuna kanaat getirmesi, başka bir ifade ile onun haklılığını kuvvetle muhtemel görmesinin yeterli olacağını, haksız fiil nedeni ile sözleşmenin müvekkili açısından çekilmez bir hal aldığından sözleşmenin fesihini, eser sözleşmesine konu olan ve davalı firma hakimiyetinde bulunan eserlerin ileride doğabilecek imkansız sorunlar teşkil etmesi ve ciddi bir zararın ortaya çıkma ihtimalinden ötürü basım, yayım, çoğaltma, işleme, üretme, satış, çeviri konusunda ihtiyati tedbir konulması gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılmasını ve tedbire hükmedilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava ve ihtiyati tedbir talebi; davacının yazarı olduğu kitaplara ilişkin taraflar arasında imzalanan “Telif Eser Sözleşmesi”nin davalının haksız fiili/leri nedeni ile davacı açısından çekilmez bir hal aldığı iddiası ile sözleşmenin feshi ile davalı şirketin davacıya ait eserine/ lerine vaki tecavüzünün tespiti, ref’i, men’i, maddi- manevi tazminat ile elde edilen karın davacıya verilmesi istemi ile eser sözleşmesine konu olan ve davalı firma hakimiyetinde bulunan eserlerin ileride doğabilecek imkansız sorunlar teşkil etmesi olasılığı ile ciddi bir zararın ortaya çıkma ihtimalinin bulunmasından dolayı basım, yayım, çoğaltma, işleme, üretme, satış, çeviri konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; ilk derece mahkemesinin yaklaşık ispata kanaat getirmemesi nedeni ile davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının yerinde olup olmadığına ilişkindir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389. ve devamı maddelerinde belirtilmiştir. İhtiyati tedbirin şartları HMK m.389 ” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmünü haizdir. Kanun koyucu, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Bir kurala uyulmaması sebebiyle kanun koyucu tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da “ölçülülük ilkesi” gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur. Dosya kapsamına göre; davacının tedbir talebi yönünden tarafların iddia ve savunmalarının yargılamayı gerektirmesi, dosyaya sunulu bilgi, belge ve delillerden yaklaşık ispata henüz kanaat getirilmemesi dikkate alınarak, ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik mahkemece verilen kararda usule aykırılık bulunmamaktadır. İstinaf dilekçesinde öne sürülen diğer sebepler ise, yargılamanın esasına ilişkin olup yargılamayla çözümlenecek hususlardır. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; tarafların dayandıkları bilgi ve belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre ilk derece Mahkemesinin kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre karar isabetli bulunmuş, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin tüm istinaf sebepleri yapılan inceleme neticesinde yerinde görülmemiş olmakla davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2023/91 Esas sayılı 11.04.2023 tarihli ara kararına karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15/06/2023