Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/91 E. 2023/183 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/91
KARAR NO: 2023/183
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2017
NUMARASI: 2014/596 ESAS – 2017/348 KARAR
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması ve Yargıtay bozma ilamı üzerine yapılan yargılama ile inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını, takibe konu edilen 57.000’er TL bedelli iki adet senetteki imzanın müvekkili …’e ait olmadığını, İcra Hukuk Mahkemesine dava açarak imzaya itiraz ettiklerini ancak alınan bilirkişi raporundaki mukayese yapılan belgedeki imzanın da sahte olması nedeniyle raporun gerçeği yansıtmadığını, davalı hakkında sahte senet düzenlemek suçundan açılan kamu davasında verilen beraat kararının da henüz kesinleşmediğini, takip alacaklısı …’nün Savcılıkta ve Mahkemedeki ifadelerinde davacıdan sadece 40.000-TL alacaklı olduğunu ikrar ettiğini beyanla takip konusu alacağın 74.000-TL’si bakımından davacının davalıya borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini, takibe konu senetler üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra davacı talebinin HMK nın 180. maddesine göre tamamen ıslah ederek icra takibindeki iki senetteki imzanın davacıya ait olmadığı gerekçesi ile ana para ve işlemiş faiz bedeli toplam 203.826,30-TL bakımından davacı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımına uğradığını, icra hukuk mahkemesi kararının kesin hüküm niteliğinde olduğunu, kambiyo senedinin illetten mücerret olduğunu, davacının davalıya ortaklık teklif ettiğini ve bu teklifi kabul ederek davalının davacıya 114.000-TL araç bedeli ile satış masrafı için para verdiğini, bu paralara karşılık davacının 2 adet 57.000-TL bedelli senedi imzalayıp davalıya verdiğini, araç alımından vazgeçildiğini, sadece 60.000-TL nin iade edildiğini, davalının da bu 60.000-TL ile … plaka sayılı aracı satın aldığını, bu paranın peşinata verildiğini, geri kalanında taksit ile ödendiğini, senet bedelleri ödenmeyince Kocaeli … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını beyanla davanın reddi ile davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi; ATK raporu ve Kriminal raporunun nihayetinde bilirkişi raporu olduğu, hukuk hakimi ya da ceza hakiminin başka mahkemede alınan bilirkişi raporları ile bağlı olmadığı ancak bilirkişi raporuna dayalı olarak verilen senedin sahte olmadığına ya da imzanın keşideciye ait olduğuna ilişkin mahkeme kararlarının bağlayıcı olduğu, İcra Mahkemesinin kararı ve ceza mahkemesinin kesinleşen kararlarında imzanın keşideciye ait olduğu belirtildiğinden bu kararların kesin hüküm niteliğinde olduğu aksi durumda her mahkemeden çelişkili kararların çıkmasının adalete olan güveni sarsacak olduğu, bu bakımdan ıslah dilekçesindeki talep, ceza davasındaki maddi vakıanın imzanın davacıya ait olması ve hukuk hakimini bağlaması nedeniyle sahtelik iddiası reddedilmesi gerektiği, taraflar arasında ortaklık kurulması amacıyla para ve araç alışverişi olduğu, davacının oğlunun da araç alımı ve muvazaalı işlerden bahsettiği, davacı tarafın bedelsizlik iddiasını yazılı delille ispat edemediği, dava değerine göre iddianın tanıkla ispat edilemeyeceği, senedin teminat olarak alınmasının senedin geçersiz olduğu anlamına gelmeyeceği, davalının davacıdan hem araç bedeli hem de nakit para alacağı bulunduğunu iddia ettiği, senette ihdas sebebinin de nakden yazdığı gerekçesiyle; davanın reddine icra takibi ihtiyati tedbir ile durdurulduğundan dava değeri olan 203.826,30 TL üzerinden hesap edilecek %20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar vermiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İcra hukuk mahkemesince yaptırılan imza incelemesinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına aykırı olarak, kimin tarafından ne şekilde yazıldığı belli olmayan ve