Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/896 E. 2023/660 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/896
KARAR NO: 2023/660
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 27/03/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/138 E.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/06/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 14/09/2022 tarihli ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde özetle; mali hak ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan (“FSEK”) kaynaklanan komşu hakları müvekkillere ait olan eserlerin paylaşıldığını, Youtube kanallarına ve … sayfalarına yönelik davalı … şirketinin gerçekleştirdiğini, haksız ve sürekli saldırılar nedeniyle müvekkili şirketlerin maruz kaldığı tecavüzün önlenmesini ve müvekkillerinin uğradığı zararlar nedeniyle maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi talepleriyle ikame edildiğini, öyle ki, müvekkillerine ait “…” ve “…” isimli apple müzik yayıncı sayfaları ve “…” isimli Youtube kanalı davalı tarafından gerçekleştirilen haksız telif ihlal bildirimleri nedeniyle kapatılma tehlikesi altında kaldığını, gerekli önlemler alınmaması halinde söz konusu platformlar üzerinden müvekkillerinin herhangi bir gelir elde edemeyeceğini, İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde 2022/81 D.İş numaralı dosyası ile incelendiğini ve Mahkeme tarafından haklı görülerek 07.07.2022 tarihinde davalının yapmış olduğu haksız telif ihlal bildirimlerinin herhangi bir teminat yatırılmasına gerek olmaksızın tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, İstanbul 3. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/81 D.İş dosyası kapsamında verilen ve Mahkemenizin 17.08.2022 tarihli tensip zaptı ile huzurdaki dava süresince devamına karar verilen ihtiyati tedbir kararına ek olarak yukarıda isim ve url bilgileri yer verilen şarkı-video eserlerinin Youtube tarafından erişimin kısıtlamasının kaldırılmasını ve …, … ve … isimli Youtube kanallarının kapatılmaması üzere ek ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 19/09/2022 tarihli ara kararıyla; “D.İş başvuru dilekçesi, dilekçe ekinde sunulan söz konusu eserlerin hak sahipliğine ilişkin belgeler ve bütün dosya kapsamı dikkate alındığında; ihtiyati tedbir talebi yönünden yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği kanaatine varıldığından, ihtiyati tedbir talebinin takdiren teminatsız olarak kabulüne” karar verilmiştir.Davalı vekili 13/10/2022 tarihli ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde yer alan eserlerin vücuda getirildiği dönemde dijital hakların mevcut olmadığını, davacıların sahip olduğu hakların plak, kaset gibi fiziki ses taşıyıcıları ile sınırlı olduğunu, davalıların sahip olduğu eser işletme belgelerinin delil niteliğinde olmadığını, tedbir koşullarının oluşmadığını belirterek ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesinin 16/11/2022 tarihli kararıyla; “Davalı yanın itirazlarının teminat noktasında kısmen kabulü ile, 30.000,00 TL teminatın iki haftalık kesin süre içerisinde davacı tedbir isteyen tarafından yatırılmasına, aksi halde tedbir kararının kaldırılmasına, diğer itirazların bu aşamada reddi ile bilirkişi raporu alındıktan sonra yeniden değerlendirilmesine,” karar verilmiştir.Davalı vekili ihtiyati tedbirin kaldırılması talepli dilekçelerinde özetle; Yaklaşık ispat şartlarının oluşmadığını, davacının tedbir istemlerinin yerinde olmadığını, emsal mahkeme kararları ve İstinaf Kararları doğrultusunda tedbirin kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesinin 27/03/2023 tarihli ara kararıyla; “Tüm dosya kapsamı, tarafların beyan ve itirazları, İstanbul BAM 44. HD’nin 2023/136 Esas, 2023/178 Karar sayılı ilamı uyarınca davalı vekilinin taleplerinin kabulü ile İstanbul 3.FSHHM ve Mahkememizce verilen tedbir kararlarının