Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/874 E. 2023/600 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/874
KARAR NO: 2023/600
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/04/2023 tarihli ara karar
NUMARASI: 2023/315 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalının baskısı, zoru ve korkutması ile 4 adet senet imzalandığını, bu nedenle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi ile *22.07.2023 tanzim ve 01.01.2023 vade tarihli ve 25.000-USD bedelli senete istinaden takdir edilecek teminat karşılığında dava sonuçlanıncaya kadar İİK 72/3. maddesi uyarınca vezneye depo edilen teminat karşılığında ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın davalıya verilmemesine, icra takibinin durdurulmasına, taşkın hacizlerin kaldırılmasına, *22.07.2023 tanzim ve 01.04.2023 vade tarihli ve 25.000-USD bedelli senete istinaden 03.04.2022 tarihinde Küçükçekmece İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının İİK 72/2. maddesi hükmü uyarınca uygun görülecek teminat karşılığında bu senet hakkında başlatılan icra takibinin dava sonuna kadar durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesine, *22.07.2023 tanzim ve sırasıyla 01.07.2023 ve ve 01.10.2023 vade tarihli ve her biri 25.000-USD bedelli senetlere istinaden İİK 72/2. maddesi hükmü uyarınca uygun görecek teminat karşılığında bu senetler hakkında başlatılan/ başlatılacak olan icra takibinin dava sonuna kadar durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 03.04.2023 tarihinde “… Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. … HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı Kanun’un 390/3 maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. … Dosyada bulunan belgelerde davacı tarafça dava ve tedbir konusu senetlerin davalı tarafından davacıdan baskı ve tehdit yolu ile zorla imzalatıldığı iddia edilmiştir. … Davalı yanca davacı hakkında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında, düzenleyeni … (…), lehtarı … olan, 22.07.2023 tanzim ve 01.01.2023 vade tarihli ve 25.000 USD bedelli senede istinaden kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığı; düzenleyeni … (…), lehtarı … olan 01.04.2023 vade tarihli ve 25.000 USD bedelli, 01.07.2023 vade tarihli ve 25.000 USD bedelli, 01.10.2023 vade tarihli ve 25.000 USD bedelli senetlerin icra takibine konu yapılmasının tedbiren talep edildiği görülmektedir. … Dava dosyası içeriği, davanın yazılı yargılamaya tabi olduğu ve dilekçeler teatisinin tamamlanması, delillerin toplanması gerektiği, dava dilekçesi ekindeki senet fotokopileri incelendiğinde 4 adet senette davacının imzasının olduğu ve senetlerin düzenleme tarihinin 22.07.2022 olduğu, 01.01.2023 vade tarihli senedin takip konusu yapılması üzerine davanın açıldığı, davacının senetlerin kendisine zorla imzalatılmasının hemen sonrasında savcılığa şikayet dilekçesi vermediği ve dava dilekçesi içeriğiyle de henüz verilmediği, dava dilekçesine ekli senet fotokopileri ile de haklılığını yaklaşık olarak ispat etmediği anlaşılmakla …” gerekçesi ile davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1. Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/315 E. Sayılı dosyası nezdinde görülmekte olan davanın, kambiyo senetlerine özgü menfi tespit davası olduğunu, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ettiklerini, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ettiklerini, davalı tarafın aleyhlerine başlatılan Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından tebliğin usule aykırı olduğundan bahisle haberdar olunmadığını, geç haberdar olunduğunu, zamanında itirazda bulunamadıkları gibi şikayette de bulunamadıklarını, müvekkilinin mallarına haksız haciz konulduğunu, takibe konu senette ve takip dışında diğer 3 adet senette mevcut müvekkili imzalarının zorla baskı altında imzalatıldığını, takip dışı senetlerin henüz vade tarihlerinin gelmediğini, davalıya bu sebeple borçlu olmadıklarını, İİK m.72 kapsamında uygun görülecek teminat karşılığında mezkur senetler hakkında başlatılacak/ başlatılması muhtemel icra takiplerinin dava sonuna kadar durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesinin gerektiğini, bu nedenle mahkemenin ihtiyati tedbirin reddine dair 03.04.2023 tarihli ara kararın kaldırılması gerektiğini, aslında senetlerin Katar hukukuna uygun düzenlendiğini ancak davalı tarafından müvekkilinin Türk hukukuna göre mağdur edildiğini, senetlerin baskı- korku ve zor altında imzalatıldığı gibi tahsilinin de aynı şekilde sağlanmaya çalışıldığını, müvekkilinin Türk vatandaşlığından çıkarılacağı yönünde tehdit aldığı gibi ailesi ile ilgili de tehditler aldığını, ödeme emrinin hukuka uygun tebliğ edilmediğini, açılan davaya rağmen davalının takibe devam ettiğini, vadesi gelmeyen senetler hakkında da takibe başlanmasının muhtemel olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, haksız menfaat temin etmeye çalıştığını, Savcılık nezdinde dava açıldığı