Kocaeli Trafik Tescil Şubesine yazılmış 03/07/2003 tarihli belge fotokopisi üzerinden yaptırıldığı, yapılan bu inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak haksız şekilde icra hukuk mahkemesince davanın reddine karar verildiği, verilen bu kararın Yargıtay içtihatlarına aykırı olmasına rağmen Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nce onanarak kesinleştiği, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/76 E. Sayılı dosyası ile görülen davada İcra Hukuk Mahkemesince evrak fotokopisi üzerinden düzenlenen bilirkişi raporu sonucu verilen karar esas alınarak sanık … hakkında beraat kararı verildiği ve kararın kesinleşiği, hukuk ve ceza mahkemelerindeki yargılamaların yenilenmesi talebinde bulunulmasına rağmen bu taleplerin de reddine karar verildiği, savcılık soruşturma dosyası kapsamında düzenlenen 25/01/2011 tarihli Emniyet Kriminal raporu ile senetler altındaki imzaların davacıya ait olmadıklarının tespit edildiği, dosya kapsamında ATK Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 22/06/2016 tarihli rapor ile senetlerdeki imzaların …’e ait olmadıklarının tespit edildiği, bu rapora karşı davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine İstanbul Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği tarafından düzenlenen 28/10/2016 tarihli rapor ile de senetler üzerindeki imzaların …’e ait olmadığının tespit edildiği, dosya kapsamında düzenlenen raporlarda icra hukuk mahkemesi dosyası kapsamında düzenlenen bilirkişi raporundan farklı olarak 03/07/2003 tarihli belge aslı üzerinden inceleme yapıldığı, imza incelemesine esas belgelerin asılları üzerinden inceleme yapılarak temin edilen gerek ATK raporu, gerekse Jandarma Kriminal raporu ile takibe konu senetler üzerindeki imzaların …’e ait olmadıkları tespit edilmesine rağmen, evrak fotokopisi üzerinde inceleme yapılmak suretiyle temin edilen bilirkişi raporu esas alınarak verilen icra hukuk mahkemesi ve ceza mahkemesi kararı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkin kararın kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizin 23/12/2020 tarih 2020/152 Esas- 2020/400 Karar sayılı kararı ile; Takibe konu senetler üzerindeki imzaların …’in eli ürünü olmadığı dosya kapsamı ile sabit olduğundan Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı bulunmuş ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, davacılar vekilinin ıslah dilekçesi de gözönünde bulundurularak, davacıların (… mirasçılarının) Kocaeli … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası sebebiyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davalı …’nün, takibe konu senetleri …’in kendisinin yanında imzalayarak verdiği yönündeki savcılık soruşturma dosyası kapsamındaki ifadesi ve dosya kapsamı dikkate alındığında davalının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatmış olması sebebiyle 2004 Sayılı İİK’nın 72/5. maddesi gereğince davacılar lehine % 20 oranında kötü niyet tazminata hükmolunmuştur. Dairemiz ilamı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olup Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13/09/2022 tarihli 2021/1792 Esas- 2022/5799 Karar Sayılı kararı ile; “… 1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, 57.000.- TL bedelli iki adet bonoya dayanılarak davacı aleyhine başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davaya konusu bonolar altındaki imzanın davalının murisine ait olmadığı belirlenmiş ise de dava dilekçesinde davacı vekili, 40.000-TL’yi kabule yönelik olarak davalı alacaklının mahkeme zabıtlarına giren resmi beyanlarına istinaden takibe mesnet tutulan “iki adet 57.000-TL meblağlı senetten kaynaklanan gerçek bir borç bulunmadığını ve takibe mesnet senetlerden bir tanesinin teminat senedi olarak alındığının beyan edilmesi ve yine daha sonra verdiği resmi ifade de davacı borçludan 40.000.