Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/938 E. 2023/701 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/938
KARAR NO: 2023/701
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27.04.2023 ara karar
NUMARASI: 2023/379 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/06/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dilekçesinde özetle; Dava ve takip konusu senedin boş senet olarak zorla imzalandığını, senette yazan miktar kadar karşı yana borçlu olmadıklarını, karşı tarafa sadece 70.000 TL borçlu olduklarını beyan ederek, müvekkilinin mağdur olmaması ve bu bağlamda hızla gelişebilecek cebrî icra işlemlerini önlemek için takibin, nihaî karara kadar tedbiren durdurulmasına ve araçlar üzerindeki yakalama kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 27.04.2023 tarihli ara karar ile; ” bonodan kaynaklanan borç miktarının talep edildiği kadar olmadığı, ayrıca açığa imzanın habersizce doldurulduğu ve senedin zorla imzalatıldığı iddialarının yargılamayı gerektirdiği ve bu aşamada yaklaşık ispat koşulları oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası müvekkilinin süreyi kaçırmış bulunması sebebiyle kesinleşmiş ve tüm varlığına haciz konulduğunu, haciz ve yakalama konulan 5 adet ticari araç haricinde müvekkilinin taşınmazına da haciz konulduğunu, yalnızca haciz konulan taşınmazın bile borç miktarını karşılayacakken bu şekilde taşkın haciz yapılmasının hukuka aykırı olduğundan Büyükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2023/652 E. Sayılı dosyası ile şikayet yoluna başvurulduğunu, Bunun yanı sıra icra takibine konu kambiyo senedinin zorla imzalatılması sebebiyle geçersiz olduğundan ilgili icra müdürlüğüne de her şeye rağmen itiraz talebinde bulunulduğunu, ayrıca zorla senet imzalatma, açığa atılan imzanın kötüye kullanılması ve tefecilik suçlarından da Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, Bu aşamada müvekkilinin ticaretini yürüttüğü ticari araçlara da yakalama konması sebebiyle işlerine devam edemediğini, en azından işlerine devam edebilmesi için öncelikli taleplerinin araçlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması olduğunu, icra dosyasındaki tüm borcu icra veznesine yatırmalarının yanında % 15’ten az olmayan bir teminatı yatırarak Mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın dava sonuna dek alacaklıya verilmemesini, ve hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini, ancak yerel mahkemece yaklaşık ispat kuralı gereğince talebin reddedildiğini, Menfi tespit davasının dayanağını 2004 sayılı İİK’nın 72. maddesi olduğunu, İİK’nın “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. Maddesi; ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi hâlinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. ”hükmünü içerdiğini beyan ederek, kararın kaldırılmasına, tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep; menfi tespit davasına dayanak icra takibinin tedbiren durdurulması ve araçlar üzerindeki yakalama kararının kaldırılmasına karar verilmesinden ibarettir. İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili her ne kadar dava ve takip konusu senedin boş senet olarak zorla imzalandığını, senette yazan miktar kadar karşı yana borçlu olmadıklarını, karşı tarafa sadece 70.000 TL borçlu olduklarını beyan ederek, tedbir talebinde bulunmuş ise de; HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, aynı şartların İİK’nun 72.maddesi yönünden de aranması gerektiği, ancak somut olayda eldeki delillere göre yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmemiş olduğu, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olmakla, davacı vekilince ileri sürülen istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.04.2023 tarih ve 2023/379 E., sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15/06/2023