kaldırılmasına” karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Karşı taraf …, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan …, … ve oğlu … tarafından kurulmuş ve paravan olarak kullanılan bir şirket olduğunu, talep konusu eserlerin, müvekkili şirket’e ait Youtube kanalında yayınlanmakta olup tüm hakları usule uygun bir şekilde yine müvekkili şirket’e ait olduğunu, telif haklarından kaynaklanan tazminat talep etme ve tazminat talebini güvence altına alma amacıyla tedbir talep edebilmek için, …’nin FSEK kapsamında “eser sahibi” veya “mali hak sahibi” olması gerektiğini ancak olmadıklarını,-Müvekkilinin dava konusu eserlerin fonogramları üzerinde fonogram yapımcısı olarak münhasıran hak sahibi olduğunu, -Davalının dava konusu eserler üzerinde hak sahibi olmadığını, -FSEK madde 80 ile her bir bağlantılı hak sahibine, işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim ve yeniden iletim bakımından izin verme yetkisi düzenlendiğini, müzik eserinin internet ortamında sunumu için eser sahibi ile birlikte, bağlantılı hak sahiplerinden de izin alınması gerektiğini, dolayısıyla karşı tarafın, tedbir konusu eserlerin umuma iletim hakkını haiz olduğu kabul edilse dahi, tedbir konusu eserleri yayınlayabilmek için sırasıyla eser sahibi, icracı sanatçı ve yapımcıdan ayrı ayrı izin almakla yükümlü olduğunu, müvekkilinin fonogram yapımcısı sıfatıyla söz konusu eserlerin çoğaltma, yayma, temsil, yayın ve yeniden yayın ve kamunun erişimine sunma yoluyla umuma iletim hakkı sahibi olduğunu, karşı tarafın müvekkili ile umuma iletim hakkının devrine ilişkin herhangi bir sözleşme yapmadığı gibi müvekkilinin yazılı iznini de almadığını, karşı tarafın her ne kadar sanatçılardan umuma iletim hakkına ilişkin izin aldığını iddia etse de, fonogram yapımcısı olan müvekkilinden de izin alması gerektiğini, komşu hak sahibi müvekkilinin eser üzerinde sahip olduğu hakların, eser sahibinin ya da icrai sanatçının eser üzerinde sahip oldukları haklardan ayrı tutulması ve müvekkilinin hak sahipliğinin görmezden gelinmesinin hukuka aykırı olduğunu, …’un umuma iletim hakkını usulüne uygun şekilde iktisap etmediğini ve umuma iletim hakkından yoksun olmasına rağmen müvekkilinin Youtube kanalından söz konusu eserlerin kalkmasına ve müvekkilinin Youtube kanalının kapatılmasına sebep olduğunu, müvekkilinin Youtube kanalının incelendiği, lisanslayan kuruluşların tespit edildiği ve talep konusu eserlerin de aralarında bulunduğu eserlerin hak sahibinin müvekkili şirket olduğunu gösterir müzik uzmanı ve bilişim uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi raporu da sunulduğunu,-… tarafından her ne kadar eserlerin dijital umuma iletim haklarının münhasıran kendilerine ait olduğu iddia edilse dahi, tedbir konusu eserlerin icracı sanatçısı meslek birlikleri üyesi olduğunu, dolayısıyla sanatçı tarafından tedbir talebi konusu eserlerin dijital umuma iletimleri için üçüncü kişilere izin verme ve lisans verme yetkilerinin ilk olarak meslek birliklerine verildiğini, Meslek Birliklerine Verilecek Yetki Belgesi Hakkında Yönetmelik madde 7 ile meslek birliğinin yetki belgesi kapsamındaki hak ve yükümlülükleri düzenlenmiş olup; yetki belgesine konu hakları kendi adına kullanma, üçüncü kişilere kullandırma, kullanmaktan men etme, kullanımlar karşılığında ödenen ücreti teslim alma, bu hakların takibi ve tahsili için her türlü kazai, idari ve icrai yollara müracaat etme yetkilerinin meslek birliklerine ait olduğunun hüküm altına alındığını, dolayısıyla ilgili madde kapsamında meslek birlikleri tarafından, direkt olarak sanatçıdan devralınan dijital umuma iletim haklarının, meslek birliklerinin üçüncü kişilere kullandırma yetkisi kapsamında müvekkili şirkete devredilmesinin de mümkün olduğunu, her ne kadar karşı tarafın dijital haklara sahip olduğu gerekçesiyle tedbir talebinin kaldırılmasına karar verilmişse de, dosya konusu eserlerin dijital