- TL alacağı bulunduğu beyanın da dikkate alındığında, davacının 74.000-TL borcunun bulunmadığına dair menfi tespit talebimiz…” beyanında bulunmuştur. Dolayısıyla mahkemece davacının 40.000.- TL’ye yönelik kabul beyanı dikkate alınmaksızın ve ikrar edilen bu hususun ıslah ile de düzeltilmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, 40.000.- TL asıl alacak ve bu asıl alacak miktarına ilişkin işlemiş faiz alacağına yönelik davanın kısmen reddi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. …” gerekçesi ile davalı vekilinin sair temyiz istemlerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamı üzerine dava dosyası Dairemiz yukarıdaki esas sırasına kaydolmuş, usule uygun yargılama yapılarak bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13/09/2022 tarihli 2021/1792 Esas- 2022/5799 Karar sayılı bozma ilamına uyma kararı doğrultusunda inceleme ve yargılama yapılmıştır. Dava; 57.000-TL bedelli iki adet bonoya dayanılarak davacı aleyhine başlatılan icra takibinden dolayı, davacının davalıya 74.000-TL borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davaya konusu bonolar altındaki imzanın, davalının murisine ait olmadığı belirlenmiş ise de, dava dilekçesinde davacı vekili 40.000-TL’yi kabule yönelik olarak davalı alacaklının mahkeme zabıtlarına giren resmi beyanlarına istinaden takibe mesnet tutulan iki adet 57.000-TL meblağlı senetten kaynaklanan gerçek bir borç bulunmadığını ve takibe mesnet senetlerden bir tanesinin teminat senedi olarak alındığının beyan edilmesi ve yine daha sonra verdiği resmi ifade de davacı borçludan 40.000-TL alacağı bulunduğu beyanı da dikkate alındığında, davacının 74.000-TL borcunun bulunmadığına dair menfi tespit talebi bulunduğu belirlenmiştir. Dolayısıyla mahkemece, davacının 40.000-TL’ye yönelik kabul beyanı dikkate alınmalı ve ikrar edilen bu hususun ıslah ile de düzeltilmesinin mümkün olmadığı gözetilmelidir. Tüm dosya kapsamına göre HMK’nın 26. maddesi gereği taleple bağlılık ilkesi dikkate alınarak; icra hukuk mahkemelerinin sınırlı yetkili mahkemeler olduğu, kural olarak bu mahkemelerin kararlarının, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/76 Esas ve 2012/25 Karar sayılı dosyası ile sanık … hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı, bu dosya kapsamında senetler üzerinde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, icra hukuk mahkemesi kararı ile senetteki imzaların müştekiye ait olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle sanığın suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraat kararı verildiği, ceza mahkemesinin sanığın suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesiyle vermiş olduğu beraat kararının da hukuk mahkemesini bağlayıcı nitelikte olmadığı, gerek ATK Fizik İhtisas Dairesi Adli İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 22/06/2016 tarihli rapor, gerekse bu rapora itiraz üzerine alınan ve İstanbul Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği tarafından düzenlenen 28/10/2016 tarihli raporda, inceleme konusu senetler ile Kocaeli Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçede …’e atfen atılan söz konusu imzaların …’in eli ürünü olmadığı yönünde tespit yapıldığı, söz konusu raporların denetime elverişli nitelikte olduğu, takibe konu senetler üzerindeki imzaların …’in eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; icra takip dosyasında ödeme emrinde 114.000-TL asıl alacak ve 89.826,30-TL işlemiş faiz ile takip fer’ileri talep edilmiş; eldeki menfi tespit davası ile davacı tarafından 74.000-TL asıl alacak ve işlemiş faiz ile takip fer’ileri yönünden menfi tespit talep edilmiş, davacının 40.000-TL’ye ve işlemiş faiz ile takip fer’îlerine yönelik ikrarı- kabul beyanı tespit edilmiş olmakla; ilk derece Mahkemesinin kararı bozma ilamına uyma kararı ile yapılan yargılama neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince kaldırılmış ve