Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/911 E. 2023/690 K. 16.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/911
KARAR NO: 2023/690
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13/01/2023
NUMARASI: 2021/421 E. – 2023/30 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİH: 16/06/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Ticaret A.Ş.’ye, davalı … Bankası tarafından 22.02.1995 veriliş tarihli 590,00 TL bedelli teminat mektubu ile veriliş tarihi 23.02.1993 olan 2.950,00 TL bedelli teminat mektubu verildiğini,banka tarafından müvekkiline verilen teminat mektuplarının toplam bedeli olan 3.540,00 TL üzerinden davalı Bankanın alacaklı, müvekkili şirketin borçlu olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiği ve işbu takibe itiraz edildiğini, banka tarafından iş bu itirazın iptali talepli olarak İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/227 E. Sayılı dosyasını ile itirazın iptalini talep ettiğini, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.04.2016 tarih, 2014/227 E., 2016/310 K. Sayılı ilamıyla: “davalıların sorumlu bulundukları, takip tarihi itibarıyla iki adet teminat mektubu toplam bedeli olan 3.540,00 TL’Lik risk mevcut ise de takip tarihinden sonra ve dava tarihinden önce 25/06/2014 tarihinde Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesine hitaben verilen 590,00 TL’lik teminat mektubunun davacı bankaya iade edilmiş olması nedeniyle teminat mektubu riskinin 2.950,00 TL’ye indiği bu miktar yönünden davacının talebinde haklı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, nakdi alacak miktarı likit ve bilinebilir olduğundan gayri nakdi 2.950,00 TL bedelli teminat mektubu bedelinin davacı banka nezdinde açılacak faizsiz bir hesaba depo edilmesi ile takip talebindeki şartlarla takibin aynen devamına fazlaya ilişkin talebin reddine” dair hüküm kurulduğunu, bu nedenle mahkemece kurulan hüküm gereği, taraflarınca davalı nezdindeki … hesap numaralı hesaba 2.950,00 TL bedel depo edildiğini, daha sonra 17.05.2019 tarihli başvuru ile teminat mektubu aslının bankaya iade edildiğini ve depo edilen bedelin kendilerine iadesi talep edildiğini, Mahkemece deposu talep edilen teminat mektubu aslı davacı bankaya iade edilmiş olmasına ve bir risk kalmamış olmasına rağmen depo edilen bedelin müvekkiline iade edilmediğini, bu nedenle 01.10.2019 tarihli başvuru ile … Bankası AŞ’ye yeniden başvurularak, depo edilen bedelin iadesi taleplerinin yinlediklerini ve başvuru gereklerinin yerine getirilmemesi halinde banka hakkında yasal takip ve dava sürecine başlanılacağı ihtar edildiğini, yapılan başvurulara rağmen depo edilen bedelin iadesi yapılmadığından İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası dosyası ile “17.05.2019 tarihinde iade edilen teminat mektubuna karşılık 06.03.2019 tarihinde yatırılan bedel 2.950,00 TL” açıklaması ile takip başlatıldığını, ancak davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edildiğini, davalının icra takibine vaki haksız kötü niyetli itirazının iptaline,takibin devamına ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davalı borçlunun takip konusu alacaklarının temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalı borçlunun, takip konusu alacağın en az %20’si oranındaki icra inkar tazminatını ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf huzurdaki davanın konusunu oluşturan ilamsız takibin müvekkili banka hesabında depo ettikleri teminat bedelinin, teminat mektubu müvekkili bankaya iade edilmesine rağmen depo bedelinin geri ödenmemesi sebebiyle oluşan alacağın ve işlemiş faizin ödenmesi talepli olduğunu, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/227 E. 2016/310 K. sayılı karar gereğince teminat mektubu bedelinin depo edildiğini, daha sonra mektubun müvekkili bankaya iade edildiğini, iade ile riskin ortadan kalktığını, müvekkili bankanın açtığı icra takibine ilişkin borcun ödendiğini, müvekkili bankanın takas hakkının bulunmadığını belirterek icra takibine yapılan itirazın iptalini talep ettiğini, hukuka, yasaya ve usûle aykırı işbu davanın reddinin gerektiğini, davacı şirket yetkilisi tarafından müvekkili banka kayıtlarında mevcut gayrinakdi teminat mektubu deposu İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 20.04.2016 tarih, 2014/227 Esas, 2016/310 Karar sayılı mahkeme ilamı gereğince müvekkili banka hesaplarına 06.03.2019 tarihinde herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin depo edildiğini, aynı zamanda davacı tarafın işbu kararıda temyiz ederek herhangi bir ihtirazi kayıt olmaksızın ödeme yaptığını, bu nedenle ödediği paranın iadesini istemesinin hukuka aykırı olduğunu, 29.04.2019 tarihinde ise teminat mektubu aslı iade edilerek mektubun çıkışının yapıldığını, firmanın hesabında bulunan teminat mektubunun iade edildiği tarihe kadar işleyen teminat mektubu komisyon, masraf ve yasal takip riskleri mevcut olduğundan müvekkili bankanın takas mahsup hakkının önce gelmek üzere firmanın riskinin mahsup edildiğini, müvekkili banka nezdinde başkaca riskleri bulunduğundan imzalı genel