hakları sadece karşı tarafta değil, aynı şekilde meslek birliklerinde de bulunduğunu, kararda müvekkilinin hak sahipliğinden doğan yetkileri ve meslek birliklerinin yetkilerine değinilmediğini, yalnızca karşı tarafça dosyaya sunulan devir sözleşmesi esas alınmak suretiyle dosya karara bağlandığını,- FSEK’te yapılan 2001 değişikliği ile yeni bir hak ihdas edilmediğini,-İhtiyati tedbir konusu eserler üzerindeki dijital haklara sahip sanatçı tarafından, işbu hakların …’na, …’ndan ise …’a devredildiği, yapılan sözleşme kapsamında dijital haklar yönünden yetkili oldukları belirtildiğini ancak bir an için karşı tarafça ibraz edilen dijital hak sözleşmelerinin geçerli olduğu düşünülse dahi, … tarafından sözleşme konusuna ilişkin hukuken herhangi bir faaliyette bulunulamayacağını, meslek birlikleri, telif ücretlerinin tahsili ve elde edilen gelirlerin paylaşımı yönünden tek yetkili kılındığını, başkaca kişi ve kurumlar tarafından ilgili faaliyetin yürütülmesinin mümkün olmadığını, Meslek Birliklerine Verilecek Yetki Belgesi Hakkında Yönetmelik’in 5/1 maddesinin: ” Hak sahipleri, meslek birliğine üye olabilmek için bu Yönetmelik esaslarına ve meslek birliklerince belirlenen koşullara uygun olarak bir yetki belgesi vermek mecburiyetindedirler. Yetki belgesi verilmesiyle birlikte, yetki belgesine konu hakları tam ruhsat şeklinde kullanma yetkisine sahip olan meslek birlikleri, bu hakların idaresi ve takibi, telif ücretlerinin tahsili ve dağıtımı konularında münhasıran yetkilidir.’ hükmünü amir olup, madde metni ile sabit olduğu üzere telif ücretlerinin tahsili ve dağıtımı yetkisi münhasıran meslek birliklerine verildiğini ayrıca Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/3201 E., 2019/4937 K. sayılı ve 27.06.2019 tarihli kararının da bu yönde olduğunu, dolayısıyla gerek kanun metni gerekse yerleşik içtihatlar ile sabit olduğu üzere, karşı tarafın uhdesinde bulunduğunu iddia ettiği dijital umuma iletim hakkının karşı tarafa sağladığı tahsilat yetkisinin kanunen devredilemez ve meslek birlikleri haricinde başkaca kişi ve kurumlarca kullanılamaz nitelikte olduğunu, … tarafından ilgili eserlerin yalnızca dijital umuma iletim haklarının devralınmasının, uygulamada direkt olarak telif tahsilatı yapmak anlamını taşıdığını, Meslek Birliklerine Verilecek Yetki Belgesi Hakkında Yönetmelik’in 5/1 maddesi kapsamında, meslek birlikleri telif ücretlerinin tahsil ve dağıtımları konusunda tek yetkili kılınmış olduğunu, -Karşı tarafın, yapımcı belgesi ve eser işletme belgesini haiz olmayan, resmi meslek birlikleri nezdinde kaydı bulunmayan bir şirket olup, karşı tarafça yalnızca dijital umuma iletim hakkının devralınması dürüstlük kuralı ve iyiniyet ilkelerine açıkça aykırı ve hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu, her ne kadar mali haklar bölünebilir ve hukuken yalnızca dijital umuma iletim hakkı devredilebilir nitelikte olsa dahi, tek başına bu hak, hakkı devralana tahsilat yapmak dışında herhangi bir yetki ya da tasarruf alanı sağlamadığını, karşı tarafça kanunun izin verdiği şekilde ve usulüne uygun olarak yapılan bir devir söz konusu olsa dahi, bu hakkın kanunen yasaklanmış halde olan tahsilat yapmak amaçlarıyla bulundurulması, hakkın kötüye kullanılması kapsamına girdiğini, FSEK kapsamında dijital umuma iletimin tek başına devri mümkün olsa dahi, somut olay bakımından bu hakkın dürüstlük kuralına aykırı ve haksız menfaat sağlamak amaçlarıyla adeta kanuna karşı hile olarak kullanıldığını, -… tarafından herhangi bir hukuki dayanak olmaksızın müvekkilinin kanundan doğan haklarına tecavüz edildiğini, müvekkilin ticari itibarının büyük zarara uğratıldığını ve halihazırda uğratılmaya devam edildiğini, müvekkilinin zararlarının giderilmesi ve zararının daha da artmaması için müvekkili lehine ihtiyati tedbir kararı verilmesinin elzem olduğunu, İstinaf başvurularının