yeniden hüküm verilmiştir. Asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden garameten yapılan hesaplama neticesinde; Kocaeli … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası kapsamında davacıların davalıya 34.000-TL asıl alacak ve 26.790,30-TL işlemiş faiz ve buna tekabül eden takip fer’ileri yönünden borçlu olmadığı, yukarıda izah olunduğu üzere imza incelemesi neticesi ile davalının senetlerdeki konumu dikkate alınarak kötü niyetli olduğu kanaatine varılmış kısmen kabul edilen hükmolunan değerin %20 si oranında 12.158,06-TL tazminatın davalıdan tahsiline davacılara verilmesine hükmedilmiştir. Yine yukarıda izah olunduğu üzere, ikrar ve talep dikkate alınarak bozma ilamı içeriğine göre Kocaeli … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takipte davacıların davalıya 40.000-TL asıl alacak ve 31.518-TL işlemiş faiz ile buna tekabül eden takip fer’ileri yönünden menfi tespit isteminin reddine, takibin bu miktarlar üzerinden kaldığı yerden devamına, ihtiyati tedbire hükmedilmesi ve uygulanmasının icra takibine etkisi dikkate alınarak davanın kısmen reddedilen miktarı gözetilerek davalının tazminat isteminin kısmen reddedilen hüküm yönünden kısmen kabulüne, kısmen reddine hükmolunan alacağın %20’si oranında 14.303,60-TL tazminatın davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine hükmolunmuş, neticeten Yargıtay bozma ilamı gereğince karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacıların davasının KISMEN KABULÜ- KISMEN REDDİ ile; davacıların (… mirasçılarının) Kocaeli … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası sebebiyle davalıya 34.000-TL asıl alacak ve 26.790,30-TL işlemiş faiz ve buna tekabül eden takip fer’ileri yönünden borçlu olmadıklarının tespitine,2-Kocaeli … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takipte davacıların davalıya 40.000-TL asıl alacak ve 31.518-TL işlemiş faiz ile buna tekabül eden takip fer’ileri yönünden menfi tespit isteminin reddine, takibin bu miktarlar üzerinden kaldığı yerden devamına,3-Davacıların tazminat isteminin kısmen kabulüyle; kısmen kabul edilen miktarın %20’si oranında 12.158,06-TL tazminatın davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine, 4-Davalının tazminat isteminin kısmen kabulüyle; kısmen reddedilen miktarın %20’si oranında 14.303,60-TL tazminatın davacılardan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.152,59-TL karar harcından peşin alınan 3.483,75-TL’nin mahsubu ile 668,84-TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 6-Davacı tarafından ilk derece ve istinaf yargılama sırasında yapılan: 25,20-TL başvurma harcı, 3.483,75 (ıslah+ peşin) peşin harç, 3,80-TL vekalet harcı, 310-TL ATK bilirkişi ücreti ile 224,56-TL tebligat, müzekkere ve diğer posta gideri olmak üzere toplam 4.047,31-TL’nin, davanın kısmen kabul kısmen reddedilmiş edilmiş olması sebebiyle, kabul (%46)- red (%54) haklılık oranına göre 1.902,24-TL’nin davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı tarafından ilk derece ve istinaf mahkemesinde yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(1). maddesine göre 9.726,45 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine, 9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(1)-(2). Maddelerine göre 9.726,45 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsiliyle davalıya verilmesine, 10-Davacılar tarafından yatırılan 31,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE, 11-Davalı tarafından temyiz yargılaması için yapılan 292,10-TL temyiz yoluna başvuru harcı, 63,60-TL posta gideri olmak üzere toplam 355,70 TL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, 12- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,Dair, verilen karar davacı vekili Av. Murat Akça vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz başvurusunda bulunma yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2023