tarihte suç duyurusunda bulunulduğunu, imzalar hakkında bilir kişi incelemesi talep ettiklerini, tedbir talebinin reddi kararının gerekçesiz olduğunu, kanunen ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Cevap dilekçesini tekrarla davacı tarafından iddia olunan vakıaları inkar etmiş, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, somut delile dayanmadığını, hukuki mesnedinin bulunmadığını, kendisi ile çeliştiğini, hayatın olağan akışına aykırı anlatımlarının olduğunu, haksız olay örgüleri ile kazanım elde etmeye çalıştığını, soyut beyanı dışında delilinin bulunmadığını, yalan beyanlar ile adli mercileri yanıltmaya çalıştığını, tutarsız ve gerçek dışı beyanda bulunduğunu, anlatımların mantık dışı olduğunu, Küçükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2023/317 Esas sayılı dosyasında tebliğin usulsüzlüğüne dair davacı iddiasının reddedildiğini, takibin devamına karar verildiğini, davacı tarafından hem imzanın kendisine ait olduğunun hem de olmadığının iddia edilerek senet yağmasına dair senetlerin baskı ve şiddet altında ve var olan bir senet borcunun karşılığı olarak imza edildiği iddia edilmiş ise de Katar’da müvekkili adına düzenlenmiş olduğu iddia edilen karşı senedin neden sunulmadığı ve nerede olduğu, senet yağması iddiasına dayalı olayın nerede, ne zaman, nasıl gerçekleştiği, şiddetin nasıl uygulandığı ve niye hemen olay akabinde şikayet başvurusu gerçekleştirilmediği yönündeki hususların tamamının geçiştirilmiş olduğunu, imzanın kendisine ait olduğu beyanı dışında hiçbir açıklama yapılmadığını, imzaların bizzat davacı tarafından atıldığının ikrar edilmesi ile bilirkişinin inceleme yapacağı sahtelik durumunun mevcut olmadığını, davacı tarafından mantık dışı hikayelendirme yapıldığını, Türk hukukunu davacının bilmesinin vatandaş olması nedeni ile muhakkak olduğunu, davacının iddialarının inandırıcı olmadığını, davacının avukat huzurunda imza attığını cevaba cevap dilekçesinde ikrar ettiğini, hukukçu huzurunda atılan imzanın geçersizliğinin söz konu olamayacağını, cevaba cevap dilekçesinde baskı- tehdit- hileli davranışların iç içe geçtiği veya baskı- şiddet ifadesinin sehven yazıldığının davacının kabulünde olduğunu, ancak istinaf dilekçesinde yine baskı ve şiddet kelimelerinin kullanıldığını beyanla ihtiyati tedbirin reddine karşı davacı istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini savunmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan/ olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep şu şekildedir: Dava; İİK m.72’den kaynaklanan, kambiyo senetleri nedeni ile senetlerin zor altında imzalandığı davacı iddiası ile davalıya borçlu olunmadığına dair menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; mahkemece verilen davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının yerine olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389. ve devamı maddelerinde belirtilmiştir. Menfi tespit davasının icra takibine etkisi ise 2004 Sayılı İİK’nın 72. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. İİK’nın 72/3. uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında özel düzenleme gereğince, ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, Mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir, ihtiyati tedbirin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında talebin kabulüne veya reddine karar vermede taktir hakimindir. İİK m. 72/2; icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir, İİK m.72/3; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir hükmünü haizdir. İhtiyati tedbirin şartları HMK m.389 ” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmünü haizdir. Kanun koyucu, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Bir kurala uyulmaması sebebiyle kanun koyucu tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da “ölçülülük ilkesi” gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur. Dosya kapsamına göre; davacının tedbir talebi yönünden tarafların iddia ve savunmalarının yargılamayı gerektirmesi, dosyaya sunulu bilgi, belge ve delillerden yaklaşık ispata henüz kanaat getirilmemesi dikkate alınarak, İİK’nın 72. maddesi gereğince ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik mahkemece verilen kararda usule aykırılık bulunmamaktadır. İstinaf dilekçesinde öne sürülen diğer sebepler ise, yargılamanın esasına ilişkin olup yargılamayla çözümlenecek hususlardır. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; tarafların dayandıkları bilgi ve belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre ilk derece Mahkemesinin kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre karar isabetli bulunmuş, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin tüm istinaf sebepleri yapılan inceleme neticesinde yerinde görülmemiş olmakla davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/04/2023 tarih ve 2023/315 Esas sayılı ara kararına karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.31/05/2023