kabulüne, İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/138E. Sayılı dosyada 27.03.2023 tarihinde verdiği ihtiyati tedbirin kaldırılması kararının kaldırılmasına, Davalının haksız olarak Youtube ve …’e bildirdiği telif hakkı ihlal bildiriminin kaldırılması için verilen ihtiyati tedbir kararının devamına karar verilmesini talep etmiştir. Karşı taraf davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; -İlgili eserler üzerindeki dijital hakların icracı sanatçılara ait olduğunun, Kanun, Yerleşik Yargıtay içtihatları ve birden çok kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğunu, eserlerin vücuda getirilmesi ve çoğaltılması, yayılması ve umuma iletilmesinden sonra ortaya çıkmış olan bu “dijital iletim hakları” sanatçıların kendilerine ait olduğunu, bu haklar ancak doğduktan sonra, FSEK Md. 52’ye (“Mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır.”) uygun bir sözleşme ile sanatçı tarafından bir başkasına devredilebileceğini, talepte bulunan tarafın FSEK Md. 52’ye uygun olarak düzenlenmiş, sanatçılar tarafından yazılı bir sözleşme ile kullanım hakkı verilmiş veya devredilmiş “Dijital Hak Devir Sözleşmeleri”ni sunması gerektiğini, -Talepte bulunan tarafın sahip olduğu hakların, sadece plak, kaset ve kompakt disk gibi fiziki ses taşıyıcılar ile sınırlı olduğunu, davalının sahip olduğu eser işletme belgelerinin delil niteliğinde olmayıp, asıl olması gerekenin sanatçı ile yapımcı arasındaki sözleşmeler olduğunu, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 52. Maddesi uyarınca; “Mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır.” hükmünün bulunduğunu, MÜYORBİR meslek birliğinin, ilgili eserlerin dijital mecralarda pazarlama ve bundan telif toplama hak ve yetkisi bulunmadığını, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 25 ve 52. Maddeleri ve Meslek Birliklerine Verilecek Yetki Belgesi Hakkında Yönetmeliğin 5/1 maddesine göre; “Hak sahipleri, meslek birliğine üye olabilmek için bu Yönetmelik esaslarına ve meslek birliklerince belirlenen koşullara uygun olarak bir yetki belgesi vermek mecburiyetindedirler. Yetki belgesi verilmesiyle birlikte, yetki belgesine konu hakları tam ruhsat şeklinde kullanma yetkisine sahip olan meslek birlikleri, bu hakların idaresi ve takibi, telif ücretlerinin tahsili ve dağıtımı konularında münhasıran yetkilidir.” hükümlerinin bulunduğunu, ilgili eserlerin dijital hakların kanunumuza girmesinden ve eser sahiplerinin benliğinde doğmasından önce, yani 2001 yılından önce vücuda getirilmiş eserler olduğunu, bu eserlerin üzerindeki dijital hakların eser sahiplerinin benliğinde doğduğunu, bu hakların meslek birliklerine devredilmediğini, bu nedenle “yetki belgesine konu haklar”ın içerisinde dijital hakların yer almadığını, müvekkiline devredilen hakkın yorumcu hakkı olmadığını, talepte bulunanların, sanatçıların eserler üzerindeki dijital haklarını meslek birliklerine devrettiğini gösterir bir belge de sunamadığını, Dava konusu eserlerin, 2001 yılında FSEK’e eklenen “Dijital İletim Hakkı” ve “Eser Sahibinin Haklarına Bağlantılı Haklar”dan önce icra edildiklerini, Talepte bulunan şirketin, haklarının sadece kaset ve CD ile sınırlı olduğunu, Talepte bulunanın sunduğu eser işletme belgelerinin hak doğuran bir belge olmadığı, esas olanın FSEK md 52 kapsamında yapılmış sözleşmeler olduğu ve talepte bulunanın hak sahibi olduğunu kanıtlayan sözleşmeleri dosya kapsamına sunmadığını, İcracı Sanatçı, bir meslek birliği üyesi olsa dahi, dava konusu haklar ile meslek birliği tarafından yönetilen hakların birbirinden farklı olduğu, meslek birliğinin ancak kendisine devredilen haklar kapsamında telif toplama yetkisi olduğu, dava konusu eserlerin dijital haklarının meslek birliği tarafından kontrol edilmediği ve mevcut durumda edilemeyeceğini, Dava konusu eserleri vücuda getiren sanatçıların (veya varislerinin) FSEK Md. 52 kapsamında, şekil şartlarına uygun bir devir