kredi sözleşmesi kapsamında müvekkili bankanın hapis ve takas hakkı bulunduğundan teminat mektubu için depo edilen bedel blokeye alındığını, takipten sonra doğmuş risklerin mevcut olması kalan bakiyenin kararın kesinleşmesinden sonra mahsup yapılabileceğini, artan bir tutar olması halinde iade söz konusu olabileceği karşı taraf vekiline bildirilmişse de, haksız olarak takip ve davanın açıldığını, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 20.04.2016 tarih, 2014/227 Esas, 2016/310 Karar sayılı kararı Yargıtay 19.HD’nin 01.11.2018 tarih, 2016/20674 Esas, 2018/5444 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiğini, İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/250 Esas sayılı dosyasına kaydının yapıldığını, İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/250 Esas sayılı dosyasından yapılan yargılamanın, davacı tarafın müvekkili banka aleyhine başlattığı İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibinin Yargıtaym bozma kararının bulunmasına rağmen açıldığı ve yargılamanın bu tarihte devam etmesinin; arabuluculuğa başvurulduğu tarihte ise gerekçeli kararın henüz yazılmaması ve müvekkili tarafından talep edilen alacak kalemlerinin ödenen paranın iadesinden daha yüksek olduğunu, İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/250 Esas sayılı dosyasından yapılan yargılama sonucunda 13.01.2021 tarih, 2020/250 E. 2021/12 K. sayılı karar ile davanın kısmen kabulü ile davalıların itirazının kısmen iptali teminat mektubu bedelinin depo edilmesine, 627,45 TL yargılama gideri ile 3.190,71 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak müvekkil Bankaya ödenmesine karar verildiğini, 2014/227 E. sayılı dosyadan verilen karar ile 2020/250 E. sayılı dosyadan verilen karar karşılaştırıldığında davacı tarafın sorumlu olduğu vekalet ücreti ve yargılama giderinin müvekkili banka lehine arttığını, mahkeme kararının henüz kesinleşmediği belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; “Yapılan açıklamalar neticesinde, davalının banka olduğu ve basiretli davranması da gerektiği gözetilerek davacının davayı açmakta haklı olduğu, davalı bankanın bloke koyduğunu bildirdiği bedelin icra dosyası ile sabit olduğu, başkaca bir savunma bulunmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, alacağın likit olduğu ve icra inkar tazminatı verilmesi şartları da oluştuğundan asıl alacağın %20si oranında icra inkar tazminatına da hükmedilerek” gerekçesiyle davacı tarafça açılan davanın kısmen kabulü ile; davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 2.950,00 TL asıl alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmolunan asıl alacağın %20’si (590,00TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın yasaya aykırı olduğunu, fona devredilen bankaların İİK m. 67/2 gereği icra inkar tazminatı ile kötü niyet tazminatından sorumlu tutulamayacağını, 5411 sayılı kanun m. 138’e göre fonun taraf olduğu dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen fon aleyhine neticelenmesi halinde 2004 sayılı İİK’de yazılı tazminat ve cezaların fon hakkında uygulanmayacağını, tüm bu sebeplerle yerel mahkemece müvekkil banka aleyhine hükmedilen 590,00 TL icra inkar tazminatı ile 142,21 TL harç ödenmesine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır. 6100 sayılı HMK’nun 341/2. maddesinde; “Miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK’nun Ek 1. Maddesinin 1. Fıkrasında; HMK’nun “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. Fıkrasında; HMK’nun “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu İlk derece mahkesi hükmünün verildiği 2023 yılı için HMK’nun 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 17.830,00 TL olmuştur. Somut olayda kabulüne karar verilen toplam alacak tutarı, hükmün verildiği tarih itibariyle öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından İlk Derece Mahkemesince verilen karar davalı yönünden kesin niteliktedir. Bu yasal düzenlemeler karşısında, kanun yoluna başvurulan kararın, karar tarihi itibariyle miktar yönünden kesin nitelikte olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf dilekçesinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2 ve 352/1-b bentleri gereğince reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve görüşüyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 341 ve 352 maddesi delaletiyle 6100 Sayılı HMK’nun 352/1/b. maddesi gereğince REDDİNE,2- İstinaf talebinin esası incelenmediğinden taraf vekillerince tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde yatırana iadesine,3- 6100 Sayılı HMK’ nun 326/1 maddesi gereğince davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA, 4- 6100 Sayılı HMK’nun 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine YER OLMADIĞINA,5- 6100 Sayılı HMK’ nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,6- 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE, Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 341/2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nun 352/1-b maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16/06/2023