Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/878 E. 2023/619 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/878
KARAR NO: 2023/619
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 07/03/2023
NUMARASI: 2023/63 E. – 2023/61 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden vekili dilekçesinde özetle; Aleyhine tespit talep edilenin müvekkiline ait “…” ibareli görseli ihtiva eden marka ile iltibas yaratır kullanımlarının, karşı tarafın … adresi üzerinde gerçekleştiriyor olmasını ileri sürerek, karşı yanın haksız tabela kullanımı, kartvizit, etiket ve sair tanıcı aparatlar üzerinden gerçekleştirilen kullanımlarının tedbiren engellenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece bu talep üzerine dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, ihtiyati tedbir talebinin bilirkişi raporu geldikten sonra değerlendirilmesine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince; bilirkişi tarafından hazırlanan 30/03/2023 havale tarihli raporda sonuç olarak, “aleyhine tespit istenilen adreste …’ın Esenler Vergi Dairesine bağlı olarak … vergi kimlik numarası ve … T.C.Kimlik numarası ile faaliyette bulunduğu, “…” şeklinde kullanımın olduğu ve kullanımın markasal nitelik arz ettiği” hususunun belirtildiği, Raporda belirtilen davalı kullanımına göre yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda yalnızca markasal kullanımın tespit edildiğini, marka hakkına tecavüz ile ilgili herhangi bir değerledirmede bulunulmadığını, dolayısıyla eksik bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, Gerekli karşılaştırma yapıldığında, karşı yanın markasal kullanımında müvekkilinin markasını oluşturan üst üste konulmuş biberle ile beyaz renkteki dalgalı ayran görsellerinin ve markanın asli kelime unsurlarının gerçekleştiğini, bu nedenle yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, Karşı yanın, ”…” unsurlu çatı markasından ziyade müvekkiline ait tescilli markayı birebir kullandığını beyan ederek, Mahkemece ”ihtiyati tedbirin reddine” ilişkin ara kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, İlk Derece Mahkemesince 31.03.2023 tarihli ara karar ile verilen ”ihtiyati tedbirin reddine” ilişkin ara kararın istinaf yoluyla incelenmesi talebinden ibarettir. İhtiyati tedbir talep eden taraf, karşı yanın “…” ibareli markasal kullanımlarının, kendilerine ait “…” ibareli markaya tecavüz oluşturduğunu iddia etmiştir. Her ne kadar dosyaya mübrez bilirkişi raporunda karşı yanın markasal kullanımlarının, tedbir talep eden tarafın markasıyla iltibas oluşturup oluşturmadığı yönünde bir değerlendirmede bulunulmuş ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, belirtilen husus bir eksiklik olarak görülmemiştir.6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu görülmektedir.Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, ”…” ibaresinin cins adı olup olmadığı, ”…” ve “…” ibarelerinin taraf markalarında ayırt edici unsur olup olmadığı, her iki marka arasında bütünsel açıdan ortalama tüketici nezdinde görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı hususlarının yargılamayı gerektirdiği, gelinen aşamada tedbir talebinin kabulü için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, dolayısıyla Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07/03/2023 tarih ve 2023/63 E., 2023/61 K. sayılı kararına karşı talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 31/05/2023