sözleşmesi ile benliklerinde doğmuş dijital iletim haklarını müvekkile devrettikleri ve müvekkilin dava konusu eserler üzerindeki tek dijital hak sahibi olduğu ilgili kanun maddeleri, yargı kararları, doktrin görüşleri, benzer dosyalarda alınmış bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, talep edenin mali hak sahipliği iddiasının esas yargılamada incelenerek değerlendirilmesi gerekli olmakla bu aşamada talep yargılamayı gerektirdiğinden istemin reddine karar verilmesinin yerinde olduğunu, esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Karşı taraf vekilince tedbire konu eserlerin dijital haklarının …’ndan devralındığına ilişkin sözleşmenin bulunduğu anlaşılmıştır.İhtiyati tedbir talep eden vekili; mali hak sahipliği iddiasına dayalı olarak karşı yanın digital hak sahibi olmadığını, bu hakkın kendisinde bulunduğunu ve kendisine karşı bu hakların ileri sürülmesinin yönelik ihtiyati tedbir ve tespit talebinde bulunmuştur.İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir isteminin öncelikle kabulüne itiraz neticesinde kaldırılarak reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Somut uyuşmazlıkta, davacı mali hak sahipliği iddiasına dayanmış ise de; FSEK’te eser sahibine, mali hakkını veya mali haklarının kullanma yetkisini devir hakkı tanınmıştır. Mali hak devrinde hak devreden kişinin malvarlığından çıkarak devralana geçtiği halde, mali hakların kullanma yetkisinin devri (ruhsat) halinde, hak sahibinde kalmakta, devralana sadece kullanma yetkisi geçmektedir. (FSEK 48/2.maddesi) FSEK m. 80/I/B’de “bir icra ürünü olan veya sair sesleri ilk defa tespit eden fonogram yapımcılarının eser sahibinden ve icracı sanatçıdan mali hakları kullanma yetkisini devraldıktan sonra (…) haklara sahip olacağı belirtilmiş olup, takiben (1) numaralı bendinde “eser sahibinin ve icracı sanatçının izni ile yapılan tespitten söz ettiğinden, Türk Hukuku’nda ilk tespitten doğan hakların kullanılabilmesi için; hem eser sahibinden hem de icracı sanatçıdan “mali hakları kullanma yetkisinin” devralınmış olması gerekir. Maddede mali hakları kullanma yetkisi ruhsat, lisans anlamında kullanılmıştır. Tedbir talep eden taraf, devrin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 3257 Sayılı Sinema, Video ve Müzik Eserleri Kanunu 8. maddesinin uygulanması gerektiğini, 8. maddede ise eserlerin çoğaltma, yayma, ve gösterim hakkının eserin işletme belgesi sahibine ait olduğunun belirtildiğini, dolayısıyla müvekkilinin bu hakkı, hukuka uygun ve zincirleme olarak hak sahiplerinden devraldığı savunmasında bulunmuş ise de; 3257 sayılı Yasanın bu hükmünün, FSEK hükümleri doğrultusunda yorumlanması gerekir. Bu hüküm, eserlerin (sinema ve musiki eserlerin) çoğaltma yayma ve gösterim hakkına kimlerin sahip olabileceğini düzenleyen bir hüküm olup, eser işletme belgesine sahip diye bir işletmenin eserin çoğaltma ya da yayma hakkına gerçekten sahip olduğu gibi mutlak bir sonucuna varılamaz. İşletme belgesi, hak sahipliği konusunda bir karine ihdas etmiş olup, bu karinenin çürütülmesi, aksinin ispatı her zaman için mümkündür. Ayrıca dava konusu olayda, digital hak devrinin ayrı bir hak devri gerektirip gerektirmediğinin, daha önce verilen devrin digital hakları da kapsayıp kapsamadığının yargılama gerektirdiği, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde belirtildiği üzere talep edenin mali hak sahipliği iddiasının esas yargılamada incelenerek değerlendirilmesi gerekli olmakla bu aşamada talep yargılamayı gerektirdiğinden istemin reddine karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenle talep eden davacılar vekilinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 27/03/2023 tarih ve 2022/138 E. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davacılar tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacılar tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/06/2023